Ant-Man'in kendine ihaneti

Ant-Man artık karınca kararınca bir kahraman değil. İlk filmde dalga geçtiği aksiyonel süper kahramanlardan birine dönüşmüş durumda. Naifliğinden de eser yok. Serinin ikinci filmi hikayeden ziyade tempolu aksiyon sahnelerinin önplanda olduğu bir eğlence vaat ediyor.

Giriş Tarihi: 07.07.2018 11:31

Marvel dünyasının en küçük kahramanı Ant-Man'in üç yıl önce solo macerasını izleyince kendisi için karınca kararınca bir kahraman yazmıştım. Çünkü, Richard Fleischer'ın 1966 yapımı Esrarengiz Yolculuk/Fantastic Voyage filminden ilham alan Joe Dante'nin İçimde Biri Var/Innerspace'i (1987) hatırlatan Ant- Man, Marvel dünyasında farklı bir yerde duruyordu. Epik bir kahramanlık hikayesi yerine daha naif, süper kahraman olgusuyla dalgasını geçen (o sıralar Deadpool sinemada gözükmemişti) bir filmdi.

Fakat süper kahramanların kapıştığı Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı'nda ortaya çıkıp Kaptan Amerika'nın cephesinde yer alınca Marvel dünyasındaki büyük hikayede de yeri olduğu anlaşıldı. Ki bu Ant-Man'in devam filminin geleceğinin de bir göstergesiydi. İşte o devam filmi Ant-Man ve Wasp.

AH ŞU KAPTAN AMERİKA
Film, zaten Ant-Man'in, Kaptan Amerika'ya verdiği destek sonrasında başlıyor. Kahramanımız bu destek nedeniyle ceza almış, ev hapsinde yaşayan biri haline gelmiştir. Fakat Ant- Man'in Kaptan Amerika'ya destek vermesinin bedelini, suçları olmadığı halde, Ant-Man'i küçücük bir süper kahraman haline getiren kostümün yaratıcısı Dr. Hank Pym (Michael Douglas) ve kızı Hope Van Dyne (Evangeline Lilly) namıdiğer Wasp da ödemektedir. Baba- kız aranmaktadır ve kaçak bir hayat sürmektedirler. Ama onların çok önemli bir amaçları vardır. Yıllar önce bir görevde kuantum boyutunda kaybolan Dr. Hank'in eşi Janet'i kurtarmak. Janet, kuantum boyutundan Ant-Man üzerinden mesaj verince kahramanımız bu arama-kurtarma çalışmasına mecburen katılmak zorunda kalır. Fakat bu üçlü böylesi önemli bir görev için bir araya gelse de, birden FBI'dan mafyasına, yeni kahraman Hayalet'e kadar birçok insan peşlerine takılır. Çünkü kuantum boyutuna geçmenin sırrının peşindedir herkes. Böylece üçlü kurtarma operasyonu yaparken büyük bir kaçma-kovalama macerası da yaşanır.

BAZEN KARINCA BAZEN DEV
İlk filmin yönetmeni Peyton Reed'in çektiği Ant-Man ve Wasp eğlenceli bir film ve dinamik bir film vaat etse de hikaye olarak çok da sürükleyici değil. Karmaşık gibi duran ama aslında çok basit bir olay örgüsü var. Bu açığı da hızlı kurgu, tempolu aksiyon sahneleriyle kapatmaya çalışıyor. Ant-Man'in küçüldüğü gibi artık devleşen bir kahraman olabilmesi bir yenilik. Ama bu yenilikten genel olarak aksiyon sahnelerinde faydalanıyor yönetmen. Ve bütün bunlar Ant-Man'i aksiyonel bir süper kahraman haline getiriyor ve tabii Wasp'ı da... Hal böyle olunca ilk filmin o naifliğinin yerinde yeller esiyor.
Ant-Man yine esprili ama o süper kahramanlık olgusuyla dalga geçmeyi bırakmış durumda. Hatta ilk filmde dalga geçtiği süper kahramanlardan birine dönüşmüş gibi. Yani Ant-Man bazen karınca bazen de dev bir adam ama artık karınca kararınca bir kahraman değil.

Olkan Özyurt

BİZE ULAŞIN