Greubel Forsey markasının CEO'su: Stephen Forsey
Greubel Forsey markasının CEO'su: Stephen Forsey
Röportaj Özge DİNÇ
Henüz 2003'te kurulan Greubel Forsey markası, denebilir ki saatçilik dünyasında şimdiden bir çığır açtı. Yeni tourbillon'lar, komplikasyonlar, en hassas saatler, şimdiden kültleşmiş modeller, patentler ve ödüllerle birlikte artık saatseverler için ulaşılacak en üst basamaklardan biri haline geldi. Çoğu marka global ekonomik krizle birlikte giriş seviyesinde saatler üretme yoluna gitse de o mükemmeliyetçi tavrını korudu, bildiği yoldan şaşmadı.
Şimdilerde mekanik nano teknoloji üzerine çalışan CEO Stephen Forsey, markanın saatlerinin teknik kısmından sorumlu. Eskiden antika saatler tamir eden bir saat ustası, aynı zamanda saat ustaları yetiştiren bir eğitmen olan Forsey'le röportajımızda bu sebeple Greubel Forsey'le birlikte saatçilik tarihini de konuşmak, çok merak ettiğim konularda fi krinin ne olduğunu öğrenmek istedim. Stephen Forsey'e hayranlığımdan ötürü bir türlü ne soracağımı bilemeyip soruları silip silip tekrar yazmış olsam da röportaj gerçekleştiği ve yayımlandığı için kendimi çok mutlu hissediyorum. (Satır arası bir not: Greubel Forsey saatlerini Arte Gioa'da bulabilirsiniz.)
Yüksek saatçiliğin önceki ana merkezi İngiltere'ydi. Sizce İsviçre bu bayrağı nasıl devraldı?
İsviçre'nin ana merkez haline gelmesinin sebebi, makineleşme ve üretim tekniklerinde yeniliklerin yapılması. Bunda Cenevre Jura Dağları'ndan Ren Nehri'ne uzanan vadinin eşsiz coğrafyası da etkili; buradaki tabiat, konsantre olmanıza olanak vererek hünerinizi geliştirmenizi sağlıyor.
Tarihte en sevdiğiniz saat ustası kimdir? Ayrıca size göre hangi yenilik, saatçilik tarihinin dönüm noktası oldu?
Ahasuerus Fromanteel, William Knibb ve Thomas Tompion gibi İngiliz saat ustalarının yaşadığı 17. yüzyıl heyecan vericiydi, ama elbette daha pek çok isim var. 1960'larda George Daniels, bir mekanik saati tek kişilik atölyesinde yapabilen ilk saat ustası olarak çok önemli bir isim olması sebebiyle bu listeye eklenmeli.
Saat tarihindeki yenilikler açısından bakacak olursak denge yayının icadının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Denge yayının kullanılmaya başlaması, mekanik saatleri taşınabilir ve uzun ömürlü hale getirdi.
Daha önceki bir röportajınızda John Harrison'ın H-4'ünün en önemsediğiniz saat olduğunu söylemiştiniz. Yeni sayımızda John Harrison'la ilgili bir makale bulunuyor. John Harrison'ın ve saatlerinin önemini bir de sizden dinlemek isterim.
John Harrison bir saat ustası olmamasına, bu işin eğitimini almamasına, bir bilim insanı olmasına rağmen bütün hayatını denizlerde boylam ölçebilecek bir masa saati geliştirmeye adadı, ki o zamanlar bunu hesaplamak imkânsız sayılıyordu. Harrison'ın 18. yüzyıldaki bu çalışmaları, en az 20. yüzyılda bir insanın Ay'a çıkması kadar önemli.
John Harrison'ın H-4'ünden önce hiç kimse H-4 gibi taşınabilir ve gemide kullanılabilecek dakiklikte bir saat yapılabileceğini ve bu saatin gerçekten de hassas olabileceğini düşünmüyordu.
Türkiye'de Yahya Kemal diye bir şair var, kendisini 'kökü geçmişe uzanan âti' olarak tanımlar. Siz de bana bu sözü hatırlatıyorsunuz: Her ne kadar daha önce yapılmamış birçok yeniliği gerçekleştirdiyseniz de sırtınızı geleneksel saatçiliğin bilgisine yaslamayı tercih ediyorsunuz. Saat ustasının geçmiş ve gelecek ilişkisi hakkında siz neler söylemek istersiniz?
Zaman, biz saat ustaları için en büyük düşmandır, onu göremeyiz, onu işitemeyiz, ona dokunamayız, ama her geçen yıl zamanın etkisini üzerimizde hissederiz. Yapmaya çalıştığımız şey geçmiş ya da geleceği düşünmeden, onun geçişini en hassas şekilde ölçmeye çabalamaktır.
Kurucularından olduğunuz Greubel Forsey markası, şu ana dek kaç patent aldı? Double Tourbillon 30°, Quadruple Tourbillon, Tourbillon 24 Secondes, Balancier Spiral Binôm, Diff érentiel d'Égalité ve Double Balancier gibi efsanevi saatleriniz arasında en çok hangisini önemsiyorsunuz?
Bu saydığınız saatlerimize daimi takvimli ve içinde mekanik bir bilgisayar taşıyan QP à Équation'ı da eklemek isterim. Bu modellerle birlikte çok sayıda patent aldık.
Bize Greubel Forsey'nin yapısını anlatabilir misiniz? Marka için kaç kişi çalışıyor, bir saati geliştirmek ve üretmek kaç senenizi alıyor? Ayrıca markanın diğer kurucusu Robert Greubel ve sizin aranızdaki görev paylaşımının nasıl olduğunu da merak ediyorum.
Atölyemizde yılda üretilen 100 saatin kendisine düşen kısmını yapmakla yükümlü 100 kişilik bir ekibimiz var. Her bir saatin Araştırma-Geliştirme süreci yıllar alıyor. Örneğin Grande Sonnerie'nin geliştirilmesi 11 yılı buldu, ki bu zamanın üç yılını sadece saati test etmek ve ince ayarlarını yapmakla geçirdik.
Robert ve benim görevlerimiz, birbirimizi mükemmelen tamamlıyor. Robert yaratım süreci ve tasarıma yoğunlaşırken ben saatlerin teknik kısmına bakıyor ve bu kısmı yönlendiriyorum.
Greubel Forsey markasının CEO'su: Stephen Forsey
Babanız ve dedeniz mühendisti. Bu, mutlaka teknik yönü kuvvetli olan saatçiliğe ilginizi başlatan sebeplerden biri olmuştur. Saatlere ne zaman ilgi duymaya başladınız ve üzerinde çalışmaya başladığınız ilk saat hangisiydi?
Saatlere daha çocukluk yıllarımda ilgi duymaya başladım. Ebeveynim beni birçok müze ve tarihi mekâna götürmüştür, ki bunun beni geleneği ve mirasın değerini öğrenmemi sağladığını çok sonraları fark ettim.
Üzerinde çalıştığım ilk masa saati, 19. yüzyıla ait bir Amerikan saatiydi, ben de 13 ya da 14 yaşındaydım. Belki bir yıl sonra da bir cep saati üzerinde çalıştım, sonra da kol saatleri üzerinde çalışmaya başladım.
Siz uzun yıllar eski ve antika saatlerin tamiriyle uğraştınız. Eski saatleri tamir etmek, size göre bir saat ustasına neler öğretir?
Eski saatler, çok iyi çalışan ve belki de çalışmayan yönleriyle, önemli teknik yeniliklerin ve bilginin altyapısını sağlıyor. Bu saatler bana geçmişi yeniden icat etmekten sakınmamı ve Greubel Forsey'deki maceramızın da kilit noktası olan 'gerçekten özgün bir yenilikçi ruhu' geliştirmeyi öğretti.
Son yıllarda saatçilik endüstrisi daha çok eski modellerin yeniden üretimine yöneldi, artık daha genç bir kitleyi yakalamayı amaçlıyorlar. Ancak siz bu gidişatın aksine giderek daha komplike ve yenilikçi saatler üretiyorsunuz. Bu, sizin için bir risk oluşturmuyor mu?
Elbette, bilinmeyeni denemeye cüret etmek çok daha riskli. Biz bütün enerjimizi en zor elementlerle çalışmaya ve bu elementleri, diğer saatlerde bulamadığımız mükemmellik seviyesine getirmeye veriyoruz. Asıl Araştırma-Geliştirme'yi en iyi haline getirmek, yıllar alıyor; bu sürece geleneksel teknikler ve zanaat türlerini yeniden keşfetmek ve fark etmek de dahil. Saatlerimizi her zaman her aşamada kaliteden ödün vermeyecek bir noktada tutmaya özen gösteriyoruz. Bazı saatlerin duyurulması yıllar alabiliyor, çünkü bir saatin bütün detaylarıyla mükemmel olmasını istiyoruz.
Greubel Forsey için ürettiğiniz birçok saatte tourbillon'un alanını ve anlamını genişlettiğinizi görüyoruz. Bize tourbillon'un saatçilik için neden bu kadar önemli olduğunu anlatır mısınız?
Tourbillon, saat ustaları için dünyanın saatlerin performansını etkileyen yerçekimi gücüyle savaşmak yolunda çok önemli bir adımdı. (Önce cep saatlerinde kullanıldı.) Fakat Greubel Forsey'nin kol saatleri için geliştirdiği çığır açan tourbillon'larla hassasiyette yeni bir noktaya geçildi. Ki böyle olduğu da Concours International de Chronométrie (Uluslararası Kronometre yarışması. Bu yarışmada Double Tourbillon 30°'un daha önce görülmediği biçimde 1000 puan üzerinden 915 puan aldı.) tarafından onaylandı.
Komplike bir saat üretmenin en zor yanı nedir ve bugünlerde hangi saat üzerinde çalışıyorsunuz?
En zor yanı, gerçek yaratıcılığı, buluşu ve yeniliği sağlamak. Çünkü yenilik ve yaratım süreci uzun ve zahmetli; üstelik bir saat tamamlandığında bizim yüksek beklentilerimizi karşılayacağından her zaman emin olamayız. Şu an, bir zaman sınırlaması olmadan 10 proje üzerinde çalışıyoruz, çünkü daha yaratılacak ve icat edilebilecek çok şey var. Enerjimizin büyük kısmını bunu bulmaya vakfettik. Greubel Forsey, bildiğiniz gibi 2004'te duyurduğumuz Double Tourbillon 30° modelinden bu yana 20 farklı-özgün kalibre geliştirdi.
Hangi komplikasyonu geliştirmek bir saat ustası için en zorudur: Daimi takvim mi, dakika tekrarlayıcı saatler mi, yoksa dünya saatleri mi? Sizin için en büyük zorluklar nelerdi?
Zorluk düzeyi, her saat için farklı olabilir; örneğin Tourbillon 24 Secondes Vision modelimizdeki en zor kısım, kavisli tourbillon köprüsünün üç katmanlı çark kaplamasını elle cilalama yöntemini öğrenmekti.
QP à Équation'da ise daimi takvimin çift yönlü mekanik bilgisayarını yaratmaktı. Ki GMT özelliği ile çoklu zaman dilimini, 24 şehirli bezelin özelliklerini bir arada sunmak ve titanyumdan yapılmış dönen oymalı küreyi özgün asimetrik kasanın mimarisiyle birleştirmek de çok zorlayıcıydı.
Neredeyse 1.000 parçadan oluşan, en komplike saatimiz Grande Sonnerie'de aşılması gereken sorun ise bu 1.000 parçanın etkileşimini sağlamaktı. QP à Équation bu türden bir bilgiyi geliştirmemizde önemli katkılar sağladı.
Greubel Forsey markasının CEO'su: Stephen Forsey
Mekanik nano saat mekanizmasını ve mekanik nano teknolojisini kullanmaktaki amacınızı anlatabilir misiniz?
Mekanik nano saat mekanizması projesindeki amacımız, kendimizi boşluğun ve enerjinin baskılarından kurtarmak. Bunu yaparak mikro bir alanda tamamıyla farklı bir evreni kurmuş olacağız, aynı zamanda saatçilik tarihinde yeni bir bölüm oluşturacak. Bu da yeni materyaller bulmak, sürtünmeye ve parçaların birleştirilmesine ilişkin yeniliklerden biri. Bu saat ve teknolojiyle birlikte hedefl ediğimiz parçayı bir saat ustası-mühendis olarak oluşturmam mümkün olacak.
Saatlere ilişkin bir kılavuzunuz ya da başucu kitabınız var mı?
Evet, çok sayıda var; internet yokken (aslında bugün de) çalışma tekniklerini ve tarihi anlatan kitapların çoğunun baskısı tükenmişti ve çok önemli olanlarını dahi bulmak zordu. Örneğin George Daniels'ın Watchmaking'i Daniels'ın 1960'ların sonunda el yapımı cep saatlerini ürettiği zamanlardaki eşsiz tecrübesini paylaşmak için yazdığı bir kitaptır ve gerçekten saat ustalarına çok şey katmıştır.
Saat ustası adaylarına öğüdünüz ne olurdu?
Eğer farklı ve yeni bir şeyler yapmak için tutkunuz ve enerjiniz varsa sorun, arayın, pratik yapın, sebat edin ve her şeyden önemlisi tüm bu yolculukta eğlenin. Eğer bu iş sizin tutkunuzsa bu yolu izleyin, isteklerinizi tamamıyla hayata geçirirsiniz.
Size göre gelecekte saatlerin en önemli konusu hangisi olacak: Teknoloji mi, materyal mi, tasarım mı?
Saatçilik endüstrisi, değişmek ve yeni kitlelerin dikkatini mekanik saatin eşsiz güzelliklerine çekmek zorunda. Aynı zamanda kol saatini ayakta tutarken teknolojisinin yeni pazarını da geliştirmeye ihtiyacımız var, çünkü gördük ki mekanik saatlerin gerçek bir alternatifi yok. Mekanik saatlere ilginin Rönesans'ının yaşanması ve saatçiliğin gerçek kültürel ve öz değerini gösteren saatlerin üretilmesiyle saatçiliği muhteşem bir gelecek bekliyor.
Kolunuzda hep bir saat olur mu?
Evet, genellikle üzerinde çalıştığımız bir prototipi takıyorum.
Ve son sorum: Zaman ve saatlerden neler öğrendiniz?
Kesinlikle alçakgönüllülüğü. Zaman soyuttur ve insanlıktan bağımsızdır. Yeryüzünün şekillenmesinin üzerinden geçen milyarlarca yılla birlikte zaman da değişim gösterdi ve artık gezegenimizin zamanı giderek azalıyor. Biz saat ustaları olarak bunun bir parçası olduğumuz için inanılmaz şanslıyız; ama bu bize yaptığımız işi en iyi şekilde yapmak ve tutkumuzla bilgimizi gelecek kuşaklara aktarmak sorumluluğu veriyor. Bu sebeple saatçilik geleneğini korumak, sürdürmek ve aktarmak için Time Æon Foundation'ı kurduk.
"Zaman, biz saat ustaları için en büyük düşmandır, onu göremeyiz, işitemeyiz, ona dokunamayız, ama her yıl zamanın etkisini üzerimizde hissederiz. Yapmaya çalıştığımızda geçmiş ya da geleceği düşünmeden, onun geçişini en hassas şekilde ölçmeye çabalamaktır."