Dünyanın En Komik Sporları

BACAK TEKMELEME

İngiltere’nin Gloucestershire bölgesi çıkışlı olan bacak tekmeleme (shin kicking) adlı sporun temelleri, 1600’lü yıllara dayanıyor. Bu oyunda, meydana çıkan iki oyuncu, kollarını birbirlerinin omuz ve boyunlarında birleştiriyor; sonra da birbirlerini, dizle ayak bileği altında kalan bölüme tekme atma yoluyla düşürmeye çalışıyorlar. Üç oyun sonunda rakibini iki kez yere düşürmeyi başaran, bir üst tura çıkıyor. İngilizler, bu oyunu, o kadar kendi tarihlerinin ve geleneklerinin bir parçası olarak görüyorlar ki; bu sporun olimpiyatlarda yer alması için, olimpiyat komitesine başvuruda bile bulundular. Ancak komite, bu sporu biraz şiddetli buluyor. Oyunun tutkunları ise, bir diğer tehlikeli spor olan judonun olimpiyatlarda yer aldığını hatırlatıyor ve eski Yunan’daki güreşçilerin bile shin kicking yaptıklarını söyleyerek, savunmaya geçiyor. Bu renkli sporun olimpiyat macerasının nasıl sonuçlanacağını bilemiyoruz ama oyunun son derece renkli olduğu fikrine biz de katılıyoruz.

SATRANÇ BOKSU

Vurdulu kırdılı turnuvalara ev sahipliği yapan boks ringlerinde, başka şeyler de oluyor. Kerli ferli adamlar, boyunlarına havlularını doluyor, ringe çıkıyor. Ancak ringe çıktıktan sonra, hem birbirlerine vuruyor hem de satranç oynuyorlar. Hollandalı Lepe Rubingh'in, Fransız çizer Enki Bilal’in satranç ve boksu birleştirdiği öyküsü “Froid Équateur (Soğuk Ekvator)”dan etkilenerek 2003 yılında spor dünyasına kazandırdığı satranç boksunun, ilginç kuralları var. Bir karşılaşmanın 11 round’dan oluştuğu satranç boksunda; dört dakikalık bir satranç round’undan sonra, yarışmacılar ringe çıkarak, iki dakika boks yapıyor. Her round arasında birer dakikalık dinlenme süresi var ve oyuncuların, oyunu kazanmaları için satranç tahtasında şah-mat yapmaları ya da rakibi ringde nakavt etmeleri gerekiyor. Satranç boksu, uluslararası turnuva düzeyinde yapılıyor.

EKSTREM ÜTÜCÜLÜK

Şahsen biz, dergi ekibi olarak, ütü yapmaktan hiç hoşlanmıyoruz. Ancak bu sporu yapan adamlar, bizimle aynı fikirde değil. 1997 yılında Leicester'lı fabrika işçisi Hans Meimban’ın icat ettiği bir spor olan ekstrem ütücülük; havada, karada, dağda veya suda ütü yapmak isteyen çılgın insanların sporu olarak görülüyor. Sporun ilk turnuvası, 2002 yılında, Almanya’da yapıldı ve yarışmacılar; hurda bir otomobilde, ağaç tepesinde ve sörf yaparken ütü yapmaya çalıştı. Turnuvanın galibi ise, İngiltere oldu. Bu duruma bakarak, İngilizlerin ütü yapmaktan hoşlandıkları sonucunu çıkarabiliriz.

GELİNCİK SAKLAMA

Bu sporda, dağ gelinciğini (Ferret) paçalarını ayak bileğinize bağladığınız pantolonunuzdan içeri atıyorsunuz ve onu orada, mümkün olduğunca uzun bir süre tutuyorsunuz. O sırada hayvanlara, sadece pantolonun dışından dokunabiliyorsunuz. Bu spor için her yıl, İngiltere’nin York bölgesinde özel bir turnuva düzenleniyor. 1981 yılında madenci Reg Mellor, bir değil tam iki gelinciği, beş saat 26 dakika boyunca pantolonunda tutmuş. Elbette ki gelincikler, madenciyi ısırmış ve beyaz pantolonunu kanlar içinde bırakmış. Oldukça ürkütücü!

MERDİVEN TIRMANMA

Merdiven tırmanma organizasyonunda, merdiven tırmanarak spor yapmayı alışkanlık hâline getirmiş bir grup insan bir araya geliyor ve birlikte, 70 kat ve üzerindeki binalara tırmanmaya çalışıyor. Empire State Binası, Chicago Wills Kulesi, Tayvan Kulesi gibi mekânlar, yarışma için en çok seçilen yerler arasında yer alıyor. Siz bu sporu imkansız olarak düşünebilirsiniz ama nefesine, kondisyonuna güvenenler, bu sporda rekorlar kırıyor. Örneğin, 2009 yılındaki yarışmaya katılan bir İtalyan, Empire State Binası’ndaki 1.576 merdiveni, 16 dakika 54 saniyede çıkmış. Ne azim!

BATAKLIK FUTBOLU

İlk dünya şampiyonası 1998 yılında Finlandiya’da yapılan bataklık futbolu, 2000 yılından itibaren, İngiltere ve İskoçya’da da oynanmaya başladı. Deterjan reklamlarına malzeme olacak cinsten bir çamurun içinde oynanan bu oyun, 13’er dakikalık iki devre hâlinde oynanıyor. Takımlar, altı oyuncu sahada olmak üzere, 12 oyuncudan oluşuyor. Üstelik kadınlar da bu turnuvalara katılıyor. Bu oyunun en ilginç tarafı, takımların kendilerine verdikleri isimler… Zira pek çoğu, çamura (mud) gönderme yapan isimler tercih ediyor. Mudchesthair United, Real Mudrid, Swamp Bog Millionaire; enteresan takım isimlerinden sadece bazıları!

SOLUCAN ÇIKARTMA

Siz bunu spordan saymayabilirsiniz ama; ABD, Avustralya, İngiltere gibi ülkelerde, 1980 yılından bu yana, Dünya Solucan Çıkarma Şampiyonası düzenleniyor. Bu yarışmada; yarışmacılar, dokuz metrekarelik bir alanda, topraktan solucan çıkartmaya çalışıyor. Ancak bunu yaparken, tahmin ettiğiniz gibi, kazıcı bir alet kullanamıyorlar. Titreşim, ses gibi uyarıcılar kullanabiliyorlar. Rekor ise, 30 dakikada 511 solucan çıkaran Tom Shufflebotham’a ait. Shufflebotham, yaklaşık 300 yarışmacıyı geride bırakmış ve şampiyonluk ödülü olan altın kaplama solucanı evine götürmüş.

EŞ TAŞIMA

İşte, tamamen rastlantılar sonucunda çıkmış bir spor daha. 1800’lü yıllarda Finlandiya’da yaşayan bir haydut, çetesine katılmak isteyenleri bir teste tabi tutuyormuş. Bu teste göre, adaylardan, eşlerini sırtlarında taşımasını istiyormuş ve bunu en uzun süre başaranlarını, ekibine alıyormuş. İşte bu küçük test, zamanla uluslararası bir turnuvaya dönüşmüş. Söz konusu turnuvanın kuralları son derece basit; kadın partnerinizi sırtınıza alıp, farklı parkurlardan oluşan yarışı birincilikle tamamlamaya çalışıyorsunuz. Ancak, sırtınızdaki kadının 17 yaşından büyük ve 49 kilodan fazla olması gerekiyor. Aksi takdirde, size, kiloyu tamamlamak adına ekstra ağırlıklar ekliyorlar. Partnerinize ve de kendinize güveniyorsanız, Finlandiya’nın Sonkanjärvi kentinde düzenlenen bu turnuvaya katılabilirsiniz.

PEYNİR YUVARLAMA

Bu sporu, yukarıdakiler gibi bir turnuvanın parçası olarak değil de, keyifli bir festival etkinliği olarak görmelisiniz. Her yıl Mayıs ayında, Gloucester şehrinde, Cooper’s Hill’de düzenlenen Peynir Yuvarlama Festivali’nde, silindir şeklindeki Double Gloucester peyniri; aşağı doğru yuvarlanıyor. Yarışmacıların amacı; aşağıya doğru yuvarlanan peyniri, bitiş çizgisine gelmeden yakalamak. 200 m uzunluğunda ve oldukça dik olan tepeden saatte 112 km hızla ilerleyen peyniri yakalamayı başaran, galip oluyor. Bu amaca ulaşmak için, peynirin peşinden koşanlar; bol bol yuvarlanıyor, düşüyor ve ortaya komik manzaralar çıkıyor. Kesinlikle çok eğlenceli!