Daima canlı, daima hareketli: Buenos Aires

Arjantin’in güzel başkenti Buenos Aires, gelenekselle modernin, Latin kültürüyle Avrupalı göçmenlerin birlikteliğiyle yeniden biçimlenen kentlerden biri. Buenos Aires’te lezzetli bifteklerin, tango ateşinin ve futbol coşkusunun izinde, ‘güzel havalar’ın tadını çıkardık. 

Yazı: Türkan Doğan

Yeni Dünya’nın kalbinde
 
Bir Avrupa kentine gitmek için yola çıktığınızda başınıza geleceklerden, daha doğrusu başınıza gelmeyeceklerden az çok eminsinizdir. Pasaportunuzu kaybetmek gibi uç bir örnek yaşamadıysanız sağ salim evinize dönmeden önce güzel yerler görecek, iyi restoranlarda yemek yiyecek ve biraz da üşüyeceksinizdir. En nihayetinde Batı’nın tıkır tıkır işleyen, kuralların biçimlendirdiği rutin kent hayatından “Bizim neyimiz eksik?” diye öykünerek evinize döneceğinizi bilirsiniz.

Oysa yolu biraz uzatıp okyanusu aştığınızda işler biraz değişebilir. Dünyanın öbür ucunda, mesela Güney Amerika’da sizi şık, düzenli ve ‘soğuk’ bir kent karşılamaz. ‘Yeni Dünya’nın sizi şaşırtacağını yaşayarak görürsünüz. İşte bu nedenle bir Güney Amerika tatilinde göreceklerinizi ve yaşayacaklarınızı başka bir yerde görmeyeceğiniz ve yaşamayacağınız kesindir.

Dünyanın en büyük nehir ağzına, Río de la Plata’nın kıyısına kurulan Buenos Aires, biz, soğuk kış aylarında üşürken yazı yaşayan kentlerden. ‘Güzel havalar’ anlamına gelen Buenos Aires, kalabalık nüfusuyla Arjantin içinde bir başka Arjantin gibi. Zira ülke nüfusunun % 40’ı, yani 15 milyonu aşan bir kalabalık bu kentte yaşıyor.

Tangonun, futbolun, lezzetli yemeklerin ve coşkulu Porteños’ların (Buenos Aires’lilerin) kenti Buenos Aires’te, yapılacaklar listeniz oldukça kabarık: Bu kentte tarihi bir tura çıkabilir, kendinizi sokaklardaki ritme bırakabilir ya da tango dolu akşamların tadını çıkarabilirsiniz.

Izgara şehir planı sayesinde geniş meydanları ve şık binalarla örülü güzel sokakları yürüyerek, kolayca keşfetmeniz mümkün. Ya da bisikletle herhangi bir engebeyle karşılaşmadan Güney Amerika’nın bu güzel başkentinin tadını çıkarabilirsiniz. Küçük bir not ekleyelim: Buenos Aires’te herkes bisikletini parçalarını birleştirme yoluyla kendisi yapıyor. Buenos Aires’te kenti gezmeye Plaza de Mayo’dan (Mayıs Meydanı) başlayabilirsiniz. Arjantin siyasi tarihi için de büyük bir öneme sahip olan meydan, aynı zamanda ülkenin kurulduğu yer olarak da biliniyor. 

Tarihi başkanlık sarayından Eva Perón’un (Evita) halka hitap ettiği meydan, cunta döneminde çocuklarını gözaltında kaybeden Plaza de Mayo Anneleri’yle de hafızalara kazınmış.

Buenos Aires, güzel parkları, yeşil meydanları, coşkulu kalabalıkları ve tangonun ahengiyle hareketlenen sokaklarıyla sizi her daim kendine çekecektir. Bu güzel kentte, yolunuzu mutlaka San Telmo’ya düşürmelisiniz.
 
Yazarların, ressamların ve diğer sanatçıların atölyelerinin olduğu salaş San Telmo, galeriler, küçük butikler, bit pazarları, kafeler ve sokak dansçılarıyla çevrili. San Telmo’da yapılabilecek başlıca etkinlik, meydana bakan bir kafede kahvenizi yudumlarken sokakta tango yapan bir çifti doyasıya izlemek olabilir. 

‘Maradona’nın mahallesi’ olarak da bildiğimiz La Boca ise aslında yoksul geçmişine rağmen futbol tarihine kazandırdığı ünlü golcüleri, tango ezgileri ve renkli evleriyle ünlenmiş. Turistik kısımlarını değil de gerçek Buenos Aires’in izini sürenlerin ilgisini çekebilecek semt, size Güney’in coşkulu ve hareketli yüzünü gösterebilir. Tangonun doğduğu semt olarak da bilinen La Boca’nın ruhu, vaktiyle buraya yerleşen İtalyan göçmenlerin geleneklerinin, işsiz kalabalıkların ve Yeni Dünya ritimlerinin birleşmesiyle oluşmuş.  
 

Yeni Dünya’yı gördükten sonra yolculuk ve yola dair yeni hayallere kapılabilirsiniz. Belki de neden bazılarının tek rüyasının Güney Amerika’yı baştan sona katetmek olduğunu yaşayarak görürsünüz. Ve belki de sıradaki rotanız Bolivya, Peru ya da eski sıra dışı cumhurbaşkanı José Mujica sayesinde dikkatleri daha da çeken Uruguay olabilir.  

Kentin havalı yüzü Palermo ve Recoletaise size şık ve havalı bir Buenos Aires görüntüsü sunacak. Palermo Viejo ve Palermo Chico’dan oluşan Palermo, şehrin yoksul görüntüsünün tam tersine ihtişamıyla başınızı döndürecek. Sokaklardaki ritmin, kokuların, tatların ve daha ‘rahat’ bir yaşamın hayalini kuruyorsanız belki de rüyalarınızdaki o güzel kent Buenos Aires’tir. Bunu anlamak için yola çıkabilir,

Arjantin ateşi: Tango

Tangonun başkenti Buenos Aires’te özel bir tango gecesine gidebilir; günübirlik kurslarla bu güzel dansı yerinde öğrenebilirsiniz. 

Ancak çok fazla vaktiniz yoksa kentin tangoyla ilişkisini yakından görmek için yönünüzü Tango Müzesi’ne çevirin ve bu üç katlı müzede tango tarihine adını altın harflerle yazdıran isimlerin plaklarının ritmine kapılın. Yine Plaza Dorrego Meydanı’nda ünlü Arjantin Sokak tangosunu izleyebilir, tangonun mırıltısıyla kendinizi başka bir dünyada hissedebilirsiniz.

Geceler
 
Buenos Aires, geceleri de gündüzleri kadar hareketli olan kentlerden. Ancak kentin gece hayatı alıştığımız gibi akşam değil de, gece yarısı saat 02.00’de başlıyor. Sıcak Arjantinlilerle sohbeti ve dansı koyultabileceğiniz Buenos Aires gecelerinde, yalnız olsanız bile sıkılmayacaksınız. 

NE YEMELİ?  

Arjantin mutfağı demek, lezzetli biftekler ve birbirinden güzel etli yemekler demek. Dünyanın en çok sığır eti üreten ülkesi unvanına sahip olan Arjantin’in yemek kültürü, ülkenin yerlilerinin hayvancılık uğraşıyla şekillenmiş. Ekmeğin çok fazla tüketilmediği bu kültürde, yemekler genellikle pirinç ve patatesle tamamlanıyor. Arjantin mutfağının kahvaltıları kruvasan, tereyağı ve reçelden oluşurken ülkede sütlü ve karamelli tatlılar da çok seviliyor.

YEMEĞİNİZİ BURADA YİYİN!
 
La Brigada: Dünyanın en lezzetli etini pişirdiğini iddia eden La Brigada, ülkenin en ünlü et lokantası. San Telmo’un kalbinde yer alan restoranda özel bir biftek deneyimi yaşayacağınız kesin.

Don Julio: Arjantin’de her köşe başında iyi et yiyebilirsiniz, ancak Don Julio’da et yemeden dönmeyin.

KAHVENİZİ BURADA YUDUMLAYIN!
 
La Biela: Kentin en eski kafelerinden biri olan La Biela, yazarların, şairlerin ve oyuncuların uğrak mekânıymış. Ünlü Arjantinli yazar Borges’in de müdavimi olduğu kafe, kentin entelektüel isimlerine kucak açmış. 150 yıllık bir geçmişe sahip olan mekânda siz de tarihe tanıklık edebilirsiniz.  

Cafe Puerto Rico: Bu kafede, 1920’li yılların Arjantin’ini yaşayabilirsiniz. Zira zaman burada durmuş gibi…

Dünyanın en güzel kütüphanesi 
 
Bir kitapseverseniz Buenos Aires’te mutlaka görmeniz gereken mekânlardan birisi de, dünyanın en güzel 10 kütüphanesinden biri olarak kabul edilen El Ateneo Grand Splendid. 100 yıl önce tiyatro binası olarak inşa edilen yapı, 2000’li yıllarla birlikte kütüphaneye dönüştürülmüş ve ortaya dünyanın en ihtişamlı kitap saraylarından biri çıkmış.

Malba müzesi
 
Palermo’ya geldiğinizde Figueroa Alcorta’daki Malba Müzesi için zaman ayırın, zira bu güzel müze, 20. yüzyıldan günümüze ünlü Latin Amerikalı sanatçıların işlerine ev sahipliği yapıyor. Diego Rivera, Frida Kahlo, Antonio Berni gibi pek çok sanatçının eserlerini görebileceğiniz müze, modern ve avangart dönemlerden 20. yüzyılın sonundaki çağdaş eserlere uzanan geniş bir seçki sunuyor. 
Palermo’ya geldiğinizde Figueroa Alcorta’daki Malba Müzesi için zaman ayırın, zira bu güzel müze, 20. yüzyıldan günümüze ünlü Latin Amerikalı sanatçıların işlerine ev sahipliği yapıyor. Diego Rivera, Frida Kahlo, Antonio Berni gibi pek çok sanatçının eserlerini görebileceğiniz müze, modern ve avangart dönemlerden 20. yüzyılın sonundaki çağdaş eserlere uzanan geniş bir seçki sunuyor.

Ünlülerin mezarlığı
 
Buenos Aires’te yolunuzu kentin güzel semti Recoleta’ya düşürdüğünüzde karşınıza aynı isimli, ünlü bir mezarlık çıkacak: Recoleta. 6 bin 400 mezarın her birinin farklı üsluptaki heykellerle temsil edildiği mezarlık, kentin ünlü zenginlerinin ebedi istirahatgâhı konumunda. Zira buraya gömülmek, Arjantinliler için büyük bir statü simgesi.

Alışveriş
 
Buenos Aires’in ünlü bölgesi San Telmo, bir zamanlar kentin zenginlerinin yaşadığı ünlü yerleşim yeriymiş. Ta ki sarıhumma salgınına kadar… 

Sonra bölge boşalmış ve kentin zenginleri Recoleta bölgesine sığınmış. Ünlü tarihi bölge San Telmo yine de geçmişinin gölgesinde canlılığını koruyor. San Telmo, artık kentin alışveriş merkezi olarak öne çıkıyor. 

Bu nedenle her daim hareketli, canlı ve dinamik. Pasajlar, antikacılar ve hoş butikler, kentteki turistlerin ilgisini çekiyor. Bölgeyi vazgeçilmez kılansa 45 yıldır pazar günü aynı noktada kurulan, ancak sürekli değişen ve büyüyen ünlü pazar.

Yapmadan dönmeyin! 
 
Buenos Aires’e gitmişken Uruguay’ın, eski Uruguay Cumhurbaşkanı José Mujica’yla birlikte adını daha çok duyduğumuz küçük ve tarihi kenti Colonia del Sacramento’yu ziyaret edebilirsiniz. Buenos Aires’ten feribotla bir saatte ulaşabileceğiniz kent, UNESCO koruması altında.

• Çoğu zaman bir nehrin kenarında karşı kıyıyı izlemek ya da güzel bir köprünün şehrin siluetini nasıl etkilediğini düşünmek, içinde bulunduğunuz kenti anlamak için birebirdir. Bu kentteyken Buenos Aires’in siluetini değiştiren ve Plata Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlayan 160m’lik El Puente de la Mujer Köprüsü’nü (Kadın Köprüsü) seyre dalabilirsiniz.

• Buenos Aires, tango kadar futbol da demek. Futbolun günlük hayata nasıl sızdığını sokakları adımlayarakhissedebilirsiniz. Bu nedenle eğer rast gelirseniz; Boca Juniors ve River Plate arasında gerçekleşecekderbiyi izleyebilirsiniz. Ya da Maradona’nın takımı Boca Juniors’ın doğduğu La Boca’ya uzanabilir ve La Bombonera Stadı’ndaki müzede Maradona’nın heykelini ve ayak izini görebilirsiniz.