Kültür

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

12 Ocak 2019

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

1 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

Gezip gördüğümüz yerlerde, yaşadığımız güzel anları unutmamak için çaba gösterirken belli nesnelere anlam yüklüyoruz. Bu bazen bir magnet, bazen de bir anahtarlık olabiliyor. Basit bir hediyelik eşya deyip geçmeyin, fark ettik ki bu konu fazla hafife alınıyor.

Yazı Baran ALIŞKAN

Dünya binlerce yıldır farklı insanlara ve kültürlere ev sahipliği yaptı, yapmaya da devam ediyor. İnsanlar zamanla kendi kültürlerini yaratarak özgün topluluklar haline geldi. Bahsettiğimiz kültür kavramı ise toplumbilime göre "Tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan her türlü değerlerle bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümü." olarak tanımlanıyor. An itibariyle elinizdeki yayımı nerede okuduğunuzu bilemiyoruz ama bulunduğunuz yerin dışında dünyanın bir başka yerinde daha farklı bir hayat akışı olduğu konusunu hatırlatmak istiyoruz. Artık dünyanın herhangi bir noktasında bulunan biriyle iletişim kurma ya da herhangi bir yerine gidebilme imkânlarına sahibiz. Bu bilinçle "Bir daha mı geleceğiz dünyaya!" sözünü benimsemiş kişiler ise dünyayı gezmeye çoktan başladı. Çünkü seyahat etmek hem yeni kültürleri tanımak hem de dünyanın farklı bir yerinde yeni arkadaşlar edinmek için ideal bir yöntem. Her ne kadar seyahat sözcüğü günümüzde Instagram fotoğrafl arından beğenileri toplamak için gibi gözükse de aslında meselenin derinliği çok daha fazla… Kendisini gezgin olarak tanımlayan da bulduğu ilk fırsatta yurt dışına çıkan da kabulümüz. Çünkü konumuz, gitmek değil; eve dönüşlerle ilgili. Hatta yuvaya dönüşlerin en heyecanlı anı: Hediyelik eşyalar!

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

2 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

Seyahat etmek ya da tatile çıkmak şehir hayatının keşmekeşinden kurtulmanın en sevilen yöntemlerinden biri. Tek başına ya da daha kalabalık planlar yapabilir, zihinsel olarak yenilenebilir ve fi ziksel olarak dinlenebilirsiniz. Bu eylemi gerçekleştirdikten sonra ise kürkçü dükkânına geri döneceğimizi de göz önünde bulunduruyoruz tabii. Peki, sizi dönüşte bekleyenler ya da emektar buzdolabınızın kapağınıza ne getirdiniz? Evet, gittiğiniz yerden getireceğiniz anahtarlık ya da magnet gibi hediyelik eşyalardan bahsediyoruz. Gittiğiniz en son yerden ne hediye aldığınızı hatırlıyor musunuz? Ben tercihimi anahtarlıktan yana kullanmıştım. Aynı şekilde her seyahate çıkan arkadaşımdan da bir anahtarlık isteyerek kendi mini koleksiyonumu oluşturuyorum. Anlayacağınız bu iş amatör de olsa koleksiyonerlik ruhu taşıyor. Anı biriktirmek ya da gidilen ülkelerden/şehirlerden hatıraları toplamak olarak da görebilirsiniz. Peki, bunu neden yapıyoruz? Çünkü unutkan canlılarız… Unutmamak adına, 'anları'ı hatırlatacak bir nesneye ihtiyaç duyuyoruz. Aslında bu konu bünyesinde biraz da bencillik barındırıyor desek yanılmış olmayız. Yaşanılan anı orada bırakmayı değil de özel alanımıza taşıyarak soyut özlem hissini somutlaştırmaya çalışıyoruz. Güzel, mutlu anları nesneleştirerek yeniden hatırlamak istiyoruz. Tüm arkadaşlarımızla seyrettiğimiz günbatımını, sevgilimizle gezdiğimiz sokakları ya da tek başımıza keşfettiğimiz eski şehirleri evimize taşıyoruz. Hafızamızdan silinmesini istemediğimiz anları hapsetmek belki de… Bir de bunun üzerine kültürün pazarlanabilir olması eklendiğinde şüphesiz hediyelik eşyalar turizmin göz bebeği haline geliyor. Ülkeler ve şehirler; magnetler, heykelcikler, anahtarlıklar ya da kıyafetlerle dünyanın başka bir ucunda yaşatılıyor. Şimdi "I Love NY" tişörtleri daha da anlamlı hale geldi sanırım… Görüyorsunuz, insanlık kendi tarihinden bile para kazanmayı başarıyor.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

3 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

Turizm, doğal güzellikler ya da etkinlikler (festivaller, organizasyonlar vb.) aracılığıyla yerli kültürünü tanıtma imkânı sağlıyor. Tabii biz turistler ya da gezginlere de yeni yerler görmek ve başka kültürleri tanımak noktasında fayda sağlıyor. Söz konusu hediyelik eşyalar ve seyahatlerden toplanan nesneleri edinmek olunca biriktirme hastalığına kapılanları da es geçmemek lazım. Bazen anıları saklarken dengesini yitirip olur olmaz şeylere anlam yükleyerek saklayanlarımız vardır. 'Dispozofobi' adı verilen diğer bir deyişle kompulsif biriktirme hastalığı diye de bir gerçek var. Biriktirme meselesi, özellikle dikkat edilmesi gereken hassas bir konu. Çünkü buzdolabına yapıştırdığımız magnetleri hepimizin sevdiği ve evimize renk kattığı konusunda hemfi kir olduğumuzu düşünerek ilginç bir hikâyeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Konu hakkında okuma yaptığım sırada öyle bir habere denk geldim ki hakkında yazacağım hediyelik eşyalara bakış açım değişti. Buzdolabına bir iki magnet yapıştırarak mini koleksiyonerliğe başlayan biri, sırf bunun için yeni bir buzdolabı kapağı bile edinmiş. Anlayacağınız konumuz oldukça ciddi.

TÜRKİYE'DEN FAVORİ BEŞ HEDİYELİK EŞYA
Nazar boncuğu
Türk kahvesi
Türk lokumu
İznik seramiği
Peştamal

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

4 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

Hediyelik eşyalar konusuna geri dönelim. Yalnızca anı ölümsüzleştirmek ve hatıraları somutlaştırdığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bir küçük heykelcik ne mi kazandırır? Hediye olarak verilen kişinin mutluluğunu zaten cepte tutuyoruz. Bu konuda size birkaç tüyo verelim... Gidilen yerde alacağınız hediyelik eşyaların bölge halkı tarafından yapıldığına dikkat etmenizde fayda var. Bu sayede –tabii el yapımı ürünlerin satıldığı yerlerden bahsediyoruz– satıcı ile nesne hakkında koyu bir sohbete dalabilirsiniz. Ürünün nasıl yapıldığını, ne anlam ifade ettiğini ve hikâyesini birinci ağızdan dinlemenin avantajlarını tahmin edersiniz. Bu sayede hediye edeceğiniz kişiye anlatabilir ya da misafirlerinize o nesnenin hikâyesini daha doğru şekilde aktarıp değerini arttırabilirsiniz. Alışverişin yanında seyahatinizde bir yabancıyla tanışıp sohbet etmek için de ideal bir yöntem gibi gözüküyor, ne dersiniz? Hatta tam da bu durumla ilgili İngilizce'de "Collect moments not things." yani "Anıları topla, eşyaları değil." anlamına gelen bir deyim bile var.

Anlaşılan bu konuda aynı fikirdeyiz. Biliyorsunuz, bir yere gitmenin en heyecan verici yanı eve yeni şeylerle dönmektir. Bir diğer tüyo ise; seyahatten önce yalnızca ucuz uçak bileti ve konaklama imkânlarına ayırdığınız vaktin bir kısmını bu işe ayırmak olacak. İnternetin sunduğu imkânları en baştan anlatmaya gerek duymuyoruz ama gideceğiniz yerin kültürü hakkında fikir edinmek ve oradan edinebileceğiniz ikonik parçalar hakkında ön hazırlık yapmanız daha sağlıklı olacaktır. Çünkü tek başınıza çıktığınız seyahatlerde bu konuya gereken özeni gösteremeyebilirsiniz. Bir tur şirketi ile beraber çıktığınızda da genellikle rehberlerin -muhtemelen anlaşmalı olduğu- dükkânlara yönlendirilecek ve alışverişinizi gerçekleştirmek durumunda kalacaksınız. Biz daha başına buyruk ve keşfetmekten yana olmanızı öneriyoruz. Hem maddi hem de manevi olarak daha kazançlı çıkmanız mümkün.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

5 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

KLİŞELER HAYAT KURTARIR
Yağmurlu gri bir Londra sabahına uyandığınızda uçağa yetişmeden hemen önce küçük kırmızı bir telefon kulübesi alırken hayal ediyoruz sizi… Evet, klişeler hayat kurtarır, haklısınız. Asgari çabayla bile birilerini mutlu etmenin hafifliğini yakaladınız. Belki de Paris'ten dönerken bir Eyfel Kulesi anahtarlığı alırsınız? Klişelerden sıkılanlar için de birkaç önerimiz olacak elbette… San Fransisco'ya yolunuz düşerse eğer konserve sis alma şansını yakalayacaksınız. Golde Gate köprüsü ve sisli havasıyla meşhur bir şehir ancak bu kadar akıllıca pazarlanabilirdi. Yine de bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyorsanız anıları hapsetme konusunda ne kadar ciddi olduğunuzun kanıtı olarak kabul edilebilir. Klişelerden sıkılanlar ya da bu durumu ciddiye alanlar için 10 şehir 10 hediye seçtik. Elbette tek bir nesneyle özetlenemeyecek şehirlerden birer figür, hatıra seçerken ya daha orijinal bir şey varsa diye düşündük. Siz daha orijinal bir hediye bulursanız bize de gönderin.

ALMANYA
Berlin Duvarı

Batı-Doğu Berlin ayrımının temsilcisi meşhur 46km'lik Berlin Duvarı artık yalnızca bir hediyelik eşya olarak günümüzde yer alıyor. Bir gecede örülen ve aileleri, komşuları, sevgilileri ayıran bu duvar yıkıldıktan sonra içinde barındırıldığı dram onu daha da pazarlanabilir hale getirmiş. Hatta gerçek duvardan eser kalmayana dek yağmalanmış. Müzelerde orijinal parçalarına rastlayabileceğiniz duvar artık hediyelik eşya olarak da satılıyor. Fakat çok sayıda sahtesinin de piyasada olduğunu hatırlatalım, aman dikkat.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

6 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

KANADA
Akçaağaç şurubu

Kanada'nın simgesi akçaağaçtan elde edilen şurup o topraklarda genellikle pancake ile birlikte tüketiliyor. Hazır Kanada'ya kadar gitmişken akçaağaç şurubu tüketeceğinizi bildiğimiz için burada hiç denemeyenlere ve belki pancake ya da krep yaparsınız diye hazırlıklı olmanız için tavsiye ediyoruz. Şurup, akçaağaca çizik atılarak ya da özsuyunu biriktirdikten sonra kaynatılarak kıvama getiriliyor ve yemeye uygun hale geliyor.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

7 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

PORTEKİZ
Porto Şarabı

Her ne kadar Fransa başlığı altında şarap tavsiyesi bekleseniz de Porto şarabı kendine özel bir başlığı fazlasıyla hak ediyor. Böyle dediğimize bakmayın, çünkü kendileri dünyada hatırı sayılır bir şöhrete sahip. Douro Vadisi'nin üzümlerinden yapılan şarap, yüksek alkollü ve tatlı/şekerli bir tada sahip. Fermantasyonun ilk günlerinde alkol ilavesiyle şekerin dönüşümü engellendiği için bu tada sahip. Aynı zamanda bozulmaması için brendi eklendiğini de söyleyelim. Bitter çikolata ile tüketmenizi tavsiye ediyoruz.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

8 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

DANİMARKA
Deniz kızı heykelciği

İskandinav ülkeleri gerek iklimleri gerek kültürleri ile bizim coğrafyamızda yaşayan insanlara pek ilginç geliyor. Biz de kuzeylilere pozitif yaklaşanlardanız. Hâl böyle olunca favori hediyelik eşyalar listemize Danimarkalı yazar Andersen'den masallar etkisi hissediliyor. Andersen'in 'Küçük Deniz Kızı' masalı 1913 yılında Kopenhag'da heykele dönüştüğünden bu yana turistleri kendisine çekmeyi başarıyor. Masalı okuduktan sonra hikâyesi olan bu heykelciği edinmemek içten bile değil.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

9 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

AVUSTRALYA
Bumerang

Avustralya'nın yerlileri Aborijinler tarafından avlanma ve spor amaçlı kullanılan ağaçtan yapılmış nesne. Orijinalleri akasya, okaliptüs gibi ağaç dallarından yontularak yapılıyor ama elbette günümüzde seri üretimden çıkmayan pek az ürüne rastlayabiliyoruz. Fırlattığınızda geri dönen bu nesneyle kim bilir kaç insan avlandı, hangi tarihlere tanıklık etti… Tam da bu hikâyeleri öğrenmek üzere sizi Avustralya'ya yolculuyoruz. El yapımı bir bumerang bulursanız haberimiz olsun.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

10 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

İTALYA
Maske

Venedik, maskeler şehri olarak biliniyor ve bu maskelerin benzerlerini her yerde bulabilecekken orijinal ve binlerce çeşidini yalnızca orada bulabiliyorsunuz. Geçmişi 12.yüzyıla kadar uzanan bu kültürün sosyal statüyü saklayan bir araç olarak kullanılması bir süre sonra yasalarla sınırlandırılarak önlenmiş. Olur da yolunuz Venedik Karnavalı'na düşerse bizi daha iyi anlayacaksınız.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

11 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

İSVEÇ
Dalahasten / Dala Atı

Dala atı, İsveç kültürünün sembollerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. İsveç'e yolunuz düşerse en azından bir tane edinmenizde fayda var ama girişte belirttiğimiz gibi alışveriş yapacağınız yerleri dikkatle seçmelisiniz. Çünkü at figürleri nesnenin ruh katan olmazsa olmaz şey elde oyulması ve elde boyanması. (Dünyaca ünlü bir mobilya markasına sahip olması tesadüf değilmiş!) Fabrikasyon ürünler hediyelik eşyaların tabiatını aykırı… Geçmişi 400 yıl öncesine dayanan at 19. yüzyılda takas ürünü olarak da kullanılmış. En çok tercih edilen atlar kırmızı ağırlıklı olarak göze çarparken diğer renkleri de bulunuyor.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

12 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

MEKSİKA
Sombrero / Meksika Şapkası

Anavatanı Meksika olan güneşten en iyi koruyan şapkalardan biri. Üst kısmı uzun çevresi fazlasıyla geniş bir yapısı vardır. İspanyolların şapkalarıyla karıştırılmasının sebebi ise Meksika'dan İspanya'ya geçerek dünyaya açılması olarak gösterilebilir. Aynı zamanda Amerikan kovboylarının şapkalarına esin kaynağı olduğu da iddia ediliyor. Hediye alışverişini sadece bir şapkayla geçiştirmek istemeyenler bir de 'serape' adı verilen battaniyeye benzeyen panço ya da şal diyebileceğimiz geleneksel kıyafetleri de alabilir.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

13 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

ÇEKYA
Bohemia Kristali

Eski adı Çek Cumhuriyeti olan Çekya mevzu bahis olunca aklımıza ilk gelen Çek kristalleri oldu. Bohemia adlı bölgede 18. yüzyıldan bu yana üretilen kristaller zarif tasarımları ve yüksek kalitesiyle örneklerinden ayrılıyor. İnce el işçiliğinden bahsetmiyoruz bile. Avize, kadeh, süs eşyası gibi ürünlerden birini favori hediyelik eşyalar listenize ekleyin.

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

14 / 14

Hatıraları hapsetmek: Bir anı saklama sanatı

JAPONYA
Maneki Neko

Japon kültürünün en 'şanslı' figürlerinden biri, diğer ismiyle 'çağıran kedi'yi biliyor musunuz? Patisiyle sizi selamlayan bir kediden bahsediyoruz. Malum küreselleşmenin etkisiyle artık aradığımız her şeyi istediğimiz yerde bulabiliyoruz fakat Japonya seyahatine çıkarsanız eliniz boş dönmeyin diye tavsiyemizi kediden yana kullanıyoruz. Bolluk ve bereket getirdiğine inanılan halk sembolünün renklerine de dikkat etmek gerekiyor. Hikâyesi 17. yüzyıla kadar dayanan kedinin renklerinden hangi patisini kaldırdığına kadar birçok anlam ifade ediyor. Belki de Maneki Neko'yu bir yerliden daha detaylı dinlersiniz.

Daha Fazlası

James Cameron ile “DERİNLERDE”…

“Veni Vidi Mansi – Sessizliğin Yankısı” Ferit Yazıcı’dan Göç, Hafıza ve İnsanlık Üzerine Bir Heykel Sergisi

Dünyaca Ünlü Sanat Zirvesi İstanbul'da

No. 14, Bishop’s Stortford: Tarih ve Modernliğin Buluştuğu Ödüllü Bir Dönüşüm