Saatten öte: Romain Jerome

Titanic gemisinin kalıntılarından, Ay'dan alınan parçalardan ya da dinozor fosillerinden üretilen saatler... Konumuz, saatçiliğin merkezi İsviçre'den çıkan ve her saati bir çağdaş sanat eseri sayılabilecek çılgın saat markalarından biri...

17 Kasım 2014

Saat dünyasının kusursuz işçilikle üretilen saatlerini anlatırken ister istemez, akla klasik sanat geliyor. Binlerce dolar değerindeki bu saatlerin her bir parçası özenle işleniyor; üstelik hepsi simetrik ve kusursuz… Düzenli ve lüks görüntüsüyle daha baktığınız anda etkiliyor sizi. Tıpkı Michelangelo'nun tabloları gibi… Sanat tarihinde klasik sanatın sınırlarını zorlamak, bozmak, yerle bir etmek, hatta çizgiyi yeniden tanımlamak isteyen sanatçıların yeri ise, en az klasik sanatçılar kadar büyük. Dali'nin tablolarını hatırlayın ya da Egon Schiele'i.

Saat tarihinde de, tıpkı sanattaki gibi kusursuz saatlerin yanı sıra, kendisine has, sınırları zorlayan saat markalarını ve tasarımcıları görüyoruz. Yvan Arpa, bu isimlerden biri. Aslen bir matematikçi olan Yvan Arpa, Hublot ve Baume&Mercier gibi lüks saat markaların tedrisatından geçtikten sonra 2006'da İsviçreli saat markası Romain Jerome'un CEO'su oldu. Yvan Arpa'nın devrim yaratan çağdaş sanat yanlısı yönü de bu markayla açığa çıktı. Romain Jerome, 1980'lerin ve 90'ların video oyunları, yarış otomobilleri, müzik gibi ikonlarına özel ürettiği saatlerden sonra, saat dünyasının hiç ilgilenmediği materyallere yüzünü çevirdiği 'Efsanelerin DNA'sı' serisiyle sektörü şaşkına uğrattı.

DNA serisinde, Titanic gemisinin kalıntılarıyla üretilmiş ve gemilerin zamanla deforme olmasına gönderme yapmak için paslandırdığı çelik kasalı bir saat, Ay'dan alınan taşlarla ürettiği Moon Dust, sadece geceyi ve gündüzü gösteren Day&Night, dinozora ait fosilleşmiş dışkıdan ürettiği saatle marka kafaları karıştırırken, CEO Yvan Arpa, çağdaş sanata yakın olduğunu ve saat sanayisinde yapılmayanı yaparak bu sanayinin karanlık tarafını temsil ettiğini söylüyordu.

Örneğin; Moon Dust, 'uzayın fethinden' ilham alınarak tasarlanmıştı. Çelik, gümüş ve altın versiyonları olan saatin kadranı, Ay yüzeyinin bir tasviriydi ve Ay tozlarından oluşturulmuştu. Saatin metal aksamları Apollo 11'den, kayışı Uluslararası Uzay İstasyonu'nda giyilen dokuma ve karbon fi ber içeren timsah derisi giysilerden elde edilmişti. Saat ve dakika, uzay aracının güneş panellerinden, küçük saniyeler Ay'ın iniş hedefi nden ilham alıyordu ve saat, Ay'a çıkılan tarihe gönderme yapmak için 1.969 adet üretilmişti. Yvan Arpa, kendi markasını kurup Romain Jerome'dan ayrıldıktan sonra yerine gelen Manuel Emch, Ay tozu parçalarının Teksas'taki Uzay Kâşifl eri Derneği tarafından tedarik edildiğini ve her bir saatin, orijinalliğini kanıtlamak için özgünlük belgesiyle sunulduğunu anlatıyor. Materyali elde etseler de, özgünlüğünü kanıtlayamadıkları bir ürün sunmayacaklarını da ekliyor. Dinozor fosillerini de bir müzayededen elde etmişler.

CEO'ya göre markanın saatlerini yalnızca kolunda uzaydan, Titanic'ten ya da tarih öncesinden bir parça taşımak isteyenler tercih etmiyor; Romain Jerome'un müşterisi, yüksek saat markalarının çoğu tarafından ilgi gösterilmemiş eşsiz bir parça arayan, hedonist bir kitle.

Bana göreyse o kitle, hedonist olmaktan ziyade 'çağdaş sanat' tutkunu kişilerden oluşuyor. Çünkü markanın her bir saati, bir çağdaş sanat eseri gibi. Nitekim markanın CEO'su Manuel Emch de, "En büyük tutkum, sanattır." diyor.

www.romainjerome.ch

Yazı: Özge Dinç