Esquire Türkiye Nisan 2018'de neler var?

Esquire Türkiye'nin Nisan sayısında sizleri neler bekliyor?

Giriş Tarihi: 28.03.2018 14:31 Güncelleme Tarihi: 28.03.2018 15:44

KAPAK



DAHA OLGUN, DAHA CESUR

BUĞRA GÜLSOY

'ÜNLÜ' KONTENJANINDAN OLUP HAYATINDAKİ DEĞİŞİMLERLE BİRLİKTE 'KARAKTER' OLARAK DA DEĞİŞİME UĞRAYAN BİRÇOK İSİM GÖRDÜK, GÖRMEYE DEVAM EDİYORUZ. ÜSTELİK ŞAŞIRMADAN. ARTIK BİZİ ŞAŞIRTAN 'NORMAL' KALABİLEN OLUYOR. TIPKI ÜÇER YIL ARAYLA İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE ÜÇÜNCÜ RÖPORTAJINI YAPTIĞIM BUĞRA GÜLSOY GİBİ. BU ARALAR ATV'DE YAYIMLANAN YENİ DİZİSİ '8. GÜN' VE YAZIP YÖNETTİĞİ 'MAHALLE' FİLMİYLE YENİDEN ARAMIZA DÖNEN GÜLSOY, BİR KEZ DAHA SAKİNLİĞİNİ BOZMADAN, İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE SADECE TUTKULARININ PEŞİNDE KOŞTUĞUNU BİZLERE İSPATLIYOR.

Röportaj: SEDA KARAN

Fotoğraf: ÖMER FARUK GÖKALP

Moda Editörü: DUYGU ALTIPARMAK

2012 Ocak, 2015 Nisan ve 2018 yine Nisan sayısı… Biri 'Pragma' ikisi de kapak çekimi olmak üzere tam üçer yıl arayla onunla bir araya gelmişiz. Takip edebildiğim kadarıyla son üç yıldır sağlığı, sıhhati ve keyfi yerinde. 'Aşk Yeniden'den sonra herhangi bir dizi projesinde yer almasa da üç yılda tam üç sinema filminde yer aldı. Tam, ne güzel sakin sakin gidiyor derken bir gün kendisinin yazıp çizdiği, üstelik rol alıp yakın dostu Serhat (Teoman) ile birlikte yönettiği, hatta elini cebine atıp yapımcılığını da üstlendiği filminin afişleriyle karşılaştık. Halbuki o, bundan üç yıl önceki konuşmamızda sinyalleri vermiş bana: "Ben yine tiyatro yapıyor olacağım, senaryolar yazacağım, belki bir gün gelecek yönetmenlik koltuğuna da oturacağım!" Neyse; tam kendisini takdir etmekle şaşırmak arasında gidip gelirken; ikinci salvosu, televizyon ekranlarında anons edilen ve sizin muhtemelen üçüncü bölümünü izlediğiniz yeni dizisi ile geldi. E, haliyle yine ve yeniden bir araya gelmek ve şöyle 'yakışıklı' bir kapak çekimi yapmak da elzem oldu. Yoğun set temposunun arasına sıkıştırdığı bir Cuma günü yaptığımız kapak çekiminin ardından Cumartesi günü evinde, Puddle cinsi köpeği Pudi eşliğinde yaptığımız röportaj sonrası yansıyanları birazdan okuyacaksınız. Ancak kişisel görüşümü soracak olursanız; bu genç adam ne istediğini çok iyi bilerek, emin adımlarla ve üstelik sakinliğini de hiç bozmayarak bizleri daha çok şaşırtacak!

Sohbete, son üç yıla neler yaptığını konuşarak başlıyoruz… Malum; kendisi gündemi, yazıp yönettiği üstelik rol da aldığı sinema filmi 'Mahalle' ve geçen ay ATV ekranlarında başlayan aksiyon dizisi '8. Gün' ile yeteri kadar dolduruyor bu ara. Beni bekletmeden hemen; "'Aşk Yeniden' bittikten sonraki ilk dizim bu. Bir dizi projesinde yer almak yerine biraz yazıp çizmeye ağırlık vermek istedim. Ama bu demek değil ki, boş durdum. Serhat (Teoman) ile kendi film projemiz 'Mahalle'nin çalışmalarına ağırlık verdik ve sonunda çektik. 2016'da Gupse (Özay) ile 'Görümce' filminde oynadım. Ardından 2017'de Özge (Özpirinçci) ile 'Acı Tatlı Ekşi' filminde yeniden bir araya geldik. Ki, filmin uyarlama senaryosunu da ben yazdım. Son olarak, geçen Şubat ayında vizyona giren ve Ferzan Özpetek'in ortak yapımcısı olduğu 'Cebimdeki Yabancı' filminde yer aldım. Bu arada bir de tiyatro oyunu yazdım; dileğimiz, yeni sezonda sahne alması. Açıkçası dizilerde yoktum ama benim için dolu dolu geçen bir üç yıl oldu. Kişisel anlamda da hem bu senaryo işleri, hem yönetmenlik hem de tiyatro derken kendimi de geliştirdiğim bir dönem oldu benim için. İş temposu ve yoğunluk dışında bu üç yıl psikolojik olarak nasıl geçti diye soracak olursan; aslında daha ileriye dönük ve daha emin adımlarla yürüyebileceğimi görmemi sağlayarak geçti diyebilirim. Bu son üç yılda neyi isteyip neyi istemediğimi daha iyi biliyorum. Mesela şu anda karşında en az üç dört yıllık planını kafasında oluşturmuş bir adam oturuyor."

Bunun bir nevi nadas süresi gibi bir şey ve oyunculuk için elzem olup olmadığını soruyorum. Hani derler ya; yüzü çok eskitmemek, oyuncunun hayranlarıyla arasına özlem katması gibi taktikler gerek diye…

"Taktik demeyelim de en son rol aldığım dizi; çok uzun soluklu olduğu için bayağı yorulmuştuk. Biraz dinlenmem biraz da kendi projelerime ağırlık vermem gerekiyordu. Dizinin hemen akabinde 'Mahalle'nin çalışmalarına da başladık zaten. Filmin montajı, diğer detayları derken zaman da hızla geçti. Bir de en önemlisi; ekranlara geri döndüğümde artık yine bir komedi yapmak istemediğimi biliyordum. İçime sinen bir senaryo olması için de bekledim biraz. Daha önceden dram projelerinde yer almıştım. 'Aşk Yeniden' komedi türünde bir mola gibi bir şey oldu bir bakıma. Şimdi içime sinen, aksiyon türünde bir proje ile geri dönmüş oldum. '8. Gün' ile farklı ve gizemli bir karakterle geri dönüyor olmak, açıkçası beni çok heyecanlandırıyor."

  • Kapak röportajının tamamı Esquire Nisan 2018 sayısında…

DOSYA

SÖZLÜKLERE GİRMESİNİN VAKTİ GELDİ: INFLUENCER

Hepimizin aklındaki sorulara yanıt aradık: "Influencer'lar ne iş yapıyor ve ne kadar kazanıyor?" (Ve için için sorulan soru: Peki biz bu işi nasıl yaparız?)

YAZI ÖZGE DİNÇ – TÜRKAN DOĞAN

Sözünü sakınmayan, komik Twitter fenomenleri, görüntüyü en iyi şekilde yansıtabilen Instagrammer'lar, kitleleri dakikalarca karşısında tutabilen YouTuber'lar ise sonradan tek bir çatı altında toplandı. Bu ismi artık her yerde görüyorsunuz: Influencer. Özellikle Z Kuşağı için TV, artık YouTube ve Enes Batur, Orkun Işıtmak ya da 'gamer' denen ve milyonlarca sadık hayranı olan Twitch fenomenleri, Tarkan'dan daha ünlü.

Kelime, 'etkileme gücü yüksek' anlamına geliyor. Bir şeyin içine 'etkileme' kelimesi girince de kapıdan reklam dünyası giriyor. Reklam Çağı adlı kitabı kaleme alan, 20. yüzyılın reklam dehası Bill Bernbach, reklamlar hakkında ne demişti: "Reklam, doğası gereği iknaya dayanır ve ikna bir bilim değil, bir sanattır." Akıllı telefonların elimizden düşmediği günümüzde, böyle olması da doğal: Çünkü Serenay Sarıkaya'nın şampuanını değil, bu mecraların ünlülerinin kullandığı şampuanı arayıp buluyoruz artık.

Araştırmalar da bunu doğruluyor: Birkaç yıl önce dillendirilmeye başlayan influencer'ların marka işbirlikleri sonucu ulaşılan ciro, geçen yıl dünyada 1,1 milyar dolardan 1,5 milyar dolara yükselmiş, Türkiye'de de 30 milyon TL'ye ulaşmış. Dünyadaki rakamın 2019'da ikiye katlanacağı öngörülüyor. Ki mümkün: 'Influencer pazarlama' alanı 2017'de dünyada %198 büyümüş.

  • Yazının tamamı Esquire Nisan 2018 sayısında…

MODA

TASARIMLARDA 'ESKİ'NİN AĞIRLIĞI

Baharın gelmesiyle birlikte gözler ilkbahar-yaz 2018 koleksiyonlarına iyiden iyiye kaymaya başladı. Öncelikle yeni sezonda eskiyi yâd edeceğinizi hemen belirtelim. 70'ler başta olmak üzere 80'lerin ve 90'ların izlerini taşıyacağınız yeni tasarımlar; çizgili trikolar, desenli takım elbiseler, iddialı aksesuarlar, yüksek belli pantolonlar ve hardaldan kiremite renk tonlarını barındırıyor.

MODA EDİTÖRÜ DUYGU ALTIPARMAK

FOTOĞRAF ÖMER FARUK GÖKALP

DOSYA

IKIGAI

Hayatı bütünüyle kabullenebileceğiniz mutluluk ve huzur dolu bir yaşam felsefesi mi arıyorsunuz? Teknoloji konusunda dünyayı yönlendirilen adalar ülkesi Japonya'nın bu konuyla ilgili size bir önerisi var.

YAZI KAAN SANCAR

  • Yazının tamamı Esquire Nisan 2018 sayısında…



TEKNOLOJİ

TEKNO-STİL:

OFİS ORTAMININ KOMBİNLERİ

'Kombin' dendiğinde genellikle aklımıza kıyafetler, bu kıyafetlerin nasıl bir araya getirildiği ya da kıyafetleri tamamlayan aksesuarlar oluyor. Peki, söz konusu teknolojik cihazlar olduğunda durum değişiyor mu sizce? Takip ettiğimiz, yazıp çizdiğimiz bu cihazların uyumu da giydiğimiz kıyafetler kadar önemli değil mi? Açıkça söyleyelim; bu bizim için oldukça hassas bir konu. Hele ki, söz konusu iş dünyası olunca…

YAZI KAAN SANCAR

  • Yazını tamamı Esquire Nisan 2018 sayısında…



HAYATTAN NE ÖĞRENDİM?

OSMAN SINAV, YÖNETMEN, 62

RÖPORTAJ ÖZGE DİNÇ

FOTOĞRAF ARDA GÜLDOĞAN

İşim, benim için dünyada yapılmaya değer tek iş, başka bir iş yapmayı düşünemem. Hayatta seçmediğim hiçbir şeyi yapmadım, yapmam da.

'Süper Baba', 'Deliyürek', 'Ekmek Teknesi', 'Sıcak Saatler', 'Uzun Hikâye', 'Kurtlar Vadisi', şimdi de 'Sen Anlat Karadeniz' gibi işlerim çok tuttu, ama bunun bir formülü kesinlikle yok; benim her yaptığım da olmuyor. Ben onu bir formül olarak şöyle izah ediyorum kendime: Toplumun içinde yaşadığı kültürel ve yerli kodlar var, onları doğru okur ve o kodlarla iş yaparsanız daha iyi sonuç veriyor. Ben de toprakla ilişkisi olan bir adam olarak o kodları doğru okumaya çalışıyorum. Bir fark varsa sanırım ondan kaynaklanıyor.

Bundan sekiz ay önce bir röportaj vermiştim, bence anlamsız ve arabesk bir başlık atılmıştı "Kral benim!" diye. O cümle şuydu aslında: Konsept üretebildiğim sürece kral benim. Kral olan şey, yönetmen, oyuncu değildir; konsepttir. Bütün dünyada öyledir. Konsept üretebilen en öne geçer. Ben her zaman buna dikkat ettim, onu bulmayı sabırla bekledim. Yeni bir işte büyük starlarla çalışmak beni rahatlatmıyor; bir konsept üretebilmiş olmam lazım.

Benim kültürümde 'ben' demek terk-i edeptir, çok 'ben' diyen insan edebi terk etmiştir. Öyle bir ortamda büyüdüm, öyle yetiştim.

Hocam Metin Erksan son günlerinde bana bir şey söylemişti. Artık hiçbir iş çekemediği, sektörden uzaklaştığı bir dönemdi ama bir Metin Erksan miti vardı. Herkes onu mit kabul ederken gönlündeki müthiş filmleri çekemiyordu. Bana dedi ki "Osman, ben daha önce sinemacı değilmişim, asıl şimdi sinemacı oldum. Ama şimdi kimse bana bir şey yaptırmıyor." Bu işin böyle bir dramı da var.

Öğrenmek bitmez. Ben her çektiğim planı ya da oyuncularla her konuşmamı bir eskiz gibi görürüm. Oyuncuya söyleyeceğim bir cümle onu nasıl tetikler ve nereye götürür; yanlış bir yere götürdüğünde başka bir cümleyle onu düzelttiğimde tekrar nereye gelebiliyor, bunu gözlemlerim.

  • Yazının tamamı Esquire Nisan 2018 sayısında…


OTOMOBİL

Gövde Gösterisi: Jaguar I-Pace

Tüm dünyadan birçok markanın katıldığı ve en ilgi çekici ürünleriyle şov yaptığı Cenevre Otomobil Fuarı'nda Jaguar Land Rover standının kalabalığı hiç azalmadı! Sebep; dünya prömiyerleri yapılan Jaguar I-Pace ve Range Rover SV Coupe!

YAZI ONUR AKÇAY

Bu yıl 88.'si düzenlenen Cenevre Otomobil Fuarı oldukça hareketliydi. Birçok marka dünya veya Avrupa prömiyeri yaptı, bazıları konsept araçlarını sergiledi. Cenevre'deki fuar alanın oldukça kompakt olması nedeniyle hem sergileri gezerken yorulmuyorsunuz, kafanız karışmıyor hem de organizasyonun nabzını çok daha rahat tutabiliyorsunuz. Mesela fuar alanın bir ucundan baktığınızda ortalama 10 markanın standını, ziyaretçi yoğunluğunu görebiliyorsunuz. Bu tip organizasyonlarda Ferrari, Lamborghini gibi süper spor otomobiller üreten markaların stantları her zaman kalabalık olur. İnsanlar, hayalleriyle yüzleşmeyi, fotoğraf çektirmeyi ve hatta imkân olursa dokunabilmeyi çok sever. Nitekim Cenevre'de de olsa durum aynıydı. Fakat aynı olmayan ve herkesin dikkatini çeken bir şey vardı; Jaguar Land Rover bölümünün kalabalığı! Fuara katılan medya mensupları için örtüsü açılacak aracın başındaki kalabalık normaldir. Çünkü medya tanıtımı yapıldıktan o kalabalık kısa süre sonra başka bir tanıtıma yetişmek için hızlı adımlarla stanttan uzaklaşır. Ama bu yıl Jaguar Land Rover bölümünde işler biraz değişti! Bana göre fuarın en çok incelenen araçlarından biri kesinlikle Jaguar I-Pace oldu. Şöyle ki; bir turuncu, bir gri ve bir beyaz I-Pace genel ziyaretçiler için, bir füme renkli I-Pace ise ikinci katta sadece markanın özel misafirlerinin incelemesi için sergilendi. Buna rağmen fuar alanında aracın doğru dürüst fotoğraf veya videosunu bile çekemedim. Ön bölümde birbirini taciz ederek anons yapmaya çalışan televizyoncular, diğer tarafta dokunarak, göstererek aracın yan ve arka tasarımını yorumlayan onlarca medya mensubu. İç mekâna geçebilmekse tam bir büyük ikramiye! Arka koltuklara oturabilmek için bir sıraya girdim; sanırım 8-10 dakika sürdü. Bindiğimde arka koltuktaki üçüncü kişiydim! Ön koltuk için gözüm korktu, önce sağ taraftaki sıraya girdim! Ben koltuğa oturduğumda bir kişi önümdeki torpidoyu, diğeriyse burnumun 5cm önünden içeriği soktuğu kamerasıyla kokpitten görüntü almaya çalışıyordu. Şoför koltuğundaysa maksimum 30 saniye oturabildim. Kalabalığın anlaşılması açısından kendisinin de affına sığınarak belirtmem gerek; nispeten daha sakin olan ikinci medya gününde bizlere nezaket ziyaretinde bulunan Jaguar Land Rover Türkiye Genel Müdürü Simay Alsan, söyleşimiz sonunda ikinci kattan aşağıya inerek Jaguar I-Pace'i incelemek için yanımızdan ayrıldı. En az 10 dakika aracın içine geçebilmek için sıra bekledi diyebilirim. Şimdi diyeceksiniz ki; "Yahu aracı doğru dürüst göremediysen, inceleyemediysen ne işin var orda?" Tamam tamam kızmayın. Sürpriz; dünya prömiyeri yapılan Jaguar I-Pace'i incelemenin yanı sıra kullandım bile! Jaguar Land Rover yetkilileri fuar dışında yaptıkları özel bir organizasyonla sınırlı sayıda medya mensubuna aracı kullanma, inceleme, fotoğraf ve video çekme imkânı tanıdı! Tabii ki ülkemizden tek dergi olarak Esquire Türkiye de oradaydı!

  • Yazının tamamı Esquire Nisan 2018 sayısında…

YEMEK

VADİ'DE BİR FRANSIZ: MICHELLE BRASSERIE

Nişantaşı'nın favori adreslerinden biri olan Must'ın kurucu ortakları bu kez Michelle Brasserie ile sürprizlerine devam ediyor. Vadistanbul ve Hilltown bünyesinde açılan mekân günün her saati Fransız esintisi estiriyor.

YAZI SEDA KARAN

FOTOĞRAF İSA ARSLAN

  • Yazının tamamı Esquire Nisan 2018 sayısında…

BİZE ULAŞIN