Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
Röportaj Emrah SAKA
İlk üç sezonunda Kolombiya'daki uyuşturucu kartellerinin iç dünyasını konu eden 'Narcos', bu kez yönünü Meksika'ya çeviriyor. 16 Kasım'da Netflix'te yayımlanmaya başlayan 'Narcos: Mexico' dizisinin başrol oyuncularından Michael Peña ve Diego Luna'yla büyük ilgi gören yapım üzerine konuştuk.
Esquire: Bu projeye nasıl dahil oldunuz?
Michael Peña: Dizinin yapımcısı Eric Newman benimle konuşmaya geldiğinde 'Narcos' dizisi hakkında da, dizide bahsedilen konu hakkında da bir şey bilmiyordum, çünkü bahsedilen olayların yaşandığı zamanlarda çok küçüktüm. O zamanlar ya sokakta oynuyordum ya da 'Oyuncak Hikâyesi' filmini falan izliyordum. Eric Newman önce bana Guadalajara şehrinde
olanları, benim canlandırdığım Enrique 'Kiki' Camarena'nın nasıl bir insan olduğunu, uyuşturucuya karşı savaşırken çektiği zorlukları, başına gelenleri ve acı sonunu anlattı. Tüm bunları öğrenince çok şaşırdım. Gerçek olaylardan yola çıkması beni diziye bağladı. Hemen dizinin önceki sezonlarını izledim. Dizideki hikâyenin anlatımı ve çekimleri beni çok etkiledi. Daha önce de 'NYPD Blue' ve 'ER' dizilerde rol almıştım, ama hiçbiri bu iş kadar etkilemedi beni.
Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
ESQ: Dizide Enrique 'Kiki' Camarena'yı canlandırmadan önce bu ilgi çekici isim hakkında araştırma yaptınız mı?
M.P: Kiki kimseye konuşmadığı için hakkında pek bir şey bulamadım. Sadece eşi Mika'yla görüşme şansı buldum. Dizide sürekli "Acaba bu durumda Kiki ne yapardı?" diye düşündüm. Kiki, sürekli çalışan, geceleri uyumayan ve işini çok zor şartlarda yapmaya çalışan biriymiş. Bir insan nasıl kendisini bu kadar işine adayabilir diye düşünmeden edemedim. Bana 'Kıyamet' (Apocalypse Now) filminde Martin Sheen'in canlandırdığı karakteri anımsattı. Dizideki her şeyi bana Kiki anlatıyor, beni onun sesi yönlendiriyor gibiydi. Bildiğiniz gibi, ben komedi filmlerinde de oynadım. İnsanlar gülünce ne düşündüklerini anlıyorsunuz, ama 'Narcos'ta öyle olmadı. Çünkü gülünecek bir şey yok.
ESQ: Dizinin gerçek bir olayı konu aldığını biliyoruz. Olanları bilerek oynamak daha mı kolay oldu?
M.P: Meksika'daki kartelle ilgili bildiklerimiz Google ve Wikipedia'yla sınırlıydı. Ancak bunlar buzdağının görünen kısmı. Kiki'nin eşi Mika ve Kiki'yle çalışmış James Kuykendall'le konuştum; bana şoke edici gerçekleri anlattılar. Ayrıca dizinin çok iyi bir araştırmacı yazar kadrosu var. Örneğin orijinal Pablo Escobar serisinde herkes onun öldüğünü bilmekle yetinmişti, ancak bu ekip onun nasıl öldüğünü de biliyor.
Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
ESQ: Kiki'yi canlandırırken kendinizi onun yerine koydunuz mu? Ailesi ve işi arasında yaptığı seçimleri siz de yapabilir miydiniz?
M.P: Oldukça zor şartlara maruz kalmıştı, Kiki. Tüm bunları nasıl yaptığını anlamak çok güç. Sahneler çekilirken çok zorlandım. İçimden "Benim canlandırdıklarımı o gerçekten yaşamış." diye çok geçirdim. Çekimlerden sonra gece yatağıma uzandığımda akıl sınırlarını zorlayacak koşullarda Kiki'nin nasıl bu kadar dirençli olabildiğini düşünüp hayret ettim.
ESQ: Meksika ve ABD arasındaki uyuşturucu sorunu Trump'ın duvar yapmasını haklı kılabilir mi sizce?
M.p: her iki taraf da uyuşturucu ticaretinin ve trafiğinin sona ermesini istiyor. Olaylara sadece bir taraf açısından bakmak ve karşı tarafı yok saymak doğru değil.
Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
ESQ: Kiki'nin eşi Mika ve çocukları, Kiki'nin korkunç sonunu bilerek hayatlarına nasıl devam ediyor; görüşmenizde gözlemleme şansı buldunuz mu?
M.P: Bu derece güçlü kalabilmek çok zor. Özellikle asker ve polis aileleri güçlü kalabilmek ve mücadele edebilmek için büyük çaba sarf ediyor. Eşi Mika, Kiki'nin işini yaptığını ve ailesini korumak için elinden geleni yaptığını biliyor.
Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
ESQ: Siz de dizide Meksikalı uyuşturucu baronu Miguel Ángel Félix Gallardo'yu canlandırıyorsunuz. Bir uyuşturucu baronunu canlandırmak size nasıl hissettirdi?
Diego Luna: Benim için bir meydan okuma gibi oldu. Gallardo, benden oldukça farklı biriydi, bu nedenle de bir aktör olarak beni çok etkiledi. Gallardo'nun o dönemin Meksika'sında, karteldeki büyük rolünü öğrenmek ve ekranda anlatmak ilginçti. Gallardo diğer uyuşturucu baronlarından farklı ve çok akıllı biriymiş; o zaman işlerini bir iş insanı gibi yönetmiş. Otellere ve restoranlara yatırım yapmış. Hatta işi için kendi topraklarını bile terk etmiş. Diğer uyuşturucu baronları gibi yaşadığı bölgelere görkemli binalar, plazalar yapmamış.
Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
ESQ: Gallardo'yu canlandırmadan önce onunla ilgili nasıl bir araştırma yaptınız?
D.L: Onunla ilgili pek çok kitap ve makale yazılmış. Ancak onun hayatından çok, yaptığı ve yönettiği işleri, neler yapabildiğini incelemek daha etkili oldu benim için. Bunu söylemek ne kadar doğru bilmiyorum, ama Gallardo'nun etkileyici ve büyüleyici bir karakter olduğunu düşünmeye başladım. Düşünün; aynı masaya oturması imkânsız ve ilk fırsatta birbirini öldürecek adamların aynı odada olmasını sağlamış ve işlerini sorunsuz devam ettirebilmiş. Bu onun politik bir yeteneği de olduğunu gösteriyor. Bir iş insanı olmak istemiş ve bunu başarmış. Hayatının ilk döneminde valiyle çalışmış, yani politikaya hep yakın olmuş. Bu bağlamda 70'li ve 80'li yılların Meksika'sında onun rolünü kavramak, gücünü çözmemiz konusunda yardımcı olacaktır.
Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
ESQ: 'Narcos: Mexico'da iyi karakterlere mi, kötü karakterlere mi sempati duyuluyor?
D.L: Dizide ne iyi, ne de kötü karakterlere sempati duyuluyor. Hikâyede kötü adamlar da başka bir kötü adam için çalışıyor. Evet, benim oynadığım karakter bir suçlu. Ama bu sadece Meksika'da yaşanmıyor; dünyanın her tarafında takım elbise giyen suçlular var. Bazıları çok yükselebiliyor bile. Kurulan organizasyonda hiç kimse tek başına 'en güçlü' kişi olmamış. Her birinin farklı bir rolü ve ağırlığı varmış. Herkes bir başkası için çalışıyormuş. Organizasyona herkes dahil olmak istiyormuş. Çünkü kazanıyor ve kazandırıyorlarmış. Gallardo'nun kurmak için uğraştığı organizasyon tıkır tıkır işlemiş ve amaçlarına ulaşmışlar. Ancak en küçük bir hatada yapı çökmüş. Yaklaşık 20 yıl önce gelen devlet başkanı uyuşturucuya savaş açınca bu çatlak yapı ortadan kalkmış.
Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
ESQ: Escobar ve Gallardo'yu karşılaştırdığınızda hangisini daha güçlü buluyorsunuz?
D.L: Ben kendi oynadığım karakterden bahsedeyim: Gallardo'nun organizasyonuna müdahale ve devlet baskısı artınca, Gallardo başka bir alanda çalışmaya başlamış. Ülkesinin sınırları dışına çıkarak risk almış. Dizide de göreceksiniz, hepsinin ona ihtiyacı varmış. Escobar ve Gallardo'nun baktıkları yön ve amaçları açısından birbirinden farklı olduğunu düşünüyorum. 'Narcos'ta heyecanının hiç bitmemesinin sebebi bu; öyle olmasaydı her sezon birbirinin taklidi gibi olurdu. O zaman izleyenler de "Bu da Meksikalı Escobar." diye düşünürdü.
Dikkatler Onda ‘Narcos: Mexico’
Bugün Meksika'daki durum en çok ABD'nin işine yarıyor. Çünkü silahların hepsi oradan geliyor. 2015 ya da 2016 yıllarında bir şirket açıklamıştı: Meksika'daki suç mahallelerindeki mermi kovanlarının yüzde 70-80'i ABD'den geliyor. ABD ülkeye giren uyuşturucudan ne kadar rahatsız ise Meksika da silah ve mermi girişinden o kadar rahatsız. Meksika'da şiddetten kaçanlar ABD'de rahat edeceklerini düşünerek sınırdan geçmeye çalışıyor. Ben ülkem Meksika'nın yıllarca yanlış ilerlediğini düşünüyorum. İlerlemek için sadece kuzeye baktık. Güney ve Avrupa'yla hiçbir bağlantımız yoktu. Bunu sağlamalıyız. Daha güçlü olabilmek için ilişkilerimizi kuvvetlendirmeliyiz. ABD'ye çok bağımlıyız; bu da bizi güçsüz hale getiriyor. Günümüzdeki "Benimle misin, yoksa bana karşı mısın?" sorusu ve tavrı, insanları ve toplulukları ikiye bölüyor. Öykülerimizi birbirimize anlatabilirsek birbirimizi daha iyi anlarız.