Sovyetlerin üvey kızı: Kiev

Yazı Arda SAYINER

Ivan Franko, Kiev'de ilk eserlerini kaleme alırken şehrin bu kadar popüler olacağını tahmin edebilir miydi bilinmez ama Rus oligarkların, ABD'li milyonerlerin ve Suudi prenslerin deneyimlerle dolu bu şehre hak ettiği ilgiyi göstermeye başladığı artık aşikâr. Ukrayna'nın başkenti her ne kadar Sovyetlerin parçalanması sonrası yoksullaşmış, ötekileştirilmiş ve yeniliklerden uzak kalmış gibi görünse de kitaplara sığmayan tarihi, konsept restoranları, butik otelleri ve sükseli eğlence hayatıyla dünya şehirleriyle yarışacak derecede şık, cüretkar ve davetkar.

Andrevski yokuşundan uzanan bulvar boyunca satılan yüzlerce yağlıboya tablo ise 3,5 milyonluk şehirde ne kadar çok sanatçının yaşadığının ufak bir kanıtı. Yokuş üzerindeki duvarlarda rastlayacağınız graffi tiler, arptan saksafona enstrümanlarla Andrevski'nin dik kaldırımlarını keyifl i hale sokan müzisyenleri, Rus kristalleri ve porselenlerinin eşsiz örneklerinin sunulduğu antikacılar ve el yazması kitapların satıldığı sahafl ar eğer dikkat dağıtmazsa kaçırılmaması gereken ilk durak, Kanapa restoran. Yerel Ukrayna lezzetleri yanında konsept restorancılık adına burada ne ararsanız mevcut. Geleneksel kıyafetlere feminenlik katmış hostesler, mekâna ismini veren chester tipi bordo kanepeler, dekor bir şamdan sandığınız ama aslında masanıza kuver niyetine konulan mum şeklindeki tereyağlar, eski bir döküm ütünün içine doldurulmuş korların üstünde masaya gelen etler farklı bir mekanda olduğunuzu hatırlatan emareler. Tereyağlı mumlar ekmeğiniz üzerinde eridiğinde mekânın favorisi kremalı kestane çorbasına sıra gelmiş demektir. Ana yemeklerden ise geyik ve tavşan eti 'snob' müşterilerin ayak alışkanlığının en büyük sebebi.

Bir diğer gastronomik cennet ise Whisky Corner. Adı üzerinde, bulunduğu bulvara hakim bir köşede yer alan mekân, dışarıdan davetkâr olduğu kadar, etleri ve dünyanın dört bir yanından viskileri ile meşhur. Viski ile et eşleştirmelerinin yanında kabuklu deniz mahsullerinden de gurme lezzetler vadediyor. Japon, İngiliz, Alman veya Amerikan… Masaya hangi ülkeden hangi şişe gelirse gelsin doğru yemek eşleştirmesini layığıyla yapacak şefl er zaten mutfakta. Hatta masanızda. İçindeki eski damıtım tankı, mahzen ve misafi rlerin kendi şişelerini bırakabileceği anahtarlı dolap ise bu emeğe ambiyans katan ve müşterileri şımartan detaylar arasında.

Gürcü yemeklerinin füzyon halde sunulduğu Shoci ise etnik restoran arayışındaki Kiev ziyaretçilerini memnun etmeye aday. Odun fırınında pişen yerel lezzetlerin hikâyeleri mönüde bir sanatçı edasıyla resmedilmiş.

Tres Français ise kurbağa bacağından meşhur soğan çorbasına kadar geniş yelpazede Fransız mutfağının iddialı temsilcilerinden. Servisin şıklığı Paris'teki bir restorandan, dekorasyonun şirinliği ise Eze köyündeki bir mekândan gibi. Geleneksel İtalyan lezzetleri için ise Art Deco mimarideki Monaco, şehrin en prestijli noktası. Özellikle restoran girişindeki peynir ve şarküteri reyonu mutfaktaki yemeğin kalitesini ve lezzetini önceden kanıtlar nitelikte. Kısacası sıra beklemek göze alındığı ve rezervasyon yaptırmak ihmal edilmediği sürece Kiev'de gastronomik hazza ulaşılacak seçenek çok. Andrevski'nin tarih kokan kaldırımları birçok kafenin de ev sahibi. Bunlardan en eskisi ise Avrupa ülkelerine dahi çikolata ihraç eden Lviv Chocolate House. Ele bulaşan çikolata lekelerinin peçeteyle değil ancak yalanarak çıkabileceğini iddia eden ve çikolata kalitesini bu amiyane açıklamayla belirten mekân, bir 18. yüzyıl markası. Balon etekleri, krem rengi şapkaları ve dantelli önlükleriyle eski bir gazete tasarımında mönü sunan güzel garsonlar müşterilere fi lm karesi yaşatırcasına nostaljik ve nazik. Dekorasyon en az meşhur sıcak çikolatası kadar iç ısıtıcı. Terasında hafta içi çikolata yapım atölyesi de düzenleyen mekân, Kiev manzarası eşliğinde yapılabilecek en tatlı aktiviteyi vadediyor. Narlı truffle en çok satanlar listesinde yer alırken, ayakkabı şeklindeki beyaz çikolatalar Lviv'in alametifarikası. Café'nin hemen ilerisindeki Dnipro nehri manzarası ise yokuşu tırmanmanın çikolata dışındaki bir diğer mükâfatı.

Kiev caddelerindeki en büyük gastronomik sürpriz ise sushi mekânlarının sıklığı ve kalabalığı. Göze çarpan trend, club öncesi muhakkak bir sushi restoranına uğramak veya club sonrası eve ya da otele sushi sipariş etmek. Bulunduğunuz coğrafyadaki bu sushi hayranlığının şaşkınlığını üzerinizden atamamışken aynı mekânlarda nargile köşelerini görmek ise kafa karıştırıcı bir diğer sentez.

Sushi restoranlarının içindeki nargile köşeleri doğu- batı sentezinin ötesindeki bir yakın doğu-uzak doğu buluşması. Bir elde nargile marpucu diğer elde chop-stick'ler. Bu konseptin en başarılı temsilcisi ise açık ara farkla Eshak. Türkçe 'eşek' anlamına gelen mekânın tasarımı ise Marakeş esintilerinde. Sushi çeşitleri ve kalitesi ise Tokyo, Londra ve New York üçlüsünün sunacağı alternatifl erle aşık atabilecek nitelikte. Tüm bu sushi sevdasının sonucunda ince topuklar üzerinde denge kurmaya çalışırken chop-stick tutma mücadelesi de beraberinde yaşayan birçok güzel hanımefendiye Kiev caddelerinde rastlamak fazlasıyla mümkün.

Gastronomik bir turun sonrası göz alıcı saatler, kristaller ve Rus işçiliğinin kanıtı nadide mücevherlere geri dönüş için ise Dmitry Berdyansky'nin kurduğu Crystal Group Ukraine mağazası doğru adres. Ukraynalı zenginlerin mabedi durumundaki bu yer Avrupa zenginlerinin ve koleksiyonerlerinin de ayağının alışmaya başladığı pahalı bir alışveriş noktası; mini müzayedelerin yapıldığı ufak bir zenginler buluşma noktası.

Kanapka

Şehirdeki geniş bulvarların bağlandığı ana nokta ise Nezalejnasti meydanı. Tüm heybetiyle ziyaretçilerini karşılayan meydan, herkesin saati tutturmaya çalıştığı bir buluşma noktası. Meydana dik bir açıyla bağlanan Khreshchatyk bulvarı ise otantikliğini modernizme bırakmış, Ukrayna'nın kollarını batının kapitalist dünyasına Rusya'dan çok daha cömert bir şekilde açtığının kanıtı olan bir alışveriş caddesi. Dünya markalarının bulunduğu bu ünlü bulvarı özel kılan ise Kiev gece hayatının en ince damarlarına sızan cadde ve sokaklara açılıyor olması.

Arena adındaki AVM konseptindeki bina birçok gece kulübünün bir araya geldiği, şehrin tarihi dokusundan uzak ışıklı tabelalarla dolu modern bir yapı. Gündüzleri sakin olan bu bina, geceleri adı üzerinde adeta farklı amaçların ve yarışların döndüğü, birbirinden farklı eğlence konseptlerinin sunulduğu bir arena. Famous ve TAO bu dünyanın en iddialı isimleri. Rezervasyon şart. Kış soğuğuna rağmen kıyafetlerindeki cüretkârlıktan ödün vermeyen Kievli hanımların bahar aylarında da bu tarzlarından vazgeçmediklerini ve mevsimin hakkını verdiklerini kuyrukta beklerken görmek ise ayrı bir mutluluk sebebi. Tek fark soğukların azalmasıyla beraber topuklu ayakkabılarla atılan o hızlı ve zorlu adımların sakinleşmesi ve mekâna girme telaşının azalması.

Chocolate House

Kiev'deki gece kulüplerinde dolaşırken en dikkat çeken demografi k gerçek, genetik muhteşemliğin ne kadar bozulmadan ve azalmadan her yana eşit olarak dağıldığını gözlemliyor olmak. Gece hayatındaki çoğunluk öğrenci; geriye kalanlar işsiz, belirli bir zümre çalışan olmakla beraber görüntü oldukça homojen. Herkes güzel. Herkes şık. Gittiğiniz her mekân toparlanmaya çalışan bir ekonominin kurbanlarından çok, ömürleri boyunca kriz ve sefalet görmemiş bakımlı hanımlar ve beylerin buluşma noktası imajını çiziyor. Sohbetlerde ortaya çıkan ise bir sor bin ah işit niteliğinde…

Bu realiteden uzak gece hayatının en trend mekanı ise tartışmasız D-lux. Üç katlı gece kulübünde loca kiraları dünya ortalamasının oldukça altında. Nigiri'ler, Roll'lar ve Sashimi'ler her zamanki gibi masaların baş misafi ri. Sushi olmayan masada misafi r ağırlamak adeta bir ayıp. Herkeste hafi f giysiler, rahat hareketler... Giriş katındaki modern dans pistinin hemen üst katında ise bir başka DJ'in yer aldığı lounge bölümü yer alıyor. Her kata ayrı bir konseptin sunulduğunu bilerek zemindeki postlar, duvardaki şömineler ve tay tüyü koltuklar şaşırtmıyor. En üst kat ise dans pistinin seyredildiği kartal yuvası kıvamındaki diğer localardan oluşuyor. Hangi gece kulübünden çıkılırsa çıkılsın Kiev'in gün ağrırken buluşma noktası ise Heaven. Sabah 07:00'da açılan bodrum katındaki mekân, güneş ışığından uzak bir eğlenceyle gecenin ve müziğin bitmesine izin vermiyor.

Whiskey Corner

Gece kulüpleri dışında en seviyeli striptiz kulüp ise tek kelimeyle Rio. Girişindeki ışıklı tabelanın retro tasarımı tüm renkleriyle yoldan geçenleri içeri çağırıyor. Ama tabii ki sadece rezervasyonu olanları... İçeride ana şovların sürekli devam ettiği piste, 80'lerden kalma bir bar tasarımı eşlik ediyor. Bu büyük alan dışında özel odalar ve parti alanları da mevcut. Bir Orta Amerika kasabasındaki striptiz kulübü mütevaziliğinin yanında, Avrupalı bir gece kulübüne terfi etme azmini de gözlemlemek mümkün. Genetik mükemmelliğin örnekleri ise mekâna dair ön yargıları baştan düşündürür nitelikte. Neticede Rio, Kiev'in görülmesi gereken bir centilmenler noktası.

Rio gece kulübünün hemen yan kapısı olan 11 Mirror Otel ise Kiev'deki otel arayışına nokta konulacak butik bir seçenek. Rio'nun retro ortamına zıt duran çağdaş tasarımlarla dolu bir dünya. Odalar modern bir mimariye, sade ama farklı tasarımlara sahip. Adeta Kiev'in W Otel'i niteliğinde. Minimalist ama çarpıcı detaylar mevcut. Tasarım aydınlatmalar, süet duvar kaplamaları ve bakır süpürgelikler odalardaki ince detaylar arasında. Kiev'in tarihi caddelerinin yatak odasında hissedileceği otel ise Opera. Antik küvetlerdeki banyo keyfi ne, porselen takımlardaki kahvaltıların eşlik edişi şehrin şiirselliğine yakışır nitelikte.

Şehrin en çarpıcı müzesi ise akıl durduran Mikro Minyatür Müzesi. Sanatçı Mykola Syadristy'nin Guiness Rekorlar Kitabı'na girmesini haklı kılan toplu iğne başındaki satranç takımı, saç teli üstündeki gül motifi , iğne deliğindeki piramitler ve kervan takımı eserleri, dikkatli gözlerin şaşkın bakışlarını üzerlerine çekiyor. Eserlerin hepsi keskin gözlerin usta elleri yönettiği yaratıcılık ve sabır dolu birer harika. Dönem dönem yeni eserlerin de eklendiği müze Kiev'i ziyarete değer kılan bir diğer deneyim. Görünen o ki Sovyetler'in bu üvey kızı şartlar ne olursa olsun onu el üstünde tutanlara her daim yenilikler sunmaya devam edecek.

Esquire Türkiye
The Big Black Book
İlkbahar-Yaz 2018