Bilinmeze yolculuk: Uzay

İlk çağlarda insanların yıldızlara bakarak, geleceği tahmin etmeye çalıştıkları söylenir. Daha o dönemlerden beri insanoğlu gökyüzündeki yıldızları keşfetmenin hayalini kurmuş ve üzerine çalışmışlar. Dönemin paganlarının yaptığı çalışmalar günümüze kadar gelmeyi de başardı. Yıllar geçti ve gelişen teknoloji bize Dünya’nın dışında neler olduğunu görme imkanı sundu.

Bu uzay serüveni, Sovyetler Birliği’nin, 4 Ekim 1957’de Dünya’nın ilk yapay uydusu Sputnik-1’i uzaya göndermesiyle başladı. Uydu, bazı bilimsel deneyler için gönderildi.

Bunun ardından uzaya ilk insanlı uçuşu da 1961 yılında Yuri Gagarin, Vostok-1 adlı kapsülüyle yine Sovyetler gerçekleştirmiş oldu. O zamanlar daha yeni filizlenen uzay yarışında öncülük şansını yitiren ABD, 20 Haziran 1969’da Apollo -11 uçuşu ile Ay’a ilk kez insan indirmeyi başararak tarihe geçti ve uzay araştırmaları alanında önemli adımların odağı oldu.

İnsanların gözünü gökyüzüne çevirmesiyle başlayan bu süreç, uzayın kendisi gibi sonu olmayan bir hikayeye benziyor. Gün geçtikçe gelişen ve daha da büyüyen teknoloji bu konuda ki en büyük yardımcımız durumunda... Bilimin tüm disiplinlerinin bir arada bulunmasını gerektiren uzay araştırmaları büyük organizasyonlarla yürütülüyor ve bunlar arasında en önemlisi hiç kuşkusuz Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi-NASA…

Uzay araştırmalarına öncülük etmiş olan Sovyetler (Şu an ki Rusya Federal Uzay Ajansı) ilk zamanlar çalışmalara öncülük etmiş ve uzay yarışında NASA ile birlikte adı yan yana geçmiş olsa da bugün öncülüğünü biraz geri planda bırakmış bulunmakta… Tabi günümüzde uzay araştırmaları bu iki ülkeyle sınırlı değil. Japonya, Kanada, Fransa gibi gelişmiş ülkelerin bireysel çalışmalarının yanı sıra, adını son yıllarda sıkça duymaya başladığımız uzay araştırmalarında oldukça iddialı başlayan ve daha genç bir organizasyon olan ESA, çok uluslu yapılanmasıyla da farklı bir ekolü temsil ediyor. ESA (European Space Agency) Avrupa Uzay Ajansı, 14’ü kıta Avrupa ülkesi (Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya ve Norveç) biri de kısmi işbirliği (Kanada) olmak üzere 15 ülkenin hükümetler düzeyinde üyesi olduğu bir Avrupa kuruluşu. Bu kuruluş temel olarak : Güneş sistemi , gezegenler,enerji,uydu haberleşmesi vb. alanlarda çalışmasını sürdürüyor.

43 yıl içinde uzay çalışmaları sayesinde dünyamızı daha yakından tanıyabildik. Şu an uydularla kasırgaların oluşumunu ve yönlerini çok önceden belirleyebiliyor, coğrafi konumlama uydularıyla yerimizi birkaç metre hata payıyla bulabiliyor, uçaklarımızı güvenle uçuruyor, gemilerimizi rotalarında tutabiliyor, milyonlarca kilometre uzaklıktaki insanlarla iletişim kurabiliyoruz. Uzaydaki kızıl ötesi algılayıcılarımızla toprak altındaki madenlerimizi bulabiliyor, radar uydularıyla okyanusların binlerce metre derinliğindeki çukurları görebiliyoruz.

Teknoloji gelişmeye devam ettikçe de uzayı, dünyayı ve diğer gezegenleri daha iyi tanımaya devam ediyoruz. Geçmişte atılan büyük adımlar bugünün ufkunu aydınlatmakta çok önemli bir yer alıyor.