Harris Dickinson’ın Yönetmen Olduğu İlk Filmi “Urchin” Tabii ki Harika!

Yazı Miranda Collinge

Çeviri Öykü Gönül

Kapak Fotoğrafı Pascal Le Segretain/ Getty Images

Bir oyuncunun "Yönetmenliği denemek isterim," açıklaması kadar insanın dizlerini titreten bir şey yoktur herhalde. Sette olmak, gerçekten tüm prodüksiyonun yönetimini üstlenmeye yeterli midir? Elbette bazı önemli istisnalar mevcut: Yakın dönemde John Krasinski "A Quiet Place" filmleriyle dikkat çekici bir iş çıkardı. Greta Gerwig, "Barbie" ile büyük başarı yakaladı. George Clooney ve Ben Affleck'in yönetmenlik tecrübeleri hayli fazla (hepsi bir klasik değildi, kabul ediyoruz) ve biraz daha geriye gidersek bir de Orson Welles meselesi var tabii. Ancak, 28 yaşındaki İngiliz oyuncu Harris Dickinson'ın, yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi "Urchin"in Cannes Film Festivali'nin "Un Certain Regard" (Belirli Bir Bakış) bölümünde gösterileceği duyurulduğunda, bazı endişeler anlaşılırdı. Gerçi Welles, "Citizen Kane"i çektiğinde 25 yaşındaydı, Dickinson ise ona göre daha tecrübeli sayılabilir.

Ancak Dickinson'a hakkını teslim etmemiz gerek. Adına kayıtlı birkaç kısa filmi var ve oyunculuk seçimleri onun belli bir kalite anlayışına sahip olduğunu gösteriyor. Çıkış yaptığı, kendini açmamış bir Coney Island gencini canlandırdığı "Beach Rats"ten, Ruben Östlund'un batan gemide mahsur kalan bir influencer'ı canlandırdığı "Triangle of Sadness"ına ya da Halina Reijn'in romantik komedisi "Babygirl"de Nicole Kidman'ı baştan çıkaran stajyer rolüne kadar, bağımsız projelere ve özgün, zorlayıcı, dikkat çekici rollere yöneliyor. Gerçi "The King's Man" filminde de oynadı ama herkes para kazanmak zorundadır dostlar.

(Fotoğraf Stephane Cardinale / Corbis / Getty Images)

Harris Dickinson (sağ ortada) ve ilk yönetmenlik denemesi olan "Urchin"in, aralarında filmin yıldızı Frank Dillane'in (sol ortada) de bulunduğu geniş oyuncu kadrosu.

"Urchin"in prömiyeri Cannes'da geçtiğimiz cumartesi günü yapıldı ve gelen yorumlara bakılırsa, Dickinson'ın yönetmenlik tutkusunun yeteneğini aştığı bir durum söz konusu değil, tam aksine beklentileri fazlasıyla karşılamış görünüyor. Başrolünde Frank Dillane'in olduğu "Urchin", Londra sokaklarında ve hayatta kalmanın ahlaki belirsizliğinde yolunu bulmaya çalışan evsiz bir adam olan Mike'ın hikâyesini konu alıyor. The Guardian, filmi "son derece etkileyici bir ilk film" olarak nitelendirirken Deadline onu, "yüksek sanat" olarak tanımlıyor. Little White Lies filmi "modern hayat marjinallerinin keskin bir gözlemi" olarak değerlendirirken Variety ise "Londra'nın daha kasvetli kaldırımlarından sivri ve dikkat çekici bir hayat kesiti" ifadesini kullanıyor.

"Urchin" için bir dağıtım anlaşması yapılması muhtemel görünüyor, bu nedenle bu yılın sonlarına doğru sinemalarda izleme şansımız olacak (ve eğer Dickinson hayranıysanız filmde bir sahnede görünecek). Harrison'ın bundan sonra yönetmenliğe tam gaz devam edip etmeyeceği henüz belli değil; röportajlarında oyunculuğun değil yönetmenliğin ilk tutkusu olduğunu söylemişti ama önce Sam Mendes'in John Lennon'ı canlandıracağı Beatles biyografileri dörtlüsünü aradan çıkarması gerekiyor. Zorlu ve göz alıcı.