Dillere destan
Ordaydık gördük. saçları kısalmış, rengi de değişmiş! (Esquire Arşiv)
24 Haziran 2014
Hadi bi' kadın dergisi röportajı gibi başlayalım. Ben "aşk" desem, sen ne dersin?
- Güzel bir şey derim. Adrenalin artıran bir şey. Yüksekten atlayınca karnın çekilir ya, paraşütün açılıp açılmayacağı belli olmadan... Zor bir şey aslında... Kafa kurcalayan, asla çözemediğin ama hep çözmeye alıştığın bir şey... Kolay aşık olmam ben aslında... Her aşk, bir iz bırakır ama derecesi değişebilir. Platonik aşka inanmıyorum.
Bir erkekte aradığın özellikler nelerdir?
- Zeka çok önemli. Beni güldürebilen, eğlenceli ve dürüst, aynı zamanda arkadaşım olabilecek biri... Çekim olmalı rada... Etkileşim... Elektrik olmalı... Sevilmeyi seviyorum, bana bunu hissettirmeli ama bu tek başına yetmez tabii i... onu sevmem için bana ne kadar çok sebep verirse o kadar iyi...
Peki bir erkekte aramadığın özellikler nelerdir? Yani kimin seninle hiç şansı olmaz?
- Kendini ifade edemeyen erkeklerden hiç hoşlanmam. Söyleyeceğini söyleyemeyen ya da benim gözüme girme çabasıyla her sevdiğimi sevip sevmediğimi sevmeyen adamları. Erkeğin kişiliği olmalı. Kendine güvenmeli. Bu da blöf olmamalı tabii. Demin dürüst dedim ya; arkadaşım olabilecek zeki biri dedim; bunlara ters düşen şeyleri sevmiyorum.
Senin için ideal bir randevu nasıl olmalı?
İdeal randevu, ideal randevu olmak üzere önceden düşünülüp tasarlanmış bir şey olmamalı. En çok spontane gelişen şeylerden hoşlanırım.
Peki bu spontane randevuya beraber gittiğin erkek ne yaparsa seni kaybeder?
- Saygısızca davranırsa hemen giderim. Yanımda sağa sola bakan erkeğin yanında da durmam. Ölçülü olmayan her şeyden nefret ederim. Parasından malından mülkünden çok söz edenlerden hiç hoşlanmam. Demek konuşacak daha değerli şeyleri yok. Başkasının parasının da benim için önemi yok. "Demek ki konuşacak bir şeyimiz yok" diye yorumlarım. Laubali olmamalı. Gereksiz geyiklere girerse hiç işim olmaz.
Esquire Dergisi'nin 2003 Aralık sayısından alınmıştır.
