Kareli ceketin hatırlattıkları

Kareli, tüvit ceketler, yüzyılların mirası. Geçmişte büyük bir ihtiyaç olan kareli tüvit ceketler, bugün artık iyi giyinmenin temel parçalarından biri.

Giriş Tarihi: 23.02.2018 16:05 Güncelleme Tarihi: 23.02.2018 16:08

Yazı: Türkan Doğan

Bugünün kareli tüvit ceketleri, bir zamanlar için büyük bir ihtiyaçtı. Geniş arazilerinde avlanan İngiliz soyluları, birinci sınıf İskoç yününden yapılan tüvit ceketlerini sırtlarına geçirdiklerinde av sırasında ihtiyaç duydukları her şeyi ceplerine koyardı. Tarihe 'Norfolk Ceket' olarak geçecek bu ceketin yırtmaçları, tüfek kullanan avcının rahat hareket edebilmesine olanak tanıyordu. Ancak meşhur Norfolk ceketin ortaya çıkması hiç kolay olmadı. Bunun için birkaç yüzyıla; yaşam biçiminin değişmesine ve İngiliz Kralı VIII. Edward'ın cekete yeni bir bakış açısı getirmesi gerekiyordu.

1860'lı yıllara kadar ceketin kuyruğu ata binerken zorluk yaşanmaması ve ava giderken silahların taşınabilmesi için iki parçalı yapılıyor ve rüzgârdan korunmak için de gerektiğinde yaka kapatılabilsin diye yakaya ilik açılıyordu. Ancak günün birinde İngiltere Kralı VIII. Edward her şeyi tamamen değiştirdi.

Döneminin 'trendsetter'ı olarak bilinen Kral Edward, gün boyunca arkası yırtmaçlı, etekleri uzun, çift sıra düğmeli frağını giymekten bir hayli sıkılır. O sıralarda okuduğu, İngiliz günlük yazarı John Evelyn'in 'Zorba ya da Moda' (Tyrannus or the Mode) kitabında ise İngiliz saray çevrelerinin ve soyluların Fransız modasını özellikle giyim kuşam konusunda, dakikasında ve körü körüne taklit etmesi eleştirilir. Bu kitaptan etkilenen İngiltere Kralı Edward, terzisi Henry Poole'a frak yerine daha basit, rahat ve günlük olarak giyilebilecek; tek düğmeli ve kuyruksuz bir ceket siparişi verir. Terzi Henry Poole, Kral için ipekli kumaştan mavi bir ceket ve onunla birlikte giyebileceği bir pantolon diker. Kalçada biten, gömleği beyaz pike kumaştan olan yelekli bu cekete 'akşam yemeği ceketi' (dinner jacket) denilecektir. Bu yeni ceket için örnek alınan tarz ise İranlıların kıyafetleri olur.

Kral, yeni tarz ceketini Sandringham'daki ünlü malikânesinde verdiği resmi olmayan akşam partisinde görücüye çıkarır. Kısa ceket, ihtiyaç duyulan her yeniliğin hemen kabul görmesi gibi çok sevilir. Günlerinin büyük bir kısmını ev dışında geçiren üst gelir grubundaki İngiliz erkekleri, eski usul buldukları ve onları kısıtladığını düşündükleri uzun etekli ceketlerinden artık kurtulmuşlardır. Bu yeni nesil, kısa ceketin anlamı şudur: Harekette özgürlük.

Bugün sadece ceket dediğimiz; 1850'li yıllardan itibarense 'kısa ceket' olarak tanınan ceket; kısa sürede aristokrat sınıf arasında ve onları taklit eden orta gelir grubundaki İngiliz erkekleri arasında yayılır. Artık ev içinde kısa ceket giyiliyordur.

Kral VIII. Edward, o gün, giyim kuşama dair bilinen en köklü kalıbı yıkar. Artık giyim kuşamda bir parça da olsa rahatlık ön plandadır. Kral Edward'ın Sandringham'daki o ünlü partisine davetli olan konuklardan biri de ABD'li milyoner James Potter'dır. Kralın bu yeni ceketini beğenen Potter, kralın terzisi Henry Poole'a aynısından diktirir ve beraberinde Atlantik'in öbür kıyısına; ABD'ye götürür. Yeni trend, Amerikan sosyetesi arasında hızla yayılır.

Ceket, İspanyolca 'jaco', Fransızca 'jaquette', İtalyanca 'giacchetta', Almanca 'jacke' veya 'joppe' ismiyle bir anda tüm Avrupa'ya yayılır. Ancak bu durum o yıllarda moda tekelini elinde bulunduran Fransızların pek hoşuna gitmez. Fransa Kralı XIV. Louis, bu ceketin tıpkısını saraydaki uşakların hepsine giydirir. İngiltere Kralı VIII. Edward, XIV. Louis'in bu hareketi karşısında hakarete uğramış sayılır. Ancak tarih, kim ne dersin, ezberbozan bir kral olan Edward'ı (Edward'ın Amerikalı sevgilisi için tahtından feragat etmesi ve Nazi sempatizanı olarak bilinmesi, tarihin en büyük kraliyet skandalları olarak hatırlanıyor.) haklı çıkarır. Kısa ceket, 1860'lardan itibaren Fransa'da da hızla yayılır.

19. yüzyılın sonundan itibaren ceket, erkek gardırobunun demirbaşı olmayı başarır. Aynı dönemin bir başka yeniliği olan, bugünkü ekose ceketin ilk versiyonu sayabileceğimiz tüvit kumaştan Norfolk Ceket de klasik ceket gibi yükselişini sürdürür. İngiliz aristokrat avcılar için üretilen tek parça ceket, avcıların silahlarını taşıyabilmesi için yandan yırtmaçlı olarak üretilir. Av hayatı için başlayan bu trend, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl erkek giyiminin demirbaşı olur.

Peki, kemerli, çift cepli tüvit kumaştan Norfolk ceketi ilk kim bulmuş ve giymişti? Teorilerden biri, ilk Norfolk ceketinin XV. Norfolk Dükü Henry Fitzalan-Howard'a ait olduğu ve avlanmak için 1860'lı yıllarda Norfolk ceketi diktirdiği yolunda. 1847 yılında doğan Dük'ün gençlik döneminde bu ceketi icat ettiği; o dönem için gelecekte İngiltere Kralı Edward olacak olan; dönemin Wales Prensi Edward'ın o yıllarda Norfolk'ta bir av sırasında bu ceketi görüp beğendiği ve sonrasında giyerek popülerleştirdiği düşünülüyor. Ancak XV. Norfolk Dükü Henry Fitzalan- Howard'ın Norfolk ceketli bir fotoğrafının ya da bu ceketi giydiğine dair bir kanıtın bulunmaması arada sadece bir isim benzerliğinin (Norfolk) olduğunu da düşündürüyor.

Bir başka iddia ise bu ceketi, Norfolk'un en büyük toprak sahiplerinden VII. Leicester Earl'ü olan Edward Coke'un İngiliz soylu sınıfıyla ve kraliyet ailesiyle tanıştırdığı. Earl Edward Coke'un geniş arazisi İngiltere'nin en popüler av sahalarından biridir. Ve avlanırken ihtiyaç duyulan, rahat hareket kabiliyeti için beli ayarlanabilir kemer, av malzemelerini koymak için de geniş ceplere sahip olan Norfolk ceket, sürekli ava çıkılan bu geniş arazide ortaya çıkmış olabilir.

Moda tarihçilerine göre her iki bilgi de birer teoriden ibaret olabilir. Ancak bir gerçek var ki o da İngiliz kraliyetinin ve aristokrasisinin rotası arasında olan bereketli Norfolk'tan çıkan bir kıyafetin İngiliz aristokrasisi arasında hızla yayılabileceği.

19. yüzyılın sonuna gelindiğinde Norfolk ceket, artık sadece ava çıkılırken giyilmez. Artık pantolonla birleşmiş ve yeni nesil takım elbise haline gelip dönemin iş dünyasından çiftlik hayatına kadar her yerde giyilir. Bisiklete binenin, balık tutanın, golf oynayanın ya da eğlenmeye gidenin de üzerinde Norfolk ceket ve ona uygun bir pantolon vardır. Av hayatından şehre inen Norfolk ceket, yetişkinlerden sonra çocuklar arasında da popüler olur.

1930'lara gelindiğinde ise Norfolk ceket değişime uğrar. Cepler genişler, pilesizi ya da yarım pilelisi de üretilmeye başlanır. Artık dönemin Norfolk tarzı, kendi arasında 'Tamamen Norfolk Ceket', 'Yarım Norfolk Ceket' ve 'Norfolk Takım Elbise' olarak üçe ayrılıyordur.

'Tamamen Norfolk Ceket'; dört düğmesi, belindeki kemeri ve cepleriyle gerçek bir klasik. Genellikle kareli kumaştan ya da Shetland yününden kumaşlarla yapılan bu klasik tarz, spor hayatından günlük yaşama kadar bütün alanlarda kullanılır.

Daha az pileli olan 'Yarı Norfolk Ceket'in yalnızca sırt tarafındaki kemeri ve daha açık olan yakasıyla şık bir görüntü yakalanır. Bir çeşit İskoç tüvidi olan Harris tüvidi, saxony tüvidi ve diğer yünlü kumaşlardan üretilen ceket, yumuşak çizgileriyle daha geniş bir kitleye hitap eder.

1930 ve 40'lara gelindiğinde ise 'Norfolk Takım Elbise'ler, dünyanın en popüler erkek giysisi haline gelir. Bu aristokrat olmayan sınıf arasında pantolon ve ceketin ilk günlük birlikteliğidir. Sherlock Holmes olarak izlediğimiz Basil Ratbone, kahverengi ya da siyah-beyaz takım elbisesiyle beyazperdeden tüm dünyaya bu akımı yayacaktır.

Tüvit dokuma kumaşın soylular arasında yaygınlaşmasıyla yine tüvitten yapılan Norfolk ceketin popülaritesinin artması aynı sürece rastlar. 19. yüzyılın sonuna gelindiğinde tüvit, dış giyimde en çok tercih edilen kumaş olur.

İskoç toprak sahiplerinin avlanırken ya da ata binerken giydiği Norfolk ceketin dönüşmesi ise zamanla olur. Sanayi devrinden sonra büyük toprak sahipliği kavramı da değişime uğrar. Üretim modelleri değişir ve dev malikâneler tek tek boşalır. İngiliz aristokrasisi zor bir eşiğe adım atar. Atların yerini otomobiller alırken avlanmak da sık yapılan bir aktivite olmaktan çıkar. 20. yüzyılın başı itibariyle eski toprak sahiplerinin bir kısmı toprağını kaybetmiş, bir kısmı da şansını İngiliz kolonilerinde değerlendirmeyi seçmiştir. Değişen yaşam biçimi, kıyafetlere; Norfolk cekete de yansır. Şehir hayatında da kullanılan Norfolk ceketin sadeleştirilen türevleri bugünkü ekose ceketin ilk versiyonu olur.

Bugün, kareli cekete baktığımızda aklımıza av hayatı ya da toprak sahipliği gelmiyor. Bugün çıkardığımız anlam iyi bir stil ve uzantısı olan rafine zevkler. Ralph Lauren'den Dolce&Gabbana'ya, Brooks Brothers'tan Cacharel'e kadar pek çok marka, farklı renk ve modelleriyle bizi geçmişi yüzyıllara dayanan bir gelenekle; kareli bir tüvit ceketle buluşturuyor

YÜZYILLARDIR SÜREN GELENEK
Soğuk bir kış günü tüvit bir ceketten daha korunaklı bir giysi bulabilmek oldukça zor. 18. yüzyılda İskoçya'da, el değmemiş saf yünlerin kaba dokuma tekniğiyle buluşmasıyla başlayan tüvit geleneği daha sıcak tutan, daha kalın bir dokumayı amaçlıyordu. Temel olarak dış giyimde kullanılan tüvit kumaş, oldukça ağır ve dayanıklıydı. Dünyadaki en ünlü tüvidin üreticisi ise aradan geçen yıllara rağmen değişmemiş. 'Harris Tweed'markası, bugün bile dünyanın en iyi tüvidinin adresi. 18. yüzyılda Outer Hebrides'teki bir çiftçinin dokuduğu tüvit, yeni bir trendin başlangıcı olur. Lady Dunmore isimli bir toprak sahibinin eşi tüvidi İngiliz aristokrasisiyle tanıştırır ve artık avlanan ve balık tutan bütün soyluların tercihi haline gelir. 1909 yılında Harris Tweed, ürünlerine koyduğu etiketle taklitleriyle savaşmaya başlar. Her etikette kumaşa ait bir seri numarası bulunurken bu numara, 'The Harris Tweed Authority'den sorgulanarak tüvidin hangi dokumacıda ne zaman üretildiğini gösterir. Harris Tweed kumaşlar, artık geçmişe göre daha hafif. Geçmişte yalnızca toprak tonlarında dokunan Harris tüvidi, artık açık renk seçenekleriyle hafif bir görünüme sahip.

DEĞIŞMEYEN KLASIK: EKOSE
Bu yıl tekrar eski popüler günlerine geri dönen kareli ekose ceketler, tekrar erkek gardırobunun başköşesine kurulmuşa benziyor. Tarihte İskoç klanlarının giydiği kilt'ten (İskoç erkeklerinin giydiği etek.) tüm dünyaya yayılan ekose deseni, tüm zamanların en ikonik deseninden de biri. İskoç kültüründe tartan olarak adlandırılan bu ünlü desen, tarihte İskoç klanlarına ve bölgelerine göre de değişiklik gösteriyor. Harris Tweed gibi markaların öncülüğünde ise İskoçların klasik tartan deseni, ekose ve tüvide dönüşecek ve tüm dünyaya yayılacaktır. Ancak ekose deseninin yayılması pek de kolay olmuşa benzemiyor. İskoçya denildiğinde ilk akla gelen kumaş olan ekose, 17. yüzyıldaki İskoç direnişinin sembolü olduğu için bir dönem İngiltere'de yasaklanır. Ancak zamanla Ada'nın soylu yaşantısının ve av geleneğinin bir parçası olan bu efsanevi desenin önünü tıkamak pek mümkün olmaz. Ve ekose 19. yüzyılda ABD'ye ulaşır. 'Woolrich Woolen Mills' markası, kırmızısiyah ekose deseninin trend haline gelmesini sağlar. 1980'lerde Lady Diana'nın kıyafetleriyle ivmelenen, punk ve grunge modasıyla geniş kitlelere yayılan ve Vivienne Westwood ile Alexander McQueen'in unutulmaz koleksiyonlarıyla uzunca bir süre modanın tahtına oturan ekose, bu yıl yine popüler. 1990'lar modasının geri gelmesiyle birlikte altın çağlarını yaşayan ekose, erkek giyiminde en çok tüvit bir cekete yakışıyor.

BİZE ULAŞIN