Sporculuktan Stil İkonluğuna: Yüksek Moda ve Spor Dünyasının İşbirliği

Lewis Hamilton Moda Haftası, çok pardon, 2024 Formula1 sezonu başlamışken stil ikonu olan sporcuları ve moda dünyasının kulvar değiştiren ilgi alanını mercek altına alıyoruz.

Giriş Tarihi: 06.03.2024 16:06 Güncelleme Tarihi: 06.03.2024 16:14

Yazı Ekin Kurbetçi

Geçtiğimiz hafta yeni Formula 1 sezonu Bahrain Grand Prix'si ile başladı. Testlerde hangi takım ne kadar hız sakladı, Red Bull gerçekten motor gücünü düşük mü tuttu, W15 bekleneni verebilecek mi, Ferrari için o sene bu sene mi diye sorarken o son birkaç gün hızla geçti ve bize yarış haftasına geldiğimizi hatırlatan sinyal geldi: Lewis Hamilton baştan aşağı Gucci Sonbahar/Kış 2024 koleksiyonundan bir görünümle alanda beliriverdi.

Yarış haftalarını kendi catwalk şovuna çeviren Lewis Hamilton'ı şimdilik bir kenara bırakalım (bu konuya sonra döneceğiz). Farkında mısınız, son dönemlerde ligler, sezonlar bittiğinde ya da ara verdiğinde sporcuları artık tatilde değil, moda haftalarında, defilelerin ön sıralarında görmeye başladık. Futbolcular Marcus Rashford ve Jude Bellingham Louis Vuitton İlkbahar/ Yaz 2024 defilesini Paris'te izlerken Ocak ayında, Milano Erkek Moda Haftası'nda ise Liverpoollu Trent Alexander-Arnold, Prada Sonbahar/Kış 2024 şovunun VIP davetlilerinden biriydi. Ön sıralarda oturan futbolculardan bahsetmişken Burberry'nin İlkbahar/Yaz 2024 şovunda yan yana gelen ezeli rakipler – Arsenal'den Bukayo Saka ve Tottenham Hotspur'dan Son Heung-min'I yan yana getiren ve bu iki sporcunun sert mizaçlı fan kitlelerine sahip olduğunu unutan Burberry'i de hatırlayalım.

Sadece defileler değil, serbest kıyafete olanak sağlayan spor dalları da trend listelerinde yer alacak parçaların ön gösterimi için yeni bir saha açtı. Tenis oyuncusu Jannik Sinner, Wimbledon'a Gucci valiziyle geldiğinde, Gucci'nin açıklamasına göre, ilk kez yüksek moda markasına ait bir çanta Jannik'le birlikte korta giriş yapmıştı. Prada, Kadınlar Dünya Kupası'nda Çin ekibinin kıyafetlerini hazırladı. Kim Kardashian'ın SKIMS'I NBA'in resmi iç çamaşırı partneri olarak ve Paris'teki Yaz Olimpiyatları'nın resmi premium partneri ise LVMH olarak açıklandı.

Bir de başlangıçta bahsettiğimiz gibi, önümüzde Met Gala'da masası olan Lewis Hamilton gibi bir gerçek var tabii. Padokta stilini konuşturmanın ve kendi moda anlayışını ön plana koymanın poster yüzü olan F1 pilotu, haftada üç gün bizi gelecek sezonun trendlerine hazırlıyor. Neredeyse düğününde bile Red Bull tişörtü giyecek olan Max Versteppen doğrunun bir ucuysa cesur görünümleriyle Lewis Hamilton da diğer ucu temsil ediyor. Lewis'in açtığı podyumda yürüyen yeni nesil pilotlar da mevcut. Zhou Guanyu'nun ilham panosunda Hamilton'dan örnekler olduğuna yemin edebiliriz. Pierre Gasly, George Russel ve Charles Leclerc de tercih ettikleri "yagü rışnü" kombinasyonlarıyla dikkat çekiyor.

Peki moda ve sporun kesişim kümesi hangi ara ve neden bu kadar büyüdü? Cevap basit, durum tamamen bir kazan-kazan senaryosu. Düşündüğünüzde sporcuların çok uzun bir kariyer yolculukları yok, emeklilikte yaşa takılanlardan değiller. Dolayısıyla marka iş birlikleri onlara yeni bir kariyer, yeni bir gelir kaynağı ve işbirliğinin popülerliğine göre daha fazla görünürlük kazandırıyor. Sporcunun görünürlüğü ya da bir nevi "marka değeri" arttığında ise daha çok iş birliği-sponsorluk teklifleri geliyor. Hatta bu yol haritası, yeni kariyer fırsatlarını da doğurmuş: Sporcu stilistliği. Gardıroplarıyla ön plana çıkan sporcular markaların radarına daha hızlı takılıyor.

Bu servisten özellikle NBA oyuncuları faydalanıyor. Oyun öncesi tünel geçişleri neredeyse maçlar kadar takip edilmeye başlandı. İstediklerini giyme özgürlüğü olan basketbolcular, bu yürüyüşü kendi moda şovlarına dönüştürüyor. Instagram'da @leaguefits hesabı ise bu podyumun ve NBA yıldızlarının stil günlüğünü takip ediyor. Merak etmeyin, futbol severler için de bir hesap var: @footballerfits. Özellikle furbolun domine ettiği İngiltere gibi ülkelere yönelik kurulmuş olan bu hesabın Instagram'da 650 binden fazla ve TikTok'ta ise 2 milyona yakın takipçisi var. Ancak futbolcular için durum farklı, kurallar biraz daha katı ve geleneksel. Stadyumlarda tünel geçidi yok. Bu yüzden gönderiler futbolcuların daha çok sokak görünümlerine odaklanıyor.

İşe markaların tarafından bakarsak sizi biraz sayılarla meşgul edeceğiz. Toto Wolff gibi çıktılarımızı aldık-Drive to Survive izleyenler bu göndermeyi anladı. Öncelikle spor organizasyonları, markalar için daha çok kitleye ulaşma görevi görüyor. Herkes moda haftalarına ilgi duymayabilir, ancak birçok kişi müsabakaları izliyor ve tuttukları takımların favori oyuncularını takip ediyor. Bu iş birliklerini dizilerdeki ürün yerleştirmeler gibi düşünün. Örneğin Burberry'nin ulaşmak istediği genç kitle için Manchester United forveti Marcus Rashford'la anlaşması, markanın hisse değerinde zıplamayı sağlamış. Yapılan bir araştırmada futbolcuların ortalama bir influencer'dan %500 daha fazla etkileşime sahip oldukları ölçümlenmiş. WWD'nin çalışması, marka elçisi sporcuların klasik oyuncu ve şarkıcılara göre daha çok ilgi çektiğini gösteriyor. Messi ve Ronaldo, Justin Bieber veya BTS'ten daha ilham verici. Buraya hemen Louis Vuitton'un kaç boyutlu satranç oynadığını sayamadığımız o kampanyayı iliştirelim.

Trend analisti Lefty'nin bir raporuna göre moda ve spor dünyası arasındaki bu ittifak, şimdiye kadar 78,5 milyon dolarlık bir EMV (earned media value) sağlamış, yani markaların sosyal medyada isimlerinin geçmesiyle elde ettikleri kazanç. Business of Fashion'ın New Rules For Sports Marketing isimli araştırmasına göreyse global spor sponsorlukları 2021 yılında 63,1 milyar dolarken bu meblağnın 2030'da 109,1 milyar dolara çıkacağını gösteriyor. Pozitif etkileşimi gören sporcu-marka tarafları pastadan daha uzun yıllar pay alacak gibi.

Sporseverlerin modaya daha rahat bir bakış açısıyla ele alması da yüksek modanın işini kolaylaştırıyor. Yoksa moda ve spor arasındaki bu anlaşma yeni değil. 50'lerde NBA oyuncusu Wilt Chamberlain vardı, 60'larda F1'den Jochen Rindt, 80'lerde ise Yannick Noah. 90'larda muhafazakar futbol tayfasını ileri görüşlü moda anlayışıyla rahatlatan David Beckham'ı hatırlayın. Alex Ferguson, Beckham'ın odağını futbolda tutmaya uğraşırken gazetelerin ön sayfaları saronguyla gazete kapaklarını süslüyordu. Eminiz bugün her marka herhangi bir Hollywood aktörü yerine Beckham'ı yüzü yapmayı tercih eder. Herhangi bir tünelden yürümese de stil tercihleriyle ters köşe yapan Dennis Rodman'ı da es geçmeyelim. 2011'den beri Rolex'le yakın bir arkadaşlığı olan Federer, Formula1'in stil kurallarını yazan Hamilton: Açılan yolda yeni nesil sporcular yürümeye başladı bile. İngiliz futbolunun altın çocuğu Jack Grealish, Gucci'nin marka elçisi. Fransız devi Louis Vuitton 2023 NBA Draft'ında ilk sırada seçilen basketbolcu Victor Wembanyama'yla anlaşma imzaladı. Liste uzun ve sanıyoruz ki sonu yok.

Konuyu madem Formula 1 ile açtık, yazının sonunu yine damalı bayrakla yapalım. Alttan yetişen yeni isimler, padokun veteranları, Türkiye GP'sinin takvimlere geri dönme olasılığı derken bu sporu daha çok konuşacağız gibi görünüyor. Lewis Hamilton'ı Mercedes'le geçirdiği 11 yılın ardından Ferrari tulumu içinde görecek olmanın verdiği heyecan bile bu yakın takip için yeterli bir sebep. LH44 kitlesinden olmasanız bile bunun sporun tarihi anlarından biri olduğunu inkar edemezsiniz. Kendisi Bahrein yarış gününü 3. Paradis imzalı takımıyla karşılarken moda tutkunları Lewis'in şimdiden Ferrari kırmızısını benimsemeye başladığını söylüyor. Nereden mi biliyoruz? Lewis'in moda günlüklerini takip etmeniz için de bir hesap var, oradan: @hamazinglew. Ufak bir not: Kırmızının önümüzdeki kış aylarının favorileri arasında olacağını moda haftaları bildirmişti, Lewis ve Ferrari birlikteliğiyse bu trendi kaçınılmaz hale getirdi.

Formula 1 ve spor dünyasının modayla ne kadar iç içe olduğunu biz de Esquire olarak tescilledik diyebiliriz. 2 Mart Cumartesi akşamı İstanbul'un en büyük yeme-içme, eğlence ve etkinlik mekânı Oligark İstanbul'da; Aston Martin Türkiye, Castrol, DeLonghi, Pirelli ve TCL sponsorluğunda gerçekleşen Formula 1 açılış partisi, bu sözümüzü kanıtlıyor. Spor ve stil arasındaki çizgi bu kadar bulanıklaşmışken izleyici değil oyuncu olmak sanıyoruz daha keyifli.

BİZE ULAŞIN