Maskesiz Ego

“Ego”, koşullanmış zihinlerimizdeki perdenin kalkmasıyla sahneye özgürce çıkıyor… Ve kayıt!

Giriş Tarihi: 17.01.2025 14:56 Güncelleme Tarihi: 17.01.2025 14:57

Yazı Sina Şentürk

İllüstrasyon George Peters / Getty Images

Ego, hayatımızın dansını bir Broadway yıldızı gibi coşkuyla sahneler. Geçmiş travmalar, gelecekteki kaygılar, beklentiler… her şey sahne ışığının altında kendisini gösterir. Ego ortaya çıktığında çoğunlukla ondan kaçar veya bastırmaya çalışırız. Kendimizi kendimizden savunmaya çalışmak ya da onunla kavga etmek… Hayat bir sahne ise onu oynayan iki kişi, ego ve benliğimiz artık dost olma yolunda el sıkışır.

Ego kötü bir karakter değil; yanlış anlaşılan bir kardeş, aşırı hevesli bir hayat yöneticisi, her şeyi bir arada tutmaya çalışan bir yöneticidir. Geçmiş deneyimlerle beslenir, korkularla güç bulur ve sürekli bizi korumak, performans göstermek için harekete geçer. Onunla savaşmayı bıraktığımızda, kaçmak yerine ona kulak verdiğimizde, şefkatle yanıt vermeyi seçtiğimizde ne olur? Tam bu aşamada şefkat, uyumlu iletişim devreye girer. Egoyu bir engel görmekten vazgeçip onun da bize ait olduğunu (kusurlu, istekli ve bazen korkmuş bir parçamız olarak) fark ettiğimizde egoyu anlamanın ve ona şefkat göstermenin kendimize de şefkat göstermek olduğunu anlarız.

Bu farkındalıkla tepkiselliğimiz azalır, anlayıştan gelen daha dengeli bir bilince sahip oluruz. Bu, pasifliğe yelken açmak değil aksine kendimizle ve çevremizle bağlantının gücünü artırmaktır. Egoyu bir performans sanatçısı olarak düşünün. Liderlik yapmak, kontrol etmek, imaj korumak için mücadelelerin altında baskıdan ezilen yanınız olarak hayal edin. Onun rolünü kabul ettiğimizde aramızda şefkat anlaşması imzalarız. Sahneyi paylaşmak, sorumlulukların üstesinden gelmek konusunda birlikte daha kolay bir hayat yaşamamızı sağlar.

"Egoyu olduğu gibi gördüğümüzde onun tuhaflıklarına biraz gülümsemeye başlarız. Yumuşarız, empati kurarız, birlikte özgürleşiriz."

Ego şefkatle serbest bırakıldığında bizim için bir öğretmene dönüşür. Egonun ihtiyaçlarını dinlemek, dürtülerini anlamak; sınırlarımızı ne zaman koymamız ve ne zaman serbest bırakmamız gerektiğini bize öğretir. Ona hayır ya da evet diyebilmek bizi daha özgür ve dengede bir akışa yönlendirir.

Tibetli Budist Lama Thubten Yeshe'nin bilgece ifade ettiği gibi, "Psikolojik dürtülerimizi anlamak, kendi psikoloğumuz olmamız için ihtiyaç duyduğumuz her şeydir." Egoyu olduğu gibi gördüğümüzde (karmaşık, reaktif, güvensiz bir dünyada güvenlik arayışında olan bir parçamız) onun tuhaflıklarına biraz gülümsemeye başlarız. Yumuşarız, empati kurarız, birlikte özgürleşiriz.

Budist öğretilerinde, özellikle Lojong zihin eğitimi uygulamalarında, zor deneyimleri büyüme fırsatlarına dönüştürmeyi öğreniriz. Temel bir pratik olan Tonglen, acıdan kaçma ve konforu arama içgüdülerimizi tersine çevirir. Tonglen aracılığıyla, hem kendi hem de başkalarının acısını içimize çeker ve nefesimizle acıyı şefkate dönüştürüp iyileştiririz. Alma ve verme tekniği ile Tonglen, farkındalığımızı artırmaya ve iyileşmemize yardımcı olur, şefkat ve empatimizi geliştirir. Ortak insan deneyimlerini kucaklamamız hem kendimize hem de çevremizdeki her şeye özen göstermemizi sağlar. Egoya şefkat göstermek, tonglen uygulamalarını yapmak toplumsal farkındalık ve iyiliğe dönüşür.

Dürtü ve düşünce okyanuslarına yönelmemiz, haz ve acı duygularıyla başa çıkmamız, içsel dengeler kurmamız bize nihai özgürlük verir. Denge kurmayı öğrendiğimizde kaçmaya, korkmaya ihtiyaç duymayız. Egonun tepkiselliği şefkatla karşılaşınca savaşları beslemek yerine, dengeli yol arkadaşımız olur. Bu, mız mız kardeşimizin büyüdükçe bizi seven, bize düşkün biri olmasına benzetilebilir.

Ve böylece dans devam eder: aşırı çalışan, kendini beğenmiş bir egonun yönettiği bir solo değil, ortak bir anlayışın düeti. Egomuzu farkındalıkla kucakladığımızda, kendimizi belki de bir gün bir tiyatroda birlikte otururken, hayatımızın hikâyesini ekranda izlerken ve bilmiş bir kahkahayı paylaşırken buluruz. O anda, en savunmasız benliğimize rağmen değil, onunla birlikte dans ettiğimizi biliriz.

BİZE ULAŞIN