İki Teker Üzerinde Hayat
Dünyanın hangi gelişmiş ülkesine giderseniz gidin, dikkatinizi ilk olarak, her yere bisikletle giden insanlar çekiyor değil mi? Her seferinde, “Keşke bu imkânlar bizde de olsa.” diye iç geçirip, özel bisiklet yollarımızın bile olmamasından şikâyet ediyorsunuz; yanılıyor muyuz? Üstelik onların şehirleri dümdüz, bizde her taraf yokuş; buna da eyvallah. Ama hiçbirisi, şu anda karar verip, gidip bir bisiklet almanıza engel değil. Biliyoruz, çocukluğunda bir vakit ülkenin o tozlu ara sokaklarında bir kez BİSAN’a binmiş her çocuk, zaten tescilli bisikletçidir...
Yazı OKAN CAN YANTIR
3 TİP 3 SEÇENEK
Hangi amaç için olursa olsun, artık ülkemizde birçok markanın çok çeşitli modellerini bulmak mümkün. Dağ, yol ve şehir için gözümüze ilişen üç tanesini sizlerle paylaşalım istedik...
TREK "6500"
Dünyanın en önemli bisiklet üreticilerinden biri olan TREK'in popülaritesi, Lance Armstrong'un tedarikçisi olarak, yedi kez üst üste Tour de France'ı kazanmasıyla arttı. Belli başlı tüm modellerini Türkiye'de de bulabileceğiniz marka; dağ, yol ve şehir için değişik özelliklerde bisikletler üretiyor. Markanın bu "6500" model dağ bisikleti, hem engebeli arazilerde hem de şehir içinde kullanmaya uygun. Eğer çok yönlü bir bisiklet arıyorsanız, gözü kapalı tercih edebilirsiniz.
Fiyat 1.690 avro
SPECIALIZED "CRUX ELITE"
Biraz daha performansa yönelik biri bisiklet arıyorsanız; Specialized'da, kendinize uygun bir model mutlaka bulacaksınız. 1974 yılında bir bisiklet tutkunu olan Mike Sinyard tarafından kurulan Specialized, bugün, profesyonel dünyadaki pek çok önemli takıma da sponsorluk yapıyor. Specialized'ın Türkiye'de distribütörü yok ama muhtelif firmalar, bu bisikletleri getiriyor. "CruX Elite" de başlangıç ve orta seviyedeki kullanıcıları son derece memnun edecek bir donanıma sahip.
Fiyat 1.800 avro
GIANT "MERIDA 3000"
Kurulduğu 1972 yılından 1986 yılına kadar başka markalar için bisiklet üreten Giant, o yıl şirketin başına geçen Bill Austin sayesinde, piyasada kendi adıyla yer alan bir marka oldu. Bugün 50 ülkede 10 binden fazla noktada yılda altı milyondan fazla bisiklet satan Giant; Rabobank başta olmak üzere profesyonel takımlara da sponsorluk yapıyor. Giant'ın "Merida 3000" modeli, şehir içinde yol yapacak ve arazi şartlarını zorlamayacak kullanıcıların beklentilerini fazlasıyla karşılayacak.
Fiyat 1.000 dolar
İZLEMENİZ GEREKEN 3 YARIŞ
Eğer bisiklete merak duyuyorsanız ve bizzat pedal çevirmenin dışında ekran karşısında da bu keyfi yaşamak istiyorsanız; bazı yarışları takip etmenizi öneririz. Bunlardan üçü, bisiklet sporunun zirvesi olarak görülüyor; Le Tour de France, Giro d'Italia ve Vuelta a Espana. Şimdi, bu üç yarışla ilgili bilgilerimizi tazeleme vakti.
Le Tour de France
Tartışmasız, bisiklet sporunun en prestijli yarışı. 1. ve 2. Dünya Savaşları dönemleri haricinde, 1903 yılından bu yana düzenli olarak organize ediliyor. Adı "Fransa Turu" olsa da, parkurlar, dönem dönem komşu ülkelerin topraklarından da geçiyor. İlk iki sene, yarışta gece etaplarının olmasına rağmen, özellikle bazı yarışmacıların karanlıktan faydalanarak hile yapması sonucu bu uygulamadan vazgeçildi. 1960'lı yıllarda sporcularda dopinge rastlanmaya başlanması ve 1967 yılında İngiliz bisikletçi Tom Simpson'un yarış sırasında hayatını kaybetmesi sonucu, sporcuların sağlığını ön plana alacak yeni düzenlemeler yapıldı. Yarışın toplam süresi uzatıldı, etaplar yayıldı ve sporcular için dinlenme günleri belirlendi. Yarışta ortalama 3.500 km'lik bir mesafe, üç haftada geçiliyor. Normal etapların dışında, "Bireysel Zamana Karşı" ve "Takım Zamana Karşı" olmak üzere iki ayrı etap da mevcut. Bugüne kadar yapılan yarışlarda, 36 birincilikle, zirvede Fransa yer alıyor. İkinci sırada, 18 birincilikle Belçika; üçüncü sırada da 12 birincilikle İspanya var. Lance Armstrong, 1999-2005 yılları arasında üst üste kazandığı yedi birincilikle, yarış tarihinin en başarılı sporcusu olmaya devam ediyor.
Giro d'Italia
Tour de France'dan sonra, takvimin en prestijli yarışı. Her sene Mayıs-Haziran aylarında düzenlenen yarış, üç hafta sürüyor. Yarışın kökleri, ses getirecek bir organizasyon düzenleyerek satışlarını arttırmak isteyen La Gazetta della Sport ve Corriera della Sera gazeteleri arasındaki rekabete dayanıyor. Gazetelerden biri bisiklet, diğeri otomobil yarışı düzenlemek isterken; her ikisinin de katkılarıyla, tüm İtalya'yı dolaşacak bir yol bisiklet yarışı üzerinde anlaşmaya varıldı. 13 Mayıs 1909'da start alan ilk yarışa, 127 sporcu kayıt oldu. Sekiz etapta koşulan yarışın toplam uzunluğu, 2.448 km'ydi. 49 sporcunun tamamlayabildiği yarışı, ev sahibi ülkeden Luigi Ganna kazandı. Ganna'nın birincilik ödülü, 5.300 İtalyan liretiydi. Avrupa merkezli diğer tüm yarışlar gibi 1. ve 2. Dünya Savaşları döneminde düzenlenmeyen yarışta; İtalyan sporcuların 66, Belçikalıların yedi, Fransızların altı birinciliği var. Giro d'Italia'da, genel klasman lideri pembe renkli mayoyu giyiyor.
Vuelta a Espana
Fransa ve İtalya'daki yarışların başarılı olması sebebiyle, bu tip bir yarışın kendi satışlarını da arttıracağını düşünen Informaciones gazetesinden Juan Pujol'ün fikriyle hayat bulan yarışın ilki, 1935 yılında düzenlendi. İlk yarış, 14 etabın geçildiği 3.441 km'lik bir parkuru kapsıyordu ve sadece 50 sporcu kayıt yaptırmıştı. İlk yıllarında Nisan-Mayıs aylarında düzenlenmiş olmasına rağmen, ilerleyen yıllarda, Giro d'Italia ile çakışmaması için takvimin Eylül ayındaki boş bir bölümüne kaydırıldı. Genel klasman birincisi, ilk yarışta turuncu renkli mayoyu giyerken; ilerleyen yıllarda mayonun renkli birçok kez değişti. 2010 yılında yapılan son değişiklikle, Vuelta a Espana'da genel klasman birincisi, kırmızı renkli mayoyu giymeye başladı. Yarış tarihinin en başarılı ülkesi ev sahibi, İspanya. İspanya'nın 30 birinciliğine karşı, Fransızların dokuz, Belçikalıların yedi birinciliği bulunuyor.
TOUR DE FRANCE'DA HANGİ MAYO NE DEMEK?
Sarı Mayo
Tour de France'da genel klasman lideri; yani geçilen son etap, itibariyle en düşük zamana sahip olan sporcunun giydiği mayo. Sarı mayo uygulamasının tam olarak hangi yıl başladığı net değil. 1. Dünya Savaşı öncesindeki yarışlarda sarı mayo giyildiğine ilişkin bilgiler olmakla beraber, resmî yarış tarihi, ilk uygulamanın 1919 yılındaki yarışta başladığını gösteriyor. O yılki sarı mayoyu, ilk kez, Fransız bisikletçi Eugene Christophe giymişti. Mayo, bugünkü gibi bir seramoniyle verilmemiş; sporcuya, kaldığı otelde teslim edilmişti.
Yeşil Mayo
Sprint sırlamasının zirvesinde yer alan sporcunun giydiği mayo. Tour de France'da, 1905 ve 1912 yılları arasında genel klasman; zamanla değil, her etaptaki sıralamayla elde edilen puanlarla belirlendi. Daha sonra bu uygulamanın haksızlıklar yaratacağı anlaşılınca, eski sisteme dönüldü. 1953 yılında, yarışın 50. yılı onuruna, puanlama sisteminin ikinci bir klasifikasyon olarak yeniden yarışa dâhil edilmesine karar verildi. Toplam puanda birinci sırada olan bisikletçi, yeşil mayoyu giymeye başladı. Erik Zabel, bugüne kadar yeşil mayoyu altı kez kazanarak, bu alandaki en başarılı sporcu oldu.
Polka Dot Mayo
En başarılı tırmanıcıya verilen mayo. 1905 yılındaki yarışta, en iyi tırmanıcıya bir ödül verilmesi kararlaştırılmış ama herhangi bir özel mayo belirlenmemişti. 1933 yılında, bu klasifikasyon standart hâle getirildi ama bu kategorinin liderinin özel bir mayo giymesi, ilk kez 1975 yılında oldu. Zorluk derecesine göre, birden dörde sınıflara ayrılan tırmanma etaplarında zirveye ulaşanlar, ulaşma sıralarına göre puan kazanıyor ve gün sonunda en yüksek puana sahip olan yarışçı, bu özel mayoyu giymeye hak kazanıyor.
Beyaz Mayo
En iyi zamana sahip genç bisikletçiye verilen mayo. 1975 yılından bu yana mayo için değişik şartlar koyulmuşsa da, son dönemde kural olarak 26 yaş sınırı uygulanıyor. Marco Pantani, Jan Ullrich, Alberto Contador ve Andy Schleck; aynı yarış içinde, hem beyaz mayoyu hem de sarı mayoyu kazanmış bisikletçiler olarak dikkat çekiyor.
CUMHURBAŞKANLIĞI BİSİKLET TURU
Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu (CBT), 47 senedir düzenleniyor ama özellikle son üç senede yapılan yatırımlarla yarış, uluslararası arenada da bilinir hâle geldi. Takvimin en önemli yarışlarından biri olarak görülen CBT, bu sene, 22-29 Nisan tarihleri arasında sekiz etap üzerinden yapılacak. Alanya'dan başlayacak yarışta, sporcular, yedi etap sonunda İzmir'e gelmiş olacak. Sekizinci ve son etap, İstanbul'da, iki kıta arasındaki 114 km'lik parkurda koşulacak. Yarışı geçen sene, Sanofi Aventis takımından Alexander Efimkin kazanmıştı.NEDEN BİSİKLET KULLANMALIYIZ?
Bisiklette aynı enerjiyi harcayarak, yürüyerek kat ettiğiniz mesafenin üç katını kat edebilirsiniz.
Bisikletle, 1 lt petrolün ortaya çıkardığı enerjiye eşit bir enerjiyle yaklaşık 1.000 km gitmeniz mümkün.
Bir otomobilin park ettiği alana, yaklaşık 20 bisiklet sığabiliyor.
Yapılan araştırmalar; bisiklet kullanmanın stresi azalttığı gibi dikkat ve odaklanma sorunlarını da ortadan kaldırdığını gösteriyor.