Güç Hamleleri

Kieran Culkin, altı yıl boyunca HBO’nun Succession dizisinde hırslı varislerden birini oynadıktan sonra her şeye veda etmeye hazır, takım elbise dışında.

Giriş Tarihi: 16.01.2024 14:25 Güncelleme Tarihi: 17.01.2024 08:34

Yazı Eric Sullivan

Fotoğraf Billy Kidd

Prodüksiyon Andrew Mukamal

Çeviri Mehmet Çelik

"Bir aktör için gezegende daha iyi bir iş olamaz."

diyor Kieran Culkin. Şubat ayı sonunda Brooklyn'deki bir barda taburede oturuyor ve HBO'nun küresel bir medya devinin sahipleri olan aşırı zengin ve güce susamış Roy ailesini konu alan komedi-drama dizisi Succession'daki rolünden söz ediyor. Dizi sessiz sedasız başlamış ama sonra izleyici kitlesi çığ gibi büyümüştü. Culkin, altı yıl boyunca Roy hanedanına mensup dört hırslı çocuğun en küçüğü Roman karakteriyle (küstah, arsız ama şeytan tüylü ve krallığın anahtarlarını miras alma olasılığı en yüksek kardeş) büyük beğeni topladı. İki Emmy ve üç Altın Küre adaylığı aldı, geçen yıl da Eleştirmenlerin Seçimi Ödülü'nü kazandı.

Manhattan'da büyüyen kırk yaşındaki Culkin, çocuklarını uyuttuktan sonra bara geldi ve oturur oturmaz bir martini ısmarladı. Tahmin ettiğiniz gibi çok zeki biri; zaten Roman karakterinde Kieran'ı görmek mümkün. Ama bu gece biraz dalgın. Otuz altı saat içinde, son Succession sahnesini çekmek üzere gizli bir yere giden bir uçağa binecek. Saçları yeni kesilmiş ve hafifçe taranmış; zarif yapılı biri ve karşımda günlük kıyafetleriyle oturuyor. Birden kendini eleştirmeye başlıyor, "Normalde böyle giyinmem," diyor. Culkin'in gardırobu, bir vintage mağazasındaki grafik tişört rafından bir koleksiyona benziyor, klasik bir Tom Ford yerine "Maço Adam" Randy Savage tarzı bir gömlek giyme olasılığı yüksek. On yıllık eşi Jazz Charton, onun tarzını şöyle tarif ediyor: "Çağlar veya farklı dünyalar arasında yaşıyormuş gibi giyiniyor."

Ancak dizi vesilesiyle tam bir yetişkin oldu. Culkin, üç yaşında bir kızı ve yirmi aylık bir oğlu olduğundan "Artık eskisi gibi dışarı çıkamıyorum," diyor, "bu yüzden böyle giyinmeye karar verdim." Aslında Culkin giderek Roman Roy karakterine daha çok benzemeye başlıyor. Kısmen Roman'ın kıyafetlerini giydiği için. Pantolonunu gösteriyor. "Bunu kostüm dolabından çaldım," diyor. Ya ceket? İlk sezondan bir hatıra. "Ceketi dolabımda gördüm. Sonra 'Bunu yeniden kullanamazsınız. Ben alıyorum,' dedim ve el koydum."

Aşırı zenginlerle ilgili bir dizide oynamak, aşırı zengin gibi yaşamayı deneyebilmek anlamına gelir. Succession, oyuncu kadrosunu ve ekibini dünyanın her yerinde olmasa da en azından çoğunlukla Avrupa'nın en lüks villalarına ve geniş helikopter kabinlerine götürdü. Oysa, her ne kadar kulağa lüks bir hayat gibi görünse de, Culkin aslında eğlenecek vakitlerinin olmadığına yemin ediyor. "İlk darbeyi Hırvatistan'da aldım," diyor. "Bir yatta çekimdeydik. Karım sekiz aylık hamileydi, üstelik yaz ortasında tek başınaydı ve ben de telefonda ona 'Canım çok üzgünüm, uzakta olmak istemezdim. Burada gerçekten çok çalışıyorum,' dedim. O da 'Öyle mi dersin? Hırvatistan'daki lüks yatında mı?' dedi. Ben, 'Bu bir set! Günde on iki saat köpek gibi çalışıyorum!' dedim ama bu durumda kimse benim için üzülmez. Beni en çok anlayan karıma bile Hırvatistan kıyılarında bir yatta yaşıyor gibi görünüyorum."

Culkin için baba olmadan önce gelen iş teklifleri bir sorun teşkil etmiyordu. Ama şimdi "Oynamam gereken şeyin evde oturan bir baba rolü olduğunu hissediyorum," diyor ve bir yandan da dolar renginde bir sosu olan Rockefeller istiridyesini tırtıklıyor.

DİZİ, FİNAL SEZONU İÇİN ONU BİRÇOK YERİN YANINDA NORVEÇ'E DE GÖTÜRDÜ. Ailesini yanında getiremedi çünkü yoğun çekim programı yüzünden hiç pratik olmazdı. Culkin, on bir gün boyunca beş otel değiştirdi ve sadece bir kez aynı yatakta iki gece üst üste uyuyabildi. Etrafı ihtişamla çevriliydi ama o, bu lüks içinde çocuklarını özlüyordu. "O zaman depresyona girdim," diye anlatıyor. "Daha önce gitmediğim, muhteşem fiyortlarla çevrili doğa, mutsuzluğumu vurgulayan bir cennete dönüşmüştü."

Ancak bir gün, nadir görülen bir huzur anını yakalamayı başardı. Bir sabah, oyuncular ve ekip çekim için bir dağın tepesinde toplanmıştı. "O günkü sahnenin çekileceği dağa doğru yürüyordum. Kafam bozuktu, kahretsin dedim. Söyleyecek ne çok şeyim varmış." Günün ilk yarısını "oldukça yoğun" bir sahneyi çekerek geçirdiler. Grup, günün geri kalanında çekim yapacakları daha alçak bir konuma geçtikten sonra Culkin setin ötesine bakmadığını fark etti. Bu yüzden bir mola sırasında patikaya döndü. Zirveye vardığında bir kayanın üzerine oturdu ve on ya da on beş dakika boyunca keskin İskandinav havasını soluyarak manzaranın keyfini çıkardı. Her şey çok güzeldi.

BİZE ULAŞIN