Ayakkabıda farklılığın ismi: Alberto Guardiani
Ayakkabıda farklılığın ismi: Alberto Guardiani
Klasik tarzı spor detaylarla farklılaştıran İtalyan ayakkabı duayeni Alberto Guardiani ile ayakkabı tasarımlarını, gelecek planlarını ve Türk tüketici davranışlarını konuştuk.
Röportaj Serhat ŞENGÜL
Ayakkabı yapmaya nasıl karar verdiniz? Markanızın arkasındaki hikâye nedir?
Ayakkabı tutkum, 1947 yılında klasik ve lüks erkek ayakkabısı üretilen küçük bir fabrika kuran babam Dino'dan bana miras kaldı. Ayakkabıların içinde büyümem sayesinde ince zevk, zanaatkar özen ve ayakkabı üretiminde detaylara karşı gösterilen büyük özeni iyice özümsemiş oldum.
Ayakkabıda farklılığın ismi: Alberto Guardiani
Koleksiyonlarınıza göz gezdiren biri, imzanızın bütün tarzları karıştırarak bir çeşit melez ayakkabı yaratmak olduğunu rahatlıkla söyleyebilir. Klasik bir tarzda takılı kalmak yerine neden bunu tercih ettiniz?
1981 yılında Alberto Guardiani markasını kurduğumda, 1972 yılında kaybettiğimiz babamın ardından neredeyse 10 yıldır şirketin başındaydım. 1980'ler, özellikle moda endüstrisinde çalışıyorsanız inanılmaz güzel yıllardı. Mütemadiyen, özgün ve hiç bitmeyen bir 'yeni' arayışı vardı. Ben de köklerimizin klasik çizgisini modayı daha takip eder nitelikte ve daha modern bir şekle sokmaya karar verdim. Ve işe yaradı! 2000'li yıllarda pazarın kaçınılmaz şekilde, daha önce kariyerimde deneyimlemediğim ve hiç yapmayı ummadığım bir stile, spor ayakkabılara ihtiyacı olduğunu fark ettim. Böylelikle büyük bir risk aldım ve kendime meydan okuyarak, tıpkı benim gibi daha önce asla spor ayakkabı giymeyeceğini düşünen erkekler için, zanaatkarlıktan ödün vermeyerek yüksek kaliteli spor ayakkabılar üreten Guardiani Sport'u yarattım. Guardiani Sport başarıya ulaştı ve şirketin değerini hızla arttırdı. Bunun üzerine, klasik Oxford tarzından ziyade, resmi ayakkabıların daha alışılmadık versiyonlarına ihtiyaç olduğunu düşünerek iki koleksiyonu karıştırdım, spor detaylarla klasik çizgimi harmanladım ve kendi imzamı yarattım.
Ayakkabıda farklılığın ismi: Alberto Guardiani
Yalnızca İtalya'da üretim yapıyorsunuz. 'Made in Itay' etiketi markanız için ne kadar önemli?
Evet, İtalya'da üretim yapıyoruz ve bununla gurur duyuyoruz. Made in Italy' etiketi, moda sektöründe ürünlerimizi özgün kılan ve dünyada bizi bilinir yapan bir İtalyan geleneği. 'Made in Italy' etiketi bir nevi, "Aşkla, özenle ve kaliteli bir şekilde yapılmıştır." anlamı taşıyor ve İtalyanlara özgü tutkuyu, detaylara verilen önemi temsil ediyor.
Ayakkabılarınız ne kadar rahat?
Pazarlama departmanımızın yöneticisi kızım Rubina, 'rahat' kelimesini kullanmayı bırakmam gerektiğini ve bunun yerine daha cool olan 'fonksiyonel'i kullanmamı öneriyor. Bense bir tasarımcıyım, pazarlamacı değilim! Ve bir tasarımcı olarak, kimsenin giyemediği güzel bir parça tasarlamak bana pek bir şey ifade etmiyor. Size gururla söyleyebilirim ki; tasarım yaparken her zaman işçiliği mükemmel ürünler çıkarmayı hedefl erim. Aynı zamanda bu tasarımlarımı, bütün gün ayakkabıları ile yürümek zorunda olan ve belki de akşam yemeğine yine aynı ayakkabılar ile katılacak olan müşterilerimin ihtiyacına göre uyarlarım.
Ayakkabıda farklılığın ismi: Alberto Guardiani
Guardiani erkeği ve kadını kimdir?
'Guardiani insanları' olarak tanımladığım müşteri kitlemin evvela ihtiyaçları var. Modadan haberdar olmayı seviyorlar ama bağımlı değiller. İşini tutkuyla yapan, hayatı seven, özgür ruhlu ve doğasında gamsızlığa yatkınlığı olan, meşgul insanlar onlar. Yani, 7/24 giyebilecekleri, günümüz modasına uygun tasarımlar, bir kokteylde, etkinlikte giyilebildiği gibi tüm gün işte de giyilebilecek ayakkabılar arıyorlar.
Sizce hayallerinizi koleksiyonlarınıza yansıtıyor musunuz? Yoksa sadece trendleri mi benimsiyorsunuz?
Evet yansıttım ve yansıtmaya devam ediyorum ama asıl zorluk, saygı duymanız gereken kurallar olduğunda başlıyor. Trendler ve pazar size yönlendirdiğinde, spesifi k ihtiyaçlar doğduğunda zorlu görev başlıyor; fi kirlerinizi detaylarda somutlaştırıyorsunuz, kavranabilir hale getiriyorsunuz ama hala trendlere ve pazara saygı duymak durumundasınız. Koleksiyonumuz bugün çok büyük ve markamız uluslararası alanda büyüyor; bu yüzden tarzımı tek yönde yansıtmam mümkün değil ama her zaman hepsinde benim DNA'm olacak.
Ayakkabıda farklılığın ismi: Alberto Guardiani
'Gençlik Tsunamisi' diye adlandırılan genç nüfusun artışıyla ilgili ne söyleyebilirsiniz? Yeni nesli nereden yakalıyorsunuz?
Ne 'Z kuşağını' ne de 'Milenyum Kuşağı'nı anlıyorum, önceki gün hayallerini süsleyen şeyler satın almalarına rağmen değerini hiç bilmedikleri 'yeni'ye karşı sürekli açlar. Benim kitlem şekillenmiş ve ne istediğini bilen, sezonluk trendlerin kendilerini büyülemesine izin vermeyen insanlar. Modanın varlığını farkındalar, ama kendi zevklerini ve akıllarını takip etmeyi tercih ediyorlar. Kızlarım yeni jenerasyonu daha iyi anladıkları için çok şanslıyım, çünkü onlar da neredeyse o neslin birer parçası durumundalar. Onların internet ve sosyal medya bilgileri sayesinde şirketimiz başarıyla genç nesillerle iletişim kurabiliyor.
İkonunuz kim? Ayakkabı üreticisi ya da tüketicisi…
Belirli bir ikonum yok ama söylemek zorundayım; kişisel olarak da tanışma fırsatı bulduğum, bir süre önce tasarım yaptığım Javier Bardem ve Penelope Cruz'un isimlerini verebilirim. Ayakkabılarla ilgili olarak da; inanın sadece kendi tasarımlarımı giyiyorum, başka ayakkabıları denemem için bir neden yok. Yalnızca yaz tatillerinde, sahilde Havaianas terliklerimi giyiyorum.
Ayakkabıda farklılığın ismi: Alberto Guardiani
Türkiye pazarının markanıza karşı tutumu nasıl? Türk erkeği tasarımlarınıza gerçekten değer veriyor mu? Ya siz Türk erkeğinin ayakkabı seçkisini nasıl buluyorsunuz?
Türk pazarı çok heyecan verici ve gün geçtikçe büyüyor. Türkiye ile ilgili tatmin edici bulduğum şey, müşterilerimizin genellikle en ikonik tasarımlarımızı almayı tercih ederken, her zaman koleksiyondaki yeni parçalara karşı duydukları heyecan oluyor. Türk erkeği her zaman kusursuz, şık ve detaylara önem veriyor. Erkekler genelde kamufl aj desenli, kauçuk tabanlı bağcıklı 'Algreen' modelini tercih ederken kadınlar, ünlü platformlu sneaker'ımız 'Ginger' modelini seviyor. Bu sene bana hoş bir sürpriz oldu ve son çıkardığımız 'Onesoul' modelinden çok fazla sattık. Bu beni şaşırttı, çünkü bu model diğerlerinden biraz daha farklıydı ama söylediğim gibi, Türkleri, öngörülemezlikleri ve cesaretli tutumları nedeniyle seviyorum. Ve Türkiye'nin iyi bir stil anlayışı olduğunu söylemem gerekiyor.
Ayakkabıda farklılığın ismi: Alberto Guardiani
Floransa'da 'Pitti Uomo'da ve Milano'da 'Micam'da ürünlerinizi sergiliyorsunuz… İtalya dışında durum nasıl? Markanız için gelecek planlarınız nedir?
Guardiani'yi 10 yıl içinde nerede göreceğiz? 'Pitti Uomo', 'Micam' ve 'Milano Moda Haftası' gibi üç önemli alanda ürünlerimizin sergilenmesi dünya çapında görünmemiz için iyi bir başlangıç olabilir. Şu anki stratejimiz; hali hazırda yer aldığımız pazarlarda gücümüzü arttırmak ve dolayısıyla yeni pazarlar geliştirmek. Şahsi olarak, 10 yıl içinde, özellikle hava alanlarında ve cool restoranlarda ayakkabılarımla yürüyen birçok insan görmek isterim.