Bakış açınızı değiştirecek 25 belgesel

13th (2016)

Film yapımcısı Ava DuVernay, ABD cezaevi sisteminin kurumsallaşmış ırkçılık ve eşitsizliğin bir aracı olarak nasıl işlerlik kazandığını derinlemesine analiz ediyor. Belgesel ayrıca akademisyenler, aktivistler ve politikacılarla yapılan röportajları da içeriyor.

Amy (2015)

Amy Winehouse, kaderini genç yaşta bir müzik simgesi olarak mühürleyen bir sese sahipti, ancak kaderi çok erken sonlandı. Bu yürek burkan biyografi, Winehouse'un kişisel hayatına ve kariyerine ikinci bir bakış sunuyor. Dünyanın onu nasıl kaybettiğine dair bir retrospektif sağlıyor.

Central Park Five (2013)

Nisan 1989'da, 28 yaşındaki Trisha Meili, New York'un Merkez Parkı'nda koşu yaparken bir saldırıya ve akabinde tecavüze uğradı. Aynı gece, beş genç adam - dört siyah, bir İspanyol - parkta şüpheli çete etkinliği nedeniyle tutuklandı; saatlerce süren sorgulama ve zorla itiraflardan sonra hapse atıldı. Aradan yıllar geçti. Bir başka kişi suçu işlediğini itiraf etti belgeselle itiraf etti.

I Am Not Your Negro (2016)

Raoul Peck'in Oscar adayı belgeselinin kısmen film, kısmen bir biyografi özelliği taşıdığını söyleyebiliriz. Yapım, Hollywood'un verdiği görüntülerle birlikte Medgar Evers, Malcolm X ve Martin Luther King, Jr.'ın yaşamlarına ve ölümlerine bakarak Amerikan kimliğinin hikayesini anlatıyor.

Dear Zachary: A Letter to a Son About His Father (2008)

Yıllar önce Andrew Bagby, kız arkadaşı Shirley Jane Turner tarafından öldürüldü. Turner cinayetin ardından Bagby'nin çocuğuna hamile olduğunu açıkladı. Bu durum, Turner ve Bagby'nin ebeveynleri arasında çalkantılı bir velayet savaşı başlattı. Dear Zachary: A Letter to a Son About His Father bu olayı odağına alan şaşırtıcı ve yürek parçalayan gerçek bir suç belgeseli.

Gleason (2016)

Saint Steve Gleason, takımının Atlanta Falcons'a karşı bir oyundaki başarısı ve mücadelesiyle kutsal bir statüye ulaştı. Yıllar sonra, 34 yaşında Gleason'a ALS teşhisi kondu. Bu belgesel, New Orleans'ın yenilgiyi kabul etmesini reddetmesini sağlayan aynı zamanda sevdikleri için zayıflatıcı bir hastalık karşısında hayatta kalma gücünü ateşleyen bir adam hakkında can sıkıcı ancak nihayetinde muzaffer bir film.

Harlan County, ABD (1976)

Belgesel, Kentucky'nin güneydoğusunda Eastover Coal Company tarafından istihdam edilen kömür madencilerinin hayat mücadelesine odaklanıyor. Amerikan kömür madenciliği endüstrisinin karmaşık doğasını ve aynı zamanda madenciler (ve eşleri) ile Eastover destekçileri ve kabukları arasındaki şiddetli çatışmaları gösteriyor.

Honeyland (2019)

Sizinkinden ayrı bir dünyaya girmek istiyorsanız, antik arıcılığı uygulayan son Makedonlardan biri olan Hatidže Muratova'nın hayatına ve Balkan Dağları'na doğru bir yolculuğa Honeyland'le çıkabilirsiniz.

Three Identical Strangers (2018)
Ayrı aileler tarafından büyütülen üçüzlerin hikayesini konu alan belgesel sadece yaşamın kendisi tarafından yaratılabilecek şok edici koşulları gözler önüne seriyor.

Kurt Cobain : Montage of Heck (2015)

Kurt Cobain 27 yaşında, gezegendeki en ünlü müzisyenlerden biriydi. Bu akıl hastalığı ve uyuşturucu bağımlılığı ile birlikte çöküşüne yol açan bir şöhret seviyesine işaret ediyor. İntiharından yirmi yıl sonra, Montage of Heck, Cobain'in geride bıraktığı sevdiklerinin (Nirvana grup arkadaşları dahil), kişisel ses kayıtları ve juvenilia ile bir araya getirmeye çalışır.

Life, Animated (2016)

Ron Suskind'in oğlu hakkındaki kitabına dayanarak, Oscar adayı olan bu film, 3 yaşında otizm teşhisi konduktan sonra neredeyse sessiz bir varlık haline gelen Owen Suskind'i konu alıyor. Suskind ve karısı, oğullarının anlamlı bir hayata sahip olma umudunu kaybetme eşiğindeyken Walt Disney'e tutunuyor.

Man on Wire (2012)

24'üncü yaş gününden bir hafta önce, 1974'te, ip cambazı Philippe Petit, Dünya Ticaret Merkezi kuleleri arasında bir tel üzerinde yürürken New York sakinlerini şaşırttı. Kendini havada 1000 fitin üzerinde dengeleyen Petit, NYPD tarafından tutuklanmasından 45 dakika önce gökdelenler arasında sekiz geçiş yaptı.

Koyaanisqatsi (1982)

Godfrey Reggio'nın Koyaanisqatsi isimli yapımı, kuşkusuz bir belgeselden çok deneysel bir film. Başlığını "dengesiz yaşam" anlamına gelen Hopi kelimesinden alan Reggio'nun filmi, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki şehirlerin manzaralarını yavaş hareketli ve hızlandırılmış görüntülerini bir araya getiriyor.

The Work (2017)

Kötü şöhretli Folsom Hapishanesi'nin sınırları içinde, maksimum güvenliğe atanan dört hükümlünün rehabilitasyonlarının bir parçası olarak hizmet eden üç günlük yoğun bir grup terapi seansı için toplanmasını ve mahkumların iletişimine odaklanıyor.

O. J.: Made in America (2016)

2017 En İyi Belgesel Film dalında Oscar kazanan Ezra Edelman'ın OJ Simpson'ın yaşamı ve mirası hakkındaki beş bölümlü, yedi saatlik belgesel futbol yıldızının yükselişini ve düşüşünü ve ülkeyi 90'larda parçalayan cinayet duruşmasını inceliyor. Bu inanılmaz belgesel, yalnızca Nicole Brown Simpson ve Ron Goldman'ın cinayetlerine ve sonraki duruşmaya odaklanmak yerine Simpson destanını daha geniş bir içeriğe yerleştiriyor.

Paris is Burning (1990)

Bildiğimiz gibi bugünkü pop kültürünün büyük çoğunluğu, balo salonu kültüründen devşirildi. Jenny Livingston, New York'un 1980'lerin yeraltı balo salonu sahnesine kamerasını sokuyor ve bize toplumsal cinsiyet konusunda bir ders niteliğindeki bu belgeseli çekiyor.

Best Worst Thing That Ever Could Have Happened (2016)

Lonny Price'ın hayalleri, bestecinin sıkı işbirlikçisi Hal Prince tarafından yönetilen yepyeni Stephen Sondheim müzikalinde başrollerden birine geldiğinde gerçekleşti. Price ve oyuncu kadrosu üyeleri (gelecekteki Seinfeld yıldızı Jason Alexander dahil Broadway çıkışlarını yapan birçok genç aktör) George Furth tarafından yazılan oyun Merrily We Roll Along'u 1981'de açtıklarında, uzun bir kariyer başarısında yıldızlarının parlamasını beklediler. Ancak şov, Sondheim'ın hayranları ve şovun oyuncuları için büyük bir hayal kırıklığı oldu.

Pina (2011)

Wim Wenders bu belgeselde, prodüksiyonunun ilk günlerinde beklenmedik bir şekilde ölen uluslararası tanınmış bir dansçı ve koreograf arkadaşı Pina Bausch'un hareketli bir portresini sunuyor. 3D olarak çekilen Pina, gördüğünüz herhangi bir dans performansından oldukça farklı.

Capturing the Friedmans (2003)

Andrew Jarecki, doğum günü partisi palyaçoları hakkında açık sözlü bir belgesel hazırladı. Jarecki belgesele konu olacak içeriklerden birini araştırmaya başladığında David Friedman, daha ilginç ve rahatsız edici bir hikaye keşfetti: Friedman'ın babası ve erkek kardeşi Arnold ve Jesse, Long Island'da çocuk cinsel istismarından hüküm giymişti.

Jiro Dreams of Sushi (2011)

Bu belgeselde Tokyo'daki Sukiyabashi Jiro'nun 85 yaşındaki usta şefi Jiro Ono dünyasına, üç Michelin yıldızı ve dünya çapında beğeni toplayan 10 kişilik bir suşi restoranına giriyoruz. Kariyeri boyunca onu yönlendiren bir tutku olan mutfağını mükemmelleştirmeye devam ederken Ono'ya odaklanıyoruz. Aynı zamanda Jiro'nun oğulları Yoshikazu ve Takashi, kendi başlarına suşi şefleri olmak için babalarının ayak izlerini takip ettiklerini görüyoruz.

The Fog of War: Eleven Lessons From the Life of Robert S. McNamara (2003)

Errol Morris'in bu Oscar ödüllü belgeseli, eski ABD Savunma Bakanı Robert McNamara ile siyasi kariyeri özellikle de ABD'nin Vietnam Savaşı'na katılımı üzerindeki etkisi hakkında uzun bir röportaj.

The Overnightrer

Kuzey Dakota'daki petrol bölgesinde çalışan insanlar hak ettikleri maaşları alabilmenin mücadelesini verir. Kalacak yer bile bulamazlar ve umutsuzca hayallerinin peşinden koşarlar. The Overnighter bu mücadeleye tanıklık ediyor.

The Act Of Killing (2012)

1965 ve 1966 arasında, Endonezya'da komünizm karşıtı bir tasfiye gerçekleşti. Tarihçiler toplam 400 bin ila 3 milyon kurbanın bu tasfiye ya da katliam sırasında öldürüldüğünü tahmin ediyor. Yarım yüzyıl sonra, yönetmen Joshua Oppenheimer Christine Cynn ve anonim bir Endonezya film yapımcısı ile birlikte katillerle tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolan karanlık gerçekleri su yüzüne çıkartıyor.

The Thin Blue Line (1998)

Errol Morris'in, belgesel tarihini nerdeyse altüst etmiş ve bu türe yeni boyut kazandıran, ölüm cezasına çarptırılan Randall Dale Adams'ın öyküsünü anlatan film. Adams'ın davası belgesel gösterime girdikten sonra tekrar incelendi ve 12 yıl sonra hapishaneden serbest bırakıldı.

Sound and Fury (2000)

Oscar adayı olan bu film, üç nesil boyunca geniş ailelerinde sağır ve işitme üyeleri olan Artinyalıları takip ediyor. Belgesel, Peter (sağır olan) ve Chris (işiten) kardeşlerin ikisi de sağır çocuk sahibi olduklarında ve onlara koklear implant vermeyi düşündüklerinde, aileleri içindeki tartışmayı konu alıyor.