Kültür

Tüm Zamanların En Önemli 50 Saati - Bölüm I

Tüm Zamanların En Önemli 50 Saati - Bölüm I

12 Aralık 2024

PATEK PHILIPPE CALATRAVA REF. 96 (1932)

1 / 16

PATEK PHILIPPE CALATRAVA REF. 96 (1932)

Yazı Esquire editörleri Chris Hall, Tim Barber VE Johnny Davis

Çeviri saat editörü Mehmet Çelik

Bu yazı Esquire Türkiye 198. sayısında yayımlanmıştır.

PATEK PHILIPPE FENOMENİNİ BAŞLATAN SAAT

Başlıktaki abartılı bir ifade mı? Belki. Çünkü çok az mega marka başarısını tek bir saate borçludur. Ancak bu saati önemli yapan pek çok şey var. 1929'daki küresel ekonomik kriz sonrasında "Patek, Philippe & Cie SA" mali sıkıntı içindeydi ve 1932'de Stern Ailesi'ne satıldı. İşletmeyi istikrarlı bir zemine oturtmak için basit, kolay pazarlanabilir bir saate ihtiyaç olduğunu gören Stern Ailesi, aynı yıl Bauhaus ilkelerini benimseyen bir tasarıma sahip 31 mm çapında 96 referans kodlu ilk Calatrava'yı tanıttı. Markanın imzası olan bu saatle ilgili bilgiler yetersiz, tasarımcısı bilinmiyor; adı 12. yüzyıl Kastilya şövalyeleri tarafından kullanılan, 1887'de Patek Philippe tarafından tescil edilen bir sembolden geliyor. Bunun nedenini de kimse bilmiyor. Neden 96 numaralı referansın verildiği bile belli değil. Calatrava'nın David Penney tarafından tasarlandığına dair palavralara da inanmayın; Penney sadece 1980'lerde markanın tarihini anlatan bir kitabın çizeriydi. Dolayısıyla Ref. 96 çizimlerindeki imzası yanlış yorumlandı (Penney 1932'den çok sonra doğdu ve bugün hayatta). Kesin olan tek şey, Ref. 96'nın bir hit olduğu; saygın bir Jaeger-LeCoultre kalibresi taşıyan bu saat, her türlü kadran tasarımı ve yinelemesi için boş bir tuval sağladı ve 40 yıl boyunca üretimde kaldı. Markanın adını andığınızda aklınıza öncelikle Nautilus gelebilir –kitaplara bakıldığında muhteşem daimi takvimler, bölünmüş saniyeli kronograflar, GMT saatleri ve dakika tekrarlayıcılarından oluşan müthiş bir geçmiş görürsünüz– ve hayranları bu mütevazı saati gözden kaçırdıkları için suçlanamaz ancak Calatrava, birçok harika saatin üzerinde durduğu temel taşıdır.

INGERSOLL “MICKEY MOUSE” (1933)

2 / 16

INGERSOLL “MICKEY MOUSE” (1933)

YETİŞKİNLER İÇİN ÇİZGİ FİLM SAATLERİ Mİ? ASLA TUTMAZ!

Bu saat kendine özgü bir türün atasıdır. 1933'te iki şirket iflasın eşiğindeydi. Biri, New York merkezli bir saat şirketi Ingersoll-Waterbury, diğeri ise Disney'di. Eski bir vizon şapka satıcısı ve pazarlamacı olan Herman "Kay" Kamen, tanıtım toplantısı sırasında uyuyakalmış olsa da her ikisini kurtarmayı başardı. Bulduğu çözüm, Mickey Mouse'un sarı eldivenli ellerinin zamanı göstermek için döndüğü bir saat üretmekti. 3,75 dolarlık saat çıkar çıkmaz kapışıldı. Satışa çıktığı gün sadece Macy's mağazalarında 11 bin adet satıldı. Müthiş bir talep vardı, bu nedenle Ingersoll 2.800 kişiyi işe almak zorunda kaldı. 1939 tarihli Dünya Fuarı'nda, bir Ingersoll Mickey zaman kapsülüne yerleştirildi. Günümüzde de çizgi roman karakterlerine adanan saatler çok moda. Oris'in 5.750 dolarlık 2023'ün en popüler saatinde kurbağa Kermit karakteri var. Mickey ve Minnie Mouse artık Apple Watch'ta mevcut ve kadrana bastığınızda saati bildiriyor.

BLANCPAIN FIFTY FATHOMS (1953)

3 / 16

BLANCPAIN FIFTY FATHOMS (1953)

DALIŞ SAATİ ŞABLONU

Bildiğimiz dalış saatlerinin başladığı nokta işte budur. Dalış zamanlaması için döndürülebilir bezel, okunaklı kadran, aerodinamik mimariye sahip su geçirmez kasa: hepsi Blancpain'in dalış meraklısı patronu Jean-Jacques Fiechter'in, yeni komando birlikleri için bir saate ihtiyaç duyan savaş kahramanları Robert Maloubier ve Claude Riffaud ile birlikte profesyonel sualtı kol saatini icat etmesiyle ortaya çıktı. Rolex de kısa bir süre sonra Submariner'ı duyurdu. Blancpain'in ordu onaylı kült klasiği çok daha önemlidir; nadir bulunan eski modeller koleksiyoncuların vazgeçilmezi olurken yeni versiyonlar da markanın çok satanları arasında.

ROLEX DAY-DATE (1956)

4 / 16

ROLEX DAY-DATE (1956)

BAŞKAN SAATİ

Elbette Day-Date hem tarihi hem haftanın gününü gösteren ilk saattir, ancak Day-Date'in işlevi her zaman cazibesinin yanında ikinci planda kaldı. ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower'a hediye edildiği (ve onun tarafından kullanıldığı) için "Başkan" olarak adlandırılan bu model, Rolex'in başarı, prestij ve kazançla ilişkisini tanımlayan bir saattir ve Day-Date'in kusursuz görünümü gibi hiç değişmemiştir. Day-Date'in yalnızca değerli metallerden üretildiği yaygın bilgi olsa da doğru değildir, "başlangıç seviyesi" çelik versiyonu bazen müzayedelerde yer alıyor, ancak yalnızca beş adet prototip üretildiği için hiçbir zaman başlangıç seviyesi bir fiyata sahip olmadı.

AUDEMARS PIGUET ROYAL OAK 5402 (1972)

5 / 16

AUDEMARS PIGUET ROYAL OAK 5402 (1972)

ENDÜSTRİYEL VE EGZOTİK

Hem Royal Oak'a kement gibi yapışan amansız hype hem de Audemars Piguet'nin yıllar içinde ürettiği çok sayıda versiyon ve abartılı tasarımların çokluğu göz önüne alındığında, Royal Oak'un 1972'de endüstriyel ve egzotik unsurları bir araya getiren akıllı, sezgisel ve çığır açan bir tasarıma sahip ilk saat olduğunu unutmak kolaydır.

Çelik bir spor saatin sağlamlığını ve çok yönlü yapısını, Audemars Piguet'nin işlenmiş güzelliğiyle eşleştirmek için görevlendirilen Gérald Genta, bir gecede Royal Oak'ı çizerek hem kendisinin hem de Audemars Piguet'nin geleceğini mühürledi ve "spor-lüks" türünün öncüsü oldu.

Genta'nın tasarımı ilham verici bir sentezdi: Ultra ince bir otomatik mekanizmaya ev sahipliği yapan, incelen bir bilezikle sorunsuz bir şekilde birleşen bir kasa üzerinde vidalı sekizgen bir bezelin hakim olduğu bir görünüme sahipti. Brütalist kadran, kontrast oluşturan fırçalanmış veya cilalanmış yüzeylerin elle uygulandığı kasanın ışıltılı geometrisinin bir yankısıydı. Bileziği bile o kadar karmaşıktı ki, montajı için kasa teknisyenleri yerine saat ustalarına ihtiyaç duyuluyordu.

Royal Oak, dönemin yüksek teknoloji mimarlarının çelik binalar için yaptıklarını çelik saatler için yaptı: endüstri malzemesini ve mutfaktaki çatal bıçak takımını yücelik seviyesine çıkardı. İkonoklasttan İkona Royal Oak (Royal Oak: From Iconoclast to Icon) kitabının yazarı Bill Prince'e göre Genta çeliği "günümüz katedrallerinin asil metali" olarak tanımlıyordu. Royal Oak o zamana kadar yapılmış en pahalı çelik kol saatiydi ve sonraki on yıllarda, özellikle günümüzde önemli bir etkiye sahip olacak yeni bir klasman yarattı.

HUBLOT BIG BANG (2004)

6 / 16

HUBLOT BIG BANG (2004)

MAKSIMUM ETKİ İÇİN TASARLANDI

Hublot, gösterişli ve iddialı tasarımlarıyla, ciddi saat koleksiyoncularının ilgisini çekecek bir şey olan "sessiz lüks"ün tam tersidir. Markanın amiral gemisi Big Bang saati, seramik, magnezyum, tungsten, Kevlar, kauçuk ve çeliği harmanlayarak "füzyon sanatı" sloganını somutlaştırıyor. Her Big Bang teknik olarak sınırlı olduğundan, gelecekteki saatlerin ipek, denim, elmas ve koyun yünü içermesiyle günümüzün "limitli saat" kültürünün de habercisiydi. Yönetici Jean-Claude Biver The Economist dergisine "İnsanlar ayrıcalık ister," diyordu, "bu nedenle müşteriyi her zaman aç ve gergin tutmalısınız."

FP JOURNE TOURBILLON SOUVERAIN “SOUSCRIPTION” (1999)

7 / 16

FP JOURNE TOURBILLON SOUVERAIN “SOUSCRIPTION” (1999)

YENİ BİR USTANIN AYAK SESLERİ

François-Paul Journe ilk kol saatini 1991'de yaptı, ancak dünya henüz bilinmeyen bir zanaatkârın anakronik başyapıtlarını kucaklamaya hazır değildi. Sekiz yıl sonra Journe kendi markasını kurdu ve 20 tourbillon yapmak üzere ilk siparişini aldı. Saatleri "abonelik" yöntemiyle sattı; yani ödemenin yarısı peşin alınıyordu. Bu fikir Abraham-Louis Breguet'den ödünç alınmıştı. Journe son yirmi yılda son derece yenilikçi olmuştur. Tourbillon Souverain'in müzayede değeri de bir yılda (2019-2020) üç katına çıkmıştı ama saat ustasının yetenekleri pandemi sürecine kadar yeterince hızlı anlaşılamadı.

ROLEX EXPLORER (1953)

8 / 16

ROLEX EXPLORER (1953)

MÜKEMMEL SAAT Mİ?

Sıkı Rolex tutkunları ve "tek saatli adamlar" tarafından sevilen modern Explorer, 1953'te Tenzing ve Hillary'ye (neredeyse) Everest'in zirvesine kadar eşlik eden saatlerin ruhunu koruyor (aslında her iki dağcı da zirveye İngiliz Smiths marka saatler takarak çıkmıştı).

Tırmanıştan sonra Hillary'nin Rolex'i, yüksek irtifa yolculuğuna nasıl dayandığına dair testler yapılması için saat şirketine iade edildi ve şu anda Zürih'teki Beyer Müzesi'nde sergileniyor. Son zamanlarda değerli metallerle flört etmesine rağmen halen dürüst ve temiz saatçiliğin bir paradigması olmaya devam ediyor. Birçoklarının ihtiyaç duydukları tek saat de odur.

VIANNEY HALTER X JEFF BARNES ANTIQUA PERPETUAL CALENDAR (1998)

9 / 16

VIANNEY HALTER X JEFF BARNES ANTIQUA PERPETUAL CALENDAR (1998)

Getty Images, Shutterstock, Vianney Halter x Jeff Barnes Antiqua Perpetual Calendar/Phillips izniyle

İMKÂNSIZI MÜMKÜN KILMAK

Steampunk akımını hatırlıyor musunuz? 1990'ların sonunda "Viktorya dönemi bilimkurgusu" kültürel bir canlanma yaşadı. Bu sırada bize tarihin en kötü filmlerinden birini, Vahşi Vahşi Batı'yı, silindir şapkalı emo-adamları ve son olarak bu muhteşem saati verdi. Jules Verne ve H. G. Wells'ten esinlenen Amerikalı tasarımcı Jeff Barnes, birden fazla lomboz tarzı kadranı, perçinleri ve görünmeyen bir rotoru olan imkânsız bir saat tasarladı. İkonoklast saat ustası Vianney Halter ise imkânsızı mümkün kıldı.

Halter-Barnes ikilisi türünün ilk örneğiyle saat yapımcılığını tuhaf alternatif bir evrene doğru çekmiş oldu ve sonraki vizyonerlerin de (MB&F, Urwerk, De Bethune gibi) içinden geçerek yüksek saatçiliğin gerçekten ne olabileceğini yeniden hayal edebilecekleri bir solucan deliği açıldı.

SEIKO 5 SPORTSMATIC (1963)

10 / 16

SEIKO 5 SPORTSMATIC (1963)

KOLEKSİYONCULUKTA YENİ MİSİNİZ? BURADAN BAŞLAYIN

On yıllar boyunca sayısız yinelemede gördüğümüz, Seiko 5'in üzerindeki kalkan formundaki "5" logosu; sağlam, her yere gidebilen ve her şeyi yapabilen bir kol saatini sembolize etmiştir. Uygun fiyatlı, yetenekli ve son derece havalı olan Seiko 5, koleksiyonculuk ve modifiye saatler alanında kendi alt kültürünü bile oluşturmuştur. Hiçbir koleksiyon bu saat olmadan tamamlanmış sayılmaz ve pek çok saat delisi için bu saat her şeyin başladığı yerdir.

OMEGA SPEEDMASTER PROFESSIONAL (1957)

11 / 16

OMEGA SPEEDMASTER PROFESSIONAL (1957)

DÜNYADA VE ÖTESİNDE SEVİLEN

Yörüngedeki istasyonlar, iletişim uyduları ve Mars gezginleri çağında, uzayda mekanik bir saat kullanmak eski moda görünebilir. Ancak bilgisayarlar çökebilirken mekanik bir saat, yüksek veya sıfırın altındaki sıcaklıklar, düşük yerçekimi ve hatta tüm teknolojinin başarısız olduğu karanlık da dahil olmak üzere her koşulda çalışmaya devam edebilir. Omega'nın Speedmaster serisi yarış otomobili sürücüleri için tasarlanmış olsa da astronotlara özel popüler bir seçim haline geldi. Speedmaster, bezelinde takimetre ölçeği bulunan ve mesafeye göre hızın ölçülmesine olanak tanıyan ilk kronograftır.

NASA astronotları Walter Schirra ve Leroy Cooper çok beğendikleri bu modeli NASA operasyon direktörü Deke Slayton'ın eğitim ve uzay uçuşu sırasında kullanılacak resmi saat olarak kabul etmesi için başarılı bir şekilde lobi yaptılar. Slayton 1964'te, Gemini ve Apollo uçuş ekipleri tarafından kullanılmak üzere son derece dayanıklı ve hassas bir kronografa ihtiyaç duyulduğunu belirten bir iç not yayınladı. Teklif on markaya gönderildi: Benrus, Elgin, Gruen, Hamilton, Longines/Wittnauer, Lucien Piccard, Mido, Omega ve Rolex. Sadece dördü; Rolex, Longines/Wittnauer, Hamilton ve Omega yanıt verdi: Hamilton bir cep saati gönderince diskalifiye oldu. Geri kalan saatler zorlu testlere girdi. Saatler, 71°C'de 48 saat, -18°C'de dört saat, %95 nemde 250 saat kalma ve vakumda ısı döngüsü gibi ekstrem koşullara dayanmak zorundaydı.

Sonunda Speedmaster, Mart 1965'te NASA tarafından "Tüm İnsanlı Uzay Görevleri İçin Uçuşa Uygun" ilan edildi. Saat, 1969'da Buzz Aldrin tarafından Ay'da takılan ilk saat oldu ve 1970'te Apollo 13'ün Dünya'ya dönüşünde 14 saniyelik yakıt zamanlaması yaparak hayati değerde bir rol oynadı.

Doğrusu herhangi bir şirketin böyle bir altın pazarlama fırsatından yararlanmaması aptallık olurdu ve Omega da o zamandan beri sayısız "Ay saati" modeli çıkararak bu yolda ilerledi. Neyse ki, Speedmaster tüm bu gösterişi hak ediyor.

Vintage saat uzmanı Eric Wind bu saat için, "Speedmaster'larda her şey var: olağanüstü kronograf mekanizmaları, inanılmaz bir kasa, harika bir kadran, estetik görünü ve inanılmaz bir tarih," diyor.

OMEGA X SWATCH MOONSWATCH (2022)

12 / 16

OMEGA X SWATCH MOONSWATCH (2022)

DÂHİCE BİR PAZARLAMA OYUNU

MoonSwatch, kimsenin geldiğini görmediği, kimsenin rahatlıkla eline geçiremediği ve yine 2022'nin baş döndürücü günlerinde kimsenin kesinlikle kaçınamadığı bir saattir. Gerçekten binlerce kişinin Swatch tarafından üretilen plastik (pardon, "biyoseramik") ve pille çalışan bir Speedmaster almak için koşuşturduğu, dünyanın dört bir yanındaki sokakların kapatıldığı günler geçen yıl mı yaşandı? MoonSwatch ateşi şimdi sönmüş olabilir ancak çok az modern saat günümüzü bu kadar mükemmel bir şekilde yakalayabilmiştir. Pandemi sonrası, bulanık kültürel çizgilerin ve abartının ortasında, zamanın ruhunu tam olarak yakaladı ve 1983'teki orijinal Swatch'tan bu yana en önemli İsviçre saati oldu.

PATEK PHILIPPE REF. 1518 PERPETUAL CALENDAR (1941)

13 / 16

PATEK PHILIPPE REF. 1518 PERPETUAL CALENDAR (1941)

YENİ BİR TÜR YARATAN KOL SAATİ

Daimi takvim, –karmaşık, zarif, şiirsel– kol saatlerinde yüksek saatçiliğin simgesidir. Ve yüksek saatçiliğin pek çok alanında olduğu gibi, Patek Philippe bu türü ilk kez tanımlamıştır.

Patek Philippe 1925'te bilekteki ilk daimi takvimli saatini tanıttı. 1941'de de neredeyse düşünülemez olanı yaptı ve bu özel komplikasyonu bir değil, iki kez seri üretime aldı. Ref. 1526 Ay evrelerine sahip bir daimi takvimli saatti, Ref. 1518 ise daha da etkileyiciydi: yüksek komplikasyon ihtişamına sahip daimi takvimli ilk kronograftı. 1955'te Audemars Piguet, Patek Philippe'in daimi takvimiyle rekabet eden ilk marka oldu. Bununla birlikte, daimi takvim kronografı Patek Philippe ve koleksiyoncuları için imza niteliğinde bir kombinasyon olmaya devam ediyor.

BRAUN AW10 (1989)

14 / 16

BRAUN AW10 (1989)

İYİ TASARIM, SOYUT VE UNUTULMAZ BIR ŞEY YAPMAKTIR

Braun'un modern Alman endüstriyel tasarım konsepti, işlevsellik ve teknolojinin bir birleşimidir ve MoMA kataloglarından Jony Ive röportajlarına kadar her yerde övgüler almıştır. Braun'un tasarım ilkeleri hesap makinelerinden kahve değirmenlerine ve çakmaklara kadar çeşitli ürünlere uygulandı, uygulanmaya devam ediyor. Ancak kol saati belki de bu konseptin en saf halidir. Dietrich Lubs ve Dieter Rams tarafından tasarlanan saat, 1975 tarihli AB 20 seyahat saatinden esinlenmiş ve zamanı mümkün olan en işlevsel şekilde göstermeyi amaçlamıştır. Tasarımcının saatinde siyah kadran üzerinde beyaz metin, kontrast için sarı bir saniye ibresi ve New York'un ulaşım ağı da dahil olmak üzere profesyonel amaçlar için yaygın olarak kullanılan "jobbing sans-serif" olarak da bilinen Akzidenz-Grotesk yazıtipi yer alıyor. Tasarımcının tasarımcı saati.

ROLEX GMT-MASTER (1955) /GMT-MASTER II (1982)

15 / 16

ROLEX GMT-MASTER (1955) /GMT-MASTER II (1982)

JET ÇAĞINI HABER VEREN SAAT

1950'lerin başında zengin gezginler yeni bir fenomenle karşılaştılar. Henüz bir adı yoktu ama zaman dilimleri arasında uçmanın kafa karıştırıcı etkileri vardı. "Jet lag" terimi 1960'ların ortalarına kadar ortaya çıkmadı. Yolcular bu rahatsızlığı telafi edebilirdi ancak Pan Am firması pilotları için endişeliydi ve bir çözüm bulmak istiyordu. Efsaneye göre, vücudun "ev" saatini bir bakışta gösteren bir cihaz, jet lag etkilerinin üstesinden gelmeye yardımcı olabilirdi. 1954'te Rolex, döner bir bezele, 24 saatlik bir ölçeğe ve gündüz-gece renk düzenine sahip GMT-Master Ref. 6542'yi üretti. Bu formülün kalıcı bir başarı olduğu kanıtlandı. GMT-Master'ın iki tonlu tasarımı savaş sonrası yıllar için çok cesurdu ve halen aynı dışa dönük karakterini koruyor. Saatin renkleri zaman içinde değişti ve ilk malzemeler ilginç şekillerde çizilme ve bozulma eğilimi gösterdi, bu da zamanla zengin bir takma ad sözlüğüne yol açtı ve referansın kalıcı cazibesini pekiştirdi. GMT-Master II, Rolex'in tek parçalı seramik çerçeveler, meteorit kadranlar ve mücevher setli çerçeveler gibi yeni özellikleri denediği yerdir. Rolex, 2018'de kendi kodlarını altüst ederek saate şık Jubilee bileziği bile ekledi. Solak modelin 2022'de piyasaya sürülmesi heyecanı daha da artırdı. GMT-Master bugün en çok aranan Rolex'lerden biri olmaya devam ediyor. Rolex bu saatle hem mekanik hem de estetik açıdan net, derli toplu ve karakter sahibi bir şablon yarattı ve taklitçilerini geride bıraktı.

CARTIER SANTOS-DUMONT (1904)

16 / 16

CARTIER SANTOS-DUMONT (1904)

DAİMA YÜKSELEN BİR DEĞER

1904'te piyasaya sürülen Cartier Santos-Dumont, saat tarihi kitaplarında bir değil iki yerde geçer: İlk pilot saati ve erkeklere özel tasarlanan ilk kol saatidir. Cep saatiyle uçmanın kullanışsızlığını aşmak için tasarlanan saat, Brezilyalı pilot Alberto Santos-Dumont'un konuyu Louis Cartier'ye iletmesiyle doğdu. Bu saat, Cartier'nin günümüzdeki kırmızı halı şöhretinin aksine, gösterişten uzak bir tasarıma sahip. Sekiz vida ile karakterize edilen kasası, kavisli kulpları ve bileğe rahatça takılabilmesi için tasarlanmış deri kayışı ile çağdaşı bir kare cep saatinden etkilenmiş gibi görünüyor. Bu arada, okunaklı kadran tasarımı 1920'li ve 1930'lu yılların Art Deco akımının habercisidir ve bu da, Cartier saat tasarımlarını tanımlayan bir tarz olmaya devam etmektedir.

"Bay Santos-Dumont'un Uçan Makineyle İlk Başarısı" manşetleri insanların zihninde hâlâ tazeyken 1911'de Cartier yeni platin ve altın "Santos-Dumont modelini" satışa çıkardı. Saatin havacılıkla bağlantısı yeni bir kitlenin ilgisini çekiyordu: Erkekler.

Bu model daha sonra Cartier tarafından iki kez daha piyasaya sürülecekti. 1998'de Santos-Dumont'un 90. yıldönümünü kutlamak için ve 2005'te Collection Privée Cartier Paris'in bir parçası olarak.

Cartier, 2018'de bu saati ilk kez değerli olmayan bir metalle, çelik olarak satışa sunarak yeni bir tüketicinin erişimine açtı. Cartier'nin zamanlaması ileri görüşlüydü, erkek saatlerine olan ilginin patlamasıyla birlikte, piyasada yeni bir tasarım arayışında olan bir müşteri kitlesi vardı.

Cartier, en çılgın mekanizmaları ya da en tuhaf malzemeleri kullanmakla ilgilenmiyor; 100 yıllık sağlam tasarımlar ve benzersiz saatler sunuyor.

Daha Fazlası

James Cameron ile “DERİNLERDE”…

“Veni Vidi Mansi – Sessizliğin Yankısı” Ferit Yazıcı’dan Göç, Hafıza ve İnsanlık Üzerine Bir Heykel Sergisi

Dünyaca Ünlü Sanat Zirvesi İstanbul'da

No. 14, Bishop’s Stortford: Tarih ve Modernliğin Buluştuğu Ödüllü Bir Dönüşüm