Tüm Zamanların En Önemli 50 Saati - Bölüm III
16 Aralık 2024
1 / 19
IWC MARK XI (1948)
Yazı Esquire editörleri Chris Hall, Tim Barber VE Johnny Davis
Çeviri saat editörü Mehmet Çelik
MILITARY AVIATION'S BENCHMARK WATCH
İngiliz Hava Kuvvetleri'nin 1948'de hizmete aldığı ve havacıların 40 yıl boyunca kullanacağı Mark XI; hassasiyet, güvenilirlik ve anti-manyetizma alanlarındaki savaş zamanı ilerlemelerini hem faydacı hem de ikonik (IWC değil, orduya ait) bir tasarımın içine yerleştirerek askeri havacılık saatlerinin öncüsü haline geldi. Bu tasarımın sonsuza kadar uyarlanabilir olduğu kanıtlandı, ancak hiçbir zaman özgün biçiminden daha iyi olmadı.
2 / 19
PANERAI LUMINOR (1949)
KARİZMATİK İTALYAN
"Panerai'nin özü" olarak adlandırılan Luminor hem ciddi (1993'e kadar sadece İtalyan ordusu tarafından kullanılabiliyordu) hem de tekinsiz (derin denizlerdeki parlaklığı aslında hiç güvenli olmayan bir radyoaktif bileşikten kaynaklanıyordu) bir geçmişe sahip. İmza niteliğindeki kurma kolu muhafazası eski usul dalış ekipmanlarının yanı sıra "bilen bilir" çekiciliğinin altını çiziyor.
3 / 19
OMEGA SEAMASTER 300M (1993)
SUBMARINER'IN EN BÜYÜK RAKİBİ
Seamaster serisi dünya saatler, kronografları ve kült Ploprof'u içerebilir ancak serinin kalbinde Seamaster Diver 300M vardır. İlk olarak 1957'de üretilen bu saat hiçbir zaman bir Speedmaster olamadı (geçmişi daha uzun ve tarzı daha sık güncelleniyor olsa da) ama yine de en iyi dalış saatlerinden biri. Rolex Submariner ile karşılaştırılması da kaçınılmaz. Goldeneye (1997) filminden bu yana James Bond'un bir Seamaster takması, karşılaştırmaya ayrı bir renk katıyor. Son yıllarda Omega, anti-manyetik ve son derece hassas "Master Chronometer" mekanizmalar, seramik bezeller, kasa arkasına dikkat eden simetri hastalarına özel "Naiad kilidi" ve şık siyah seramik kasalar ekleyerek teknik açıdan da Rolex'i geride bırakmaya çalıştı.
4 / 19
MB&F HM4 THUNDERBOLT (2010)
RÜYA MAKİNESİ
Urwerk'in siberpunk saatlerini, Greubel Forsey'in tourbillon'larını ve MB&F'in fantastik Horological Machines tasarımlarını düşünün. MB&F'den Max Büsser, son 20 yıldır horolojiyi fantastik dünyalara sürükleyen bir hareketin kalbindeki sihirbazdır. II. Dünya Savaşı uçaklarından esinlenen HM4, Büsser'in aldığı en büyük risk ama tartışmasız en büyük başarısıydı: tuhaf olduğu kadar yenilikçi ve (en azından onun dünyasında) her şeyin gerçekten mümkün olduğunu kanıtlayan kitsch, postmodern bir serüven.
5 / 19
SWATCH / SWATCH (1983)
PLASTİK, FANTASTİK
Yola çıkışı hiçbir zaman "Citizen ve Seiko ile rekabet edebilecek pilli bir İsviçre saati yapabilir misiniz?" değildi. Asıl soru Swatch'un kreatif direktörü Carlo Giordanetti'nin 2017'de bu dergiye verdiği demeçteki gibiydi: "El yapımı muadilleriyle ilişkilendirilen bir kişisel bağa ve 'ruha' ilham veren ucuz, seri üretim bir saat yapmak mümkün mü?" Mümkündü. 1983'te piyasaya çıkan mütevazı boyutlarda 12 saatten oluşan ilk seri ucuz ve plastikti. Ancak İsviçre saatçiliğini dijital Asya kökenli bir yıkımdan kurtardığı söylenen Swatch'un başarısı başka bir şeye bağlıydı: "Kim olduğunuzu ve nasıl hissettiğinizi anlatmanın yeni ve büyüleyici bir yolu." Doktor ve saat ustası Ernst Thomke ve iki kişilik ekibinin prototipi geliştirmesi bir yıl sürmüştü. Tersine mühendislikle önce kasayı geliştirdiler, ardından quartz bileşenlerinin sayısını azalttılar. Plastik tek çözüm değildi, ahşap da düşünülmüştü.
6 / 19
TAG HEUER CARRERA (1963)
MOTOR SPORLARININ GÖZDE SAATİ
Aynı adı taşıyan Porsche 911 ile aynı yıl piyasaya sürülen (resmi olarak Carrera adıyla üretilen 911'in 1972'de üretilen 2.7 RS olmasına rağmen) Jack Heuer'in başyapıtı, aynı şekilde motor yarışlarıyla silinmez bir şekilde ilişkilendirildi. Heuer'in pazarlama zekâsı sayesinde, motor sporun altın çağında Formula 1 padokunda tercih edilen saat haline geldi. Modern tasarım ve mimarinin hayranı olan Jack Heuer, kronograf kadranlarının karmaşık ve gereksiz ayrıntılarla dolu olduğunu düşünüyordu. İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü'nde saat kadranları üzerine bir kursa katıldıktan sonra, daha sade bir saat tasarladı. 1963 ve 1985 yılları arasında birkaç kez yeniden icat edilen 2447 referanslı orijinal saat, 1960'ların başındaki üç kahraman kronograftan biri olarak (diğerleri Daytona ve Speedmaster) yerini koruyor. Yüzyıl ortası modernizminin ve sportif pratikliğin bir örneği olan bu saat, dünyanın dört bir yanındaki koleksiyoncuların da gözdesi.
7 / 19
ROLEX SUBMARINER (1953)
BİLMEYEN YOKTUR
Mekân: Les Ambassadeurs Club, Londra. Yıl: 1962. İki kişi bir kumar masasında oturmaktadır. Biri kırmızı elbiseli güzel bir kadın, diğeri şık bir takım elbise giymiş gösterişli bir adam. Adam kadının adını sorar. "Sylvia Trench" yanıtını alan adam bir sigara yakar ve rakibine bakar. "Ben Bond," diye cevap verir adam. "James Bond."
Dr. No bize sinemanın en ünlü sahnelerine ve bizi arzu edilen kıyafetler, aksesuarlar ve aletlerden oluşan yeni bir evrene götürdü. Her ne kadar 007 daha sonra Omega'ya gitse de ilk filmde beyaz gömleğin manşetinin altında başka bir marka vardı. Bond, Rolex "Big Crown" Submariner (ref: 6538) takıyordu. çekimden dokuz yıl önce tanıtılan ve Rolex'in deyimiyle "derinlerin kilidini açan" yeni bir dalış saatiydi. (Saat Sean Connery'ye aitti).
Bir çocuktan bir erkek saati çizmesini isteyin, büyük ihtimalle Submariner'a benzeyen bir şey çizecektir. Submariner dünyada en çok tanınan, taklit edilen ve sahtesi yapılan saattir. Bugün binlerce marka, kibarca "Submariner'a benzeyen" modeller üretiyor.
Submariner ilk dalış saati olmasa da 100 metreye kadar su geçirmez olan ve dalgıçların kullanımı için döndürülebilir bir bezele sahip olan ilk saattir. Model, spor saatlerinin altın dönemi olan 1960'larda kendini gösterdi ve satışlar arttıkça Rolex seriyi rafine etmeye ve standartlaştırmaya başladı.
Submariner günümüzde 300 metreye kadar su geçirmez bir kasaya ve kurma koluna, mavi "Chromalight" ışıklara ve deniz suyu, klor veya ultraviyole ışınlarından etkilenmeyen seramik bezele sahiptir. Bu arada, koleksiyoncular, kimi tasarım özelliklerine dayanarak birçok referansı takma adlarla tanımlıyor. Bunlar arasında "Hulk", "Bluesy", "Smurf", "Starbucks", "Bart Simpson" ve elbette "James Bond" da bulunuyor.
8 / 19
ULYSSE NARDIN FREAK (2001)
YÜKSEK SAATÇİLİK AVANGARDI KUCAKLIYOR
Freak iki nedenden ötürü önemli bir saattir. Birincisi, geleneksel kadran ve ibreleri bir kenara bırakma konusunda ezberbozan bir yaklaşıma sahiptir. Devasa bir yelkovan görevi gören tüm dişli mekanizmayı barındıran köprü, üzerindeki eşapmanla birlikte başına buyruk bir havadadır. İkincisi de bu fikrin, geleneklere bağlı 150 yıllık bir marka olan Ulysse Nardin'den gelmiş olmasıdır. Freak, genç ve bağımsız markaların İsviçre geleneksel markalarını köşeye sıkıştırmasına izin vermedi.
9 / 19
APPLE / APPLE WATCH (1. NESİL, 2015)
ÇIKTIĞINDA GÜLENLER ŞİMDİ GÜLEMİYOR
Büyük bir İsviçre saat markasının CEO'su, 2016'da Esquire'a, onun için "Bence başarısız bir girişim olacak," demişti. "Apple, bir saati satın alma nedenlerinin iPhone veya Mac satın alma nedenlerinden çok farklı olduğunun farkında değil. Bir saati işlevsel olduğu için almazsınız; sizi tanımladığı için tasarımı ve benzersizliği için alırsınız." Bugün Apple, tüm İsviçre saat endüstrisini açık ara geride bırakıyor; bunu anlamak için bir sonraki otobüs, tren veya uçakta insanların bileklerine bakmanız yeterli. Başlangıçta bir moda aksesuarı olarak tanıtılan Apple, kısa sürede fitness odaklı pazarlamaya yöneldi ve sağlık verilerimizi de topladı. Her iki durumda da Apple Watch inanılmaz bir endüstriyel tasarım ürünü ve her sürümü bir öncekinden çok daha iyi. 2022'de çıkan Apple Watch Ultra, sporcular ve spor tutkunları dışında şaşırtıcı derecede geniş bir hayran kitlesine ulaştı. 1. Nesil, 38 mm veya 42 mm çapında ve toplam dört versiyonda çıktı: alüminyum, paslanmaz çelik, Hermès paslanmaz çelik ve 18 ayar altın.
Apple Watch, tıpkı bilimkurgu edebiyatının öngördüğü gibi bileğinizde bildirimler almanıza, taksiye binmenize ve telefon görüşmeleri yapmanıza olanak tanıyordu, ancak yalnızca telefonunuz bağlıyken. 2015'te Apple Watch piyasadaki diğer akıllı saatlerden daha fazlasını yaptı. Daha sonra Apple Watch'un "gerçek" bir saat olup olmadığına ilişkin tartışma bitti ve "geleneksel" saat yapımcılığını bitireceğine dair korkunun da saçma olduğu ortaya çıktı. Saatlere olan ilgi şu anda tüm zamanların en yüksek seviyesinde ve Apple'ın da bu durumdan pay alması gerekiyor. Bu arada yazılımcı Kevin Lynch, geliştirilmesine katkıda bulunduğu saatin cep telefonlarına karşı bir tedavi olduğunu öne sürüyor. Hımm.
10 / 19
FRANCK MULLER GIGA TOURBILLON (2O11)
MESELENİN ÖZÜ
Tourbillon, saatin "kalp atışı" sisteminin sürekli dönen bir taşıma mekanizmasında sergilendiği, üst düzey saat yapımcılığının statü sembolü bir işlevdir. Franck Muller'in göz kamaştırıcı mekaniklere olan tutkusu, 2011'e gelindiğinde "dünyanın en karmaşık saati" unvanını iki kez kazanmasını sağladı. Franck Muller, 20 mm büyüklüğünde, tüm saatin yarısından fazlasını kaplayan, hatta bazı kadın saatlerinden daha büyük bir tourbillon'a sahip olan Giga Tourbillon ile hassasiyet, gösteriş ve statü kategorilerinde yeni standartlar belirledi.
11 / 19
JAEGER-LECOULTRE REVERSO (1931)
BİLEĞİNİZ İÇİN BİR SANAT ESERİ
Ölümsüz bir tasarıma sahip Jaeger-LeCoultre Reverso 1931'de bir spor saati olarak duyurulmuştu. Patentli raylı bir sistemle kendi ekseni çevresinde döndürülebilen iki yüzlü kadranı, polo oyuncularının bileğindeyken kadranı korumak için akıllıca bir çözüm olarak bulunmuştu. Ancak "saat üreticilerinin saat üreticisi" işe daha yeni başlamıştı. Reverso'nun arka yüzüne, şimdi artık eşsiz minyatür resimler çiziliyor. Vincent van Gogh'un 2013'te, Courbet'nin 2017'de ve Klimt'in 2019'da bulunmuş kayıp başyapıtları 2021'de Reverso'ların bir yüzüne elle boyandı. İlk çıkışının üzerinden henüz bir asır bile geçmeden Reverso'nun yenilikçiliği hızla ilerlemeye devam ediyor.
12 / 19
AUDEMARS PIGUET ROYAL OAK OFFSHORE (1993)
ORİJİNAL BÜYÜK SAAT
Gérald Genta, başyapıtının iki katı büyüklüğe çıkarılmasından ve kronograf gibi komplikasyonlarla tıka basa doldurulmasından hoşlanmayıp ona "deniz canavarı" adını taktı. Üstüne saatin yapımı da o kadar karmaşıktı ki piyasaya sürülmesinden altı ay sonra beş kasa testleri geçebilmiş, ilk üç yılda yalnızca 716 adet satılmıştı. 30. yılını kutlayan ilk gerçek büyük boyutlu lüks saat Offshore bir fenomene dönüştü: Panerai'nin canlanması, IWC Big Pilot'un çıkışı veya Hublot'nun yükselişinden önce çıkan bu model, yeni bir trend oluşturdu. Offshore; hip-hop, sinema, sürat tekneleri ve motor sporları aracılığıyla zamanın ruhunu temsil ediyor.
13 / 19
IWC B-UHR/FLIEGER (1940)
DİĞER PİLOT SAATİ İKONU
II. Dünya Savaşı'nda Müttefik Kuvvetler'e sağlanan saatlerin mirasını kutlamak kolaydır. Diğer tarafta ise B-Uhr veya Panerai Radiomir gibi saatlerin de mağlup Mihver Kuvvetleri tarafından kullanıldığını kabul etmek gerekiyor. A. Lange & Söhne, Laco, Stowa/Wempe ile İsviçre'deki IWC, Luftwaffe'nin havacılık saati çağrısına yanıt verdi ve B-Uhr –aynı zamanda "Flieger" (pilot) saati olarak da bilinir– ortaya çıktı. 55 mm çapıyla günümüz standartlarına göre bile devasa olan bu saat, kılıç şeklindeki ibreleri ve büyük kurma koluyla okunaklı bir kadrana sahiptir. Tasarım DNA'sı, başta IWC'nin Big Pilot serisi olmak üzere birçok modern pilot saatinde varlığını sürdürüyor.
14 / 19
BLANCPAIN 1735 GRANDE COMPLICATION (1991)
YÜKSEK KOMPLİKASYONLARIN YENİDEN DOĞUŞU
Ucuz Japon saatlerinin İsviçre endüstrisini yok etme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı 1980'lerdeki Quartz Krizi'nde üreticiler karmaşık saatçilik sanatlarını yeniden keşfetmeye başladı. İlk olarak, geleneksel "komplikasyonlar" mekanik saatlerde yeniden ortaya çıktı; sonra bunların karışımları geldi. Önemli komplikasyonları ayrı ayrı gösteren yüksek komplikasyonlu saatler (daimi takvim, Ay evreleri, dakika tekrarlayıcı, bölünmüş saniye kronografı ve tourbillon) zaten üretmiş olan Blancpain, 1991'de bunları çok işlevli bir başyapıtta birleştirdi. 1735, o zamana kadar yapılmış en karmaşık otomatik saatti. Toplamda otuz adet üretildi ve Blancpain hâlâ sadece bu saatlerle ilgilenen bir usta bulunduruyor.
15 / 19
TAG HEUER MONACO (1969)
KARE OLMA MODASI
Monaco ilk kare* saat değildir ancak ilk kare kronograf ve aynı zamanda suya dayanıklı ilk kare kasalı saattir. Bunlar gerçekler. Ancak çekiciliği sadece bu somut başarılara dayanmıyor: Heuer, motor sporlarına sponsor olan ilk otomotiv dışı markaydı. Steve McQueen, Monaco'yu bir Porsche 917 ile kullandıktan sonra gördüğü ilgi o kadar büyüktü ki McQueen, 1980'de ölmesine rağmen saat üreticisinin websitesinde halen marka elçisi olarak görülüyor. 1970'lerin modası geçmeyen gösterişli modern tasarım diline sahip saat, o zamandan beri popülerliğini koruyor.
*Teknik olarak karemsidir.
16 / 19
IWC PORTUGIESER (1939)
YILLARA MEYDAN OKUYOR
İlk kez 1939'da satışa çıktı ve şaşırtıcı bulundu. Cep saati mekanizması kullanarak yüksek doğruluk ve okunabilirliğe sahip büyük boyutlu bir kol saati yapmak o zamanlar tuhaftı. 1993'te markanın 125. yıldönümünde ise yüzyıl ortası zarif tasarımı hiç değişmemişti ama yeni bir mekanizması vardı. Portugieser son 30 yılda, özellikle kronografta modern bir klasik haline geldi.
17 / 19
BULGARI OCTO FINISSIMO (2014)
KUSURSUZ İNCELİK
Yenilikçi saatler artık yok denecek kadar nadir; sarsıcı olanlar ise çok daha az. Orijinal Octo, Royal Oak ve Nautilus tasarımcısı Gérald Genta'nın çalışmalarının özünü belli belirsiz taşıyordu ancak ultra ince "Finissimo" çok yönlü kasasıyla farklı bir kişiliğe sahip. İnceliği baştan çıkarıcı, ancak saat hayranlarının asıl ilgisini mühendislik yönü çekiyor: Octo Finissimo, ultra ince saat yapımcılığında yedi rekorun sahibi.
18 / 19
CARTIER TANK (1917)
RUDOLPH VALENTINO'DAN PAUL MESCAL'E
Louis Cartier'nin 1917'de tasarladığı ve adını o zamanlar Cambrai'de savaşın kaderini değiştiren paletli makinelere (üst profilden) benzerliğinden alan Tank kadar hem şekillendirilebilir hem de sabit olan çok az tasarım (saat veya başka bir şey) vardır. Cartier; uzun Tank, kavisli Tank, asimetrik Tank ve çok daha fazlasını üretti; her biri Belle Epoque tarzı kadranıyla bir Tank ve bir Cartier ama 1920'lerde Rudolph Valentino'nun, 60'larda Jackie Kennedy'nin, 70'lerde Andy Warhol'un ya da günümüzde Paul Mescal'in bileğinde bulunan Tank, küçük, ince orijinal formuyla her zaman zahmetsizce zarif olmayı başarmıştır. Ve daima öyle olacak.
19 / 19
JÜRİ ÜYELERİ
Bamford Watch Department kurucusu George Bamford, Mr Porter yazarı Tim Barber, The Watch: A Twentieth-Century Style History yazarı Alex Barter, Esquire UK yayın yönetmeni Alex Bilmes, Watch Company kurucusu ve sahibi Nicholas Bowman-Scargill, MB&F'in kurucusu Maximillian Büsser, Bremont CEO'su Davide Cerrato, Subdial'ın eş kurucusu Ross Crane, Esquire The Big Watch Book editörü Johnny Davis, editör ve danışman James Gurney, Mr Porter kıdemli saat editörü Chris Hall, danışman Adrian Hailwood, Fratello Watches'ın kurucusu ve yayın yönetmeni Robert-Jan Broer, The Financial Times'ın saat yazarı Ming Lui, Telegraph Time editörü Tracey Llewellyn, Phillips Perpetual başkanı James Marks, RedBar Group CEO'su Kathleen McGivney, saat ve yaşam stili editörü Caragh McKay, Messena Lab kurucusu William Messena, Ressence Watches kurucusu Benoit Mintiens, girişimci ve danışman Oliver R. Müller, WatchBox yönetici ve saat uzmanı Tim Mosso, Royal Oak: From Iconoclast to Icon yazarı ve editör Bill Prince, Rolex Passion Report kurucusu Philipp Stahl, saat ustası ve tarihçi Rebecca Struthers, Scottish Watches kurucusu ve editör Rikki, Esquire editörü Charlie Teasdale, A Collected Man kurucusu ve CEO Silas Walton, Collective Horology'nin eş-kurucusu ve CEO Asher Rapkin, The Worshipful Company of Clockmakers lonca usta yardımcısı Dr James Nye, Wind Vintage kurucusu ve vintage saat uzmanı Eric Wind, Pragnell başkanı ve CEO Charlie Pragnell, The New York Times yazarı Robin Swithinbank