19. Yüzyılı Yaşatan The Bank Hotel İstanbul
19 Aralık 2023
1 / 5
19. Yüzyılı Yaşatan The Bank Hotel İstanbul
1867 yılında mimar Antoine Tedeshi tarafından Neo-Rönesans tarzında inşa edilen ve günümüzde Marriott International'ın Design Hotel markası altında hizmet veren The Bank Hotel İstanbul'un konumlandığı tarihi bina, 2010 yılında iş insanı Yılmaz Ulusoy tarafından satın alındı. Sümerbank Binası ve Cemaathan Binası olmak üzere iki güzel binada misafirlerini ağırlayan The Bank Hotel İstanbul, eski adı Voyvoda Caddesi olan, kuyumcuların ve bankerlerin buluşma noktası Bankalar Caddesi'nde yer alıyor. 19. yüzyılın kültürel ve mimari dokusunu korumayı başaran restorasyon çalışması sonrasında "aslı bozulmadan, sanat değeri korunarak" yenilenen The Bank Hotel İstanbul içinde eskiden kalma tarihi hesap makinelerini, yazar kasaları ve toplantı odalarını hala görebiliyorsunuz.
2 / 5
Sümerbank Binası
The Bank Hotel İstanbul'un tarihi dokusunun dayandığı Sümerbank Binası, 1867 yılında Pera'da bağımsız bir mimarlık ofisi bulunan İtalyan mimar Antoine Tedeschi'nin inşa ettiği tek bina olarak biliniyor. Bankalar Caddesi No:5'te bulunan bu bina, inşa edildiği yıldan beri Crédit Général Ottoman, Deutsche Bank ve yakın zamanda Sümerbank gibi bankalara ev sahipliği yapmış.
3 / 5
Voyvoda Caddesi
The Bank Hotel İstanbul'un üzerinde bulunduğu Bankalar Caddesi -eski adını Galata'nın asayişinden sorumlu yerel idareci Voyvoda'dan alan ve Evliya Çelebi tarafından isimlendirilen Voyvoda Caddesi-, tarihi semtin her daim merkezinde yer almış olup yüzyıllar boyu Avrupalı tüccarların ticaret faaliyetlerine ev sahipliği yapmış. 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun finans ve ticaret merkezi haline gelmesiyle birlikte, zaman içinde Bankalar Caddesi olarak anılmaya başlar.
4 / 5
The Bank Roof Bar
The Bank Hotel İstanbul'un teras katında yer alan The Bank Roof Bar, misafirlerine günümüze taşınan tarihi doku eşliğinde zengin içecek menüsüyle Haliç, Boğaziçi, Ayasofya ve Topkapı Sarayı manzaralı lüks bir deneyim sunuyor.
5 / 5
Serica Restaurant
Serica Restaurant'ın hikayesi, yüzyıllardır çeşitli kültürlerin beşiği olan bu coğrafyanın topraklarına dayanıyor. Bu topraklarda var olan, yerel malzemelerin tabaklarda özne haline geldiğini belirten Şef Yiğit Alıcıoğlu, topraktan tabağa serüvenini menüsü ile anlatıyor.
Her yemeğin dokusunu çiftçiden, rengini topraktan, tadını şefin metotlarından alan Serica, var olan kültürel zenginliğini korurken, lezzetleri güncel yöntemlerle misafirlerine yeniden sunuyor.