Kızgın, Gergin ve Depresyondaysanız; Ne Yapmalısınız?

O kadar yoğun, yorgun ve sıkıntılı hayatlar yaşıyoruz ki; kızgınlık, gerginlik ve depresyonla yüz yüze gelmemiz kaçınılmaz oluyor. Peki, bu duygularla nasıl baş edeceğinizi biliyor musunuz? Kızgınken sakinleşmenin, gerginken rahatlamanın, depresyondayken neşelenmenin sırlarını sizlerle paylaşıyoruz.

Giriş Tarihi: 23.03.2012 13:13 Güncelleme Tarihi: 23.03.2012 18:06

Yazı ELÇİN KAÇAR

ÖFKE

NASIL DAHA AZ ÖFKELENİRSİNİZ?

Kendinizi ifade edin. Çünkü herhangi bir şeye öfkelendiğiniz takdirde, o öfke içinizde birikecek, mutlu ve neşeli olmanızı engelleyecektir. Ancak bunun, öfkenizi birilerine kusmak anlamına gelmediğini de bilmelisiniz. Bir kâğıda veya bilgisayarınızda açtığınız bir "Word" dosyasına, neler hissettiğinizi yazmakla işe başlayabilirsiniz. Sizden başka kimsenin görmeyeceği bir yere aldığınız bu notlar, öfkenizi daha rahat kontrol etmenizi sağlayabilir.

Sizi kızdıran; olay, durum ve insanlardan uzak durmaya gayret edin. Bazı şeylere boş vermeyi öğrenmelisiniz.

Kendinize güvenin. Hislerinizi reddetmeyin. Kendinizi kızgın hissediyorsanız, bunun mutlaka bir sebebi olmalıdır. Hakkınızda şüpheye düşmek yerine, kendinizi tanımaya gayret edin. Bu, öfke yönetimine dair atacağınız en önemli adımdır.

Öfkenizi kontrol etmekte sıkıntı çekiyorsanız, öfke yönetimini konu alan kitaplar okuyun, araştırmalar yapın. Eğer yine de bu sıkıntıyı aşamıyorsanız, bir uzmandan yardım alabilirsiniz.

3 ADIMDA ÖFKEYİ KONTROL ALTINA ALIN

1. Öfke ve kızgınlığın, insanlığın ilk dönemlerinden beri varlığını sürdüren, önemli duygulardan biri olduğunu bilmelisiniz. Yani, her ne kadar hoşlanmasanız da, öfkeyi, önemli yaşamsal güdülerden biri olarak kabul etmeniz; gerekliliğine inanmanız şart.

2. Sakinleşme teknikleri üzerine çalışın. Öfke; kalbinizi sıkıştıran, kaslarınızı geren ve kendinizi hasta hissetmenize neden olan bir duygudur. Ne kadar uzun sürerse, o kadar zararınıza olacaktır. Dolayısıyla, bu duyguyu en aza indirmek için, meditasyon, yoga gibi sakinleştirici yöntemlerden destek almalısınız.

3. Öfkenizi, daha yaratıcı alanlara yöneltmelisiniz. Sonuçta, öfkenin bir nedeni de, içinizde kalan ve bir türlü dışarıya atamadığınız fazla enerjidir. Bu enerjiyi; dansa, spora veya sanata yönelttiğiniz takdirde, daha sakin bir insan olmaya başladığınızı fark edeceksiniz. Bir hobiyle ilgilenmek, hislerinizle ve kendinizle daha az meşgul olmanızı sağlayacaktır.

PANİK

Uyarı: SÜREKLİ PANİK İÇİNDE MİSİNİZ?

Yanıtınız "Evet." ise; bu, çok yoğun derecede kaygı yaşadığınız anlamına gelir. Dolayısıyla, daha az panik yapan bir adam olmadan önce, daha az kaygılanan bir adam olmayı başarmalısınız.

İLAÇ KULLANMADAN KAYGINIZI NASIL AZALTIRSINIZ?

Meditasyondan yardım alabilirsiniz. Kendinizi çok kaygılı hissettiğinizde, yatak odanıza gidin, yatağa oturun ya da uzanın. Düzgün biçimde nefes alıp verin. Kendiniz için sakinleştirici bir imge tasvir edin ve onu düşünmeye başlayın. Bu imgeyi bulmakta zorlanıyorsanız, keyifli bir anınızı düşünün. Her gün 30 dakika boyunca bu egzersizi yaptığınız takdirde, giderek daha az kaygı duymaya başlarsınız. • Kaygınızı kontrol etmek için, nefes alma tekniklerinden faydalanın. Şu teknik, işinize yarayabilir: Önce, derin bir nefes alın ve yedi saniye boyunca nefesinizi tutun; ardından, bırakın. Bu işlemi, dört kez tekrarlayın. Emin olun, kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Bir uzmanla görüşün. Ancak, görüşmeye başlamadan önce, ilaç tedavisi istemediğinizin altını ısrarla çizin. Uzmanınız, kaygıyı azaltmanın ilaçsız teknikleri konusunda sizi bilgilendirecektir.

Egzersiz ve spor, kaygıyı azaltma ve bedeni rahatlatma konusunda ilaç gibi gelecektir. Yürüyüş, tempolu koşular, bisiklete binmek gibi egzersizler, vücudunuzun daha fazla endorfin hormonu üretmesini sağlayacaktır. Bu egzersizlerden birini günde 20-30 dakika yapmanız, günlük kaygılardan ve stresten uzaklaşmanızı sağlayacaktır.

Beslenmenize dikkat edin. Kafeini fazla tüketmemenizi tavsiye ederiz. Ginseng, melisa, nane, papatya gibi bitkilerden elde edeceğiniz çaylar sakinleşmenizi sağlayacaktır.

İŞ GÖRÜŞMELERİNDE NASIL SAKİN KALIRSINIZ?

İş görüşmesine gitmeden bir-iki gün önce, şirket hakkında ayrıntılı bilgi edinin. İnternet, bu konuda iyi bir kaynak olabilir. Şirketin vizyonu, misyonu hakkında bilgi sahibi olun ve ayrıca, şirketin yerini bir yere mutlaka notlayın.

Bir iş görüşmesinde sakin kalmak istiyorsanız, hazırlıklı olmalısınız. Bir stand-up sanatçısı şovuna nasıl hazırlanıyorsa, siz de görüşmeye aynı şekilde hazırlanmalısınız. Bunun için, yakın bir dostunuzdan ya da aile bireylerinden de yardım alarak, bu iş görüşmesinin mini bir provasını yapın. Böylece, her şeye karşı hazırlıklı olursunuz. Çok uzun süredir bir iş görüşmesine gitmediyseniz, böyle bir provaya mutlaka ihtiyacınız olacaktır.

Beklentilerinizi normal düzeyde tutun. Zira bir iş görüşmesinden çok büyük şeyler beklerseniz; görüşmeyi, hayal kırıklıkları içinde terk edebilirsiniz. Ancak, olumsuz davranışlarla ya da hiçbir şey beklemeden bir görüşmeye gitmek de iyi değildir. Dolayısıyla, sadece kendiniz olun ve elinizden gelenin en iyisini yapın.

Görüşmede giyeceğiniz giysilerin temiz ve ütülü olduğuna emin olun. Mümkünse, bir gece önceden giysilerinizi hazırlayın. Çünkü ne kadar kusursuz göründüğünüze inanırsanız, öz güveniniz o derece yüksek olur.

ENDİŞE DAHA ÇOK YEMENİZE Mİ NEDEN OLUYOR?


O hâlde, sizi daha çok yemeye iten nedenler üzerinde düşünün. Stres mi, üzüntü mü, öfke mi, hayal kırıklığı mı, daha çok yemenize neden oluyor? Buna karar verdiğiniz takdirde, bu güdünüzü daha kolay kontrol altına alırsınız.

Bir defter tutun ve bu deftere; ne zaman, hangi hislerle, ne yediğinizi notlayın. Böylece, hangi duygunun, sizi hangi yiyeceğe yönelttiğini tespit etmiş olursunuz.

Hayatınızdaki sorunları çözün. Zira bu sorunları çözmediğiniz takdirde; sorunlara yenileri eklenecek, keyfiniz daha da kaçacak ve yiyecek kaçamaklarınız artacaktır.

Öğünler dışında canınız bir şeyler atıştırmak istediğinde, şekersiz sakız çiğneyebilirsiniz. Bu, hem gereksiz atıştırmalardan uzak durmanızı hem de dişlerinizin daha sağlıklı olmasını sağlar. Sadece sakızla yetinemiyorsanız, meyve ve su da iyi bir alternatif olabilir.

Market alışverişine gittiğinizde, duygusal iniş çıkış dönemlerinde sıkça tüketilen; cips, çikolata, bisküvi, şekerleme gibi kilo almanıza neden olacak ürünlerden satın almayın.

Hislerinizi açığa çıkarın. Abartılı düzeyde olmasa da, olaylara ve durumlara tepki vermekten kaçınmayın. Zira tepki vermek, rahatlamanızı sağlayacaktır.

DEPRESYON

DEPRESYONLA NASIL SAVAŞIRSINIZ?

Depresyona neden olduğunu düşündüğünüz semptomları saptayın. Evet, üzgün olmak, depresyonun en büyük belirtilerinden biridir. Ancak bunun yanı sıra; öfke, ilgisizlik, kaygı ve panik atak, depresyonun diğer önemli belirtilerinden biridir. Depresyonla mücadele etmek istiyorsanız, öncelikli olarak bu hisleri kabul etmeniz gerekir.

Düzenli beslendiğinizden emin olun. Zira yedikleriniz, hislerinizi etkiler. Sebze, meyve, kuruyemiş, balık gibi besinler, kendinizi daha keyifli ve mutlu hissetmenizi sağlayacaktır.

Profesyonel yardım alın. Çeşitli nedenlerden dolayı kendinizi depresyonda hissediyorsanız, mutlaka bir uzmana başvurun.

Kendinizi yalnız hissetmeyin. Depresyonda olan insanların en önemli özelliği, kendilerini, yapayalnız; hatta kimsesiz hissetmeleridir. Yaşadıklarınızı, yakınlarınızla ya da sizinle aynı durumda olanlarla paylaşmaktan kaçınmayın. Tüm bunlar, rahatlamanızı ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

Bakış açınızı değiştirin. Hayatınızdaki pozitif şeylere odaklanın, negatif olanları hayatınızdan çıkarın. Kimsenin mükemmel olmadığını, sıkıntıların da hayatın bir parçası olduğunu aklınızda tutun.

Yeniliklere yer açın. Yeni insanlarla tanışın, yeni ortamlara girin, yeni hobilerle ilgilenin. Bu sayede, sorun ve sıkıntıları daha az düşünür, daha fazla keyiflenebilirsiniz.

ÖFKE, KAYGI VE DEPRESYONU YENMENİZİ SAĞLAYACAK GÜNLÜK ALIŞKANLIKLAR

Kaliteli Uyku: Araştırmalara göre, yeterli düzeyde uyumayanların (Günde altı saatten daha az.), depresyon yaşama olasılıkları, iyi uyuyanlara oranla altı kat daha fazla...

İyi Seks: Orgazmdan sonra salgılanan serotonin ve endorfin hormonları, stres seviyesini düşürüyor. Dolayısıyla, düzenli bir seks hayatına sahip olmak, kişiyi, kaygılarından uzaklaştırıyor.

Egzersiz: Düzenli olarak egzersiz yapmak; kalp ritmlerinizi düzene sokacak, rahatlamanızı sağlayacak ve ruhsal dengeniz için faydalı olacaktır.

Beslenme: Omega 3 ve vitamin B12, akıl sağlığı için faydalı maddelerdir. Omega 3'ü; somon balığı, yeşil sebzeler ve fındıktan elde edebilirsiniz. B-12 vitaminleri için de deniz ürünleri ve az yağlı ürünler tüketmek gerekir.

Alkol: Sağlığınızı etkilememesi adına, günde iki kadehten fazla alkol almayın.

Meditasyon: Günde 15 dakikanızı meditasyona ayırmak; gündelik sıkıntılarla ve sorunlarla yatağa girmenizi engelleyecek, gevşemenizi sağlayacaktır.

BİZE ULAŞIN