Popun 45 Devini Afrika İçin Birleştiren İkonik Şarkı Belgesel Oldu
31 Ocak 2024
1 / 6
Popun 45 Devini Afrika İçin Birleştiren İkonik Şarkı Belgesel Oldu
Yazı Ece Büyükçolpan
28 Ocak 1985'te, Amerikan Müzik Ödülleri'nin ardından Hollywood'da yer alan A&M Kayıt Stüdyoları'nda Lionel Richie ve Michael Jackson öncülüğündeki 45 sanatçı USA for Africa (United Support of Artists for Africa) adı altında geliştirilen projede Afrika'daki kıtlıkla ilgili insanlığa farkındalık kazandırmak ve bu sorunla mücadelenin önemine dikkat çekmek için bir araya geldi. Ortaya çıkan o ikonik şarkı da We Are the World'dü.
We Are the World, 7 Mayıs 1985'te yayınlanmasının ardından 20 milyondan fazla kopya satarak elde ettiği 75 milyon dolardan fazla gelirle Afrika'daki yoksullukla mücadeleye katkı sağladı. 1986'da "Yılın Şarkısı", "Yılın Kaydı", "En İyi Müzik Grubu Performansı" ve "En İyi Müzik Videosu" olmak üzere dört Grammy Ödülü'nün kazananı oldu.
2 / 6
“Harika Bir Şarkı Sonsuza Kadar Sürer.”
Bu efsanevi kaydın yapımcısıysa yapımcı Quincy Jones'tu. Jones, "Harika bir şarkı sonsuza kadar sürer," diyor. We Are the World'ü ortaya çıkaran isim, ikonik kayıt hakkında "Sizi temin ederim ki bugün gezegenin neresine giderseniz gidin, o melodiyi mırıldanmaya başladığınızda insanlar o şarkıyı hemen tanıyacaktır," diyor.
3 / 6
“O Şarkı” Şimdi Bir Belgesel Oldu
Michael Jackson, Bob Bylan, Bruce Springsteen, Stevie Wonder gibi isimlerin yer aldığı We Are the World, bir şarkıdan çok daha fazlasıydı. Birçok müzik eleştirmeni bu kayıt için "Dönemin pop yıldızlarının kendilerini gösterdikleri minyatür bir psikodrama" benzetmesini yapıyor. Buna katılır mısınız bilemiyoruz ama 45 sanatçının bir stüdyoda topluma sosyal sorumluluk farkındalığı kazandırmak amacıyla bir araya gelip kendi müzikal tarzlarını ortaya koyması, o eşsiz kaydın yaratılan güzelliğinin vazgeçilmez bir parçası. Pop müzik tarihinin kayıtlarına geçen proje ise şimdilerde bir belgesele dönüştü. Prömiyerini 2024 Sundance'te yapan belgesel, 29 Ocak'tan itibaren yayınlandı.
The Greatest Night in Pop ismiyle izleyici ve meraklılarıyla buluşturulan belgesel, popun kraliyet üyelerinin nasıl bir araya geldiği hakkındaki sır perdesini aralıyor.
Siz belgeseli izlemeye başlamadan önce hakkında bilmek isteyebileceğiniz 7 detay:
4 / 6
1.Lionel Richie'nin ortak yazarının Michael Jackson değil Stevie Wonder olması planlanmıştı.
Lionel Richie, konuyla ilgili "Gerçekte Stevie'yle iletişime geçmeye çalışıyordum ama bir türlü başaramadım. Stevie çok fazla turneye çıkıyordu. Aynı anda pek çok şey yapıyordu," diyor. Quincy Jones'la yapılan bir telefon konuşması olaya Michael Jackson'ı dahil etmiş. Richie bu durum hakkında "Stevie'yi yakalayamadan Michael'ı kaptım," diyor. "Ama yine de Stevie'ye kapımız her zaman açıktı. Bunu Michael ile de pekâlâ halledebiliriz diye düşündüm."
2. Richie ve Jackson, yazmaya uygun bir ruh haline girebilmek için birlikte birçok ülkenin milli marşlarını dinlediler.
Lionel Richie, "Akılda kalan bir şarkı yapmak istemedik," diyor, "Kulağı anında yakalayan ve küresel ilgi uyandıran bir şey yapmamız gerektiğinin bilincindeydik." Motown'ın efsanevi ikilisi yaratıcılığın sınırlarını zorlamak için ABD, İngiltere, Almanya ve Rusya dahil olmak üzere birçok ülkenin milli marşlarını dinleyip bir ritim oluşturdular. Tüm insanlığa tanıdık gelen bir ses oluşturmak istiyorlardı.
5 / 6
3. We Are the World’ün stüdyo oturumu Richie’yi o kadar etkisi altına aldı ki ona hem sunuculuğunu üstlenip hem de ödül aldığı Amerikan Müzik Ödülleri’ni unutturdu.
Nasıl yani, Richie o geceyi hatırlamıyor mu şimdi? Belki de bu sadece uykusuzlukla ilgiliydi. Sonuçta kayıt çalışmaları 21.00 gibi başlayıp 12 saat sürmüştü. Ancak Lionel Richie için durum daha farklı çünkü o gece sunuculuk yapıp insanları sahneye davet etti, hatta 5 ödül aldı! Richie o günü şöyle anlatıyor: "O kapıdan içeri girdim ve bütün olan biteni unuttum. O stüdyodaki ortam beni o kadar etkisi altına alıyordu ki... Yani odada Bob Dylan ve Billy Joel bile vardı. Kusura bakmayın ama hayatımda böyle bir şey hiç yaşamıştım," diyor.
4. Müzik dünyasının en ünlülerinin bir arada olduğu büyük bir proje olsa da çok az kişi bundan haberdardı.
Sanatçıların birçoğu stüdyoya ödül töreni dönüşü katıldı. Lionel Richie bunun hakkında "Eğer ki böyle bir proje günümüz koşullarında yapılmaya çalışılsaydı bunun gizliliğini korumak, telefon kameraları ve sosyal medya çağında pek mümkün olmazdı," diyor.
5. Stüdyodaki isimlerin birçoğu şarkıyı ilk kez stüdyoda duydu.
Lionel Richie, "O zaman MP3'lerimiz yoktu, kasetlerimiz vardı. Bunları posta yoluyla göndermek zorunda kaldık, tabii birçoğu ilgili isimlere ulaşamadı, bu yüzden de birçok isim şarkıyı duyamadı," diye anlatıyor. Şarkının korosunda yer alan Hall & Oates'tan John Oastes, "Böyle dev bir topluluk oluşturmayı kolaylaştıran marş niteliğindeki melodinin herkesi içine dahil edebilen bir sadeliği vardı. Yani şarkının birçok isim tarafından daha önce dinlenmemiş olması pek sorun değildi," diyor.
6 / 6
6.Bob Dylan oldukça gergindi.
Koro kaydı esnasında Bob Dylan'ın tam arkasında yer alan Oates, Dylan'ın solosunu söyleme konusunda endişeli olduğunu anımsıyor, "Bob Dylan melodik bir tarza sahip değildi ve bu şarkının da çok spesifik bir melodisi vardı. Sanırım bu yüzden şarkıyı söylerken rahatsız olup kendi yöntemiyle devam etmeye çalıştı."
7. Kenny Rogers, hazır bu kadar devi bir arada bulmuşken hepsinin imzasını almak istedi.
Kenny Rogers, "Şarkının kaydı sırasında bunun ne kadar iyi ve özel bir fikir olduğunu bir kez daha anladık. Ben de stüdyodan bir tane nota kâğıdı aldım ve herkesten imza toplamaya başladım İlk imzayı Diana Ross attı, onu görenler etrafta koşuşturup imza atmaya başladılar. Ben de bu ölümsüz anı Atlanta'daki evimin duvarına çerçevelettim. Ona ne zaman gözüm ilişse gülümserim."
We Are the World'ün efsanevi solo vokalleri ise şöyle:
Lionel Richie
Stevie Wonder
Paul Simon
Kenny Rogers
James Ingram
Tina Turner
Billy Joel
Michael Jackson
Diana Ross
Dionne Warwick
Willie Nelson
Al Jarreau
Bruce Springsteen
Kenny Loggins
Steve Perry
Daryl Hall
Huey Lewis
Cyndi Lauper
Kim Carnes
Bob Dylan
Ray Charles
The Greatest Night in Pop, 29 Ocak'tan itibaren yayında