Lewis Hamilton ile soru cevap

IWC Pilot’s Watch Chronograph Spitfire marka elçisi Lewis Hamilton ile yaratıcılık, yarış tutkusu, stil seçimleri ve istikrarlı olmayı nasıl başardığı üzerine.

Giriş Tarihi: 05.02.2020 12:13 Güncelleme Tarihi: 07.02.2020 09:20

Röportaj Derrick Tan

ESQ: Formula 1 yarışları nasıl geçiyor sizin için?
LEWIS HAMILTON:
Yılın en zor yarışlarından biri; hem zihinsel hem de doğa şartlarından dolayı fiziksel olarak stres en üst düzeyde oluyor. Her yarışta 2-3 kilo veriyorum.

ESQ: IWC ile ilişkiniz ne zaman başladı?
LEWIS HAMILTON:
Yaklaşık yedi seneden beri IWC elçisiyim. Mercedes takımına ilk katıldığım zamanlar IWC ile bir ortaklıkları vardı. Doğal olarak onlarla çalışmıştım ama sonra oturduk ve kişisel olarak da çalışmaya karar verdim. Bu, ilk yılımda oldu; o zamandan beri birlikte çalışıyoruz. Bizimki çok kolay ve başarılı bir ortaklık, çünkü ikimiz de zamanı yakalamak için varız. Yine ikimiz de yenilik ve hassasiyetle ilgileniyoruz. Milisaniyeyi hesaplayan bir yarışçı olarak bunun çok gerekli bir özellik olduğunu söyleyebilirim.

ESQ: Kendi IWC saatinizi tasarlamanız veya kişiselleştirmeniz istenseydi ne yapardınız?
LEWIS HAMILTON:
Tourbillon'u ve onun karmaşık hareketini seviyorum. Tasarım açısından da büyük saatleri beğeniyorum. Bu yüzden her zaman Big Pilot takarım.

ESQ: Belirli bir günde hangi saati takacağına nasıl karar veriyorsunuz?
LEWIS HAMILTON:
Saat, kıyafetinize stil katan esas aksesuardır. Eğer bir takım elbise veya siyah ayakkabı giyiyorsanız pembe altın pilot saati veya pembe altın kasalı ve siyah kayışlı bir saat tercih etmelisiniz derdim. Ama bazen kayışları değiştirdiğim ya da giydiğim şeye göre kombine ettiğim de oluyor. Bugün siyah ve kırmızı bir çorap giydiğim için kırmızı-siyah renklerde bir saat taktım. Saat, stile bir son dokunuş gibi.

ESQ: Bir yarışçı olarak IWC Pilot's Watch Chronography Spitfire kampanyasında size atfedilen "Ben zamanı durdurabilirim ama beni hiçbir şey durduramaz" sloganı sizin için ne ifade ediyor?
LEWIS HAMILTON:
Zamanı keşke durdurabilsem ama ben bu sözü daha çok bir metafor olarak kullanıyorum. Zamanın içinde nasıl hareket ettiğimizi ve hatta nasıl başka boyuta geçtiğimizi düşündükçe hayranlığa kapılırım. Yarış pilotları olarak sıklıkla zamanı neredeyse durduracağımız varsayılır. Yüksek hızda hareket etsen bile sonunda neredeyse yavaşlamış gibi hissedersin. Bu yüzden bu slogan beni anlatıyor.

ESQ: IWC ortaklığınızın ve Tommy Hilfiger işbirliğinizin sonucu olarak yarışın dışında da takip edilen birkaç F1 yarışçısından birisiniz. Bu elçilik sürecinde en çok neyi sevdiniz ve daha sonraki planınız nedir?
LEWIS HAMILTON:
Her elçilik ve ortaklık farklı. Mesela Tommy (Hilfiger) ile tasarım yapmam benim için bir fırsat. Her zaman yaratıcı biri oldum ve bu dahil olmak istediğim bir süreçti. IWC'ye kendi saatimi yapabilir miyim diye sordum ama bu inanılmaz uzun bir işlem. Gelecekte gerçekleşebilecek bir şey üzerinde çalışıyoruz. Bu nedenle bir kıyafet koleksiyonu tasarlamaya kıyasla bir saat tasarlamak kesinlikle daha uzun sürüyor. Bu ortaklıklar benim yaratıcılığımı keşfetmem için birer çıkış noktası, ayrıca kendimi keşfetmem için önemli olduğunu düşünüyorum. Kim olduğumu ve neyi yansıtmak istediğimi bildiğim bir konumda olduğumu hissediyorum.

Farklı ekiplerle çalışıyorum ki bu benim için çok kolay çünkü burada da (Mercedes) ekiple çalışmaya alışkınım. Bu insanları bir araya getirmekle alakalı ve umuyorum ki onları hem akıllarını hem DNA'larını karıştırmaya teşvik edebilmişimdir.

ESQ: Bize yaratıcılık süreciniz hakkında daha fazla bilgi verin. İçinde bulunduğunuz projelere nasıl katkı sağlıyorsunuz?
LEWIS HAMILTON:
Tasarladığım kıyafetlerin bir ön hazırlığı yok. İstediğim şeyi yapma özgürlüğüne sahibim. Fikirlerimi daha sonra onu sadeleştirecek ve bir kalıba yerleştirecek ekibe iletiyorum. Stil, müzik ve model seçimine katılıyorum, tasarladığım ürünlerin kumaşlarını ve duruşlarını bile ben seçiyorum.

Markayla birlikte hazırladığımız son koleksiyon büyük işçiliğe sahip. Öncesinde çok araştırdım. Kendi gardırobumda gözüme çarpan giysilere baktım ve kendi koleksiyonum üzerinde düşünmeye başladım. Daha sonra birkaç örneği masaya getirdim ve ekibe birkaç farkla ama aynı doğrultuda bir koleksiyon oluşturmayı çok istediğimi söyledim.

ESQ: Yarışmalara zihinsel olarak nasıl hazırlanıyorsunuz?
LEWIS HAMILTON:
Yoğun çalışıyorum, ileri görüşlü ve sakin bir yaklaşımı benimsemeye çalışıyorum. Bilgi edinmeyi öğrendikten sonra gerisi yarış haftasındaki çalışkanlığınızla alakalı. Uzun bir çalışma yürütüyorum, otomobile binerken sürücüyü zorlayabilecek ihtimalleri biliyorum. Yarışta ne olacağını bilemeyeceğiniz için çok kolay bir süreç değil. Ama ben bu işi uzun zamandır yapıyorum, bu sebeple şimdi çok daha iyi olduğumu biliyorum. Ama gelişme tutkusu hiç bitmiyor.

ESQ: Yarış ve zaman tutuculuğu birbirine temelden bağlı. İstediğiniz sonucu elde etmek için nasıl bir süreç geçirir ve istikrarlı kalmayı nasıl sağlarsınız?
LEWIS HAMILTON:
Yarış, zamanlama ve planlama ile ilgili bir şey. Örneğin mühendislerle geçirdiğim zaman... Odaklanabileceğim süre belli. Genellikle yaklaşık 30 dakika odaklanırım, sonra bir süre ara verip yine devam ederim. Bu anlamda verimliyim. Dediğim gibi zaman çizelgelerim ve geçen seneki laboratuvar verilerim üzerinde çalışıyoruz. Birinci, ikinci ya da üçüncü olmak için ne kadar zaman gerektiğini aşağı yukarı biliyorum. Zamanlama; pistlerde, dönüm noktalarında ve çarpmayı beklerken her şeydir. Zamandan sıcaklığa kadar yarış için göz önünde bulundurmanız gereken milyonlarca faktör var. Benim hayatıma gelince, planlama kendiliğinden oluyor. Avrupa saat diliminde kalmayı seviyorum, böylece Avrupa saatine göre senkronize olabiliyorum. Yemekler de yarıştan önce en yüksek enerjiyi sağlama konusunda çok önemli bir rol oynuyor. Her şey zamanın etrafında dönüyor.

BİZE ULAŞIN