Dr. Öz’e Sorun!
Yaz aylarında başımıza gelebilecek ani sağlık problemleri için ne gibi tedbirler alabiliriz?
Sıcak yaz günlerinde, en çok, susuz kalmamaya dikkat etmelisiniz. Vücudumuz ter ve idrar yoluyla çok su kaybettiği için, bu durum, potansiyel olarak ölümcül sonuçlara da sebep olabilir. Su kaybına önlem olarak; sabahları kalkar kalkmaz bir bardak su içebilir ya da evden çıkarken,yanınıza bir şişe su alabilirsiniz. Baş ağrısı, yorgunluk, koyu renk idrar ve ağız kuruluğu, susuzluğun başlıca belirtileridir. Endişelenilmesi gereken diğer durumlar ise şunlar:
Isı krampları: Egzersiz yaparken,yeterli miktarda su tüketilmediğine işarettir. Eğer bu tip kramplar oluşuyorsa, yavaşlayıp vücudunuzu soğutmalı ve su içmelisiniz.
Isı yorgunluğu: Genel vücut ısınızın dengesizleştiğini gösterir.Kramp, kusma, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi belirtiler olduğunda; hemen yavaşlayıp, vücudunuzu soğutmalısınız. Isı yorgunluğunu kontrol altına almazsanız, ısı inmesine neden olur. Isı inmesi,ateşinizin 40 dereceyi geçtiği tehlikeli bir durumdur. Beyin hasarına ve ölüm risklerine yol açabilir.
Güneş yanığı: Hayatınız boyunca sadece beş kez güneş yanığına maruz kaldığınız takdirde, cilt kanseri riskinizin iki katına çıktığını biliyor muydunuz? Ciltte oluşan güneş hasarlarının, aynı zamanda erken kırışıklıklara ve renk değişikliklerine de neden olduğunu hemen belirteyim. Bunun için, her zaman UVA ve SPF 30 korumalı güneş kremi kullanmanızı tavsiye ediyorum. Kremi, güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürün. Plajda da, büyük bir plaj şemsiyesinin altında, gölgede güneşlenmeye özen gösterin.
Egzaması olanlar: Egzaması olanlar için, güneş ışınları,son derece tehlikeli olabilir.Çünkü güneş ışınları, durumu tetikleyebilir. Önlem olarak; sık sık banyo yapıp, banyodan sonra da düzenli olarak nemlendirici kullanın.
Aşırı sıcaklarda, hangi besinleri tüketmeli ve hangilerinden uzak durmalıyız?
Su zengini oldukları için, meyve ve sebzeler, susuzluk için ideal besinler arasındadır. Yaz aylarında en sevdiğim şeylerden biri; açık havada, taze ve serin bir meyve ya da sebze salatası yemektir. Mesela, karahindiba gibi (Antioksidan,kalsiyum, demir ve vitamin yüklü harika bir yaz sebzesidir.)yaz salatasında çok fazla kullanılmayan yeşillikler ekleyin.Erik gibi lif açısından zengin meyveleri tüketmek, sindirim için de faydalı olacaktır. Karpuz küpleri yapın. Karpuz,amino asitle yüklüdür. Bu iki seçeneği kullanacağınız salatada, evde yapacağınız elma sirkesi kullanın. Bu, diğer sirke çeşitleri gibi, sizi tok tutacak ve fazla yemenizi engelleyecektir. Son olarak, C vitamini yüklü greyfurt suyu da iyi bir seçenektir.
Yapılan son araştırmalara göre; astım ve alerjik hastalıklar, özellikle gelişmiş toplumlarda hızla artış gösteriyor. Öyle ki; steril ortamlarda büyüyenlerin, alerjik hastalıklara yakalanma riski daha yüksekmiş. Bu konuda, siz neler düşünüyorsunuz?
Aslında burada sorduğunuz soru, son yıllarda alerjik hastalıkların artışıyla ilgili ortaya atılan "hijyen hipotezi" görüşü. Buna göre; mikroptan fazlasıyla arındırılmış, aşırı hijyenik ortamlarda büyüyen çocuklarda, alerji ve astım riski artabilmektedir. Çünkü çok temiz ortamlarda büyüyen çocukların bağışıklık sistemi daha tepkili hâle gelerek; gıda alerjileri, gastrointestinal komplikasyonlar ve otoimmün bozuklukları gibi sorunlara neden olur. Çalışmalar, çevresel alerjenlere erken maruz kalmanın, bu alerjilere karşı hassasiyetimizi azalttığını göstermiştir. Yakın zamanda yapılan bir diğer çalışmada ise, bağırsakta bulunan bakterilerin çeşitliliği, çocukları alerjilere karşı koruduğu ortaya çıkmıştır. Bu noktada, mikropların ve hastalıkların yayılmaması için ellerinizi yıkamak doğrudur; ancak evdeki her yüzeyi steril etmeye çalışmak, son derece gereksizdir.
Sorularınız için: drozshow@prekstra.net
Sıcak yaz günlerinde, en çok, susuz kalmamaya dikkat etmelisiniz. Vücudumuz ter ve idrar yoluyla çok su kaybettiği için, bu durum, potansiyel olarak ölümcül sonuçlara da sebep olabilir. Su kaybına önlem olarak; sabahları kalkar kalkmaz bir bardak su içebilir ya da evden çıkarken,yanınıza bir şişe su alabilirsiniz. Baş ağrısı, yorgunluk, koyu renk idrar ve ağız kuruluğu, susuzluğun başlıca belirtileridir. Endişelenilmesi gereken diğer durumlar ise şunlar:
Isı krampları: Egzersiz yaparken,yeterli miktarda su tüketilmediğine işarettir. Eğer bu tip kramplar oluşuyorsa, yavaşlayıp vücudunuzu soğutmalı ve su içmelisiniz.
Isı yorgunluğu: Genel vücut ısınızın dengesizleştiğini gösterir.Kramp, kusma, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi belirtiler olduğunda; hemen yavaşlayıp, vücudunuzu soğutmalısınız. Isı yorgunluğunu kontrol altına almazsanız, ısı inmesine neden olur. Isı inmesi,ateşinizin 40 dereceyi geçtiği tehlikeli bir durumdur. Beyin hasarına ve ölüm risklerine yol açabilir.
Güneş yanığı: Hayatınız boyunca sadece beş kez güneş yanığına maruz kaldığınız takdirde, cilt kanseri riskinizin iki katına çıktığını biliyor muydunuz? Ciltte oluşan güneş hasarlarının, aynı zamanda erken kırışıklıklara ve renk değişikliklerine de neden olduğunu hemen belirteyim. Bunun için, her zaman UVA ve SPF 30 korumalı güneş kremi kullanmanızı tavsiye ediyorum. Kremi, güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürün. Plajda da, büyük bir plaj şemsiyesinin altında, gölgede güneşlenmeye özen gösterin.
Egzaması olanlar: Egzaması olanlar için, güneş ışınları,son derece tehlikeli olabilir.Çünkü güneş ışınları, durumu tetikleyebilir. Önlem olarak; sık sık banyo yapıp, banyodan sonra da düzenli olarak nemlendirici kullanın.
Aşırı sıcaklarda, hangi besinleri tüketmeli ve hangilerinden uzak durmalıyız?
Su zengini oldukları için, meyve ve sebzeler, susuzluk için ideal besinler arasındadır. Yaz aylarında en sevdiğim şeylerden biri; açık havada, taze ve serin bir meyve ya da sebze salatası yemektir. Mesela, karahindiba gibi (Antioksidan,kalsiyum, demir ve vitamin yüklü harika bir yaz sebzesidir.)yaz salatasında çok fazla kullanılmayan yeşillikler ekleyin.Erik gibi lif açısından zengin meyveleri tüketmek, sindirim için de faydalı olacaktır. Karpuz küpleri yapın. Karpuz,amino asitle yüklüdür. Bu iki seçeneği kullanacağınız salatada, evde yapacağınız elma sirkesi kullanın. Bu, diğer sirke çeşitleri gibi, sizi tok tutacak ve fazla yemenizi engelleyecektir. Son olarak, C vitamini yüklü greyfurt suyu da iyi bir seçenektir.
Yapılan son araştırmalara göre; astım ve alerjik hastalıklar, özellikle gelişmiş toplumlarda hızla artış gösteriyor. Öyle ki; steril ortamlarda büyüyenlerin, alerjik hastalıklara yakalanma riski daha yüksekmiş. Bu konuda, siz neler düşünüyorsunuz?
Aslında burada sorduğunuz soru, son yıllarda alerjik hastalıkların artışıyla ilgili ortaya atılan "hijyen hipotezi" görüşü. Buna göre; mikroptan fazlasıyla arındırılmış, aşırı hijyenik ortamlarda büyüyen çocuklarda, alerji ve astım riski artabilmektedir. Çünkü çok temiz ortamlarda büyüyen çocukların bağışıklık sistemi daha tepkili hâle gelerek; gıda alerjileri, gastrointestinal komplikasyonlar ve otoimmün bozuklukları gibi sorunlara neden olur. Çalışmalar, çevresel alerjenlere erken maruz kalmanın, bu alerjilere karşı hassasiyetimizi azalttığını göstermiştir. Yakın zamanda yapılan bir diğer çalışmada ise, bağırsakta bulunan bakterilerin çeşitliliği, çocukları alerjilere karşı koruduğu ortaya çıkmıştır. Bu noktada, mikropların ve hastalıkların yayılmaması için ellerinizi yıkamak doğrudur; ancak evdeki her yüzeyi steril etmeye çalışmak, son derece gereksizdir.
Sorularınız için: drozshow@prekstra.net