2018 ekranın parlayanları

Sıradanlığın hüküm sürdüğü şu günlerde kimi canlandırdığı karakterle izleyenleri büyüledi kimi ise yazdığı senaryolar ve yönettiği yapımlarla kitleleri sinema salonlarına sürükledi. Yaptıkları işler farklı olsa da bu 16 kişinin ortak bir noktası vardı: Yenilikten korkmadan başarılı işlere imza atmak.

Giriş Tarihi: 28.03.2018 11:30 Güncelleme Tarihi: 28.03.2018 11:42

Hazırlayan: Kaan SANCAR

PATTY JENKINS
YÖNETMEN, SENARİST

Patty Jenkins, 'Güçlü' bir kadını ekranlara taşımak güçlü bir kadın olmayı gerektirir.' hipotezinin ortaya atılmasını sağlayabilecek bir yönetmen.

Erkek süper kahramanların egemenliğindeki 'DC evreninde' kendini ön plana çıkarabilen bir kadın karakter mi arıyorsunuz? Kuşkusuz ki burada en öne çıkan isim 'Wonder Woman'. Issız bir adada yaşayan Diana'nın yaşanan bir tesadüf sonrası olağanüstü güçlerini keşfetmesi ve sonrasında gerçekleşen olayları konu alan 'Wonder Woman' geçtiğimiz yıl beyaz perdede izleyicisiyle buluşan bir yapım. Filmin yüzü Gal Gadot ve eşsiz oyunculuğu olsa da arka planda en az Gadot kadar bu başarıda payı olan bir isim var: Patty Jenkins.

2017 yılında Times'ın 'Yılın İnsanı' adayı olarak gösterdiği isimlerden biri olan Jenkins'in kariyeri neredeyse 20 yıl öncesine dayandığını belirtelim. İlk uzun metrajlı yapımı 'Monster'la 2003 yılında Oscar kazanarak büyük bir başarıya imza atan yönetmen, bu filmde 90'ların sonunda işlediği erkek cinayetleriyle medyayı oldukça meşgul eden Aileen Wuernos'ın hayatını konu almıştı. Filmde 'Aileen' karakteri Charlize Theon tarafından canlandırmıştı. Yazıp yönettiği bu yapımın ardından bir süre TV dizileri ve daha küçük çaplı filmler yönetmiş olsa da Jenkins'in 'Wonder Woman'la yakaladığı başarı sonrası hedefini daha yükseklere diktiğini söyleyebiliriz. Yönetmenin şu sıralar 2019'da gösterime girmesi planan 'Wonder Woman 2' üzerinde çalıştığı biliniyor.

TOYGAR IŞIKLI
BESTECİ

Bestelediği müziklere kendi imzasını atabilen, dinlediğinizde 'Bu, kesinlikle onun bestesi." diyebileceğiniz bir isim.

'Aşk-ı Memnu' dizisini bilmeyen yoktur. Reşat Nuri Güntekin'in aynı isimli kitabından uyarlanan yapım, yayımlandığı dönemde dizi müzikleriyle de oldukça konuşulmuştu. Bu müziklerin arkasındaki isim ise Toygar Işıklı'dan başkası değildi. Işıklı'nın son projesi ise 'Çukur'. Işıklı, daha önceki yapımlarında daha 'slow' ve daha duygusal dizi müzikleri bestelese de, 'Çukur'da daha hızlı, daha güçlü ve daha çarpıcı bir iş ortaya çıkarmış.

TIMOTHÉE CHALAMET
OYUNCU

Chalamet'i en iyi tanımlayan cümle: "Oldukça yetenekli bir sanat filmi yıldızı."

'Call Me by Your Name' de canlandırdığı Elio isimli karakterle bir sahnede; mutsuzluk, acı, rahatlama ve neşe gibi birçok duyguyu tek bir kelime bile söylemeden yansıtan oyuncu, kendinden onlarca yaş büyük aktörlerin sadece hayalini kurabildiği, filme hükmeden bir güç gösterisi sergileyerek 2017'nin en çok konuşulan genç yeteneklerinden biri olmuştu. Greta Gerwig'in 'Lady Bird'ündeki rolü de oyuncunun bu başarısını destekledi, tabii.

– Tyler Coates

CHRISTOPHER PLUMMER
OYUNCU

Ağırbaşlılık arıyorsanız; ulaşmanız gereken isim Christopher Plummer'dan başkası değil.

Orson Welles'in 'Citizen Kane' adlı filmi, paranın insan hayatını nasıl mahvedebileceğini en iyi betimleyen yapımlardan biri, kuşkusuz. Her ne kadar konusu hâlâ genel geçerliğini korusa da bu kült film yakında 80 yaşına basacak. Aynı temaya sahip daha güncel bir film mi arıyorsunuz? O zaman size 2017 yapımı 'All the Money in the World' filmini önerebiliriz. Dünyanın en zengin adamı J. Paul Getty'nin torununun İtalya'da kaçırılmasını ve Getty'nin istenilen fidyeyi ödemeyi reddetmesi sonrası gelişen olayları konu alan filmde Getty rolünü Christopher Plummer canlandırıyor. Plummer, film ilk duyurulduğunda Getty rolünü canlandırması planlanmasa da Kevin Spacey hakkında geçtiğimiz sonbahar çıkan taciz skandalı sonrası işler biraz karışmış. Filmin yönetmeni Ridley Scott tüm film tamamlanmış olmasına ve filmin gösterime girmesine sadece haftalar kalmasına rağmen Spacey'i kadrodan çıkarma kararı almış. Scott'ın Spacey'nin yer aldığı sahneleri yeniden çekmek için sadece dokuz, Plummer'ın ise hazırlanmak için sadece üç günü varmış.

Ortaya çıkan sonuç ise oldukça şaşırtıcıymış. 88 yaşındaki dört dörtlük aktör Plummer'dan maruz kaldığı stresi tanımlamanızı istediğinizde bir duraksıyor: "Ridley oldukça 'usta' bir yönetmen. İyi ellere emanettim." Plummer'ın kariyeri için bu kelimeyi kullanabiliriz: Ustalık. Sanatçının kariyeri 'The Sound of Music'den 'The Man Who Would Be the King'e ve 2012 yılında ona Oscar kazandıran 'Beginners'a uzanan 160'dan fazla yapım barındırıyor. Kim bilir, belki Getty karakteri de ona bir Oscar adaylığı kazandırır?

- Michael Hainey

ONUR SAYLAK
OYUNCU, YÖNETMEN

Onur Saylak'ı TV ekranlarından beyaz perdeye, kamera önünden sahne arkasına kadar birçok farklı konumda görebilirsiniz.

Dizi/filmlerde sevdiğimiz karakterlerin karşısında olan, 'kötü' karakterler çoğunlukla bizde olumsuz bir etki bırakır. O sahneleri izlememeyi tercih eder ya da o karakterin dizi/filmde yer almamasını isteriz. Peki, öyleyse Onur Saylak'ın 'Vatanım Sensin' dizisinde canlandırdığı Miralay Tevfik karakteri için neden böyle düşünemiyoruz? Cevap çok basit: Karakterin 'sempatikliği' ve Onur Saylak'ın etkileyici oyunculuğu.

2007 yılında yer aldığı 'Asi' dizisinden bu yana ekranlarda sık sık gördüğümüz Onur Saylak, ilerleyen yıllarda yer aldığı 'Gönülçelen', 'Hayat Ağacı', 'Hatırla Gönül' gibi diziler ve 'Mavi Dalga', 'Rüzgârın Hatıraları' gibi sinema filmleriyle sektördeki yerini sağlamlaştıran bir aktör. Fakat aktör dediğimize bakmayın, Saylak'ın kamera arkasında da oldukça yetenekli biri olduğunu söylemeliyiz. Geçtiğimiz günlerde izleyicilerle buluşan 'Daha' da bunun en büyük kanıtlarından. Son dönem Türk Edebiyatı'nın önemli isimlerinden Hakan Günday'ın aynı isimli eserinden uyarlanan yapım Saylak'ın ilk yönetmenlik deneyimi olmasına rağmen son günlerin en başarılı yapımları arasında gösteriliyor.

AMY PASCAL, KRISTIE MACOSKO KRIEGER & LIZ HANNAH
SENARİST VE YAPIMCILAR

Sizi 2017'nin en önemli filmlerinden birinin arkasındaki isimlerle tanıştıralım.

Amy Pascal'ın her senaryoda olmasını istediği bir detay var: Unutulmaz bir ana karakter. Bu nedenle olacak ki Liz Hannah'nın 'The Post' için yazdığı senaryoya gördüğü anda vurulmuş. "Bu bir fareden bir aslana dönüşen bir kadının hikâyesi." diyerek özetliyor Pascal senaryoyu. Hikâye, kocasının intiharından sonra Washington Post'tan gelen editörlük teklifini isteksizce kabul eden ve sonrasında Pentagon Paper'ı yayımlayarak hem kendi yönetim kuruluna hem de devlet politikalarına meydan okuyan Katherine Graham isimli gerçek bir karakterin yaşadıklarını konu alıyor.

50 yıl öncesinde gerçekleşen bir olay olsa da 'The Post'u şimdiki zamana ayna tutan bir film olarak görmemek elde değil. "1971 hakkında bir film yapıyorsunuz ve anlıyorsunuz ki film aslında 2017'de yaşananları da yansıtıyor." diyor Hannah, "Umuyoruz ki; insanlar neden hâlâ yönetim kurulunda sadece bir kadının olduğunu ve neden basının hâlâ hâlihazırda bulunma hakkı bulunan toplantılara girebilmek için savaştığını sorgulamaya başlarlar."

Pascal senaryoyu seçim gününden sadece kısa bir süre önce Hannah'dan satın almış ve 'The Post' seçimden yaklaşık bir yıl sonra sinemadaki yerini almış. "Kısa bir istirahat bize gerekli olan enerjiyi ve aradığımız amacı sundu. Bir düşündüğümüzü tekrar düşünecek zamanımız yoktu." diyor Kristie Macosko Krieger, "Oldukça çevik olmayı başardık ve bu da işimize yaradı."

Soldan sağa; Liz Hannah, Amy Pascal ve Kristie Macosko Krieger

-A.W.

KUMAIL NANJIANI
OYUNCU, SENARİST

Nanjiani'nin ruhunu ortaya atıp insanları güldüren bir isim olarak tanımanızda fayda var.

'Silicon Valley'de canlandırdığı Dinesh rolü sayesinde Kumail Nanjiani'nin oldukça komik biri olduğunu fark etmiştik. Fakat Nanjiani geçtiğimiz yaz gösterime giren 'The Big Stick'teki rolüyle bizi gerçekten şaşırttı. Nanjiani ve yazar Emily V. Gordon'nın gerçek hayattaki enerjik ve komik ilişkilerinden esinlenerek kaleme aldıkları film, 2017'nin en fazla kazandıran Indie yapımlarından biri olmasının yanı sıra Gordon ve Nanjiani'nin senaryo yazımında birlikte ne kadar başarılı olabileceklerini de ortaya koydu.

Peki, Nanjiani'nin gelecekte eşi olacak insana kur yapması kadar kişisel ögeler barındıran bir hikâye nasıl takip edilebilir? Nanjiani bu konuda "Şöyle düşünüyorsun, aslında: 'Evet, beni ve eşimi yansıtan bir film. İzleyicilerin bir sonraki sahnede beni nasıl görmesini istiyorum? Bu biraz caydırıcı, biraz da ürkütücü." diyor. Nanjiani, ileride senaristlik kariyerine ivme kazandırarak devam etmek istiyor. John Cena'yla birlikte rol alacağı ahbap polis filmi gibi klasik komedilerin yanında, cinsiyet rolleri, kimlik ve yaşlanma konularına da değinen yapımlar üretmek istiyor. Ha, uzaylılar konusunu da unutmayalım!

- B.L.

JASON BLUM
YAPIMCI

Sizin korkulu rüyalarınız onun için 'peynir ekmek' gibi.

'Paranormal Activity'den beri 'karanlık' yapımlara arka çıkan Blum, 'Insidious', 'The Purge', 'Whiplash' gibi filmler ve son olarak da 'Get Out'un yapımcılığını üstlenmiş. Get Out'u 'kesinlikle izleyiciyle buluşması gereken' bir film olarak nitelendiren Blum, daha önce dile getirilmeyen ögeler barındıran 2017 yapımı bu filmle 225 milyon dolara yakın bir hasılat yakalamış. Bunun 4.2 milyona üretilen bir film için büyük bir rakam olduğunu belirtelim.

- J.R.

ONEOHTRIX POINT NEVER
BESTECİ

Duyduğunuz ritimler kalp atışınızı mı hızlandırdı? O da bunu hedeflemişti, zaten.

'Good Time'ı izleyenler bilir. Tek gecelik, macera dolu bu hikâyenin müzikleri de en az filmin kendisi kadar gergin, yüksek sesli ve pürüzlüydü. Bu seslerin arkasındaki isim ise 2017'nin en yaratıcı ve sinir bozucu film müziğini ortaya çıkaran Daniel Lopatin ya da daha bilinen ismiyle Oneohtrix Point Never'dan başkası değil. "Bir hikâye anlatan müzikleri seviyorum." diyor Oneothtrix ve ekliyor: "Sadece arkada çalan müziklerden hoşlanmıyorum."

– Grant Rindner

DİLAN ÇİÇEK DENİZ
OYUNCU

Deniz'in katıldığı güzellik yarışmasıyla tanınması ve ekranların aranan yüzü haline gelmesi arasında sadece iki yıllık bir zaman dilimi mevcut.

Son günlerde TV'nin öne çıkan karakterlerinden biri hırçın, inatçı fakat delidolu kişiliğiyle Sena Koçovalı. 'Çukur' dizisinin ana karakterlerinden Sena'nın bu yönlerinin yanında çoğu zaman güzelliğiyle de konuşulduğunu belirtmeliyiz. Şimdi bu karakteri canlandıran oyuncunun kim olduğunu mu merak ediyorsanız; sizi Dilan Çiçek Deniz ile tanıştıralım.

İlk oyunculuk deneyimini 2014 yapımı 'Balayı' filmiyle yaşayan Deniz, aynı yıl katıldığı 'Miss Turkey' yarışmasında ikinci olmasının ardından aldığı tekliflerle TV ekranlarında da yerini almaya başladı. İlk olarak 'Tatlı Küçük Yalancılar' dizisinde canlandırdığı Ebru karakteriyle karşımıza çıkan Deniz, daha sonra 'Güneşin Kızları' ve 'Bodrum Masalı' dizilerinde de yer aldı. Son olarak 'Çukur' dizisindeki Sena rolüyle karşımıza çıkan Deniz, dizide başrolü Aras Bulut İynemli ile paylaşıyor. Dizi İstanbul'un en belalı mahallelerinden 'Çukur' ve mahalleyi yöneten Koçovalı Ailesi'nin başından geçenleri konu alıyor. Deniz'in küçük yaştan bu yana modellik yaptığını da belirtelim.

FARAH ZEYNEP ABDULLAH
OYUNCU

Başlamadan belirtelim; Farah Zeynep Abdullah oyunculuk yeteneğinin yanında güzel sesiyle de farkını ortaya koyan bir oyuncu.

Yıl 2010. 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisiyle ekranlarda yıkılan bir ailenin enkazı altında kalmış birkaç çocuğu izliyoruz. Dizi oldukça üzücü olaylar silsilesiyle geçiyor… Ailenin üyeleri arasında Aylin isimli bir genç kız da var. O anda bunun farkına varamıyoruz fakat bu kız ileride 'Ajda Pekkan'ı canlandıracak.

Farah Zeynep Abdullah, ya da diğer bir deyişle, 'Muhteşem Yüzyıl: Kösem'in savaşçı Prenses Farya'sı, 'Ekşi Elmalar'ın Muazzez'i ya da 'Kurt Seyit ve Şura'nın Şura'sı son zamanlarda oldukça göz önünde olan bir oyuncu. İngiltere'de doğup büyüyen Abdullah 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki' dizisinin kadrosuna seçilmesinin ardından Türkiye'ye dönerek birçok dizi ve film projesine imza attı. Yetenekli ve içten oyunculuğunun yanı sıra yer aldığı yapımlarda öne çıkardığı güzel sesiyle de dikkat çeken yıldızın beyaz perdede yer aldığı son yapımsa geçtiğimiz aylarda gösterime giren 'Arif v 216'. Yapımda Ajda Pekkan'ın gençliğini canlandıran oyuncu, filmdeki sahne performansıyla büyük bir kesim tarafından oldukça beğenildi.

WOODY HARRELSON
OYUNCU

Eski asker Harrelson oyunculuk yeteneğini 30 yıldır başarıyla sergiliyor.

Woody Harrelson iyi huylu bir ahmak, tanınmış bir esrarkeş ve az bilinen yönüyle de film dünyasının en fazla çalışan kişilerinden biri. Baştan aşağı gözden geçirirseniz 'harika' bir kariyeri olan bu adam, 'Natural Born Killers'taki Cheers rolüyle TV'den beyaz perdeye yapılan o zor geçişi başarabilmiş ve sonrasında HBO'nun 'True Detective' serisiyle tekrar TV'ye dönerek kendini yeniden inşa edebilmiş biri. Harrelson'ın, 'The Hunger Games', 'Planet of the Apes' ve 'Now You See Me' gibi büyük yapımlarda yer aldığını da belirtelim.

Fakat oyuncu aynı zamanda daha hatırı sayılır filmlerin de ana karakterlerinden. Indie film 'Wilson'da oynadığı insanlardan nefret eden boşboğaz karakter, 'The Glass Castle' da canlandırdığı özgür ruhlu güvenilmez baba rolü, 'Three Billboards Outside Ebbing, Missouri' deki sorunlu polis amiri ve 'LBJ'deki 36. Devlet Başkanı bunu kanıtlayan örneklerden yalnızca birkaçı. Dahası, bunlar sadece 2017 yılında rol aldığı yapımlar. Harrelson'ın kolaylıkla ve girdiği rolü yansıtarak dram, komedi ve aksiyon demeden tüm film türlerinde rol alabildiğini de belirtmek gerek. Aslında bu yönüyle aktörü Gene Hackman'e de benzetebiliriz ve Hackman gibi onun da girdiği her rolü bir adım öne taşıdığını söyleyebiliriz.

- A.B.

ALİ ATAY
OYUNCU, YÖNETMEN

Adı ağırlıklı olarak komedide anılsa da Ali Atay'ın birçok farklı alanda başarı yakaladığını belirtmeliyiz.

Komedi dizi/filmler genellikle üretim açısından nispeten daha zor yapımlar olarak kabul edilir. Toplumun gülmesini ya da en azından tebessüm etmesini sağlayacak yapımları ortaya koymak kolay olmasa gerek… Fakat başarılı bir şekilde yapıldığında da oldukça güzel sonuçların ortaya çıktığını kabul etmeliyiz. Ali Atay da bunu son zamanlarda sıklıkla başarabilenlerden.

Öncelikle, 2011-2014 yılları arasında yayınlanan absürt komedi 'Leyla ile Mecnun'da oynadığı Mecnun rolüyle tanınmışlığını arttırmış olsa da Atay'ın oyunculuk kariyerine 90'ların sonunda başladığını belirtelim. 'İkinci Bahar' dizisindeki Ersin karakteriyle ilk defa izleyiciyle buluşan Atay, sonrasında yer aldığı 'Eşref Saati', 'Behzat Ç: Bir Ankara Polisiyesi', 'Ben de Özledim', 'Masum' gibi yapımlarda yer aldı. Son olarak Kore Savaşı'nda yaşanan gerçek bir hikâyeyi beyazperdeye taşıyan 'Ayla' filminde Ali Asker rolüyle izlediğimiz Atay'ın yeteneklerinin oyunculukla sınırlı olmadığını da belirtmeliyiz.

'Leyla ile Mecnun' dizisi sırasında kurulan 'Leyla the Band' aracılığıyla dizi için müzik besteleyen Atay'ın, aynı zamanda senaristlik ve yönetmenlik deneyimi de bulunuyor. 2015 yapımı 'Limonata' ve geçtiğimiz ay vizyona giren 'Ölümlü Dünya' yazıp yönettiği son filmler.

DENİZ GAMZE ERGÜVEN
YÖNETMEN, SENARİST

Türkiye'den Fransa'ya, Fransa'dan dünyaya erişen bir Türk kadın yönetmen mi? Cevap, evet! Adı da: Deniz Gamze Ergüven.

Cannes Film Festivali bağımsız film yapımcıları için yılın en önemli etkinliklerinden biri. Bunun iki nedeni var: Dünya genelinden birçok yapımın eleştirmenlerle buluşma fırsatı bulması ve festivalin yapımcı ve yönetmenlerin daha büyük kesimler tarafından tanınmasının önünü açması. Deniz Gamze Ergüven de adını dünyaya Cannes Film Festivali'yle duyuran bu yönetmenlerden biri. Onu bir adım öne taşıyan yapımının ismi ise 'Mustang'.

Festivale katıldığı 2015 yılında izleyiciler tarafından 10 dakika boyunca kesintisiz bir şekilde alkışlanan yapım, Karadeniz'in bir kasabasında yaşayan beş kız kardeşin oynadığı masum bir oyun sonrası toplum zihniyeti nedeniyle hayatların kararması ve sonrasında, 'tutsaklığa' benzetilebilecek bu kaderlerinden kurtulmaya çalışmalarını konu alıyor. 2016 yılında 'Yabancı Dilde En İyi Yapım' dalında Oscar'a da aday olan yapımın ardından Ergüven'in hayat verdiği son proje ise 2017 yılında gösterime giren; başrollerini Halle Berry ve Daniel Craig gibi dünyaca ünlü oyuncuların paylaştığı 'Kings' filmi. Ergüven'in yazıp yönettiği 'Kings', 90'lı yıllarda Los Angeles'ta yaşanmış, gerçek bir hikâyeyi konu alıyor.

BERK ATAN
OYUNCU

Berk Atan, modellikten oyunculuğa geçişi pürüzsüz bir şekilde başarabilen birkaç isimden biri.

Güzellik yarışmaları çoğu zaman vücut, duruş, görünüş ve yürüyüş gibi daha sabit özellikleri derecelendirse de bu yarışmaların kazananları kimi zaman farklı alanlardaki yetenekleriyle de ön plana çıkabiliyor. Son zamanlarda akşam kuşağı dizilerinde karşımıza çıkan Berk Atan da bu isimlerden biri. 2012 yılında katıldığı 'Best Model of Turkey' yarışmasında birinci seçilen Atan, yarışma sonrasında rotasını oyunculuğa çevirdi. 'Her Şey Yolunda Merkez' isimli güldürü dizisiyle oyunculuğa ilk adımını atan genç oyuncunun parlamasını sağlayan yapım ise Tolga Sarıtaş, Burcu Özberk ve Hande Erçel'le birlikte rol aldığı 'Güneşin Kızları' dizisi olmuş.

Dizide canlandırdığı gizemli ve asi Savaş karakteriyle yayınlandığı dönemde birçok kesim tarafından beğenilen Atan, şu sıralar 'Cennet'in Gözyaşları' dizisinde Selim Arısoy rolüyle duygusal, dürüst ve çalışkan bir iş adamına hayat veriyor.

RYAN COOGLER
YÖNETMEN

ABD'de Oakland'den Wakanda'ya özel kişilerin peşine düşen birini belirtmemiz gerekirse Ryan Coogler'dan daha iyi bir isim bulamayız.

15 dakika... Bu, ilk defa tamamıyla siyahi oyuncuların rol aldığı, siyahi bir yönetmen yönetilen Marvel filmi 'Black Panther'in biletlerinin ön satışa çıkıp tükendiği süre. Filmin oyuncularından Lupita Nyong'o bile bileti alma fırsatı bulamamış! "İlk defa bir Marvel ekranında sadece kendi ırkımızı izleyeceğiz ve bu daha önce böyle bir şansa sahip olmadığımız için oldukça heyecan verici bir olay." diyor filmin yönetmeni Ryan Coogler, "Sanırım, insanlar siyahi insanların popüler kültürü ne kadar sevdiğini şimdiye kadar hafife almış.".

Coogler'ın filmleri öncelikli olarak bir mekânı konu alan yapımlar. Bunu, ilk filmi 'Fruitvale Station'dan bu yana yönettiği yapımları incelediğinizde rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bahsi geçen film, yönetmeninin büyüdüğü Oakland'de bir polis memuru tarafından vurularak öldürülen Oscar Grant III'ün gerçek hayattan uyarlanan hikâyesini konu alıyor. "Fruitvale ile hayatımın geçtiği; çok iyi bildiğim ve çok sevdiğim bir mekânda yaşanmış bir hikâyeye yeniden hayat verdim. 'Creed' ile ise 'Rocky' filmleri sayesinde deneyimlediğim bir mekânda gerçekleşen bir hikâyeyi anlattım. Black Panther'ın kurgusal kenti Wakanda ise bizi mekânı baştan aşağı yeniden inşa etme ihtiyacı içerisinde bıraktı." diyor Coogler, "Filmle ilgili asıl soru ise şuydu: Afrikalı olmak ne demekti? Bu filme başlamadan önce, kökenlerim oraya dayansa da, o kıtaya hiç gitmemiştim. Ama film üzerinde çalıştıkça kıtayı tanımanın yanı sıra aklımdaki bu sorunun cevabını da bulmaya başladım."

– Brady Langmann

BİZE ULAŞIN