Efsane saatlerin yıldönümü
19 Nisan 2017
1 / 5
Efsane saatlerin yıldönümü
Yazı: Özge DİNÇ
Bizleri saat markalarının kadar saat modellerinin de tarihi ilgilendiriyor. Çünkü kült mertebesine erişmiş saat modelleri, aynı zamanda saat dünyasındaki eğilimlerin ve yeniliklerin tarihçesini de gösteriyor bize. Yüksek titreşimli saatler konusunda Zenith El Primero'nun nasıl bir yol açtığını görmezden gelmek mümkün değil örneğin; Audemars Piguet'nin Royal Oak modelinin spor lüks saatlerinin ilki olması bize çok şey söylüyor ya da Ay'a ayak basan astronotun bu tarihi anda kolunda taşıdığı saat, bize hâlâ çok şey öğretiyor. Saat modellerine belki de biraz da bu yönden bakmak, saatçiliği saat modellerinin çıkış tarihleri ve dönemlere göre taşıdıkları özelliklere bakarak incelemek, bir vakanüvis için de kıymetli bilgiler içeriyor. Bu yıldönümleri, bize aynı zamanda bu saatlerin neler getirdiğini, neden bu kadar özel olduğunu hatırlama imkânı sunuyor.
100. Yılı
CARTIER 'TANK
CARTIER TANK, kişisel olarak en beğendiğim saatlerden biri ve bendeki yeri ayrı. Birçok saatsever için de öyle ki; bu, dikdörtgen kasası, mavi safi r tacı ve mavi ibreleriyle kült haline gelmiş saat, ilk üretildiği günden bu yana en çok taklit edilen modellerden biri oldu. Kayışın alışılageldiği gibi bir tamamlayıcı değil, tasarıma dâhil olduğu modelin ismi, belki hepimizi ilk başta şaşırtmıştır: Ancak tarihini araştırdığımızda ona neden 'tank' adının verildiğini anlarız.
Louis Cartier, bundan tam yüz yıl önce, yani 1917'de (I. Dünya Savaşı sıralarında) Amerikan askerlerinin Fransa'ya yardıma geldiği Batı Cephesi'nde gördüğü ilk tanktan sonra bu saati tasarladı ve ilk örnekleri ABD'li general John Joseph Pershing'e hediye etti. Saatin piyasaya çıkması için ise iki yıl beklenmişti. (Marka, 100. yıl Tank saati için muhtemelen ilk tanıtıldığı tarih olan 1918'i baz alacaktır.)
Cep saatlerinin yaygın olduğu 1900'lerde bir kol saati olarak tasarlandığı için kol saatlerinin öncülerinden de biri sayılan Tank'in Tank Louis, Tank Basculante (Çok farklı bir tasarıma sahiptir.), Tank Chinoise, Tank Américaine, Tank Francaise gibi birçok birbirinden farklı modeli tasarlanmıştır. Saatin mekanizması ise en iyi saat ustalarından Edmond Jäger'e emanet edilmiştir.
Yazar Franco Cologni'nin Cartier-The Tank Watch-Timeless Style adını verdiği, Tank'in 95 yıllık tarihini fotoğrafl arıyla anlattığı ve Flammarion tarafından yayımlanan kitapla da görüyoruz ki Cartier Tank, üretildikten yedi sekiz yıl sonra, 1926 yılı yapımı 'The Son of the Sheik' adlı fi lmde kullanılmış; Gary Cooper, Catherine Deneuve, Clark Gable, Andy Warhol, Jackie Kennedy, Prenses Diana ve Yves Saint Laurent gibi ünlü isimlerin tercihi olmuştur.
2 / 5
Efsane saatlerin yıldönümü
85. Yılı
PATEK PHILIPPE 'CALATRAVA'
HÂLÂ bağımsızlığını korumayı başaran birkaç saat markasından biri olan; ilk kol saatini, ilk daimi takvimli saati üreten İsviçreli lider saat markası Patek Philippe'in en meşhur saat modellerinden biridir Calatrava. Bu saat, adını 12. yüzyılda hüküm sürmüş İspanyol bir tarikattan (Tapınak Şövalyeleri) alır. Markanın bu tarikatla bağı ise Patek Philippe logosunda yer alan haçın Calatrava Tarikatı'nın sembolünden alınmasıdır. Markanın kurucularından Antoni Patek, Patek Philippe markasının logosunda bu haçı kullanmak istemiştir; çünkü haçın saatleri korumasını ve her saatin sahibine iyi talih getirmesini dilemektedir. Calatrava ismi öyle ünlü olur ki, bugün 'Calatrava' dendiğinde birçoğumuzun aklına ismini aldığı İspanyol Tapınak Şövalyeleri değil, Patek Philippe'in yalın saati gelir. Calatrava, yuvarlak kasası, yalın şıklığa sahip kadranı, geleneksel ve çok az markanın elde işleyebildiği guilloché bezeliyle belki de Nautilus'la birlikte markanın tarzını en çok yansıtan iki saatten biridir.
İlk kez 1932'de duyurulan Ref. 36 referans numaralı saat, sadelik ve günlük modaya göre değişmeyen klasik şıklık konusunda 20. yüzyılı tasarım, sanat ve mimari açısından etkileyen ve dönüştüren Bauhaus ekolünden ilham almıştır. Bu sadeliğin mottosunu ise artık hepimiz çok iyi biliyoruz: "Az, çoktur." Calatrava modelleri arasında en ünlü olanlardan biri, 1985'te tanıtılan 'Clous de Paris' tekniğiyle işlenmiş bir bezele sahip olan Ref. 3919 referans numaralı modeldir; ki forumlarda saatseverlerin hâlâ bu model hakkında yorum yaptıkları görüyoruz.
Calatrava, diyebiliriz ki 1932'den bu yana klasik şıklığa sahip saatler arasında en çok tercih edilenlerden biri olma özelliğini hiç kaybetmedi
3 / 5
Efsane saatlerin yıldönümü
60. Yılı
OMEGA 'SPEEDMASTER'
OMEGA Speedmaster, hakkında en çok konuşulmuş saatlerden olsa gerekir. 'SpeedyTuesday' adında bir hayran grubu bile olan (ki marka da bu gruba kayıtsız kalmadı ve 60. yılı için ürettiği 2017 saatlerinden birine onların adını verdi.) saat modeli, her koleksiyonerin evinde mutlaka en az bir adet bulunur. Hatta bizim de röportaj yaptığımız bir koleksiyoner gibi, sevdiklerine de bu saati hediye ederler. Çünkü Speedmaster, John F. Kennedy'nin 1960'ların sonuna dek Ay'a çıkma hayalinin bir sonucu olarak gerçekleşen Apollo 11'le Ay yüzeyine yapılan ilk insanlı yolculukta, Ay'a ilk ayak basıldığında astronotun kolundaydı. Böylece Ay'a çıkmış ilk saat oldu. O günden sonra da Omega, uzayla bağını hiç koparmadı.
Oysa Speedmaster, uzay araştırmaları için üretilmiş bir saat değildi, bir yarış saatiydi. Hız ölçmeyi amaçladığı için saatin bezelinde bir takometre yer alıyordu. (İlk kez bu saatte takometre, kadran yerine bezelde yer almıştı.) NASA, yapılacak yolculukta kullanılacak saati belirlemek için birçok saat markasına ait saatleri test etmiş, testi yalnızca Speedmaster geçmişti. Bu, uzay için üretilmese de uzaya gönderilebilecek tek saat olmak, onu hızla efsanelerin arasına kattı ve hikâyesini daha da anlamlı kıldı.
Hikâyenin en ilgi çekici kısımlarından biri de, markanın yüzü olan George Clooney'nin çocukluğuna denk gelen Ay'a çıkma hikâyesinde, astronotlara çok özendiğini, bütün çocukların astronotun Omega taktığını bildiğini ve bu sebeple büyüdüğünde bir Omega almayı hedeflediğini paylaşmasıydı. Ay'a yolculuğun yapıldığı 1960'larda çocukluğunu yaşayan birçok kişinin markaya bir sempati duyması doğaldı.
Omega, 1957'den bugüne 60. yılına uygun olacak şekilde tam 60 farklı Speedmaster saat tasarladı. Bunlardan biri Mars için hazırlanmıştı, birinde astronotun ayak izi görülebiliyordu, biri başta da belirttiğimiz gibi Speedmaster hayranlarına ithaf edilmişti, bir diğeri de markanın yeni test sistemi 'Master Chronometer' sertifi kasına sahipti. 2017 saatlerinden biri ne oldu dersiniz? Hikâye başladığı yere döndü; Omega Speedmaster'ın 2017 saatlerinden biri, ilk Speedmaster gibi bir yarış saati.
4 / 5
Efsane saatlerin yıldönümü
50. Yılı
ROLEX 'SEA-DWELLER'
Dalış saatleri arasında Rolex 'Sea- Dweller'ın konumu gerçekten de özeldir; çünkü Sea-Dweller'ın 50 yılına bakarak tüplü dalışın bütün gelişmelerini ve yeniliklerini izlemek mümkündür.
Sea-Dweller, yalnızca saatseverler ve Rolex'severler için değil, dalış yapanlar ve dalış şirketleri için de önemli bir model olmuştur. Özellikle de ticari derin deniz dalışı konusunda lider olan ve okyanuslarda araştırmalar yapan Comex (Compagnie Maritime d'Expertises) fi rmasıyla sıkı bir işbirliği içinde olduğunu düşünürsek…
Peki Sea-Dweller'ı özel kılan neydi? Birincisi, 200m derinlikler altında bile kullanılabilen bir saatti; ikincisi ise helyum emniyet valfına sahip ilk saatti.
Bunun ne anlama geldiğini öğrenmek için tüplü dalışın tarihine bakmak gerekiyor. Tüplü dalışın en büyük handikapı, basıncın 60m'den sonra dalgıcın vücudunda ölümcül dalgıç hastalığına uğramasına neden olmasıydı. 60m'den sonra dalışa devam edebilmek için araştırmalar sonucunda bir yöntem bulundu. Dalgıç, soluduğu azot ve oksijenden oluşan havanın toksik etkisinden kurtulmak için helyum ve oksijenden oluşan yapay bir havayı soluyor, dekompresyon duraklarına uğrayarak yüzeye çıkıyor; böylece sorun yaşamıyordu.
Dekompresyonun keşfi , önce 1962'de 313m'ye dek dalışın yapılabilmesini sağladı. Derinlerdeki iddiasını sürdürmek isteyen Rolex de Comex'in dalgıçlarını 300m'ye dek göndermeyi amaçladığını bildiğinden 610m (2.000fi t) derinlikteki suya dayanıklı bir saat tasarladı. Dalgıçların geri bildirimleriyle sonraki adımı da saatin aşırı basınca dayanıklı hale getirmek oldu. Rolex'in deniz altında yaşam deneylerine atıfl a 'Sea-Dweller' adını verdiği saate 'helyum valfı' eklenmesiyse gerçek bir devrimdi.
Helyum, tıpkı dalgıçlardaki gibi saatin basınca daha dayanıklı olmasını sağlıyordu. Valf sayesinde su geçirmezliğini etkilemeden helyumun saatten çıkması sağlanıyordu. Comex, bu yeniliğin ardından saati resmi saati olarak benimsedi ve Sea-Dweller'la 701m derinliğe ulaşarak bir rekor kırdı. Hatta Comex'in kurucusu Henri-Germain Delauze'ün, 50. yılını kutlayan bu saat için şöyle dediği vakidir: "Hidrojen soluyan bir dalgıç Rolex saati olmadan yaşayamaz."
5 / 5
Efsane saatlerin yıldönümü
Saat dünyasından yeni bir haber
Birkaç ay önce, mekanik saatleriyle tanıdığımız İsviçreli markaların ürettiği akıllı saatleri konu etmiştik. Markaların çağı ve talepleri karşılayabilmek için adım attığı akıllı saat teknolojisine İsviçreli markalardan TAG Heuer önderlik ediyordu. TAG Heuer, akıllı saatinin Apple Watch'la rekabet edebilmesi için dev bilişim şirketleri Google ve Intel'le işbirliği yapmıştı.
Yakın zamanda benzer bir haber Montblanc'dan geldi. Sosyal medya hesaplarından 'yakında marka için ilk olacak bir yeniliği duyuracaklarını' paylaşan marka, bir üçgen sembolü ve #BeAhead (Önde ol!) sloganıyla karşımıza çıktı. Yenilik 16 Mart tarihinde duyuruldu: Montblanc, lüks sektörün ilk akıllı saatlerinden birini ve markanın ilk akıllı saatini Montblanc Summit Collection adını verdikleri koleksiyonla ortaya koymuştu.
Dışının geleneksel saatçilik teknikleriyle ve içinin son ileri teknoloji bilgisiyle donatıldığını açıkladıkları 13 saatten oluşan serinin kadranında zıtlık yaratmak için Motblanc'ın çizgilerine uygun, retro bir tasarım kullanılmıştı.
Saatte bir akıllı saatte ilk defa kullanılan kubbemsi safir cam dışında kalp atışını ölçen ekran, Google Android Wear 2.0 işlemci yer alıyor; Uber, Runtastic ve Foursquare ile özel bir işbirliği bulunuyordu. Duyuruya göre ise bu saatler Mayıs 2017'den itibaren satışa sunulacaktı.
Bu haber, İsviçreli markaların teknolojiye ve pazarın talebine nasıl yaklaşacağını gösteren örnekler arasında. Markalar, gelecekte Montblanc örneğinde olduğu gibi bir yandan Exotourbillon gibi komplike mekanik saatler üretirken bir yandan teknolojiye uygun saatler üretme yoluna gidebilir. Bundan sonrası için merak ettiğimiz ise Montblanc'ın bu adımını takip eden markalar olup olmayacağı.