Mutlu terziliğin izinde: Kean Etro

“Yıllardır bana yârenlik eden terzilerin hepsi birer dost, yol arkadaşı... Biz; toprağı, sebze bahçelerini, zengin mutfağımızı, şarkıları, dansları ve mutluluğu paylaşıyoruz.”

İşte böyle diyor, Kean Etro. Bugün dünya devi bir şirket olan Etro, aslında İtalya’nın küçük bir bölgesinde üretilip dünyaya yayılıyor. El emeğinin, mutlu çalışmanın ürünlere yansıdığının bilincinde hareket eden ender markalardan... Erkek koleksiyonlarının başındaki isim Kean Etro ile zanaat, aile, sanat ve tasarım üzerine konuştuk...

1990 yılında Etro bünyesinde ilk erkek koleksiyonunuzu tasarlayarak rüştünüzü ispat ettiniz. O gün neler hissetmiştiniz, aldığınız tepkiler ne yönde oldu?

Gerçekten çok genç yaşta katıldım Etro’ya. Başlangıçta her şey benim için daha deneyseldi. Antikalar, kumaşlar arasında büyümek çok güzeldi. Öncelikle, Etro benim için iyi bir okuldu. İlham, vizyon ve yaratıcılığımı ortaya çıkardığım yer old

Şal deseni şüphesiz Etro’nun DNA’sını oluştuyor. Bir Hindistan yolculuğu sırasında esinlenildiğini biliyoruz. Arkasında yatan asıl hikâye nedir?

Etro, 1968 yılında kurulduğunda babam bu desenle oynamaya başlamıştı. Mezopotamya’da doğmuş, süsleme sanatına ait bir sembol... Babam, Hindistan, Fransa ve İngiltere yolculukları sırasında desenle tanışıyor ve dönüşünde deseni kumaşlara taşıyor. İşte, şal deseni hikâyesi böyle başlıyor. Sembolün süsleme sanatındaki anlamı da zengin. ‘Hayat ağacı’ anlamına geliyor; yerin derinliklerini, göklerle birleştiren ağaç... Yıllar içinde Doğu’dan Batı’ya, Hint baskılarından Kelt nakışlarına kadar yayılmış. Bugün hâlâ yolculuğuna devam ediyor. Uzun ama keyifli bir yolculuk, bu.

Babanızın kurduğu bir aile şirketinin parçası olmak nasıl bir duygu?

Aile; farklı fi kirlerin ve yorumların paylaşıldığı, zengin bir ilişki demek. Hatta bazen sezgilerin... Her gün birbirimizle yüzleşiyoruz. En büyük paylaşımımız; sanat, tarih ve kültür için duyduğumuz tutku ve doğuştan geren merak. Doğal yönelim ve karakterlerimize bağlı kalarak, firma içinde hepimiz kendi niş bireyselliğimizi işimize yansıtabiliyoruz.

Desenleriniz bugün bile bilgisayar yerine elde tasarlanıyor. Bu sezon koleksiyon ilhamınızı Puglia’nın üretken zanaatkârlarından aldınız. Bu konsepti yaratan fikir nasıl oluştu? El emeğinin önemi nedir sizin için?

Markanın temelinde özel araştırmalar sonucu oluşturulan desenlerden yüksek kalitede kumaşlara dayanan aile geleneği yatıyor. Daima yeni ve trend olanla geleneksel olan arasında bir denge yakalamaya özen gösteriyoruz. Markanın mirası olan kültürü, modern bir dokunuşla sunuyoruz: yani ‘Yeni Gelenek’. Her koleksiyon, geleneği, tarihi yenilikle harmanladığımız ve güncellik kattığımız bir halde sunuluyor. Koleksiyon hazırlarken, zanaatkârlığa dair bilgi birikimini yaratıcı ve deneysel fi kirlerle harmanlamanın yollarını arıyorum. Bunun yanında kendimi bir ‘Made in Italy’ destekçisi olarak görürüm. Özellikle de bilgi, ustalık ve aşkla üretilen ürünlerde. Üretimimiz İtalya’nın Puglia bölgesinde Itria Vadisi’nde gerçekleşiyor. Ceketler, gömlekler, takım elbiseler, pantolonlar ve hatta trikolar bu bölgedeki oldukça verimli üretim yapan ellerde üretiliyor. Her şeyin yerel şekilde üretildiği bu üretim konseptinin birebir içindeyim. Yıllardır bana yârenlik eden terzilerin hepsi birer dost, yol arkadaşı. Toprağı, sebze bahçelerini, zengin mutfağımızı, şarkıları, dansları ve mutluluğu paylaşıyoruz. İşte bu şekilde ortak bir bilinçle gelişiyoruz; tabii tevazudan ödün vermeden. İşte benim İtalyan kökenime olan bağlılığım bundan ileri geliyor. İtalyan kültürüne olan sevgim, bizim sanatçı-terzilerimiz, muhteşem mutfağımız, bölgedeki hayvanlar, bitkiler ve hızlı tüketime rağmen ‘yavaş’ olan her şey... Mutlu terziliğimiz!

Ailenizin sanat koleksiyonları, kaşmir, şal ve kitap gibi parçalarından bir sergi açmayı düşündünüz mü? Belki bir Etro Müzesi...

Web sitemizde, online satış yanında, yeni bir dijital proje başlattık. Sanatsal miras her zaman bu markanın kalbinde yer aldı ve işte şimdi web sitemizdeki ‘Sanat Galerisi’ bölümünden bu mirası geniş bir kitleyle paylaşabiliyoruz. Galeri bölümü, üç alt bölümden oluşuyor: ‘Etro’da Sanat’, ‘Yaratıcı Ruhlar’ ve ‘Yeni Yetenekler’. Böylece e-galeri, eski ve yeniyi entegre ediyor, sanatın ve sanata dair deneyimlerin önemini vurguluyor. Güncel sanatçıları desteklerken klasik sanat eserlerini yeniden keşfetmek için harika bir sanal platform oluyor.

Etro 2015 İlkbahar-Yaz Erkek Koleksiyonu ‘Mutlu Terzilik’ten yola çıkıyor ve markanın üretiminde emeği geçen herkese bir armağan niteliği taşıyor. Milano’da Etro defilesi başlamadan önce markanın mirasına ait görsellerden bir sergi sunuldu. Defile için gerçek terzilerle yapılan animasyon efektlerle zenginleşen video, izleyenleri defileye hazırladı. Defile başladığındaysa muhteşem bir terzilik, sakin bir renk paleti, bol kareler ve üç parçalı fit takım elbiseler podyumdaydı. Hem de onları üreten terzilerle birlikte! İşte Etro bu şekilde sezonun en başarılı defile ve koleksiyonuna imza attı.

RÖPORTAJ SERHAT ŞENGÜL

Esquire Big Black Book Sonbahar/Kış 2014 2015 sayısından alınmıştır.