İstanbul'un ünlü berberleri

Pek çok erkek için ilk saç tıraşının adresi, genellikle babalarının berberidir. Bu süreç, erkeklerin yıllar içerisinde uyum yakaladığı bir berberi bulmasıyla sonuçlanır. Hepimiz en az bir kere, alışkanlığından vazgeçmek istemeyen bir erkeğin kendisini emin ellerde bırakmak için kilometreler katetmesine tanık olmuşuzdur. Evet, berberleri erkeklerin en muhafazakar oldukları alanlardan biri. Ve artık stillerine en önemli dokunuşu yaptıkları yerler de aynı zamanda. İşte İstanbul'un, "Kestir, yıkat ve çık!" dönemini sona erdiren ünlü berberlerinden bazıları...

Giriş Tarihi: 11.03.2015 11:43 Güncelleme Tarihi: 11.03.2015 11:54

NİŞANTAŞI'nın en işlek caddelerinden birinde, Teşvikiye'deyiz. Camında 'Saç ve Ceza' yazan DeepCut, tasarım odaklı bir kafeye benzese de aslında üniseks bir kuaför salonu. Sahibi Uğur Durmuş, 12 yaşında başladığı kuaförlük mesleğini, 17 seneden beri kendi mekânında sürdürüyor; son sekiz senedir ise DeepCut adındaki kendi kuaför salonuyla hizmet veriyor. Kapıdan gelenleri geri çevirmese de DeepCut, aslında randevuyla çalışan butik bir kuaför salonu.

Uğur Durmuş, ilk defa 16 yaşında erkek saçı kesmeye başlamış. Saçını kestiği kişi de şarkıcı Rafet El Roman'mış. Durmuş, bir saçı ortalama 7 dakikada kesiyor (Tanık olduk!). Alametifarikası ise erkeklerin yüz şekline ve yaşam tarzına uygun kesimler yapması. Yani DeepCut, erkeklerin saçlarını kestirdikten sonra hayal kırıklığı yaşamadan ayrıldığı mekânlardan. Kadın ve erkeklerin yan yana saçlarını kestikleri de oluyor. Uğur Durmuş bu durumu şöyle açıklıyor: "Eskiden erkek bölümleri ayrıydı. Erkekler küçük bir bölüme hapsedilirdi. Erkeklerin mekândaki kadınları görmemesi istenirdi. Son on yıldır bu zincir kırıldı."

Durmuş'a göre erkekler artık kadınlardan daha bakımlı ve özenli. "Tüm değişim, metroseksüel kelimesinin icadıyla başladı. Artık kadınlardan daha iyi saç şekillerine sahip ve daha iyi giyinen erkekler var." Peki, erkekler berberlerinden ne ister? "Erkeklerin % 80'i kafasında bir fikirle, 'Ben bunu istiyorum,' diyerek gelmiyor. İnsanların istekleri yaşam şekillerine göre değişebiliyor. Kişinin kafa şekli, giyim tarzı, ne müzik dinlediği, ne iş yaptığı bile etkili olabiliyor saç modelinde. Bir kişiye bakınca onun nasıl bir saç istediğini ya da neyi kullanıp kullanamayacağını anlayabiliyoruz. Saç kesimine trend ya da moda diye bakmıyoruz. Ama trendleri de es geçmiyoruz. Önemli olan kişinin kendisini saçıyla tamamlayabilmesi. Moda bu, diye insanın kendisiyle bütünleşmeyen bir saç, sakal modelini tercih etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ama maalesef yapılıyor." Hazır olayın merkezindeyken Durmuş'a 'hipster' trendinin devam edip etmeyeceğini soruyoruz. Zira geçtiğimiz yaz İstanbul'da metrekare başına neredeyse 10 'hipster' düştüğüne tanık olmuş; biz kadınlar, çok sevdiğimiz sakallı erkek görüntüsünden bile sıkılmıştık. Ancak Durmuş, bize beklediğimiz müjdeli haberi vermiyor: "Sakal trendi bitmeyecek. 'Bana sakal yakışmıyor,' diyen erkek yok çünkü. Kadının makyajı neyse erkeğin sakalı da o. Sakal, en önemli aksesuar haline geldi. Sakalsız, temiz görüntüye artık neredeyse rastlamıyoruz."

Uğur Durmuş da, salonu DeepCut da nevi şahsına münhasır. Örneğin Durmuş, makine tıraşı yapıldığında müşterisinden ücret almıyor. Kadınların saçına fön çekmediği gibi erkeklerin sakalına şekilvermenin de gereksiz olduğunu; bu tarz işlemlerin genellikle ticari olduğunu düşünüyor Durmuş. Ya da 'yanlar' olarak tabir edilen, saçın yan tarafını kestiğinde de ücret almıyor. Hatta kadınlardan aldığı üçüncü kesimle erkeklerden aldığı altıncı kesim ücretini sokak hayvanlarına bağışladığını söylüyor. "Dünyada belki de aplikasyonu olan ilk kuaför salonu burasıdır.

Aplikasyonla kişi, rezervasyonunu ya da saçını kaçıncı defa kestirdiğinin takibini yapabiliyor. Takibi yapılarak kadınlarda üç, erkeklerde ise altıncı kesimi o kişinin adına sokak hayvanlarına bağışladığım görülebilir." Beyoğlu sokaklarına özgü bir dokuyla tasarlanan DeepCut'ın bir şubesini bu yılın sonuna kadar Berlin'de açmayı düşündüğünü söyleyen Durmuş, gelen talebe göre hareket edeceğini söylüyor. Son olarak DeepCut'ın camında yazan 'Saç ve Ceza' kelimelerine açıklık getiriyor: "Suç ve Ceza'dan yola çıkıp 'Saçın kötü kesilirse cezanı çekebilirsin.' demek istedik. Saç, kişinin özgüvenini alıp götürebilir ya da onu özgüven sahibi yapabilir."

Vali Konağı Cad. Prof. Dr. Orhan Ersek Sok. No.18/C Teşvikiye - Nişantaşı Tel: (212) 234 79 09

Yazı: Türkan Doğan

Fotoğraflar: Arda Güldoğan

BİZE ULAŞIN