Tüm Zamanların En İyi 14 Swatch Saati
Swatch duy sesimizi, bu saatleri yeniden üretmelisin! (Not: Swatch uzmanına göre Inspyral’in ilgi göreceği garanti.)
29 Mayıs 2025
Yazı Johnny Davis
Çeviri Özge Dinç
Fotoğraflar Swatch
Swatch, kısa süre önce Scubaqua adında cesur bir koleksiyonu tanıttı. Bu, 1990'ların orijinal Scuba 200'lerinden ilham alan, canlı ve kısmen saydam beş saatten oluşan bir koleksiyon. Yeni modeller eskisine kıyasla daha büyük, daha parlak ve modern malzemelerle üretilmiş ancak orijinallerini tanımlayan vahşi ve eğlenceli ruhu koruyor.
Bu lansman, saat üretiminde tüm fiyat aralıklarında görülen genel trendin bir parçası: 1980'ler ve 1990'ların tarzlarına dönüş. Bazen "neo-vintage" olarak adlandırılan bu akım, markaların kolektif nostaljiyi harekete geçiren modelleri yeniden piyasaya sürmesini, yeniden yorumlamasını ve eski saatlerin büyüleyici cazibesiyle çağdaş saatlerin verimliliği ve yapısını bir araya getirmeyi içeriyor. Plastik bezelleriyle 1980'lerin Formula 1 saatini yeniden canlandıran TAG Heuer'i hatırlayın.
Biz Scubaqua'yı da beğendik.
Biyoseramik kasalar, çarpıcı renkler ve hoş-tuhaf isimler – "Egg Yolk", "Lion's Mane" –Swatch'ı net bir şekilde yansıtıyor. Yine de, sihirli bir etki yaratmaktan biraz uzaklar. Markanın eksantrik geçmişine bir selam gibi geliyor ancak bir zamanlar onu tanımlayan vahşi, neşeli ruhu tam olarak benimsemiyor.
"Eğlenceli" saatlerin modası tüm zamanların en yüksek seviyesindeyken – Mr Jones Watches ve Bamford Watch Department'ın çizgi filmlerden ilham alan işbirliklerine bakın, hatta Rolex bile katı İsviçre kurallarını gevşetiyor – kendini çok ciddiye almayan, renkli, karakterli saatlere karşı görünür bir ilgi var. Uzun süredir bu eğlenceli ruhun bayraktarı olan Swatch, bu akıma bir kez daha liderlik etmek için mükemmel bir konumda. (Ve hayır, MoonSwatch'u saymıyoruz.)
Bu da bizi düşündürdü: Swatch'ın eşsiz arşivinde yeniden canlandırılmaya hazır başka neler var?
Bu yüzden, bu eski kataloğu en iyi bilen kişiden yardım istedik: Jean Vanheurck de Tornaco, ciddi bir Swatch koleksiyoncusu ve işi, el değmemiş vintage Swatch saatleri bulup satmak olan biri.
Instagram'da @swatch.vintage.collection olarak bilinen Vanheurck de Tornaco, yalnızca 1980'ler ve 1990'lardan kalma saatlerle ilgileniyor ve kişisel koleksiyonunu odaklı ve sıkı tutuyor.
Geçen yıl bize şöyle demişti: "Gençken Swatch'un yaratıcılığına hayran kalmıştım, üretilen model hiç bitmiyordu. Markanın tarihi muhteşem. Pop kültürünün inkâr edilemez sembolleriydiler. Tasarımda, film, müzik ve daha pek çok endüstriyle ilginç işbirlikleri yaptılar! Saat kavramını pek çok yönden yeniden tanımladılar. Ve bu, halkın saati! Bu yüzden ona saygı göstermek istedim."
Vanheurck de Tornaco'nun işiyle ilgili bir kuralı var: Sadece yeni veya yeni-eski stoklarla ilgileniyor.
1980'ler ve 1990'lara sadık kalıyor ("Onlara doyamıyorum!" diyor) ve kişisel koleksiyonunun 11 saatle sınırlı olması gerekiyor (ancak aşağıda da göreceğiniz Virtual Green'i ekleyerek kuralını bir adet aşmış durumda). "Bir noktada hayır demelisiniz," diyor. "Birini beğeniyorsunuz, onu saklamak istiyorsunuz, sonra bir başkasını görüyorsunuz derken koleksiyonunuz büyümeye devam ediyor."
Vanheurck de Tornaco'dan, Swatch'un şu anda yeniden üretmesi gerektiğini düşündüğü 14 Swatch modelini seçmesini istedik. Seçimleri; kült klasiklerden değeri bilinmemiş parçalara ve dönemi tanımlayan tasarımlara dek uzanıyor. Onun ifadesiyle: "Onları sadece güzel göründükleri için seçmedim, aynı zamanda her birini çok sattığım ve talep olduğu için de seçtim. İnsanlar bu modelleri gerçekten çok seviyor."
Aşağıdakilerin MoonSwatch tarzı bir hit olacağını garanti edemeyiz. Ama yine de bunların raflara geri gelmesini istemez miydiniz?
1

François 1er (1992)
Jean Vanheurck de Tornaco: "Bu saatte kullandıkları renk tonu gerçekten harika. Bakınca insana iyi hissettiriyor.
Bu, Swatch'un mekanik saatler alanına attığı ilk adımlar olan 'Automatic' serisinin bir parçasıydı ve tüm modeller ilginç renklere sahipti. Bu markanın mekanik saatleri daha erişilebilir hale getirme yöntemiydi. Dikkat çekmek için bağıran bir saat değil ama belli bir çekiciliği var. Basit, akıllıca ve kesinlikle Swatch. Bu modellerde çok başarılı oldular.
Şeffaf tabanlı Automatic saatler harika. Düşününce 150 avrodan daha ucuza bu kadar iyi bir saat daha yok. Zarafet, yenilikçilik ve modanın 'alışılmışın dışında düşünme'yle harmanlandığı bir ürün. Kelimelerle anlatması zor ama daha 'zevkli' ve "narin" bir deneyim sunuyorlar. Bunu söylerken tabii ki diğer serileri de küçümsemiyorum!"
2

Inspyral (1994)
"Bundan bir düzine sattım diyebilirim. Bulmak gerçekten zordu ve gelir gelmez satıldı. İnsanlar yoğun turuncu ve lacivert rengin kombinasyonunu çok seviyorlar. Çarpıcı bir his veriyor. Yoğun ama aynı zamanda çok zarif.
Orijinal Swatch hayranları, Flex kayışların ve deri kayışların geri dönmesine çok seveceklerdir. Flex kayışlar markanın önemli bir simgesi olduğundan bugünün modasına mükemmel uyum sağlıyor. Kadran gümüş renkli üzerindeki üç mavi alt gösterge onu canlandırıyor ve saat, uzunluğu ayarlanabilen göz alıcı bir turuncu bilezikle tamamlanıyor.
Vintage Swatch pazarı elbette niş bir pazar ve müşterilerimin çoğu ne aradığını biliyor. Ancak insanların 'duygu' yüklü saat arayışlarının genel olarak giderek artacak bir trend olduğunu söyleyebilirim."
3

Kailua Diver (1988)
"Bir başka çok popüler model. Ve yine, bulması zor. Çıktığında büyük bir başarı elde etmişti.
Satışa sunduğum en başarılı modellerden biri olduğunu söyleyebilirim. Kadranı temiz ve düzenli, geometrik saat indeksleriyle ince bir yapıya sahip. Krem rengi kadran gece parlıyor.
Adı ve tasarımı klasik dalış saatlerine gönderme yapıyor ancak derin deniz fonksiyonundan çok, dalış saatlerinin stiline odaklanıyor. Spor, günlük kullanım için uygun, takması ve sevmesi kolay bir saat. Araştırdım ve 'Kailua'nın Hawaii'de küçük bir ada olduğunu öğrendim. Adı, gerçekten uzun sarı saçlı bir genci hatıra getiriyor. Sanki denizin içindesiniz. Saatin aurası böyle ve insanlar da bu saatte bu hissi seviyor."
4

L'Elue (1995)
"Bu, bir önceki modelden tamamen farklı bir saat. Bence daha az bilinen vintage segmentlere saygı göstermek de önemli. Bu yüzden Irony Lady serisindeki 'L'Elue' ('seçilmiş olan' demek) modelini de aldım. 25 mm kasa boyuyla ufacık bir saat.
Altın rengi paslanmaz çelik kasası ve Roma rakamlı beyaz kadranıyla dikkat çekiyor. Benim saatim çok sofistike, yeşil timsah derisi kayışlı [yukarıda altın bilezikli versiyonu gösterilmiştir]. Swatch saatlerinde kayışlar, genellikle kadran kadar önemlidir.
Eskiden olduğu gibi bugün de çok elegan ve günümüz modasına çok uygun. Bunu biliyorum çünkü modaya çok meraklı, trendleri takip eden arkadaşlarıma birkaç tane sattım bile. Ve onlar da gerçekten çok sevdiler. Stilin verdiği mesaja bakacak olursak Rolex bunun yanında solda sıfır kalır. Ayrıca, bunun bir Swatch olduğunu bilmeseniz belki de tahmin edemezdiniz."
5

Voir (1987)
"Jean-Michel Folon, Swatch ile birlikte üç önemli saat serisi yaratan Belçikalı bir heykeltıraş. Marka ve sanatçı, 1987 yılında Swatch ile Art Special serisinin başlangıcında bir araya geldiler.
Bu sanatçıyı seçmek oldukça önemli bir karardı. Swatch'un birlikte çalıştığı diğer sanatçılar yerine ben Folon'dan bir saat seçmek istedim. Sanatı çok özgün ama aynı zamanda da çok spesifik. Sanatının saatlerle uyumu, modelleri gerçekten farklı kılıyor. Bence bu, gerçekten bir dönüm noktası.
Folon artık hayatta olmasa da –ve Swatch ile işbirliği yapan diğer birçok sanatçı uzun zaman önce hayatını kaybetmiş olsa da– bu sanat saatlerinin bugün de değer verilmesi gereken ve günümüzde de bir şekilde yeniden kullanılabilecek bir miras olduğunu düşünüyorum.
Keith Haring x Swatch saatleri, markanın en ünlü sanat işbirlikleridir. Ancak her zaman aynı modellere odaklanılırsa diğer modellerin parlaması zorlaşır. Folon ilk akla gelen isim olmayabilir ancak Swatch tarihinde çok önemli bir yere sahip. Onun tasarladığı saatlerden marka tarih kitaplarında da bahsediliyor.
1980'ler/1990'ların renkleri, 'bugünün modasına' çok uygun. Bunları 285 avroya satıyorum. Az sayıda olduğu için fiyatları çok değişken olabiliyor ve bu da işi zorlaştırıyor. Ama kendimi bir spekülatör olarak konumlandırmak istemiyorum. Benim için elbette daha yüksek bir değeri var ama 285 avronun doğru ve âdil bir fiyat olduğunu düşünüyorum."
6

Ticking Brain (1997)
"Tam bir klasik. [Kanadalı] sanatçı Jo Whaley'nin tasarımı. Bu saatle ilgili çok fazla soru alıyorum. Benim de en sevdiğim saat bu. Swatch bu saati kesinlikle yeniden üretmeli. Sadece Jo Whaley'nin inanılmaz tasarımı nedeniyle değil, aynı zamanda metaforik anlamı nedeniyle de.
Çalışan beyin hepimizi ilgilendiriyor. 'Hayattan ölüme, aradaki her şeyle birlikte'. Swatch saatlerinde bu tür fikirleri kullandığında her zaman çok iyi düşünülmüş olurdu.
1990'larda Swatch ile işbirliği yapan birkaç tasarımcıyla konuşma fırsatı buldum. Bunlardan biri, bu saati de tasarlayan Jo Whaley'di. Diğerleri gibi o da bu deneyimin her anından keyif almıştı. Objektif bakarsak bu saatteki gibi başarılı tasarımlar saatçilikte çok geniş bir evrenin kapılarını açtı. Bu benzersiz kreasyonlar bir şeyin başlangıcıydı.
İşbirliği aslında daha uzun süre devam edebilirdi. Ticking Brain'in Lots Of Dots, Folon, Fondation Maeght gibi kardeş modellerini düşünmeye başladığınızda kulağa çok heyecan verici geliyor. Swatch, sanatçılarla sayısız işbirliği yapmaya devam etti ve bunlar harika. Birçok sanatçının yeni modeller için geçmişteki bazı işbirliklerinden yola çıkarak tasarım yapmaya can attığını söyleyebilirim."
7

Virtual Green (1997)
"Bakın bileğimde ne var [kolunda bu saati gösteriyor]! Kayışı muhteşem. Bir nevi geçişli. Işığı yansıtıyor ve yeni bir deneyim sunuyor.
Bu saatin bugün yeniden üretilmeye çok uygun olduğunu düşünüyorum çünkü renginin tonu o kadar derin ve yoğun ki, kolayca farklı çeşitleri yapılabilir. Kırmızı, turuncu, mavi ile bir dizi saat olabilir. Swatch'un pazarlama departmanında çalışsaydım bu yolu seçerdim."
8

C.E.O (1991)
"Swatch'un Gent koleksiyonunun bir parçası olan bu model, o dönemin Swatch saatlerinde nispeten nadir görülen bir özellik olan Ay fazı komplikasyonunu içermesiyle dikkat çekiyor.
Birçok Swatch hayranı ve ben, orijinal kasa boyutlarının efsanevi olduğunu düşünüyoruz. Bazıları bu saatin çok küçük olduğunu düşünebilir ama unutmayın ki böyle düşünmenizin nedeni, geçmiş yılların modasının tüm pazarı daha büyük boyutlara yönlendirmesi.
Gent için 33 mm, Automatics ve Cronos için 36 ve 37 mm ve Ladys için 25 mm kasalar üretildi. Bunlar, geçmişte olduğu gibi bugün de gerçek birer şaheser. 'Swiss made' Swatch'un imzası bir etiket ve bu da onu daha da çekici kılıyor. 1983'ten kalma birkaç erken sürüm C.E.O saatim var ve hepsi mükemmel çalışıyor. İçine pil takıyorsunuz ve saatler anında tıkır tıkır çalışmaya başlıyor. Bu harika bir şey.
Bu, benim büyükannemin saatiydi. Saatini bana verdi. Yani bu saat benim kanımda var."
9

Metropolis (1989)
"Metropolis, gösterişsiz ve akıllı bir tasarıma sahip. Yarı saydam kadranı, saatin iç mekanizmasının bir kısmını görmenizi sağlıyor. Kadran, dikkat çekmek için bağırmıyor, sadece yüzeyin altında neler olup bittiğine ince bir gönderme yapıyor. Ayrıca zaman geçtikçe hareket eden, turkuaz, bronz ve siyah renkli kısımlara sahip dönen bir renk çarkı da var.
Bu renkler de saatin yüzüne nazik bir ritim katıyor: Biraz farklı, düşünceli ama abartılı olmayan bir ritim.
Bu saat, 'GX' serisinden; GX de 1980'lerin sonlarında; 1986'dan 1989'a kadar üretilen Gent saat ailesinin bir parçası. Hepsinin üstünde plastik, metalik görünümlü bir kapak var. Kapak, saate gerçekten çok eğlenceli bir hava katıyor. Bunun da günümüz pazarına çok uygun olacağını düşünüyorum.
Renkler, görünüm, her şey... Plastik bir saatin üstünde metalik görünümlü bir kapak. GX serisi, Gent serisi içinde gerçekten farklı bir görünüme sahipti. Moonquake de harikadır mesela. Bu serideki saatlerin vintage'ları pahalı değil. Çünkü daha az biliniyorlar. Her birine deri bir kayış ekleseniz birdenbire daha üst düzey bir saat haline geliyorlar."
10

Chaise Longue (1993)
"Gent koleksiyonundan, üst kısmı kumaş kaplı deri kayışıyla bir başka model. Yine, her şey renk tonlarında bitiyor. Saat, Katalonya bayrağına benziyor. O yüzden tabii ki Katalonya'ya bundan çok sattım. Ama bu desen, başka renk kombinasyonlarıyla da kullanılabilir. Bence bunlardan bir seri üretilebilir. Benim bu modeli seçmemin nedeni de ikinci elinin çok iyi satması, çok tercih edilmesi.
Bence bunun nedeni saatteki 'plaj havası'. Tatilinizi bileğinizde taşıyorsunuz gibi. Sıcak sarı ve derin mavi renkler, denizi ve güneşi akla getiriyor. Belki de bunun bilinçdışında bir etkisi vardır. İnsanlar bunu çok seviyor."
11

Gran Via (1993)
"Gran Via, Madrid'de çok ünlü bir cadde. Madrid'in Champs-Élysées'si gibi bir yer. Dolayısıyla, bu saatte kalabalık alışveriş caddelerine bir gönderme olduğu açık. Çok trend ve modaya uygun bir yanı var.
Tütün kahvesi rengiyle yeşilin birleşimi çok hoş. Bu model gelir gelmez tükeniyor, bu yüzden onu öne çıkarmak mantıklı geldi. Kadrandaki Roma harfleri çok eğlenceli. Tam bir Swatch.
'Otomatik' modellerin şeffaf alt kısmı gerçekten harikaydı. Bir mücevher gibiydi. Bu muhtemelen Swatch'un zirvesiydi. Otomatik mekanizma, ETA, üstelik İsviçre yapımı... Saatin içini, tüm mekanizmayı görebiliyorsunuz. Deri bir kayışı var. Ve tüm bunlar 150 avrodan daha ucuza veriliyor... Çıksa piyasayı altüst eder. Bence alabileceğiniz en iyi Swatch'lardan biri bu."
12

Techno-Sphere (1985)
"Bir hafta önce ilk kez bundan bir tane aldım. Kondisyonu mükemmel durumda, bu sebeple çok mutluyum. Siyah renkte, preslenmiş bir plastik kayışı var ve kadranda üzerinde parlak sarı bir halka bulunan şeffaf bir kılıf görülüyor. Bu saat ilk çıktığı zaman çok küçüktüm (aslında henüz doğmamıştım) ama görünüşe göre büyük bir başarı elde etmiş.
Dediklerine göre, Jelly Fish kadar başarılıymış. Koleksiyoncular ve diğer birçok kaynaktan, o zamanlar bu modelin çok popüler olduğunu duydum. Belki bugün de onunla bir şeyler yapılabilir. Belki bu yazıdan sonra üretim yapmalarını hayal etmek naif bir düşünce ama ne güzel olurdu: Çünkü Techno-Sphere, markanın ikonik bir simgesi."
13

Hitch Hiker (1994)
"Çok yakışıklı bir kronograf. Bence diğer koleksiyoncular da bu modelin yeniden piyasaya sürülmesi gerektiği konusunda benimle hemfikir olacaktır. Renk tonu farklı ve günümüzde kullanılanlara göre daha az sade.
Bu örnek, bir yandan çok zarif ve sade olabileceğiniz, diğer yandan da çok sanatsal ve renkli bir saate sahip olabileceğinizin bir kanıtı.
Altın çok kitsch durabilirdi ancak bu modelde çok zarif bir şekilde kullanılmış. Ve bence derin gece mavisi rengi muhteşem. Zamansız bir renk. Bu renklerin hâlâ insanlara hitap ettiğini düşünüyorum. MoonSwatch'ta renklerle oynamanın insanlarda nasıl yankı uyandırdığını gördük. Özellikle de bunları nadir ve sınırlı sayıda üretirseniz. Bu da geçmişte yaptıkları bir şeydi."
14

Chrono "Sound" (1993)
"Bu model çok etkileyici! Hatta Grand Prix veya Jelly Stag kadar etkileyici. Deri kayışı farklılık yaratıyor. Gran Via ile aynı renklerde: Kahverengi kayış ve parlak kasa arasında ilginç bir kombinasyon yaratılmış.
Yan taraftaki düğmeleri de saati benzersiz kılıyor. Kasayı bu boyutta yapıp sonra üzerine renk eklemeye karar vermişler. Yapmasalar da olurdu! Bir de neden "sound" ismi verilmiş? Halbuki ses çıkarmıyor. Belki kadranı plaklara benzediği içindir. Ya da ortasına dikkatlice bakarsanız renklerin Venn diyagramı gibi üst üste bindiğini görebilirsiniz. Belki de isim, üst üste binen frekansları veya titreşimleri ima etmek için verilmiştir. Swatch'ta isimleri bulmakla görevli kişi... işin zor."