Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
05 Haziran 2024
1 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Yazı Johnny Davis
Çeviri Mehmet Çelik
Mayıs ayının ilk günlerinde saat tasarımcısı Sylvain Berneron ile bir röportaj planlamıştım. Önceden ayarladığımız saatte Berneron'un adı ve sesi dizüstü bilgisayarımın ekranında belirdi ancak görüntü yoktu. Teknik aksaklık için özür diledi. Birbirimizi görmeden devam etmeye karar verdik. Açıkçası bu beni biraz rahatlattı. Çünkü Sylvain Berneron, şık, çekici, Fransız ve her fotoğrafını gördüğünüzde gözyaşlarına boğulmak isteyeceğiniz kadar yakışıklı [eşi ve ortağı Marie-Alix de güzelliğiyle uluslararası bir model olabilir] yani bu adam her anlamda çekici!
Berneron'un şirketi 2023'ün sonuna doğru piyasaya yeni bir saat çıkardı. Gelen tepkiler mest ediciydi. Kimse Patek Philippe Calatrava ile Cartier Crash'in karışımı gibi görünen, Londra'daki bir apartman dairesiyle aynı fiyata satılan ve 18 ayar sarı altın veya 18 ayar beyaz altın olduğu sürece istediğiniz malzemeden üretilebilen asimetrik bir elbise saatine ne kadar çok ihtiyacı olduğunun farkında bile değildi, bu durum bir gecede değişti.
Berneron'un ilk saati olan ve Haziren 2024'te ilk müşterilerin kavuşacağı Mirage modeliydi.
Mirage, sadece Dalí-vari bir tasarıma sahip değil. Saatin mekanizması da Louvre Müzesi'nde sergilenecek kadar güzel. Mirage'ın en çarpıcı özelliklerinden biri som altın oluşu. Öyle ki saatin pimleri bile altın.
Berneron'un gelişi, "bağımsız saatçiliğin yükselişi" olarak adlandırılan, küçük ölçekli, pahada yüksek ve tasarım odaklı şirketlerin üst düzey İsviçreli dev lüks markalara karşı övünme hakkı kazandırdığı bir döneme denk geliyor.
Sylvain Berneron'u benzersiz yapan şey ise Breitling'de ürün müdürü olarak günlük işini yönetirken bir yandan kendi markasını kurmuş olması.
Breitling son derece popüler ve başarılı bir marka ancak başta pilot saatleri olmak üzere maceralı bir yaşam tarzını sevenlere yönelik spor saatleriyle tanınıyor. Henüz Breitling koleksiyonlarında som altın bir elbise saati yok.
Sylvain'in Breitling'de geçirdiği dönem, daha önce IWC Schaffhausen'de çalışmış olan becerikli CEO Georges Kern'in gelişiyle aynı zamana denk geldi. Birlikte zaten başarılı olan bir şirketi çok başarılı bir şirkete dönüştürdüler: 2023 yılının Morgan Stanley raporuna göre Breitling ilk kez lüks İsviçre saat markaları arasında ilk 10'a girerek Rolex, Cartier, Omega ve Audemars Piguet'nin arasına katıldı.
Berneron, kişisel projesine devam etmesine izin verdiği için eski patronundan övgüyle söz ediyor ki bu kesinlikle alışılmadık bir durum.
2 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Berneron; "Açık fikirli bir yönetici olduğu için Georges'u alkışlamalıyım. Kendi markam için üretim yapmama izin verdi. Mirage'ın Breitling saatleriyle hiçbir ortak yanı yok. İşim gereği modern spor saatler için tüm iyi fikirleri zaten Breitling'e veriyordum" diyor.
Ama Sylvain şimdi bağımsız olmaya karar verdi. Saatlerinin aldığı övgülere bakılırsa doğru kararı vermiş gibi görünüyor.
Ancak tutku tek başına karın doyurmaz ve göreceğimiz gibi bu hamle büyük bir risk anlamına geliyordu. (Not: Yanıtlardaki köşeli parantezler bana ait. JD)
Öncelikle Berneron'un piyasaya çıkışı için tebrikler.
Dürüst olmak gerekirse şaşırtıcı bir olay bu. 15 yıllık birikimimi yani neredeyse sahip olduğum tüm parayı bu uğurda harcadım. Babamın tavsiyelerine karşı çıktım. Onun yerine 35 yaşında kiralık bir dairede oturup garip saatler yapıyorum. Ama bu şekilde çok daha mutluyum ve bu kadar olumlu yorumlar geleceğini asla tahmin etmiyordum.
Babanızın tavsiyesi neydi?
"Her ay maaşının üçte birini bir kenara ayır böylece bir ev almaya yetecek kadar para biriktirebilirsin" demişti. Ben de buna uydum ama para biriktirmek öyle söylendiği kadar kolay olmadı. Birkaç yıl önce daha iyi bir işe girdim ve Breitling'in ürün müdürü oldum. İyi bir maaşım vardı bu yüzden kendimi şımartmak ve parayı harcamak fikri cazip geldi. Ama yapmadım. Yaşam tarzımı hiç değiştirmediğim için para biriktirebildim. Mirage gibi sıfırdan oluşturulan bir projenin bütçesi çok çok acımasızdır. Elimdeki bütün birikimim 1.1 milyon CHF ile yatırım yapmayı tercih ettim. Neredeyse üç yıldır haftanın yedi günü çalışıyorum, buna rağmen Mirage henüz tek bir İsviçre frangı bile kâr etmedi.
Bu konuda ailenin geri kalanı ne düşünüyor?
Annem artık aramızda değil. Kendisi bir ressamdı. Bana sanat sevgisi aşılayan daha önemlisi etrafındaki fikir birliği ne olursa olsun kendi fikrini geliştirme cesareti veren annemdir. Babam daha akılcı, ayakları daha yere basan biri, bu yüzden kararımdan hiç mutlu olmadı. Eşim mimar. Burada, Neuchâtel'de [İsviçre] bir mimarlık bürosunda tam zamanlı çalışıyor. Hafta sonları ise bana yardım ediyor. Tabii ki ondan izin aldım çünkü birikimimi nasıl harcadığımı bilmeye hakkı var. Ama o da ortada büyük bir risk olduğunun farkındaydı.
3 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Mirage neden riskli bir saat?
Zaten yeni bir saat markası oluşturmak her start-up projesi gibi riskli bir girişimdir. Üstelik benim gibi yeni bir saat yaptığınızda ve özellikle yeni bir mekanizma oluşturduğunuzda, mekanizmanın geliştirilmesi ve üretimi tüm yatırımın yaklaşık yüzde 70-75'ini temsil eder. Dolayısıyla, yeni mekanizma bana yaklaşık 700.000 CHF'ye mal oldu. İş açısından bakıldığında istenen şey yatırımı korumaktır. Bu yüzden markalar genellikle yuvarlak mekanizmalar yapar. Böylece, bir tasarımınız başarısız olursa aynı mekanizmayı farklı bir kasada yeniden kullanabilirsiniz. Oysa benim tasarımımda kasa ve mekanizma iç içe geçmiş durumda. Saatin şekli mekanizmanın asimetrik olmasından kaynaklanıyor. Yani [saati satamazsam] bu mekanizmaları başka türlü kullanamam. Bunun da ötesinde, sanatçılara özgü bir şımarıklık yaparak saatleri bütünüyle altın olacak şekilde ürettim.
Tasarımcı olarak konuşmak gerekirse bu durum çok heyecan verici. Ancak projemi gerçeğe dönüştürmek istediğimde başlangıçta hayal bile etmediğim engellerle karşılaştım. Bunlardan biri de tedarikçileri üretime ikna etmem gerekmesiydi. Bana "Bize göre bu yaptığın profesyonel bir intihar sayılır. Eve git ve tekrar düşün. Bunu senin için yapmak istemiyoruz" dediler. Yeterli paranız, iyi bir fikriniz ve bunu yapmak için zamanınız olduğunda, artık ilerlemeye hazır olacağınızı düşünürsünüz, değil mi? Öyle bir dünya yok. Bu yüzden çok zorlamam gerekti. Tedarikçiler risk almak istemedikleri için ödemenin tamamını yapmayı kabul ettim. Üstüne bir de 18 ay bekledim. Yani finansal risk muazzamdı. Breitling'de sonsuz kaynağım vardı. Ancak bu tür projeler büyük markalarda yapılamaz. Çünkü rakamları bir Excel sayfasında bir araya getirdiğinizde hiçbir şey mantıklı durmuyor. Mesele şu ki alınan risk sağlayacağı faydaya göre çok orantısız.
4 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
İş hayatına BMW'de endüstriyel tasarımcı olarak başladınız değil mi?
Evet. O zamanlar öğrenciler için bir tasarım yarışması vardı. Büyük ödül BMW'de altı aylık bir stajdı. Böylece 19 yaşındayken sırt çantamı hazırladım. Beni okuldan alıyorlardı sonra tüm gün BMW'de çırak olarak çalışıyordum. Akşamları da LMU München'e [prestijli bir üniversite] geri dönüyordum.
Nasıl bir deneyimdi?
Çalıştığım en büyük kurumdu. Sadece BMW Group Araştırma ve İnovasyon Merkezi'nde 11.000 çalışan vardı , şehrin içinde adeta mikro bir şehir gibiydik. Endüstriyel tasarımın güçlü temellerini, etik kuralları, bir ürünün ve metodolojinin nasıl geliştirileceğini orada öğrendim.
Otomobil tasarımı ile saat tasarımı arasında bir benzerlik var mı?
Hem de çok fazla. Saatçilik endüstrisinde, otomobil endüstrisinden gelen pek çok kişi çalışıyor. Bulgari'den Fabrizio Buonamassa gibi [Bulgari'nin Octo Finissimo'sundan sorumlu ünlü tasarımcı, daha önce Alfa Romeo'da çalışmıştı]. Hem otomobil hem de saat çok teknik nesnelerdir. Bir otomobilde milimetrelik detaylarla iş yaparsınız. Saatte ise milimetrenin onda birine ve daha ötesine kadar gidersiniz. Gözünüzü bu duruma alıştırmak zaman alır. Ancak otomobil endüstrisi yaratıcılık açısından çok kısıtlayıcı bence. Ferrari Testarossa veya Lamborghini Miura yapabileceğiniz günler mazide kaldı, çünkü güvenlik özellikleri ve koymanız gereken zorunlu teknolojiler var. Ayrıca, otomobiller uzun vadede bugün olduğu gibi kişisel araçlar olmayacak. Saat endüstrisine gelince olabilecek en kötü şeyin saatin çalışmayı durdurması olduğu mikro bir yaratıcılık dünyasıdır. Ayrıca yaşam tarzı üzerinde marjinal bir etkiye sahipler. Bu iki şey benim kişisel değerlerime daha uygun.
5 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Saat merakı nasıl başladı, hep ilgili miydin?
Babam ve amcalarım geleneksel saatçilerdi. Etrafım Rolex Submariner ve benzerlerini takan insanlarla çevriliydi. Olağan şüpheliler olarak onları gösterebilirim. Ancak o dönemlerde [saatler] bugün olduğu gibi büyük bir olay olmaktan çok uzaktı. Hatta bir gün babam Submariner ile bahçeye çıkmıştı sonra bileğini rahatsız ettiği için saati çıkartıp çimlere fırlatmıştı. O zaman saatler bugünkü fiyatlarının yüzde 25'ine satılıyordu. Babam saatini 2.500 CHF'ye almıştı. Çocukken hobi olarak daha çok motosiklet yarışlarıyla ilgileniyordum. Saatlerle ilgilenmek yerine motosiklet sürmenin hızı ve heyecanı beni daha çok cezbediyordu.
Biraz da Breitling'deki işinizden söz eder misiniz?
Küçük bir ekiple işe başladım çünkü yeni yönetim göreve geldiğinde Breitling'in kurumsal bir ürün geliştirme ekibi yoktu [Georges Kern, IWC Schaffhausen CEO'su olarak 15 yıllık başarılı bir görev süresinin ardından 2017'de Breitling'e katıldı. Onun liderliğinde Breitling son iki yılda cirosunu iki katına çıkararak katlanarak büyüdü]. O zamanlar sürekli tedarikçilerle çalışıyorlardı. Yani Breitling kendi kasasını bile yapmıyordu. Kendi ürünlerini tasarlamıyordu. Bunların hepsi eski günlerdeki gibi dışarıda yapılıyordu. Biz de ürün geliştirmeye başladık. Dört kişiyle başladık ama beş yıl sonra [2024 başlarında] ayrıldığımda neredeyse 60 kişi olmuştuk. Orada geçirdiğim zamandan büyük keyif aldım. Çok şey öğrendim. Yönetim, büyük ölçekli üretim, ciroyu artırmanın getirdiği mali düzen hakkında çok şey öğrendim. Yıllık 400 milyon dolarlık bir ciroyla başladık, şimdiyse bir milyara yaklaştı. Benim için muazzam bir yolculuktu.
Başarının en önemli kısmı koleksiyonu yenilemekten kaynaklanıyor galiba.
Son derece yoğun geçen beş yıl boyunca tüm portföyü baştan sona yeniden inşa ettim. Ben ve ekibim beş yıl içinde yedi yeni kalibre [mekanizma] dahil olmak üzere 12 koleksiyon geliştirdik. Başlangıçta oldukça kolaydı. Başladığımızda 600 referanstan [yani farklı modellerden] oluşan bir ürün portföyümüz vardı. Açıkçası bence hepsi aynıydı.
Berneron saatleri Breitling saatlerinden çok farklı, kesinlikle başka türlü bir müşteri için üretilmiş diyebiliriz. Ama Breitling için çalıştığınızda, köklü bir marka için çalışıyorsunuz demektir. İşiniz sadece markanın DNA'sını takip etmek miydi?
Çalıştığım süre boyunca hiçbir zaman kendi zevkimi işe yansıtmaya çalışmadım. Dediğiniz gibi, bir tasarımcı markaya hizmet etmek için oradadır. Yabancı dilini markaya göre uyarlayabilmeli. Breitling'de yaptığım işi BMW'de yapmıyordum. Eğer bir aşçıysanız ve büyük bir restoranda işe alındıysanız, kendinize göre değil o restoranın tarzına göre yemek yapmalısınız.
Aynı anda hem Brietling'de büyük işleri yürütmek hem de Berneron üzerinde çalışmayı nasıl başardınız?
Geçtiğimiz üç yıl içinde Breitling için ayırdığım zamanı önce yüzde 80'e, sonra da yüzde 50'ye düşürmek zorunda kaldım. İki ay öncesinden itibaren artık zamanımın yüzde 100'ünü Berneron'a ayırıyorum. Şimdi her yıl bir lansman olmak üzere 12 yıllık bir iş planım var. Eğer işimi doğru yaparsam, 2035'te dört koleksiyonumuz, 16 referansımız [farklı saat modelleri] ve yılda yaklaşık 350 adet üretimimiz olacak. Her zaman çok küçük partiler halinde olacağız. Ayrıca geliştirmemiz gereken sekiz mekanizma daha var. Şu anda önümüzdeki ay teslim edeceğimiz ilk parçaların montajı üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyorum. Ayrıca Ekim ayında tanıtacağımız ikinci lansman için hazırlanıyorum.
6 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Breitling'de en çok gurur duyduğunuz iş nedir?
İş geliştirme açısından, Chronomat koleksiyonunun [1941'de piyasaya sürülen kronograf saati 2020'de yenilendi] geri dönüşü son derece başarılı oldu. Eski modelden yılda 2.000 adet satıyorduk [yani neredeyse hiç]. Üzerinde 15 yıldır çalışılmadığı için çok tozlu bir koleksiyondu. Yine de beklentiler yüksekti çünkü 1980'lerde ve 1990'larda Chronomat ticari bir başarı elde etmişti ve o dönemler çok satıyordu. Üretim bölümünde bana film yıldızlarının Chronomat taktığı altın çağdan bahseden insanlar vardı. Ancak bu popülerlik zaman içinde kaybolmuştu. Dolayısıyla koleksiyonu yeniden inşa etmek büyük bir meydan okumaydı. Chronomat şimdi Breitling'in en güçlü üçüncü koleksiyonu. Dolayısıyla şirketin üretimini artırmak için yaptığımız en etkili çalışma muhtemelen buydu. İkinci başarı ise Navitimer koleksiyonunun [klasik pilot saati] evrimiydi. Burada daha çok ürünün yıllar geçmesine rağmen güncel kalmasını sağlamak söz konusuydu. Chronomat sendromunun tekrar yaşanmasını önlemek için çalıştık.
Georges Kern neden kendi projenizi sürdürmenize izin verdi?
Richemont'ta [Panerai, Piaget ve IWC gibi büyük markaların bulunduğu bir saat grubu] beş yıl boyunca Kern için çalıştım. Sonra Breitling'de. Yani, aramızdaki tüm zorlu işleri [zaten] halletmiştik. Bir gün kendi işimi yapıp yapamayacağımı sordum çünkü tasarımcı olarak daha fazlasını arzuluyordum. Yapmak istediğim şey müşterilerin Breitling'den beklediği şey değildi. Bu yüzden Georges talebimi duyduğunda pek memnun olmadı. Müzakere ve ikna süreci bir yılımı aldı.
Kern, zorlu bir yönetici olarak biliniyor.
Georges size kendiliğinden hiçbir şey vermez. Ondan almanız gerekir. Yine de onunla çalışmaktan büyük keyif aldım. Breitling'e gitmek için Richemont'tan ayrıldığımda, insanlar "Georges'la beş yıl çalışmak yeterince zor değil miydi?" diye sordular. [Çoğunluk yaptığım seçimin nedenlerini anlamıyordu. Georges işi yürütme tarzının yoğunluk seviyesi nedeniyle son derece talepkâr ve sabırsız bir yöneticidir. Ancak şirketteki ağır taşları yerinden oynatacak cesarete sahip ve bana her zaman işimi hakkıyla yapabilmem için gereken kaynakları sağladı. Böyle zorlu insanlarla çalışmayı tercih ederim çünkü bu bir iş, arkadaşlık değil. Günlük işi bir zevk haline getiren çok yumuşak ve arkadaş canlısı bir CEO ile çalışmak yerine Georges gibi birini tercih ederim. Riskli kararların alınmadığı yerlerde, cesaret eksikliği vardır ve işler aksar. Georges muhtemelen [saat sektöründeki] en cesur yönetici. Onu, 50 kişinin bir ağızdan işi yapmamasını söylediği toplantılarda gördüm ama o yine de yapmaya devam etti. Özellikle de Covid döneminde. Diğer tüm müşterileri geri çekildiğinde fabrikalarını bizim için açık tutan tedarikçilerimiz vardı.
7 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Hatırlıyorum. Halk sağlığı organizasyonu NHS için özel bir saat bile çıkarmıştınız. O dönem diğer markalar sessizliğe bürünmüştü.
Evet, aynen öyle.
Büyük bir markada ürün geliştirme nasıl yürütülüyor? Müşteri talebini mi takip ediyorsunuz yoksa trendleri mi? Yeni bir kategoriye girmeye nasıl karar veriliyor?
Bu çalıştığınız markaya göre değişir. Richemont çok daha analitiktir. Dolayısıyla, yeni bir ürün tasarımı için verilen bilgi önceki ticari başarıya dayanır. Bu da marka oluşturmanın çok güvenli bir yoludur. Ama aynı zamanda, bence partiye her zaman geç gelmenin nedeni de budur. Tarihin tekerrür ettiğine inanmıyorum. Olanlardan yola çıkarak gelecekte ne olacağını söylemek zor. Tasarımcılar daha keskin ve yaratıcı olabilmek için trendlerin nabzını tutmalı ve pazarın nereye gideceğini tahmin etmeye çalışmalı. Örneğin, Mirage'a üç yıl önce başladım ve o zamanlar 38 mm'lik som altın bir saat yapmak bir saçmalıktı. Bu yüzden tedarikçiler bana defolup gitmemi söylediler. Hatta "Sen delisin! Bu saati asla satamayacaksın. Zamanımı boşa harcama. Paranı çöpe atma. Başaramazsın" bile dediler.
Şu anda piyasa sıra dışı ve gösterişli elbise saatleri için çıldırıyor. Bu da vizyon sahibi olduğunuzu gösteriyor.
Bilemiyorum. [Berneron'da yılda 24 saat üretiyoruz. Ve Cenevre Saat Günleri'nin ardından sonraki iki hafta boyunca günde 50 e-posta alıyordum. Şimdi yavaşladı ama yine de günde yaklaşık 15-20 e-posta alıyorum. Bütün e-postaları da yanıtlıyorum. Üstelik bana "Neden bu kadar az ürettiğinizi anlamıyorum" diye serzenişte bulunan pek çok koleksiyoner var.
Aslında [daha fazla saat üretmeyerek] milyonları masada bıraktık. Ancak [Mirage'ın] nasıl ana akım bir ürün olması gerektiğini anlamıyorum. Özellikle henüz genç bir bağımsız saat üreticisi için kaliteli koleksiyonerliği teşvik etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Çok açgözlü olmamak ve makul miktarda üretmek -nadir kalabilecek kadar az üretim yapmak ve iş için finansal ölçütlere sahip olabileceğimiz kadar değerli kılmak- muhtemelen doğru dengedir. Bu arada çılgın teklifler de aldım. Dünyanın en büyük üç perakendecisinden biri tek seferde beş yıllık üretimi satın almayı teklif etti.
8 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Doğrusu baştan çıkartıcı bir teklif.
Sıradan bir iş insanı hemen evet derdi. Ama tek bir perakendecinin bütün şirketi yıllarca esir alması fikri beni korkuttu. Çünkü o adam ertesi gün uyanıp "Şimdi de kare kasada pembe bir kadran istiyorum" derse, ona nasıl hayır olmaz derim?
Peki Mirage ne zamandır aklınızda?
Ona Mirage [serap, illüzyon] diyorum çünkü böyle bir işe başlarken aslında yapılmaması gereken bir proje. Richemont grubu ve Breitling için pek çok mekanizma geliştirdim ve her zaman denklemin bir parçasını feda etmek zorunda kaldım. Yani, bileğinizde alçakta duran ve size makul boyutlar sunan güzel bir saat istiyorsanız, mekanizmanın kalınlığından ödün vermeniz gerekir. Bu da zayıf bir kronometriye sahip, güç rezervinizin yeterli olmadığı [yani saatin çok fazla kurmaya ihtiyaç duyacağı] anlamına gelir. Öte yandan, Breitling'de olduğu gibi, güçlü, istikrarlı, güvenilir mekanizmalara sahip olmak istiyorsanız, çoğu zaman daha kalın bir kasa gerekir ve bu da size yüksek standartları elde etmek için kalibrelerde ihtiyacınız olan hacmi sağlar. Böylece [Mirage'ı tasarlamaya] boş bir kağıt parçasından başladım. Ve kendimi sınırlamadan aklıma gelen ne varsa listeye ekledim. Üç günlük büyük bir güç rezervi olsun istedim. Büyük bir denge çarkı istedim, böylece güvenilir bir kronometreye sahip olabilecektim. Doğrudan bir küçük saniye [saniye ibresi ile birlikte alt kadran] istedim. Ve mekaniğin kendi yerini bulmasına [izin verdim]. Bu da oldukça yer kaplıyordu. Yuvarlak bir kasada, [bu] saatin çapı 44 mm olurdu. Ancak çemberden çıkıp çarkları ve pinyonları ana plakaya oturdukları şekilde dolaştırırsanız, çok daha küçük ve kompakt bir mekanizmaya sahip olabilirsiniz. Parça ekledikçe kasa büyük ölçüde asimetrik hale geldi. Ancak Mirage, örneğin bir [Jaeger-LeCoultre] Reverso veya bir Cartier Crash'i ele alırsanız, diğer tüm şekilli saatlerden farklıdır. Onlar da şekilli saatlerdir evet ancak tasarımcı dışarıda kafasına göre bir kasa çizmiş ve zavallı saatçi de içeride kalan boşlukla didişerek küçük mekanizmayı dar bir alana sığdırmak zorunda kalmıştır. Bu yüzden [bu tarz saatlerin] çoğuna genellikle 'moda saatleri' denir. Bu saatler geleneksel saatçilikte bulabileceğiniz saatçilik özünden yoksundurlar. Bildiğim kadarıyla Mirage ile ilk kez bir 'şekilli saat' içeriden dışarıya doğru tasarlandı. Bu da bana göre tasarımın ana ethos'udur. Biçim işlevi takip eder.
9 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Ve her şey som altın, değil mi?
Evet, mekanizma, ibreler, kasa ve hatta saatin pimleri [kayış-kasa bağlantısını sağlayan yaylı çubuklar] dahil hemen her şey 18 ayar altın.
İyi ama kimse saat pimlerini görmüyor ki?
Elbette öyle! Patek Philippe ve Audemars Piguet için pim yapan Le Cercle des Horlogers'dekiler [üst düzey bir üretici] bana "Meslek hayatımız boyunca hiç altın saat pimi yapmadık" dediler. Hatta biri "Paranızı sokağa atmayın" diye beni uyardı. Ben de ona, "Bunu bir adak olarak gör" dedim ve sonra "Ben sadece en iyisini yapmaya çalışıyorum. En iyisi de örneğin beyaz altın bir kasa için beyaz altın saat pimleri yapmaktır. Onlar da "Öyle olsun ama bu isteğin sana bir servete mal olacak ve çok uzun bir zaman beklemen gerekecek' dediler. Böylece, sipariş verdiğim saat pimlerini almak için 11 ay bekledim. O ince ve küçük pimler saat başına neredeyse 400 CHF'ye mal oldu. Breitling'de bu bütçe ile baştan sona bir saati geliştirebilirdim.
Kendinizi genel olarak risk alan biri olarak tanımlar mısınız?
Yirmi yıldır motosiklet yarışlarına katılıyorum ve bu bana sadakati ve tabiri caizse fırtınada dans etmeyi öğretti. Hesaplanmış risk almaya çalışıyorum. Yani etki alanım dahilinde alabileceğim maksimum riski. Bu da tüm paramı riske attığım anlamına geliyor. Ama asla bankadan, yatırımcılardan ya da eşimden para almazdım.
Mirage'ın işe yarayacağını ne zaman anladınız?
Projenin en karanlık kısmı, mekanizmaların yapımı için onay verdiğim ve tek seferde 750.000 CHF harcadığım zamandı. İki yıl önceydi ve bir hafta boyunca uyuyamadım. Neredeyse kadınların yaşadığı doğum sonrası depresyonu gibi hissettim. Çünkü o sırada hiç müşterim yoktu. Tek bir saat bile satmayarak tüm varlığımı kaybedebilirdim ama zevk sahibi koleksiyonerler beni buldu. Çok şanslıyım ki özellikle ilk yıl parçaları için çok saygın koleksiyoncularımız var. Saatçi/ koleksiyoncu] Laurent Piciotto, [vintage saat koleksiyoncusu] Roni Madhvani, [koleksiyoncu/tarihçi] Auro Montanari, [mücevher uzmanı, eski Hermès tasarımcısı] Nadine Ghosen ve [koleksiyoncu/tarihçi] Jeff Stein gibi insanlar... Bu kişiler ciddi koleksiyoncular. Bu yüzden çok etkilendim. Ayrıca kadrana kendi adımı yazmam için beni zorladılar.
10 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
İsmini yazmaya hevesli değil miydin?
Hayır, ilk tercihim değildi. Çünkü bir tasarımcı olarak kendinizi süslü bir ismin arkasına saklamak çok daha kolaydır. Anne babanızda pazar öğle yemeği yerken 'Ben bir tasarımcıyım, Porsche için çalışıyorum' ya da 'BMW için çalışıyorum' dediğinizde kulağa hoş geliyor. Cenevre'de çok az tanıdığım bir adam da öyle düşünüyordu. Beau-Rivage'da [Watches & Wonders fuarı sırasında bağımsız markalara ev sahipliği yapan bir otel] karşılaşmıştık. "Breitling'de ürün müdürüydün değil mi?" diye sordu. Ben de 'Evet, evet' dedim. "Ve kendi saatlerini yapmak için ayrıldın öyle değil mi? "Evet" dedim. O da şöyle dedi: "Neden?" [Gülüyor.]
Cevabınız ne oldu?
Dışarıdan baktığımda meseleyi anlıyorum aslında. Havalı işimi bırakmam aptalca geliyor. Çünkü oteldeki o adam "Dostum, sen güvenli bir yerdeydin. İnsanların yüzde doksan dokuzu o işte kalırdı" diye düşünüyordu ama gerçek şu ki iş bana göre değildi. Evet çok iyi maaş alıyordum ve el üstünde tutuluyordum fakat içimde annemden miras kalan bir ateş yanıyordu. Artık bu bir lütuf mu yoksa bir lanet mi bilmiyorum, ne olursa olsun bu işi yapmak zorundaydım. Gece gündüz aklımdan çıkmıyordu. 18 ay boyunca Breitling'den aldığım maaşın kat kat fazlasını [Berneron'u hayata geçirmek için] harcadım. Bu çok korkutucuydu. Her ay 10 kazanıp 30 harcarsanız çok uzun süre dayanamayacağınızı anlamak için doktor olmaya gerek yok. Ama 18 ay boyunca planıma bağlı kalmak zorundaydım. Motosiklet yarışlarına katılmak bana yaptığım işe kendimi bütünüyle adaman gerektiğini öğretti. Bir kez gazı kökledin mi yarıştan başka bir şey düşünemezsin. Olabilecek en kötü şey işin ortasında durmaktır. Kendinizi bir şeye adadığınızda sonuna kadar gitmeniz gerekir. Georges'un da böyle yaptığını gördüm.
Şu ana kadar kaç saat sattınız?
Altı yıllık sipariş kotası neredeyse doldu. Birkaç hafta içinde sipariş defterini kapatacağız. Bu da yılda 24 adetten toplamda 144 adet saat demektir.
Bu üretim hızı, örneğin Rolex ile karşılaştırıldığında nasıldır?
Rolex günde 3.000 saat üretiyor. Bu da haftada yaklaşık 20.000 saatten yılda bir milyon saat yapar. Yani Mirage'ın tüm serisini, 240 saati on yılda tamamladığımızda bu Rolex'in 30 dakikalık üretimine eşdeğer oluyor.
Müşteriler saatlerini güvence altına almak için yüzde 50'sini peşin ödemek zorunda. Yaklaşık 150 tane tahsis ettiyseniz, bu bankada biraz paranız olduğu anlamına gelmiyor mu?
Mirage'ın ne kadar pahalı olduğunun farkındayım. Vergi hariç yaklaşık 55.000 CHF gibi bir fiyatı var. Yüzde 20 vergi eklenince 66 bin CHF oluyor. Çok zorlu bir fiyat. Bir Patek Philippe'ten daha fazla. Ama aslında büyük bir İsviçre markasının elde ettiği kâr marjının ancak yarısını elde ediyorum. Yani bunu kesinlikle para kazanmak için yapmıyorum. Gelen para ürün geliştirmeye gidiyor. Mirage'dan elde ettiğimiz gelir bir sonraki projeyi finanse edecek.
11 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Yeni mekanizmalar için fikirleriniz var mı?
Çok. Stratejik olarak Mirage ile başlamak istedim çünkü teknik açıdan aşırı karmaşık değildi. Burada 135 bileşenli çok temel bir mekanizma var. Bir markaya başlamak için bir dakika tekrarlayıcısına [çan mekanizması içeren karmaşık bir saat] girişmek çok daha büyük bir risk olurdu. Ama ben toplamda dokuz kalibre geliştirmek istiyorum. Komplikasyonlara da gireceğiz ve fiyat olarak da 35.000-38.000 CHF'den 100.000 CHF'ye kadar çıkacağız - bu benim oynamak istediğim fiyat aralığı. Ekim ayında ikinci bir üründe ikinci bir kalibre çıkaracağız. O da 2025'te satışa sunulacak. 2026 için de teknik açıdan çok iddialı bir yıllık takvimli bir saat [günü, tarihi ve ayı yılda bir kez ayarlamayla doğru bir şekilde gösteren saat] üzerinde çalışıyorum. Geliştirmeye başladık. Ancak hata ayıklamak ve çalıştığından emin olmak için en az birkaç yıla ihtiyacım var. Sıfırdan yeni bir kalibre oluşturmak için geliştirme döngüsünü sıkıştıramazsınız. En az üç yıl sürer.
Markayı tanımlayan şey asimetrik görünüm mü olacak?
Yıllık takvim yuvarlak bir kasa içinde olacak. Mirage dört koleksiyondan biri olacak - ve [Mirage ile] sanatsal fikir şuydu: "Mekaniği serbest bıraktığınızda ne olur?" ve "Kendinizi mevcut daireler ve [diğer] şekillerle sınırlamazsanız ortaya ne çıkar?" Bu kararı verdiğim için çok mutluyum. Çünkü sonuçta piyasada halihazırda var olanlardan çok farklı hissettiren bir ürün elde ediyorsunuz.
Uygun fiyatlı bir saatiniz olacak mı? Çelik bir saat mesela?
Berneron her zaman bütünüyle değerli metal saatler koleksiyonu olarak kalacak. Mirage ile amacım bir elbise saatinin en güçlü ifadesine sahip olmaktı. Benim için bir elbise saati ise 'sadece zaman' fonksiyonu olan [tarih penceresi veya diğer komplikasyonlar olmadan] ve değerli metal demektir. Eğer bu "adak" fikrini benimsemiş olsaydım, sonsuza kadar tek bir elbise saati yapmak zorunda kalsaydım elbette onu altın yapardım. İşte bu yüzden bunu tercih ettim. Saatin kişiye verdiği his de önemli. Mirage sadece 4.9 mm kalınlığında olmasına rağmen, elinize aldığınızda son derece yoğun bir ürün çünkü tamamen altından yapılmış. Bu da bana göre güçlü bir tezat oluşturuyor çünkü Mirage çok ciddi görünmüyor -marka adı bile el yazısıyla yazılmış- ama yine de elinizde tutup ters çevirdiğinizde bunun üst düzey bir saat işçiliği içerdiğini anlıyorsunuz. Estetik açıdan hoş ama aynı zamanda eğlenceli olması açısından 'mücevher tarzı' bir yaklaşım.
12 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Babanızın Rolex'inden ve aynı saatin bugün dört kat daha pahalı olduğundan bahsettiniz. En ünlü saat markaları son birkaç yıldır hızla artan kârlar elde etti. Sizce gelecek onlar için ne vaat ediyor?
Eğer şu anda saat endüstrisinin geleceği üzerine bahse girmem gerekseydi, bir tarafta pazarın yüzde 80'ini yavaş ama emin adımlarla yutacak olan en büyük 10 markanın olduğunu düşünürdüm. Diğer tarafta ise bağımsız markaların olağanüstü büyümesi var. H. Moser & Cie, MB&F, De Bethune, F.P. Journe gibi markaların hızlı gelişimi. Bunlar küçük ölçekli şirketler yine de güçlü bir talebe sahipler ve pazarda kendilerine kalıcı bir yer açmayı başardılar. Ayrıca Urwerk ve arkadaşım Simon Brette de var.
Bunlar çok popüler markalar.
Halkla ilişkiler açısından ve pazardaki yüksek talep açısından evet öyleler ama rakamlara bakarsanız Breitling'e kıyasla bu işletmelerin hiçbir anlamı yok.
Evet ama fiyatlar kat kat daha yüksek.
Doğru ve endüstrinin ne kadar ilerlediğini de buradan anlıyorum. Bana göre fiyat sıralamasında en kötü yer 1.500 CHF civarında satılacak saat üretmektir. Ürünü ayırt edici kılmak için yeterli kaynağınız olmadığında Apple Watch ile kafa kafaya yarışıyorsunuz demektir.
13 / 13
Berneron: Saatlerin Yeni Altın Ölçüsü mü?
Sizce saatleriniz neden bu kadar popüler oldu?
Ben de merak ediyorum. Şaka yapmıyorum! Mutfakta Marie-Alix'e [eşi] dönüp "Tatlım, ilk 12 saati satarsam mutlu ölebilirim" demiştim. Böylece yapmak istediğim şeyi başarmış olacaktım. Huzur içinde ölebilirdim. Tabii ki bana güldü. Ama ben zihinsel olarak bu durumla savaşmaya hazırdım. Çünkü saat endüstrisinin çok bağışlayıcı olmadığını biliyoruz. Örneğin Audemars Piguet Code 11.59 serisini piyasaya sürdüğünde büyük sıkıntı yaşadı. [1972'de çıkardığı Royal Oak ile büyük saygı gören Audemars Piguet, 2019'da yepyeni bir ürün serisi olan Code 11.59 ile yeni bir koleksiyon çıkarmıştı.]
Yakın tarihte Bremont'un son son 20 yılda geliştirdiği tasarım dilinden uzaklaşması nedeniyle gördüğü tepki de buna bir örnek olabilir.
Evet, işte böyle geri bildirimler alabiliyorsunuz. Hiçbir işletme sahibi benim aldığım türden bir risk almaya gönüllü olmaz. Ancak gelen tepkiler, çoğu zaman alışılmadık bir durum olduğu gerçeğinden kaynaklanıyor. Birçok insanın yaptığım şeyi beğenmediğini görüyorum ki bu sanatsal açıdan benim için çok iyi bir şey çünkü bence herkesin beğendiği şeyler yaparsanız bu sadece işinizi doğru yapmadığınız gösterir.
Sizce Mirage beş yıl önce çıksa yine başarılı olur muydu?
Zamanlamanın biraz da şans eseri olduğunu düşünüyorum. Görülüyor ki çelik spor saatler çağının sonuna geldik. Hemen her marka bu tarzın kendi varyasyonlarına sahip artık. Yani sarkaç yavaş yavaş geri dönüyor, bu da elbise saatlerinin artık kendi zamanını yaşayacağı anlamına geliyor. Yani bu konuda şanslıydım. Zaten beş yıl önce böyle bir projeyi üstlenmeye asla cesaret edemezdim.
Kendi işinizin patronu olmak hoşunuza gidiyor mu?
Bence harika bir şey ama bu soruyu eşime sorarsanız aynı yanıtı vermeyebilir. Bu iş zor çünkü ne zaman duracağınızı gerçekten bilmiyorsunuz. Hedefim, yıl sonuna doğru hafta sonlarımı geri almak. Eşimle yaptığım anlaşma bu yönde. Yaklaşık üç yıldır haftanın yedi günü çalışıyorum. Eğer bir sebepten ötürü işler kötüye giderse o zaman keşke hafta sonları da çalışsaydım, belki işe yarardı dememek için çalışıyorum. Yani bir yerde içimi rahatlatmak istiyorum. Fakat bu uğurda evliliğimi feda etmemeliyim.