Kültür

81. Venedik Film Festivali’nde Dünya Prömiyerini Yapacak Olan 5 Film

81. Venedik Film Festivali’nde Dünya Prömiyerini Yapacak Olan 5 Film

29 Ağustos 2024

Joker: Folie à Deux

1 / 5

Joker: Folie à Deux

Yazı Ece Büyükçolpan

Fotoğraf: Alamy

Listeye elbette ki 2019 yılı yapımı Todd Philips imzalı Joker'in devam filmi olan Joker: Folie à Deux ile başlıyoruz. 2020 yılında Joaquin Phoenix'e En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandıran Joker'in devam filminde Todd Philips ve Joaquin Phoenix ikilisine ikonik pop yıldızı Lady Gaga Harley Quinn karakterine hayat vererek dahil oluyor. 2020'de En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Orijinal Müzik dalları da dahil olmak üzere toplam 11 dalda Oscar adaylığına layık görülen ve bununla da kalmayıp 76. Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan'ı kazanan Joker'in devam filmi niteliğindeki Joker: Folie à Deux haliyle bu yıl Venedik Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapacak olan yapımlar arasında en dikkat çekenlerden birisi olarak yerini alıyor. Bakalım oyunculuk kariyeriyle de öne çıkan müzisyenlerden birisi olarak Lady Gaga bu kez House of Gucci ve A Star Is Born ile elde edemediği Oscar heykelciğini kazanabilecek mi?

Queer

2 / 5

Queer

Fotoğraf: Getty Images

Geçtiğimiz yıl Challengers ile büyük ses getiren İtalyan yönetmen Luca Guadagnino, bu kez William S. Burroughs'un romanından uyarlanan hikâye Queer ile Lido'ya geri dönüyor. Filmde Daniel Craig, Drew Starkey'nin canlandırdığı 1940'lı yılların Mexico City'sinde madde bağımlılığı nedeniyle donanmadaki görevinden terhis olan askere tutkuyla bağlanan bir göçmene hayat veriyor. 1950'lerin başında kaleme alınan ancak 1985'te yayımlanan romanın uyarlamasının ardındaki isimse Challengers'ın senaryosunun kalemi Justin Kuritzkes. Venedik Film Festivali direktörü Alberto Barbera'nın hem Daniel Craig'in şu ana kadar sergilediği en iyi performansı olduğunu hem de Guadagnino'nun şimdiye kadar çektiği en iyi filmi olarak nitelendirilebileceğini söylemesiyle sinefilleri daha da meraklandıran Queer, bu yıl Altın Aslan için yarışan en güçlü adaylardan.

The Room Next Door

3 / 5

The Room Next Door

Fotoğraf: Alamy

Venedik Film Festivali'nde en son Parallel Mothers filmiyle 2021 yılında yer alan İspanyol yönetmen Pedro Almodóvar, filmin başrol oyunucusu Penélope Cruz'un En İyi Kadın Oyuncu dalında Volpi Kupası kazanmasıyla yakaladığı başarıyı bu kez The Room Next Door ile kovalıyor. Amerikalı yazar Sigrid Nunez'in "What Are You Going Through?" adlı romanından uyarlanan filmle Lido'ya geri dönen Almodóvar'ın yönetmen koltuğunda oturduğu The Room Next Door, Tilda Swinton'ın canlandırdığı kanser hastalığından dolayı hayatını kaybeden savaş muhabiri ile Julianne Moore'un canlandırığı onun eski iş arkadaşı arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Dostluk, ölüm, aşk ve savaş temalarının büyüleyici kostümlerle birleştiği film sinefilleri derin düşüncelere bırakacak gibi görünüyor.

Babygirl

4 / 5

Babygirl

Fotoğraf: Alamy

Hollandalı yönetmen Halina Reijn'in imzasını taşıyan Babygirl, bu yılın en iddialı yapımlarından. Nicole Kidman'ın canlandırdığı başarılı bir CEO'nun genç stajyeriyle yakın ilişkisine odaklanan erotik hikâye, kimileri için heyecanlı olduğu kadar kimileri için de rahatsız edici olarak eleştiri oklarınının erkenden hedefi oldu bile. Kidman'ın "Bu sizlerin evde çektiği videolarda yaptığı ama sakladığı bir şey" olarak açıkladığı, toplumsal bir tabuyu konu alan film, şehvet; güç ve cinsiyet temalarını iddialı bir oyuncu kadrosuyla sırtlıyor: Nicole Kidman, Antonio Banderas, Jude Law, Sophie Wilde ve Harris Dickionson.

Maria

5 / 5

Maria

Fotoğraf: Getty Images

Bu yıl Lido'nun Altın Aslan için yarışan önemli yapımlar arasından belki de en heyecan verici olanı Şilili yönetmen Pablo Larraín'in yönetmen koltuğunda oturduğu biyopik Maria oluyor. Çünkü bu kez Haluk Bilginer'i başrolü Angelina Jolie ile paylaşırken izleyeceğiz. Efsanevi opera sanatçısı Maria Callas'ın 1970'li yılların Paris'indeki son günlerine odaklanan psikolojik drama türündeki biyopikte Haluk Bilginer'i Callas'ın büyük aşkı iş insanı Aristotle Onassis rolünde; Jolie'yi ise Maria Callas olarak göreceğiz. Larraín gözünden ele alınan Maria, Callas'ın dönemin bir diğer dikkat çekici kadınlarından Jackie Kennedy ve Aristotle Onassis ile içine girdiği aşk üçgeni sarmalına odaklanıyor. Peaky Blinders'ın yaratıcısı ve aynı zamanda Spencer'ın yazarı olan Steven Knight tarafından kaleme alınan senaryosuyla Maria, biyopiklerin Oscar başarısını göz önünde bulundurursak oldukça iddialı bir yapım.

Daha Fazlası

James Cameron ile “DERİNLERDE”…

“Veni Vidi Mansi – Sessizliğin Yankısı” Ferit Yazıcı’dan Göç, Hafıza ve İnsanlık Üzerine Bir Heykel Sergisi

Dünyaca Ünlü Sanat Zirvesi İstanbul'da

No. 14, Bishop’s Stortford: Tarih ve Modernliğin Buluştuğu Ödüllü Bir Dönüşüm