Lifestyle

Bu Bilgiler İçinizi Rahatlatacak

Bu Bilgiler İçinizi Rahatlatacak

Bazen başınıza öyle bir şey gelir ki, eliniz ayağınıza dolaşır ve ne yapacağınızı bilemezsiniz. Hele bir de yakınlarınızda size yardımcı olabilecek bir dostunuz yoksa; minicik bir problem, kocaman bir kâbus bulutu hâline dönüşebilir. İşte böyle anlarda, hızlı karar vermek gerekir. Bu sayfada, hayatınızın herhangi bir anında karşılaşabileceğiniz problemler ve çözüm yollarıyla tanışacak, bize çok dua edeceksiniz...

01 Nisan 2012

Yazı ZEYNEP ŞEKER

İllüstrasyon ULUÇ ÖZCÜ

Sorun: Bir sokak köpeği size saldırdı.

Ne yapmalısınız?

Öncelikle, yanınıza yaklaşan her köpeğin size saldıracağını düşünmekten vazgeçin. Zira köpekler, dost canlısıdır ve sadece kendilerini sevdirmek için bile, havlayarak yanınıza yaklaşabilir. Bu noktada, köpeğin size saldıracağını düşünerek koşmaya başlarsanız; hata edersiniz. Zira böyle yaparak, onu daha da heyecanlandırır ve hatta kızdırabilirsiniz. Yine de, elbette ki her köpek, bazen dost canlısı olmuyor. Bu nedenle, köpeğin iyi niyetli olup olmadığını anlamanın yolu, kuyruğunu ve ağzını kontrol etmekten geçiyor. Size doğru havlayan bir köpeğin kuyruğu dikse ve dudaklarını yukarı doğru kıvırıp dişlerini gösteriyorsa; bu, ciddiye almanız gereken bir köpekle karşı karşıya olduğunuzu gösterir. İşte bu noktada, oldukça dikkatli davranmalısınız. Köpeğin karşısında bağırıp çağırmanın, zıplamanın veya sert bir cisimle köpeğe vurmanın onu daha da çok sinirlendireceğini unutmamalısınız. Özellikle aranızda en az 300 veya 400 metre mesafe yoksa ve hemen yakınınızda, bakkal, apartman girişi gibi sığınabileceğiniz alanlar mevcut değilse; üzerine çıkabileceğiniz bir duvar da göremiyorsanız, asla koşmamalısınız. Unutmayın ki bir köpek, her zaman bir insandan daha hızlı koşar! Daha da ötesi, korku durumunda salgıladığınız adrenalin ve diğer hormonlar, köpek zihninde saldırgan işaretler yaratır. Siz sakince durduğunuzda, köpek de duruyor ve geri çekiliyorsa; sorun yok demektir. Fakat köpek inadından vazgeçmiyor ve hırlamaya devam ediyorsa; yavaş hareketlerle, üzerinize giydiğiniz ceket, hırka gibi kalın bir giysiyi çıkararak kolunuza sarın. Köpekler genelde, hep aynı bölgeyi ısırma eğilimindedir. Bu nedenle ona, sarılı olan kolunuzu uzatarak giysiyi ısırmasını sağlamalı ve vücudunuzdaki hayati önem taşıyan bölgelerinizin ısırılma riskini azaltmalısınız. Köpek, bu bölgeyi ısırdıktan sonra, muhtemelen sakinleşecektir. Siz de o sırada, çevredekilerden yardım isteyebilirsiniz.

Sorun: Evde tek başınasınız ve birden fenalaştınız.

Ne yapmalısınız?

Eğer yalnız yaşıyorsanız; en yakın ambulansın size ulaşmasını sağlayacak 112 no'lu numarayı, telefonunuza, tek bir tuşla ulaşılabileceğiniz şekilde kaydetmelisiniz. Bu, size birkaç saniye de olsa zaman kazandıracaktır ki bu gibi acil durumlarda, birkaç saniye bazen hayat kurtarır. Ambulansı çağırdıktan sonra da, kapıyı açık tutarak, ambulans görevlilerinin eve girmesini garantiye almalısınız. Ardından; kravat, etek, gömlek düğmesi gibi, giysinizin sizi sıkan bölümlerini gevşeterek daha rahat nefes alabilir, kan dolaşımınızın hızlanmasını sağlayabilirsiniz. Ambulansı beklerken ise, oturarak beklemektense; düz bir zemine uzanarak, yatar pozisyonda beklemelisiniz. Buraya kadar anlattıklarımız, evde tek başınızayken kendinizi çok hasta hissettiğinizde yapabileceğiniz şeylerdi. Bir de, evinizde tek başınızayken yaşayabileceğiniz ufak rahatsızlıklar esnasında alabileceğiniz önlemlere değinmekte fayda var. Gecenin bir yarısı karnınıza bir ağrı girdiğinde, ateşiniz çıktığında ya da migreniniz tuttuğunda, ambulans görevlilerini seferber etmeye gerek olmayabilir; fakat önceden üye olduğunuz Dr. Back-Up ya da Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri gibi hizmetler, yardımınıza koşabilir. Bu gibi hizmetler sayesinde, evde migreniniz tuttuğunda, almanız gereken ilacı ya da aniden midenize saplanan ağrıyla nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenebileceğiniz gibi; ateşiniz yükseldiğinde, doktor temin edilmesini de sağlayabilirsiniz.

Sorun: Aracınızla kaza yaptınız.

Ne yapmalısınız?

Öncelikle, sakin olmaya çalışın ve araçtan inerek, karşı araçta herhangi bir can kaybı ya da yaralanma olup olmadığını kontrol edin. Eğer yaralanma söz konusu ise, hemen 112'yi arayın. Herhangi bir yaralanma söz konusu değil ise, her iki aracın plakalarının görüleceği şekilde, olayın bir fotoğrafını çekmeniz gerekiyor. Kazanın boyutuna göre, olayı gören tanıkların kimlik ve iletişim bilgilerini almalı, sonrasında aleyhinize açılabilecek bir davada bu kişileri tanık olarak kullanabileceğinizi de aklınızın bir köşesine yazmalısınız. Bir sonraki adımınız, sigorta şirketleri ve acentelerden teslim alabileceğiniz ya da www.tramer.org.tr sitesinde bulabileceğiniz kaza rapor tutanağını eksiksiz ve doğru bir şekilde doldurmak olacaktır. Eğer o esnada bu tutanağı temin edemezseniz; tutanağı, etrafta bulunan başka araçlardan ya da bir taksi durağından da temin edebilirsiniz. İki nüshadan oluşan kaza rapor tutanağı formunun size ait olanını aldıktan sonra, formun kontrol edildiği ve kusurlu tarafın belirlendiği Tramer adlı kuruma gitmeli ve kusurlu tarafın belirlenmesini talep etmelisiniz. Eğer kusurlu taraf sizseniz; kendinizi haklı çıkarmaya çalışmanız, işlerin sadece daha fazla uzamasına neden olacaktır. O nedenle, hatanızı kabul etmeli ve karşı tarafın hasarı için bir an önce ödeme işlemlerine başlamalısınız. Eğer kusurlu taraf, karşı aracın şoförü olarak belirlenirse, o hâlde telaş yapmanıza gerek yok; hasarınız, karşı tarafın sigortası tarafından ödenecektir.

Sorun: Evinizde çok yoğun bir gaz kokusu fark ettiniz.

Ne yapmalısınız?

Böyle bir durumla karşılaştığınızda, yapmanız gereken ilk şey; ocağınızın gazının açık olup olmadığını kontrol etmek ve gaz vanasını kapatmaktır. Ardından, gaz kokusunun hızlıca kaybolması için, kapı ve pencereleri açarak, ortamı havalandırmalısınız. Bu esnada, gaza maruz kalmamak adına, evdeki kirli havayı solumamalısınız. Ateş kullanmaktan uzak durmanız gerektiğini, söylememize bile gerek yok; fakat bunların yanında, elektrikli ekipmanları açmanız, kapatmanız ya da fişten çekmeniz de tehlikeli olacaktır. Kıvılcım tehlikesi nedeniyle, telefonunuzu kullanmamalısınız. Komşunuzun telefonundan, 187 Doğalgaz Acil Hattı'nı arayarak, görevlilerin gelmesini sağlamalı ve arızayı kendiniz gidermeye çalışmamalısınız. Görevlilerin verdiği bilgi doğrultusunda gaz kaçağının nereden kaynaklandığını öğrenip, bu konuda gerekenleri yapmanız; sorunun çözümünü sağlayacaktır.

Sorun: İşten atıldınız, ancak tazminatınızı alamadınız.

Ne yapmalısınız?

Bu noktada, işten atılma nedeninize bakmak gerekiyor. İş ahlakına ya da sözleşmenize açıkça ters düşen bir davranışta bulunduysanız; yani sözleşmeniz işveren tarafından haklı nedenlerle fesih edildiyse, yapacak bir şey yok. Fakat bir açıklama yapılmadan ve haksız yere işten çıkarıldıysanız, kendinizi savunabilirsiniz. İlk olarak kesinlikle hakkınızdan vazgeçmemeniz ve dava açarak tazminatınızın peşinden koşmanız gerekiyor. Konuyla ilgili olarak danıştığımız Avukat Ezgi Vural'a göre, bu durumda olan bir çalışanın başvurabileceği iki yol var. İlki, çıkarıldığınız iş yerine yeniden alınmanızı sağlayan işe iade davası. Ancak bu davayı açabilmeniz için, bazı şartlar aranıyor. Örneğin, çalıştığınız şirketin, iş güvenliği kapsamında olması ve bünyesinde en az 30 işçi çalıştırıyor olması gerekiyor. Ayrıca bu işyerinde, en az altı ay çalışmanız bekleniyor. Davayı kazanırsanız, şirket sizi geri almak zorunda kalıyor. Mahkemenin kararına rağmen şirket işinize geri dönmenize izin vermiyorsa, dört aydan sekiz aya kadarki toplam maaş tutarında tazminata hak kazanıyorsunuz. Ayrıca, dava süresince alamadığınız diğer haklarınızı ( Yol, yemek gibi.) da alabiliyorsunuz. Bunun dışında, ikinci bir yol olarak, kıdem tazminatı davası açabiliyorsunuz. Bu dava sonucunda da, hakkınız olan tazminatı kolayca alabiliyorsunuz. İşten çıkarılacağınız, kurallar tarafından belirlenen sürede size söylenmediyse; ayrıca, ihbar tazminatınızı da talep edebilirsiniz. Ancak siz, her ne kadar haksız yere işten çıkarıldığınızı düşünseniz de, bazen kanunlar, tam tersi yönde karar verebiliyor. Bu nedenle, harekete geçmeden önce, güvendiğiniz bir avukata danışmalı; gerektiğinde de, avukata vekâletname vererek, işi profesyonel ellere bırakmalısınız.

Daha Fazlası

Güven inşa etmek, en kalıcı başarı!

Tohum Otizm Vakfı, Otizmli Çocuklar İçin İyiliği Festivale Dönüştürüyor…

Peugeot E-5008 “Art On Cars” İle Sanatın ve Teknolojinin Buluşma Noktasında

Komünite Odaklı Gastronominin Yükselişi: Gusina’nın Hikayesi