The Crown’un Prens Harry’si Luther Ford ile Giyinme Odasında

Dizinin Oslo’daki prömiyeri öncesinde yükselen oyuncuyla Prens Harry rolünü konuştuk.

Giriş Tarihi: 05.02.2024 16:11 Güncelleme Tarihi: 05.02.2024 16:16

Yazı Carmen Bellot

Çeviri Zeynep Merve Kaya

Her oyuncuya onu şöhrete taşıyacak çıkış rolünü WhatsApp mesajıyla kapmak nasip olmaz ama Luther Ford bir istisna.

"Erkek kardeşimin kız arkadaşı, grup sohbetimize The Crown'un Prens Harry için seçme açtığına dair bir haber gönderdi ve 'Denemekten zarar gelmez,' dedi. Ben de hemen atladım, çünkü biliyorsunuz, The Crown çok prestijli bir dizi. Neden olmasın ki? Sonra rolü kaptım; oldukça kafa karıştırıcı, heyecanlı ve korkutucuydu."

Telefonun diğer ucundaki 23 yaşındaki oyuncu, dizinin prömiyeri için Oslo'da. Dizi, yayınlandıktan sonraki ilk üç günde 778.000 üyeyi ekran başına kilitledi. Netflix'in alametifarikasına dönüşen dizi, Britanya Kraliyet Ailesi'nin kurgusal ögelerle gerçek hayat hikâyesinin son yüzyılını anlatıyor. Aynı dizide Ford, (kendisi gibi neredeyse daha önce hiç tanınmayan rol arkadaşları Ed McVey ve Meg Bellamy eşliğinde) Harry'yi canlandırıyor ve onun, tahtın ilk sıradaki varislerinden ağabeyiyle olan ilişkisini irdeliyor. Bu rol, bırakın çömezleri, profesyoneller için bile zor.

Sebastian Bjervik / Netflix

Sebastian Bjervik / Netflix

Ford rolü kaptığında, bitirdiğinde muhtemelen kendisini kameranın arkasında bulacağı bir film prodüksiyon kursuna devam ediyordu. Kendisini "saf" diye nitelendiriyor; işi almayı hayal bile edemezken ikinci seçmeye çağırılmış. Yaşadığı bu soyutlanmayı, dizideki karakterine yansıtmış.

"Peter Morgan'ın [dizinin yaratıcısı ve yazarı] göstermek istediği şeylerden biri, Harry'nin ailenin kara koyunu gibi hissettiğiydi ve galiba benim deneyimsizliğim de bu noktada işe yaradı," diyor dürüstçe ve Prens Charles rolündeki Dominic West gibi devlerden oluşan oyuncu kadrosunu saymaya başlıyor. "Uyum sağlayamadığımı düşündüm, kötü anlamda değil, gerçekten de sağlayamıyordum. Ben de buna eğildim ve yeni çocuk olarak pozisyonumu benimsedim."

Seçmeler sonrasındaki hazırlık süreci çok geniş çaplıydı; prodüksiyon ekibi Ford'a "incelemesi" için kitaplar, belgeseller, makaleler gönderiyordu. Kraliyet İngilizcesi dersi için ona bir öğretmen ders veriyor, hareket koçuyla buluşturuyordu: "Bir deniz piyadesinden uygun adım yürümeyi öğrendim. Dizide askeri sahneler yoktu, postür çalışmak için yürüyordum," diyen Ford'a, sıradan bir öğrenciden peşinden koşulan prense dönüşmesi için bir dolu insan yardımcı olmuş.

"Taklit etmekten çok, bir hava yaratmaya çalışıyorsun," diyor. "Dünyaca ünlü ve çok şey yaşamış birini oynuyorsun ama rol yaparken bunların hepsini unutman gerekiyor. Hiçbirinin dizinin geçtiği dönemle alakası yok, yardımcı da olmuyor. Bu figürlerin etrafında öyle bir medya ilgisi var ki, bir noktada bakmayı kesip işine odaklanman gerekiyor."

Sebastian Bjervik / Netflix

Her oyuncu için –ister popüler olsun ister yeni yükseliyor olsun– etkinlikler için giyinmek işin bir parçasıdır.

"FASHUN!" diye bağırıyor Ford prömiyerde giyeceği kıyafetten bahsederken; stilisti Ben Schofield'la seçtikleri, Dior İlkbahar-Yaz 24 koleksiyonundan parçalardan oluşuyor. "Bu oyunda yeniyim, çok yeniyim," diyor sektörden bahsederken. "Oyunculuk dünyasının moda dünyasıyla iç içe olduğunu bilmiyordum, ama öyle gibi görünüyor."

Boş vakitlerinde Luther Ford'un tarzı rahat, kışın kat kat giyinmeyi de seviyor. Öte yandan kırmızı halı, yaratıcı olmak için iyi bir fırsat.

"Çok heyecanlı, kendimi süslenmiş hissediyorum," diyor konuyu yine kıyafetine getirerek. "Birisi bana, 'turkuvaz taşlarla kaplı bir gömlek giyeceksin,' dese inanmazdım. Ama şimdi çok mantıklı geliyor."

Tıpkı kariyeri gibi, modaya olan sakin yaklaşımı bu genç adamı ilerilere taşıyacak gibi görünüyor.

BİZE ULAŞIN