Erkek giyiminde icat zamanı: Juun.J

13 Ocak 2015 tarihinde, 89.'su düzenlenen Pitti Uomo kapsamında Juun.J'in defi lesini Floransa'da izlemiş, moda haftası için Milano'ya geçmiştim. Duomo Meydanı'ndaki çok katlı departmanlı mağaza La Rinascente'nin vitrinlerinden biri Juun.J'ye ayrılmıştı. Vitrindeki çift katlı pantolonlar, işten anlayan anlamayan herkesin ilgisini çekiyordu şüphesiz.

Çizgili takım elbise kumaşından bir pantolonun kemer köprücüklerinin hemen altında bir fermuar geçiyordu. Fermuar, kemer hizasını bitirince yan ceplere uzanıyor, cep boyunca aşağıya iniyordu. Fermuarı açınca alttan bir başka jean pantolon çıkıyordu. Pantolon, vitrinde de fermuarları açık olarak sergileniyordu. Hal böyle olunca bu adeta 'dubleks' pantolon, herkesin dikkatini çekiyordu. Öyle ki; vitrini incelerken yaşlı bir İtalyan beyefendi yanıma gelip hararetle şaşkınlığını dile getirdi. "Adeta iki pantolon!" diye tekrarlayıp duruyordu.

Aslında tasarım markası olmak belki de böyle bir şeydi. Genç yaşlı herkesin ilgisini çekmek. Renkle, desenle hatta kimi zamanla buluşla... Juun.J, henüz 24 yaşındayken bunu gerçekleştirebilen ender tasarımcılardan. Koreli tasarımcı, Seul'daki ESMOD'dan mezun olduktan sonra farklı markalarda çalıştı. 1999 yılında 'Lone Costume' adıyla kendi tasarım markasını kuran Juun.J, Seul'daki moda haftasında oldukça ilgi toplayınca, markasını kendi ismiyle yeniden lanse etti. Bu kez şansını Paris Moda Haftası'nda denedi ve daha da başarılı oldu. Tasarımcı, geleneksel ve alışılmış tasarımları deforme edip yeniden yorumlama tarzıyla rakiplerinden hemen sıyrılıyor. Bir tasarımı deforme edebilmek için öncelikle onu düzgün yapmayı çok iyi bilmek gerekiyor. İşte Juun.J de giyim kodlarını çözüp klasik terziliği yuttuktan sonra onları yeninden şekillendirmeyi tercih ediyor.

Tasarımlarını 'klasiğin saptırılmış hali' olarak tanımlayan Juun.J, Floransa'da sunduğu gelecek kış koleksiyonu kapsamında fütürist çizgide, artık imzası haline gelen şişirilmiş siluette parçalar sundu. Kapitone yünlüler, kürklü Shearling ceketler, kısa deri üstler, bileklere kadar uzanan yırtmaçlı yün paltolar, kumaşlara işlenmiş 'Genderless' (Cinsiyetsizlik), 'Boundary- less' (Sınırsızlık) gibi sloganlarla aslında modada erkek ve kadın gardırobu arasındaki sınırların nasıl da ortadan kalktığına vurgu yapıyordu. Siyah ve lacivert gibi koyu tonlar, beyaz ve krem gibi açık tonlarla dengeleniyordu. Baştan ayağa aynı renkteki monokrom kombinler, tasarımcının siluetlerini daha da ön plana çıkarıyordu. Tek renk görünümlerde dar deri pantolonlar oversize kabanlarla, bol yün pantolonlarsa uzun paltolarla dengeleniyordu.

Bugüne kadar gördüğümüz Juun.J koleksiyonları; Asya kökeni, geleneksel terzilik, fütürist hacimler, militer esintiler ve Paris kozmopolitliğinin bir harmanı adeta. Bu koleksiyon da aynı çizginin devamı niteliğindeydi. Koleksiyonunun gelecekle ilgili kendi tahminini yansıttığını söyleyen Juun.J, "Toplumlardaki kaos sonrası sağ kalan insanlar belki de böyle giyinecekler." diyor. Gelecekte, iyiden iyiye Maison Margiela, Viktor&Rolf ve Vetements gibi tasarım markalarıyla aynı klasmana çıkması muhtemel Juun.J, ilham veren tarzını basitçe 'sokak terziliği' şeklinde özetliyor.

İlhamı sokaktan alan, formlarla oynayıp tasarımları buluş haline getirerek sokaktaki insana bir nevi 'icat çıkararak' iade eden Juun.J, işte belki de bu nedenle gencinden yaşlısına herkesin bakışlarını tasarımlarının sergilendiği vitrinlere topluyor.