Dünyanın En İyi Yeni Otelleri (2025)
Bizzat deneyimlediğimiz, zamanınızı ve paranızı hak edecek, göz kamaştırıcı 42 oteli listeliyoruz.
04 Haziran 2025
Yazı Madison Vain, Esquire Editörleri
Çeviri Öykü Gönül, Zeynep Merve Kaya
Kendi gözleminizle muhtemelen çoktan fark ettiğiniz bir trendi sayılarla ifade edelim: Dünya çapında inanılmaz sayıda yeni otel açılıyor. Yaşadığınız yerde, komşu şehirler veya tüm hayatınız boyunca gitmeyi hayal ettiğiniz yabancı şehirlerde ve egzotik bölgelerde... 2024 yılı sonunda dünya çapında geliştirme aşamasında olan otel projelerinin sayısı 6.000'i aştı ki bu bir rekor. Ayrıca duyurulan 10.000 yeni proje daha vardı. Bu patlamanın bir sebebi var: Seyahat etmek hiç bu kadar popüler olmamıştı. En çok tercih edilen destinasyonlar artık pandemi öncesi seviyelerin bile üzerine çıkmış durumda ve talep nedeniyle otel ve uçak bileti fiyatları hızla yükseliyor. Peki, tüm bu seçenekler arasında nerede kalacağınıza nasıl karar vereceksiniz? Birbiriyle çelişen kullanıcı yorumları, TikTok'taki sansasyonel turlar ve Instagram'da yaşanan tartışmalar arasında gerçek ve güvenilir bir tavsiye bulmak neredeyse imkânsız görünüyor. İşte biz, tam da bu noktada size yardımcı olmak için buradayız. Karşınızda, Esquire'ın seçtiği 2025'in en iyi yeni otelleri.
Kazananları belirlerken eski usul ilerledik: Bizzat gittik, yemeklerini tattık, yataklarında uyuduk, çalışanlarla sohbet ettik. Dubai'de sağlık ve wellness alanında yeni ufuklara açıldık, Güney Carolina'da yunuslarla birlikte kano yaptık, Londra'da ömrü uzatan tedavileri test ettik ve Wyoming'de bacaklarımız titreyene kadar yürüyüş yaptık. Burada yer alan her bir oteli, Esquire editörleri ve katkıda bulunanları tek tek ziyaret etti, istisna yok.
Harika oteller sadece günlük ihtiyaçlarınızı karşılamakla kalmazlar. Onlar yabancı topraklarda konfor sunan vahalar ve sizi yepyeni kültürlere taşıyan kapılardır. Size hiç benzemeyen, hiç duymadığınız bir dil konuşan insanların nezaketini deneyimlemenizi ve eve döndüğünüzde yenilenmiş hissetmenizi sağlarlar. En iyi oteller yalnızca tatilinizi güzelleştirmez, dünyaya bakış açınızı bile değiştirebilirler. Bırakın sizi de başka diyarlara götürsünler. –Madison Vain
1
YILIN OTELİ

Fotoğraf Jason O'Rear
Denver, Colorado
Otele caddeden yaklaşırken dikkatlice bakarsanız oval ve kemerli pencereler üzerindeki küçük noktaların oluşturduğu takım yıldızlarını fark edebilirsiniz. Bu işaretlerin amacı, kuşların cama çarpmamasını sağlamak. Daha derinlemesine sorarsanız Populus'un mimarı Jeanne Gang'in, ofisinde bir ilham kaynağı olarak kuş yuvaları topladığını ve bu göz biçimli pencerelerin tasarımını Colorado'daki kavak korularını inceleyerek oluşturduğunu öğrenirsiniz. Populus'ta hiçbir şey tesadüf değil. Doğa dostu tasarımından yiyecek artıklarını komposta dönüştüren sıfır atık prensibine uygun biyolojik çürütücü sistemine kadar her detay, karbon nötrlüğünün çok daha ötesine geçme hedefiyle düşünülmüş.
Oteller genellikle pek çevre dost değildir ancak kıvrımlı ve devrimci bir mimariye sahip bu oteldeki her hareket, doğayı onurlandırma fikriyle oluşturulmuş. Bu yaklaşım, güzel ve canlandırıcı bir deneyime dönüşüyor. Asansörlerde sakinleştirici kuş sesleri duyuluyor. Otelin giriş katındaki Pasque Restoranı'nın barında reishi mantarından üretilmiş deri paneller tavandan sarkıyor. Çatıdaki Stellar Jay Restoranı'nda masanızdan uzaklardaki Rocky Dağları manzarasına karşı yemek yiyebiliyorsunuz. Populus henüz yeni açılmış olsa da otel ekibi şimdiden yapının zaman içinde zarifçe yaş almasını planlıyor çünkü sürekli yenilemenin çevresel etkileri olduğunu biliyorlar. Otelin genel müdürü George Prine, "Kusurları sahiplenmeye çalışıyoruz. Çünkü doğada da bu olur," diyor. Ağaçlarla dolu bir otelde geçirilecek bir gecenin uyku kalitenizi artıracağı konusunda garanti veremesek de kesinlikle bir zararı olmayacaktır. Populus aynı anda iki şeyi temsil ediyor: Hem rahat ve lüks bir konaklama deneyimini hem de ileriye doğru atılmış olumlu bir adımı. Odalar 299 dolardan başlıyor. –Jeff Gordinier
AVRUPA VE BİRLEŞİK KRALLIK
2

VIRGIN HOTELS LONDON-SHOREDITCH
İngiltere, Londra
Evet, Londra'nın Shoreditch bölgesi, turistik şehir merkezinden biraz uzakta ama yine de şehrin ruhunu içinize çekmek için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer. Amacınız Londra'da kaybolmaksa roof restoranı ve havuzuyla bu Virgin oteli mükemmel bir üs görevi görecektir. Oteli çevreleyen daracık sokaklarda harika vintage dükkânları bulacaksınız. Ayrıca yakınlardaki loş ışıklı Smoking Goat'ta, ömrünüzde yediğiniz en iyi Tayland yemeklerini yiyebilirsiniz. Odalar 344 dolardan başlıyor. –B. L.
3

Fotoğraf Kensington Leverne
THE EMORY
İngiltere, Londra
Londra'nın Hyde Park Corner bölgesi lüks otellerle dolup taşsa da hiçbiri Emory ile yarışamıyor. Claridge's, Connaught ve Berkeley gibi otelleriyle bilinen Maybourne Grubu'nun yalnızca süitlerden oluşan bu oteli, gözden uzak kalmak ama şehrin en harika alışveriş ve yemek noktalarına yakın olmayı arzulayanlar için ideal. Çoğu komşusu tarihine sadık kalmayı seçerken –kırmızı tuğla ve Portland taşı kaplı cephelerden bahsediyoruz– Emory tam tersini yapıyor. Modern ve şık tasarımıyla dikkat çeken bu bina, Paris'teki Centre Pompidou'yu da tasarlamış olan merhum Richard Rogers'ın son projelerinden biri. Her geniş odada koca bir duvarı kaplayan büyük pencereler bulunuyor. Jean-Georges'un imzasını taşıyan etkileyici ABC Kitchens Restoranı, dört katlı sağlık kulübü ve ABD dışında açılan ilk Tracy Anderson stüdyosu burada. Ve eğer bir şeye ihtiyacınız olursa özel Emory asistanınıza danışabilirsiniz. Odalar 2.043 dolardan başlıyor. –M. V.
4

Fotoğraf Otelin izniyle.
PARK HYATT LONDON RIVER THAMES
İngiltere, Londra
Londra'yı keşfetmekle geçen bir günün ardından Thames Nehri'ne bakan odanıza çekildiğinizi hayal edin. Thames'in gayriresmi ozanı Joseph Conrad'ın sözleri kulağınızda çınlıyor: "Geniş yatağıyla eski nehir, günün alacakaranlığında dingin bir şekilde dinleniyordu." Park Hyatt London River Thames'teki odanızdan –203 oda ve süitten oluşan, yepyeni, pırıl pırıl bir gökdelen– günbatımının amber ışıklarıyla yıkanan, şehrin yeni kültürel merkezlerinden Battersea Elektrik Santrali'ni görebiliyor, yakınlardaki Vauxhall Köprüsü'nden aceleyle yürüyerek evlerine gitmeye çalışan insanları izleyebiliyorsunuz. Düşünüyorsunuz: "Acaba yarınki planlarımı iptal edip bütün gün zarif ve rahat odamda mı kalsam?" Bu otel tam bir vaha. "Biraz geç uyanayım, yataktan kalkıp spa'da bir masajla güne başlayayım." Londra'nın çeşitliliğini yansıtan menüsüyle Nine Elms Kitchen'da bir öğle yemeğiyle planı taçlandırmaya ne dersiniz? Akşam yemeğini için ise Britanya Adaları'ndaki en iyi Asya yemeklerinden bazılarını sunan Kanton mutfağı restoranı Yú Gé'ye gidebilirsiniz. Günü ise Nine Elms Bar + Lounge'un karanlık ve şık atmosferinde bir içkiyle noktalayabilirsiniz. Otelin dört bir yanına asılmış sanat eserlerinin arasından geçerek odanıza dönerken Thames sizi bekliyor olacak; nehrin ötesinde ise şehrin tüm ihtişamı… Uykuya dalarken Conrad tekrar aklınıza düşecek: "Bu nehirde ne büyük şeyler, bilinmeyen toprakların gizemine doğru akıp gitmemişti ki!... İnsanların hayalleri, toplulukların tohumu, imparatorlukların filizleri." Odalar 886 dolardan başlıyor. –M. S.
5

Fotoğraf Otelin izniyle.
HOTEL HANA
Fransa, Paris
Paris'in Little Tokyo Mahallesi'nde gizlenmiş olan Hotel Hana, bulunduğu konumun ciddiyet istediğinin farkında. Lobi barının çiçek desenli kanepelerinden odalardaki mermer duşlara, olağanüstü restoran Hanabi'nin menüsüne kadar her şey Fransız ve Japon tarzını kusursuzca harmanlıyor. Hiç soya soslu kokteyl içtiniz mi? Ya da bisque ve langustin tartar eşliğinde udon? Hotel Hana'nın her köşesi ve her lokması, insanı doyuruyor. Odalar 425 dolardan başlıyor. –B. L.
6

Fotoğraf João Bizarro Fotografia
LE VICTORIA BY MAISON ALBAR
Fransa, Nice
Bazen manzara her şeydir. Otelin en üst katında yer alan Taulissa restoranının manzarası, masmavi denize kadar uzanıyor. Bakışlarınızı bu manzaradan ayırabilirseniz, mekânın taze yemek ve kokteyl menüsüne de bakmanızı tavsiye ederiz. Alt katları dolduran ferah, art deco tarzındaki odaların rahatlığı, her köşede memnuniyet için can atan bir ekiple bir araya gelince konaklama deneyimini zirveye taşıyor. Le Victoria, henüz Côte d'Azur boyunca sıralanan beş yıldızlı otellerle yarışamasa da Nice'in bu köşesine ihtiyacı olan ışıltıyı katıyor. Odalar 470 dolardan başlıyor. –M. V.
7

Fotoğraf Otelin izniyle.
AREV
Fransa, Saint-Tropez
Saint-Tropez gibi onlarca yıldır tüm sahilleri gösterişli otellerle dolu olan ikonik bir şehirde yeni bir otel açılıyorsa ondan kusursuz bir performans beklenir. Bu yılın yıldızı, diğer tüm rakiplerini ezip geçen Arev oldu. Şehir merkezinden 15 dakikalık bir yürüyüş uzaklığındaki 35 odalı Arev, şehrin karmaşasından ve gürültüsünden uzakta ama olan bitene de hâlâ yakın bir konumda bulunuyor. Birkaç farklı binaya yayılan bu sığınak, Fransız Rivierası'nın en gözde olduğu zamanları hatırlatıyor âdeta — kusursuz hizmet anlayışı da bunu destekliyor. Odanızın balkonunda ahtapot yemek mi istiyorsunuz, havuz kenarında steak mi? Bien sûr! Odalar düşük sezonda 640 dolardan, yüksek sezonda 1.629 dolardan başlıyor. –K. J.
8

Fotoğraf Gaelle Le Boulicaut
LE CHÂTEAU DE THÉOULE
Fransa, Théoule-sur-Mer
Côte d'Azur'un bir sırrı var. O da, Théoule-sur-Mer. Üstelik Nice'ten bir saatlik tren yolcuğuyla varabiliyorsunuz; ben trene, eşimin Nice'teki ailesinin evinden, yeni doğmuş bebeğimle birlikte bindim ve yolculuk boyunca hiç zorlanmadım. Deniz kenarındaki Château de Théoule, mavi denizi ve rengârenk evlerle dolu engebeli tepeleri izleyen eski bir şato. Kalabalıklardan uzak, âdeta İtalyan Rivierası'nı andıran büyüleyici bir manzara sunuyor. Şatonun göz kamaştırıcı renovasyonu, yüksek tavanlar ve devasa küvetlerle dolu banyoları bu butik oteli tüm telaşlardan uzak, kusursuz bir dinlenme noktası haline getiriyor. Kahvaltınızı şatonun barında, Akdeniz'e açılan Fransız kapıları ardına kadar açık, hafif tüllerin rüzgârda dans ettiği ortamda kruvasan yerken yapabiliyorsunuz. Kaçırmamanız gereken bir diğer şey ise, spa. Otelin spa'sında aldığım bakım sonrasında, tepenin aşağılarına kadar uzanan manzarasıyla büyük, yuvarlak jakuziye girdim. Öğle yemeğinin ardından, bizi görmeye günübirlik gelen ve çantasına mayosunu atmayı unutmayan kayınvalidem, taze balığın tadını çıkardıktan sonra deniz keyfi yaptı. Théoule-sur-Mer koyunda su o kadar berrak ve sıcaktı ki… Kayınvalidemin o günden sonra pek çok kez otele geri döndüğünü söylemeliyim. Yerel halk bile küçük şehirlerindeki en iyi yerin burası olduğunu söylüyor. Odalar düşük sezonda 393 dolardan, yüksek sezonda 1.004 dolardan başlıyor. –K. J.
9

Fotoğraf Chris Dalton Photography
ROMEO ROMA
İtalya, Roma
Daha önce Roma'ya kaç kere gittiğinizin hiçbir önemi yok çünkü henüz Romeo Roma'yı deneyimlemediniz. Zaha Hadid'in vefatından önceki son mimari projelerinden biri olan Romeo Roma, geleneksel ile modernin fantastik bir füzyonunu sunuyor: Arkeolojik bir kazı alanının üzerinde asılı duran, cam zeminli spa havuzu, tarihi kalıntıların üzerinde yüzme şansı sunuyor. Odanıza çekilme zamanı geldiğinde, abanoz ve Carrara mermeri detayları sizi 21. yüzyıla geri getiriyor. (1500'lü yıllara özlem duyanlar, orijinal freskli duvarları olan odaları tercih edebilir.) Otelde etkileyici Il Ristorante Alain Ducasse Roma dışındaki her şey sadece konukların kullanımına özel. Odalar 2.614 dolardan başlıyor. –T. R.
10

Fotoğraf Leinster
THE LEINSTER
İrlanda, Dublin
Dublin'e yolunuz düşerse mutlaka The Leinster'in en üst katındaki Jean-Georges'ta uzun ve keyifli bir yemek yemelisiniz. Restoranın süslü Fransız yemeklerinden kafanızı kaldırabilirseniz odanıza dönüp özenle seçilmiş atıştırmalık ve içeceklerden kendinize ikinci bir menü oluşturabilirsiniz. Kendiniz uğraşmak istemiyorsanız alt kattaki Collins Club'a uğrayabilir ve İrlanda konukseverliğinin tadını çıkarabilirsiniz. Odalar 330 dolardan başlıyor. –Omar Mamoon
11

Fotoğraf Otelin izniyle.
100 PRINCES STREET
İskoçya, Edinburgh
100 Princes Street, İskoçya'nın tartan eteklerini giyerek maceralara koşan büyük gezginlerine saygı duruşunda bulunuyor. Edinburgh Kalesi'nin hemen karşısında, Red Carnation Hotels tarafından açılan bu kaçış noktası, bir otelden çok centilmenler kulübü havasına sahip. Duvar resimleriyle kaplı beş katlı merdiven görenleri büyülerken ülkenin denizcilik geçmişine gönderme yapan yuvarlak pencereler ve gemilerden aşina olduğumuz dekoratif parçalar büyüyü tamamlıyor. Otelin restoranlarından The Wallace, şık ve deri detaylı yemek salonuyla etkileyici bir deneyim sunuyor. Ghillie's Pantry ise zengin içecek seçkisiyle dikkat çekiyor. Gösterişli, yaratıcı ve fazlasıyla İskoç olan bu butik otel, Edinburgh'u rüyalarınızın şehrine dönüştürüyor. Odalar 550 dolardan başlıyor. –Jordi Lippe-McGraw
12

Fotoğraf James McDonald
BORNETA
İspanya, Barselona
Borneta'ya check-in yapar yapmaz kendinizi otelin roof'una atın ve serinletici havuzun uçuş yorgunluğunuzu almasına izin verin. Bir bardak caña sipariş edin ve manzaranın tadını çıkarın. El Born'da, Barselonalı havalı tiplerin takılmayı en çok sevdiği mahalledesiniz. Yolun karşısında gölü, müzesi, hatta hayvanat bahçesi bile bulunan Ciutadella Park uzanıyor. Arka tarafta ise daha fazla müze var (Picasso görmek için birebir); sanat galerileri ve sonu gelmeyen tapas barları da unutmayalım. Barselona'yı keşfetmeye çıkmadan önce mutlaka alt kattaki havalı Bar Volta'da hızlıca bir şeyler içmelisiniz. Odalar 325 dolardan başlıyor. –O. M.
13

Fotoğraf Huso
KIMPTON BEM BUDAPEST BY IHG
Macaristan, Budapeşte
Ünlü tasarımcı Marcel Wanders'ın elinden çıkan bu 19. yüzyıl malikânesinin vahşi bir yönü var: Altın kaplama geyik heykelleri, baş aşağı yumurta şeklindeki resepsiyon masası ve hikâye kitaplarında anlatılanlara benzeyen koridorlar, otelin oyuncu ama gösterişli yanını gözler önüne seriyor. Odalarda ya Macar çiçek motifleri ya da dalga desenli duvarlara eşlik eden okyanus temaları dikkat çekiyor. Roof barı Fennen, panoramik manzaralar eşliğinde kokteyller yaparken mahremiyet sunan gizli köşeleriyle lobi barı peri masallarındaki mekânları andırıyor. Budapeşte'nin en ilham verici otellerinden biri olan Kimptom, geçmiş ve geleceğin uyumla birleştiği bir kaçamak. Odalar 318 dolardan başlıyor. –J. L. M.
ABD VE KANADA

Fotoğraf Chris Mottalini
CASA LOMA BEACH HOTEL
Laguna Beach, Kaliforniya
Burada dalgaların kıyıya vuruşunu izliyorsunuz. Pasifik kıyısının güneşi odanızı ışığa boğuyor. Pikapta Grateful Dead'in "American Beauty" plağını dinliyorsunuz, çıplak ayaklarınızın altında hasır halının pürüzlü dokusunu hissediyorsunuz. Gözlerinizi kapattığınızda belki de tüm zamanların ve mekânların en güzel yerine ışınlandığınızı düşünebilirsiniz: 1970'lerin başında Güney Kaliforniya'da bir sahil kasabasına. Otelin sahibi John Grossman ve ekibi de zaten tam olarak böyle hissetmenizi istiyor. Plaj ve Pacific Coast Highway arasında bulunan bu rüya gibi mekânı yenileyerek nostaljik klişelere teslim olmadan, Batı Yakası'nın sörf kültürüne rahat bir saygı duruşunda bulunmuşlar. Sonuçta burada yaz hiç bitmiyor. Okyanus manzaralı odalar 529 dolardan başlıyor. –J. G.
15

Fotoğraf Otelin izniyle.
THOMPSON PALM SPRINGS, BY HYATT
Palm Springs, Kaliforniya
Yıllarca süren gecikmelerden ve inşaat sırasında gerçekleşen marka değişikliğinden sonra Thompson nihayet açıldı. Otel, Palm Springs'in merkezinde. İkinci kattaki havuzu Palm Canyon Drive'ın hareketli caddesine ve San Jacinto Dağları'na bakıyor. Odalar ve süitler bungalov tarzında tasarlanmış, bu da mekâna deniz kıyısındaki bir Yunan köyü havası katıyor. Otelin ön cephesindeki Hall Napa Valley Tasting Room & Wine Lounge, Kuzey Kaliforniya'yı misafirlerin ayağına getiriyor. Yakında açılacak olan Upper Stories bölümü ise ayrı bir havuza sahip olacak ve her akşam misafirlere sosyalleşme saati sunacak. Palm Springs'te Ace Hotel'in genç ruhunu aşmış ziyaretçiler için ideal bir destinasyon. Odaların fiyatı 550 dolardan başlıyor. –Dave Holmes
16

Fotoğraf Michael Mina
REGENT SANTA MONICA BEACH
Santa Monica, Kaliforniya
Kaliforniya sahilini görmek için en doğru yer, Regent Santa Monica. Sahile paralel uzanan geniş balkonları bulunan birçok oda, Santa Monica İskelesi manzarasına sahip. Balkonlardaki ateş çukurları ise sizi sıcak tutuyor. Her köşesinde bulunan ferah ve aydınlık mimari detaylar tüm oteli, derinliklerden çıkarılıp karaya taşınmış bir sualtı sarayına dönüştürüyor.
Acıktığınızda alt kattaki Michael Mina imzalı Orla Restoranı'nı deneyebilirsiniz. Restoran, Kaliforniya'nın taptaze malzemelerini Akdeniz'in zengin tatlarıyla ustaca birleştiriyor. Los Angeles'ı biliyorsanız Regent'ın şehrin en iyilerini bir araya getirdiğini fark edeceksiniz. Eğer şehri tanımıyorsanız da daha iyi bir başlangıç noktası bulamazsınız. Odalar 1.100 dolardan başlıyor. –Trishna Rikhy
17

Fotoğraf Mark Mediana
BEACH CLUB AT THE BOCA RATON
Boca Raton, Florida
Güney Florida'da The Boca Raton'dan daha simgesel bir tatil köyü bulmak zor. Buranın kendine has bir romantizmi var. Toz pembe Cloister binası 1926 yılında inşa edilmiş. İçeriye girdiğinizde, hayalinizde smokin giymiş içeceğini yudumlayan eski zaman tatilcilerinin görüntüleri beliriyor. Otel 200 dönümlük geniş bir araziye, 1.000'den fazla odaya, dünya çapında tanınan Spa Palmera'ya, 18 delikli bir golf sahasına ve Mario Carbone'un Major Food Group restoranlarından Japanese Bocce Club dahil olmak üzere birçok restorana ev sahipliği yapıyor. Lake Boca Raton'ın karşı kıyısında, tesisin son mücevheri yenilenen Beach Club bulunuyor. Atlantik manzaralı, yedi katlı otel ve yalnızca üyelere açık bir kulüp... Gün boyu üç havuzdan birinde keyif yapabilir veya ekstra mahremiyet için özel bir kapalı alan ayırtabilirsiniz. Manzara değiştirmek isterseniz sahile inip şezlongunuzda güneşlenebilirsiniz. Burada muhteşem restoranlar (özellikle Marisol'daki crudo sipariş edilmeli) ve okyanus manzaralı noktalar var. Odalar o kadar nefes kesici manzaraya sahip ki, Florida'nın kapalı havalarında bile bunu önemsemiyorsunuz. The Boca Raton'ın tüm olanaklarına erişim hakkınız olsa da Beach Club'tan ayrılmak istemeyeceksiniz. Ayrılırken tamamen yenilenmiş hissedecek ve sonraki ziyaretinizi hemen planlamaya başlayacaksınız. Odalar düşük sezonda 649 dolardan, yüksek sezonda 1.150 dolarsan başlıyor. –Michael Sebastian

Fotoğraf Otelin izniyle.
PALM HOUSE
Palm Beach, Florida
Bu yıla kadar, Palm Beach'in en iyi otelleri tek elin parmaklarını geçmiyordu. Artık listeye bir tane daha ekleyebilirsiniz. Palm House aksiyonun tam kalbinde, kasabanın alışveriş merkezinden kısa bir yürüyüş mesafesinde bulunuyor. Şehre giderken Buccan Sandwich Shop'ta ünlü Beef Carpaccio sandviçini (gün bitmeden tükenebilir, acele edin) ve hâlâ unutamadığım Arnold Palmer içeceğini tatmak için durduk. Otelde ise klasik Palm Beach stilinde pembe palmiye motifleri hakim ama eğlenceli bir şekilde, Florida'nın en modern mekânı gibi hissettiriyor. Seyahatimin çoğunu eşim ve yedi aylık bebeğimle gece dışarıda geçirdim. Mekân aile dostu, eğlenceli ve kaliteli içecekler ve harika müziklerle dolu keyifli bir ortam oluşturmuş. Geceleri ise Japon esintili menüsüyle restoran, çıtır pirinç ve baharatlı ton balığı gibi tüm klasikleri sipariş edebileceğiniz bir yer. Yemekler etkileyici olsa da beni asıl şaşırtan şey kalabalık oldu. Palm Beach'in genç kitlesi artık cumartesi gecelerini geçirecek yeni bir yer bulmuş. Odalar düşük sezonda 499 dolardan, yüksek sezonda 1.289 dolardan başlıyor. –Krista Jones
19

Fotoğraf Matthew Williams
FORTH HOTEL
Atlanta, Georgia
Bir otel olarak Forth, tüm beklentileri karşılıyor. Şehrin tarihi, sakin ve kolay erişilebilir bir bölgesinde bulunan zarif odaları ve süitleri, ziyaretçiler ve sinema endüstrisi için ideal. Çatı katındaki mekânı yakında tüm şehir rehberlerinde kendine yer bulacaktır. Ama Forth'u parlatan şey, otelin aynı zamanda üyelik sistemiyle de faaliyet gösteren bir kulüp olması. Spor salonu, spa ve fitness dersleri tek başına burada kalma sebebiniz olabilir. Yeme içme alanında ise servis ekibi sipariş veren herkesin adını öğreniyor ve gece boyunca hatırlıyor. Diğer kulüpler genellikle belli bir ayrımcılık hissi yaratırken Forth tüm misafirlere üyelik seviyesinde hizmet sunuyor. Odalar 345 dolardan başlıyor. –Luke Guillory
20

Fotoğraf Andrew Frazier
HOTEL BARDO
Savannah, Georgia
Budistler size "bardo"nun, hayatlarınızdan birinin sona ermesinden sonra ama bir sonrakinin başlamasından önce gittiğiniz yer olduğunu söyler. Ancak Savannah'daki yeni Hotel Bardo bir araftan çok, bir cennet. 149 odalı bu otel, Forsyth Park boyunca uzanan şehrin kırmızı tuğlalı Viktorya dönemi malikânelerinden birinde konumlanıyor. Estetiği Wes Anderson tarzı: Parlak renkler, yuvarlak hatlar, küre lambalar ve güzel bitkilerden oluşuyor. Otelin pastel pembe dokunuşlara sahip havuzunda şehrin şık sakinleri toplanıyor. Bitişiğindeki binada ise iddialı bir İtalyan sahil restoranı olan Saint Bibiana var. Alt katta Saltgrass isimli bir wellness spa merkezi bulunuyor ve otel her gün düzenli olarak son derece zorlayıcı fitness dersleri veriyor. Burada bulabileceğiniz "cehennem"e en yakın deneyim belki de bu. Odalar 450 dolardan başlıyor. –Joshua David Stein

Fotoğraf Carley Rudd Photography
THE LONGFELLOW
Portland, Maine
Portland'ın turistik merkezinin hemen dışında, huzur bulmak için ideal bir yer var. Dev pencerelerden Maine güneşinin batışını seyrederken lobide içeceğinizi yudumlayabileceğiniz bir yer. Öğleden sonralarını sauna süitinde (evet, süit!) geçirebileceğiniz ve yumuşak bir sabahlığın içinde çay içebileceğiniz bir ortam. Yatmadan önce karartma perdelerini tamamen kapattığınız bir yer. Mutlaka gidin, kendinizi çok iyi hissedeceksiniz. Odalar 169 dolardan başlıyor. –Lauren Kranc

Fotoğraf Otelin izniyle.
THE NEVADA
York, Maine
Yazın en yoğun günlerinde Portland ile Boston arasında yer alan küçük kasaba York, Maine, güneşten yanmış insanlar ve karakteristik aksanlarıyla tam bir tatil kalabalığına ev sahipliği yapıyor. 1A karayolunda bir tarafınızda mekânlar, diğer tarafınızda plaj varken trafikte ilerlemek bazen zorlayıcı olabilir. Tüm bu karmaşanın ortasında yükselen Nevada, 1951 yılında USS Nevada gemisinin köprüsünü andıracak şekilde inşa edilmiş etkileyici turkuaz-beyaz bir yapı. Nevada, 2021'de kapanana kadar Maine'in ilk motellerinden biriydi. Şimdi ise oranın yerlisi bir çift olan Joe Lipton ve Michelle Friar'ın ellerinde yeniden doğdu. Çift ayrıca, kısa süre önce Lady Gaga'nın kız kardeşin evlendiği yakınlardaki Viewpoint'in de sahibi. Motelin ruhu korunurken tüm detayları yenilenmiş durumda. 21 oda, güneş ışığıyla dolu ve ferah. Her birinde kral boy yatak ve Long Sands Plajı'na bakan bir manzara var. Odaların özel teraslarından, her akşam güneşin gerçek dışı güzellikteki gösterisini ayrıcalıklı bir mesafeden izleyebilirsiniz. Odalar düşük sezonda 239 dolardan, yüksek sezonda 341 dolardan başlıyor. –Joshua David Stein
23

Fotoğraf Otelin izniyle.
PENDRY NATIRAR
Somerset County, New Jersey
Yılın en sevdiğim otel deneyimini, adını bile daha önce duymadığım New Jersey'nin küçük bir köşesinde yaşayacağımı hiç tahmin eder miydim? (Resmi olarak Peapack.) Hayır. Peki aklımdan çıkarabiliyor muyum? Kesinlikle hayır. Bir tepenin zirvesinde yer alan otel alanında muhteşem bir wellness spa, samimi bir restoran ve âdeta Biltmore'a aitmiş gibi görünen zarif bir lobi bulunuyor. Asıl sürpriz ise Pendry Natirar'ın arazisinde bulunan geniş çiftlik. Bu çiftliği gezebilir, tavuklara selam verebilir ve buradan çeşitli hediyelikler satın alabilirsiniz. Bana verdikleri balı hâlâ kullanıyorum. Tüm bunlar, Hudson Vadisi'ndeki gibi samimi bir macera sunuyor ama uzak bir bölgeye doğru uzun bir yol kat etmeniz gerekmiyor. Odalar 675 dolardan başlıyor. –Brady Langmann
24

Fotoğraf Otelin izniyle.
THE HENSON
Hensonville, New York
The Henson'ın kozasına bir kez girdikten sonra dış dünyaya açılmanıza hiç gerek yok. Bardağınızı ve kitabınızı alıp ayakkabılarınızı çıkarın ve evinizin salonunda oturur gibi kanepeye kurulun. Ateşi besleyin, çıtırtısını dinleyin ve gün boyu kutu oyunları oynayın. Kahvaltılar da rüya gibi. Ev yapımı pop-tart'lar, el yapımı tereyağı, çiftlikten yeni toplanmış ve zarif kaplarda sunulan yumurtalar güne harika başlamanızı sağlayacak. Akşamları ise tesis içindeki restoran Matilda'da devamlı yemek yemek isteyeceksiniz. Odalar 279 dolardan başlıyor. –L. K.
25

Fotoğraf ChrisMottalini
THE MANNER
New York, New York
Thompson Caddesi üzerindeki sade bir cephenin ardında, SoHo'nun en çekici oteli saklı. The Manner, Standard International'ın yeni markasının ilk oteli ve amiral gemisi niteliğinde. Standard'ın Verena Haller'ı ve Milanolu mimar Hannes Peer tarafından ortaklaşa tasarlanan mekân, Studio 54 şıklığı ve konforu bir arada sunuyor. Otelin içindeki Sloane's, şehirdeki en iyi tavuk nugget'ları denemek için mükemmel bir adres. Apartment adlı samimi ortak alan ise âdeta kendi evinizin salonu gibi rahat. Halston'ın ofisinden ilham alınarak tasarlanmış çatı katı süitini görünce orada vereceğiniz partinin hayalini kurmaya başlayacaksınız. Bir sonraki New York seyahatiniz için bundan daha iyi bir merkez düşünemezsiniz. Odalar 799 dolardan başlıyor. –D. H.
26

Fotoğraf Jonathan Maloney / Inga Beckmann
THE SURREY, A CORINTHIA HOTEL
New York, New York
Tarihin sizi sürüklemesine izin vermeyin. 1920'lerde inşa edilmiş bir Art Deco mücevheri olan The Surrey, Madison ile 76. Cadde'nin kesişiminde New York'un en göz alıcı semtlerinden birinde uzun süreli bir simgeydi. JFK'dan Bette Davis'e pek çok ünlüyü ağırladı. Bir asrın ardından kapanan otel, birkaç yıl süren yenileme çalışmaları sonrasında küresel lüks otel grubu Corinthia'nın Kuzey Amerika'daki ilk mülkü olarak yeniden açıldı. Dışarıdan bakıldığında kolayca bir konut binası zannedilebilir. İçeride ise kusursuz tasarlanmış 70 oda ve 30 süit sizi bekliyor. Yumuşak toprak renkli duvarlar, tertemiz nevresimler ve mermer duşlar, lüks ve konforlu bir ortam sunuyor. Spa küçük ama şahane. Lobi ve restoran Casa Tua (Aspen, Miami ve Paris'te de oldukça popüler), şehirde rezervasyon yapmanın en zor olduğu mekânlardan biri. Film yıldızları, politikacılar, influencer'lar ve birçok ünlü isim… Buradaki herkes özel, siz de öylesiniz. Odalar 1.000 dolardan başlıyor. –M. V.
27

Fotoğraf Otelin izniyle.
SEVEN BEACH LANE
Westhampton Beach, New York
Samimi atmosferiyle ünlü Westhampton Beach'teki Seven Beach Lane'de kalmak, Gilded Age döneminden beri ailesine ait olan bir sahil malikânesinde olmak gibi hissettiriyor. Tarihi 16 odalı otel, lüks yenilikleri (ısıtmalı tuzlu su havuzu, mermer duşlar, Malin + Goetz olanakları) rahat bir cazibeyle harmanlıyor. Sabahları ev yapımı acı sos ile hazırlanan taptaze kahvaltıyla güne başlayın ve kruvazörlerden biriyle otelin plajına bisiklet sürün. Akşamları otelin tadını çıkarırken yerel malzemelerle hazırlanan akşam yemeğinizi bahçede açık havada yiyin, böylece Long Island'ın efsanevi günbatımlarını kaçırmamış olursunuz. Hamptons'ın güzelliklerini sorunsuz şekilde yaşamak için ideal bir adres. Odalar 1.000 dolardan başlıyor. –Abigail Covington
28

Fotoğraf Emily Dorio
OUTPOST INN
Highlands, North Carolina
Outpost Inn'in sahibi, 14 odalı otelini "Topanga Kanyonu'nun Catskills ile bir bebeği olsa böyle görünürdü," diyerek tanımlamıştı. Gerçekten de öyle. Odalar dikkatle seçilmiş detaylarla dolu: Pikaplar, organik çarşaflar, kırkyama yorganlar ve Woodstock, New York'ta bir garaj satışından alınmış gibi görünen vintage kilimler… Dışarıda avludaki ateş çukurları ve kapalı sundurmalar, buraya oldukça havalı bir yaz kampı enerjisi katıyor. İçeride ise ortak alanlar sıcak ve rahat. derin koltuklar, gizli okuma köşeleri ve saat 17.00'den sonra doğal içkilerin servis edildiği bir kahve barı bulunuyor. Yazar Joan Didion Appalachia'da bir yazı yazmak üzere görevlendirilseydi kalmak isteyeceği yer tam da burası olurdu. Odalar 250 dolardan başlıyor. –A. C.
29

Fotoğraf Elliot Hawkey
TU TU' TUN LODGE
Gold Beach, Oregon
Uzak Oregon'da bir zamanlar rustik bir balıkçı kulübesi olan bu tarihi mekânda, her kulübe dört tarafı aynalı camlarla kaplı. İçeride iki kişiye yetebilecek kadar yer var. Samimi ve büyük yatak, sıcak ve konforlu. Başka bir şeye de ihtiyacınız yok zaten. Odalar 595 dolardan başlıyor. –J. D. S.
30

Fotoğraf Aubrie Legault
GRANGE ESTATE
Willamette Valley, Oregon
Bazen tam da ihtiyacınız olan şey, Willamette Vadisi'nde bir tepenin zirvesinde yer alan dokuz odalı bir otele giriş yapmak olur. Bağların arasında uzun yürüyüşler yapmak ve aynı manzaraya sahip destansı tadım menülü restoran Anthology'e on adımda ulaşmak istersiniz. Şöminenin yanında oturun ve yatak odanıza yine on adımda dönüp sizi bekleyen sıcacık yorganların içine gömülün. Böyle bir an bazen gereklidir, belki de tam şu anda… Odalar düşük sezonda 399 dolardan, yüksek sezonda 749 dolardan başlıyor. –M. V.

Fotoğraf Otelin izniyle.
HOTEL ANNA & BEL
Philadelphia
İşin ironik tarafı, Philadelphia'nın Fishtown semtinde su bulmak pek mümkün değil. Ancak geçen yıl, yoksul ve yalnız kadınlar için bir sığınak olarak hizmet veren eski bir yapı özenle restore edilip şık bir butik otel olan Anna & Bel'e dönüştürüldü. Eskiden sakinlerin iç karartıcı bir şekilde hayatlarını düşündükleri avluda şimdi nadir bulunan bir şehir havuzu var. Avluya bakan odalar, zevkli tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Bolca keten ve kadife, ahşap, hasır ve beyaz tuğlaların yanı sıra elektrikli su ısıtıcıları, Le Labo kozmetikleri ve Frette çarşafları da mevcut. Alt katta, Tyler Akin imzalı Sardinya ve Korsika mutfağı sunan Bastia Restoranı bulunuyor. Hemen yanındaki Caletta ise, İtalyan esintili yaratıcı içecekleri ve sıcak altın tonlarında dekore edilmiş ortamıyla sizi bekliyor. Odalar 300 dolardan başlıyor. –J. D. S.

Fotoğraf Otelin izniyle.
THE DUNLIN
Johns Island, South Carolina
Kiawah Nehri'nin kıyısında yer alan The Dunlin'deki 72 odanın yüzde 90'ından fazlası doğrudan nehre bakıyor. Aynı şekilde sevimli havuz, ortak ateş çukuru, büyük arka teras ve restoran Linnette's'in üst katı da öyle. Odalar geniş ve sosyal medyada paylaşmak için ideal. Pencere manzarası âdeta dışarı çağırıyor ve kano gezileri, tuzlu bataklık keşifleri, uzun yürüyüşler sizi bekliyor. Odalar 749 dolardan başlıyor. –M. V.
33

Fotoğraf Nicole Franzen
HOTEL SAINT AUGUSTINE
Houston, Texas
20. yüzyıl ortalarında Fransız kökenli sanat koleksiyoneri bir çift olan Houston'lı de Menil'lerden biri olmak güzel olurdu, değil mi? Muhtemelen değilsiniz ancak ocak ayında Montrose'ta açılan Hotel Saint Augustine'de onlara epey yaklaşabilirsiniz. Houston'ın en güzel müzesi Menil Collection'a birkaç adım uzaklıkta bulunan otel, alçak yapıdaki beş binaya dağılmış 71 odadan oluşuyor. Tüm odalar de Menil ailesinin evlerinden esinlenerek dekore edilmiş ve tarzları 1950'ler havasında. Aaron Bludorn'un restoranı Perseid ise Fransız bistrolarıyla Meksika Körfezi'nin tatlarını birleştiriyor. Isıtmalı havuz ise saf bir David Hockney tablosu gibi, maviler ve bronzların buluşması. Burada kalırken Cy Twombly'nin eserlerine birkaç adım uzaktasınız. Odalar 429 dolardan başlıyor. –J. D. S.
34

Fotoğraf Claude-Simon Langlois
TWIN FARMS
ABD, Vermont, Barnard
Her şeyden uzaklaşmak istiyorsanız Vermont ormanlarının içine gizlenmiş lüksün peşinden gitmeye ne dersiniz? 300 dönümlük alana yayılan Twin Farms, 1993'te dokuz odalı bir otel olarak faaliyete başladı. O zamandan bu yana, uzun süreli kaçamaklar için ideal olan aile boyu kulübeleri sayesinde şöhret kazandı. Yakın zamanda yenilenen otel, artık lüks konaklamayı yeni zirvelere taşıyor. Bunu da lüks ağaç evlerle yapıyor. Çocukluk hayallerinizi süsleyen sıradan ağaç evlerden bahsetmiyoruz; hayal edebileceğinizden çok daha lüks bir yer. Standart otel süitlerinden çok daha geniş olan odaları, şehirdeki stüdyo dairelerden büyüktü mesela. Tamamen mermer kaplı banyoda yerden ısıtma ve ormanı çerçeveleyen devasa pencerenin önüne kondurulmuş bir küvet var. Ama gerçekten rahatlamak istiyorsanız akşam yemeğe gitmeden önce otelin meşhur onsen'ini –Japonya'ya özgü bir kaplıca– ziyaret etmelisiniz. Restoranda ise Twin Farms'ın kendi arazisinden gelen yerel tereyağı, peynir, bal ve akçaağaç şurubunu bulacaksınız. Ağaç evlerin içinde yer alan odalarda, etrafındaki ağaçlarla göz hizasında, uzun ayaklar üzerine kurulmuş, büyük, yuvarlak balkonlar da bulunuyor. Kahvaltınızı odaya sipariş ettiğinizde kapınıza sevimli bir piknik sepeti gelirse şaşırmayın. Odalar 2.800 dolardan başlıyor. –K. J.
35

Fotoğraf Robert Miller
HOTEL YELLOWSTONE
ABD, Wyoming, Jackson Hole
Wyoming'in Snake River Vadisi'nin tepelerinde yer alan, sadece yetişkinlere özel 36 süitli bu tesiste, açık doğa ve romantizm bir araya geliyor. Kesintisiz Grand Teton Dağları manzarasıyla çevrili otelin lobisindeki tavandan zemine uzanan pencerelerden bakarken büyülenmemek elde değil. Göz kamaştırıcı süitler, devasa küvetler, yerden ısıtma ve hareket sensörlü aydınlatma inanılmaz. Ayrıca otelin ısıtmalı, tuzlu suyla dolu bir sonsuzluk havuzu var; açılıp kapanabilen pencereleri sayesinde dışarıdaki serin havayı içinize çekerken suda sıcacık kalabiliyorsunuz. Kahvaltı ise otelin restoranı Olivia's'ta alınıyor ve enfes; Batı usulü omlet ve Grand Teton smoothie'si macera dolu bir gün için mükemmel bir enerji kaynağı. Hotel Yellowstone, konumunun hakkını vererek Grand Teton ve Yellowstone milli parklarına rehberli turlar da düzenliyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ortaya, açık havada lüksün ustalıkla yaşandığı bir otel çıkıyor. Odalar 1.798 dolardan başlıyor. –A. C.
36

Fotoğraf Otelin izniyle.
FOUR SEASONS HOTEL TORONTO
Kanada, Toronto
İlk Four Seasons otelinin açıldığı yer olarak Toronto, bu lüks otel zincirinin en güzel halkalarından birine ev sahipliği yapmanın haklı gururunu yaşıyor. 2024 yılında tamamen yenilenen Four Seasons Toronto, zarif, zamansız ve dingin bir atmosfere sahip; pencereleri dış dünyanın gürültü ve ışıklarını hafifleten dev tül perdelerle örtülü. Spa katındaki havuzlar, buhar odaları, atıştırmalıklar, yumuşacık bornozlar ve şezlonglarla dolu dinlenme alanı gibi her şey, bugüne kadar karşılaştığım en kapsamlı hizmetleri içeriyor. Odalar 525 dolardan başlıyor. –L. K.
MEKSİKA, KARAYİPLER VE ORTA AMERİKA
37

Fotoğraf Otelin izniyle.
FOUR SEASONS RESORT AND RESIDENCES CABO SAN LUCAS AT CABO DEL SOL
Meksika, Cabo San Lucas
Four Seasons, 60 yıldan uzun süredir lüks seyahat sektöründe ve sektörün en başarılı oyuncularından biri. Otel grubunun Meksika'nın Baja Yarımadası'ndaki yeni yatırımı; palmiyelerle çevrili güzel havuzu ve muhteşem Kaliforniya Körfezi manzaralarıyla büyülüyor. Otelin üç restoranı da denenmeye değer, çayır çiçekleri ve yerel bitki örtüsüyle kaplı teras bahçesindeki ateş çukurları da öyle. Bunaltmayan, cana yakın hizmeti, tatiliniz bitmeden yenisini planlamaya teşvik ediyor. Odalar 1.380 dolardan başlıyor. –M. V.
38

Fotoğraf Otelin izniyle.
THE POTLATCH CLUB
Bahamalar, Eleuthera
The Potlatch Club'ın hikâyesi inanılmaz. Otelin konumlandığı binalar, 1923'te ev olarak inşa edilmiş. 1950'lerde global jet-set rahatça konaklayabilsin diye üç sosyetik isim tarafından satın alınmış. Planları işe yaramış da; Elizabeth Taylor, Greta Garbo ve Raymond Burr gibi isimler burada tatil yapmış. Paul McCartney, ilk eşi Linda'yla buraya balayına gelmiş ve "She Came in Through the Bathroom Window" parçasını Potlach'ın odalarındaki not defterleriyle yazmış. Fakat 1980'lere gelindiğinde işler bozulmuş ve zamanla doğa, atıl durumdaki binaları ele geçirmeye başlamış. 2016'da, şimdiki sahibi Hans Febles bir yürüyüş sırasında yeşilin yuttuğu binalara denk gelene kadar da öyle kalmış. Febles ve ortağı Bruce Loshusan kısa sürede işe koyulmuşlar. Binaların ne yazık ki sadece dördünü kurtarabilmişler ama yıllar içinde yeni yapılar ekleyerek Potlatch'a 11 yeni süit kazandırmışlar. Yavaş yavaş olsa da genişlemeye devam ediyorlar. Yeni ve eski yapılar, büyük bir uyum içinde. Yemekler de şahane. Otelin servis elemanları, dünyanın çeşitli lüks noktalarında 20 yıla yakın deneyim kazandıktan sonra şimdilerde Potlatch misafirleri için muhteşem yemekler yaratıyorlar. Fakat otel sahiplerine de haklarını teslim etmek lazım; yerel çiftçileri destekliyor, işlerini büyütmeleri için onlara yardımcı oluyorlar. Potlatch, ilgi çekici bir hikâyeden çok daha fazlasını sunuyor. Pembe kumlu sahiller, geniş Adirondack sandalyelerine kurularak içilen lezzetli kahveler, şezlongda güneş altında sızmalar ve tam akşam kokteyli saatinde uyanmalar… İnsan daha ne ister ki? Odalar düşük sezonda 775 dolar, yüksek sezonda 975 dolar. –M. V.
39

Fotoğraf Otelin izniyle.
THE STRAND TURKS AND CAICOS
Turks & Caicos Adaları, Cooper Jack Bay
Turks & Caicos gibi kartpostallardan fırlamış bir yere seyahate gidiyorsanız otelinizde mutlaka kokteyller, bolca şezlong ve yeni başlayanlar için şnorkelle dalma dersleri olacaktır. The Strand ise bu klasik programı değiştirmeye ant içiyor. The Strand'de kalıyorsanız birkaç imkânsız seçenek sunuluyor size. Bir hız teknesine atlayıp eskiden ünlü müzisyen Prince'e ait olan malikâneyi mi ziyaret edeceksiniz? Yoksa akşamdan kalmalığınızı pickleball kortunda ter atarak mı geçireceksiniz? Yakınlardaki batık gemiye mi dalacaksınız? Veya daha önce varlığından bile haberdar olmadığınız deniz kabuğu pişirme derslerine mi katılacaksınız? Cevap: Hepsi! Odalar 800 dolardan başlıyor. –B. L.
40

Fotoğraf Otelin izniyle.
NEJAJUI, A RITZ-CARLTON RESERVE
Kosta Rika, Peninsula Papagayo
Ritz-Carlton Rezerve halihazırda lüks seyahatin zirvesinde oturuyor ama Kosta Rika'nın ayrıcalıklı Peninsula Papagayo bölgesindeki yeni oteliyle çıtayı biraz daha yükseğe çıkarıyor. Yeşil tepelerde yer alan odanızın önünde uzanan ahşap köprüde yürüyüşe çıkabilir, devasa sonsuzluk havuzunun keyfini çıkarabilir, ayakta paddle board yapmak için cam fünikülere binerek sahile inebilir veya Niri Beach Club'da bir şeyler atıştırabilirsiniz. Şeflerin rock starı diyebileceğimiz Lulu Elizaga'nın yerel meyve, sebze ve etlerle hazırladığı yemekler ve Angelo Solimando'nun mutfak laboratuvarı ve damıtımevinden çıkan deneysel kokteyller harika. Café Rincón ise hayatımda içtiğim en iyi demleme kahveyi yapıyor. Ucuz değil ama her kuruşuna değiyor. Odalar düşük sezonda 1.700 dolardan, yüksek sezonda 2.800 dolardan başlıyor. –D. H.
ORTA DOĞU VE ASYA
41

Fotoğraf Natelee Cocks
SIRO ONE ZA'ABEEL
BAE, Dubai
Gezegenin ilk über-lüks fitness ve sağlık odaklı oteline hoş geldiniz. Burada her şey, Dubai manzaralarıyla çevrili gösterişli Siro kulesinin bir katına yayılan spor salonu etrafında dönüyor. Çoğu eski profesyonel sporculardan oluşan kişisel antrenörlerden biriyle anlaşabilir; spinning, HIIT, boks veya fonksiyonel fitness gibi 50 derslik paketlerden satın alabilir, kişiye özel pilates derslerine girebilir veya yoga ile rahatlayabilirsiniz. Yeterli gelmedi mi? Bir de şunu dinleyin: Otelin Fitness Süit'lerinde koşu bandı, egzersiz bisikleti, kum torbası, ağırlıklar ve farklı fitness programlarından oluşan bir dijital kütüphane bulunuyor. Siro One Za'Abeel'de dinlenmek de en az spor kadar önemli ve Recovery Lab, sıradan bir otel spa'sı değil. Spa merkezinde buhar odaları, saunalar ve buz banyoları bulunuyor ama bunlara ek olarak özel geliştirilen Modular Stretch Masajı (masaj ve esneme içeren bir uygulama), miyofasiyal kupa terapisi (hacamatın modern versiyonu), fizyoterapi ve Skin Workout (kaldırıp sıkılaştıran, masaj ağırlıklı bir yüz bakımı) gibi bakımlar da oldukça dikkat çekiyor. Konaklamanız süresince yediğiniz her şey, otelin diyetisyeni tarafından kişisel tercihlerinize göre özel hazırlanıyor; otelde yemek istemezseniz şehirdeki restoranlarda rezervasyon yaptırmanıza da yardımcı oluyorlar. Şimdilik dünyada benzeri yok ama Siro bunu değiştirecekmiş gibi görünüyor. Henüz yeni kurulan bu konaklama markası, Karadağ, Suudi Arabistan, Tokyo ve Meksika'da da önümüzdeki yıllarda oteller açmayı planlıyor. Odalar düşük sezonda 218, yüksek sezonda 790 dolardan başlıyor. –Garrett Munce
42

Fotoğraf Otelin izniyle.
SIX SENSES KYOTO
Japonya, Kyoto
Kyoto'ya yapılan her seyahat insanda buz dolu bir küvete girmiş gibi çarpıcı bir etki bırakıyor ve yeni açılan Six Senses Kyoto bu etkiyi ikiye katlıyor. Saunalardan sıcak su kaplıcalarına, açık hava yemek alanlarından kusursuz bahçelere uzanan seçkiye eklenen incelikli odalarla tüm oteli bir huzur kapladığını söylemek mümkün. Six Senses Kyoto, hayatınızın bozulan dengesini toparlamak için birebir — otelin popüler mekânlarından Nine Tails kokteyl barında üçüncü kadehi devirirken bunu bir düşünün. Odalar 1.131 dolardan başlıyor. –Jonathan Evans