Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
Çin Halk Cumhuriyeti, dünya futbolunda liderlik için oldukça istekli bir portre çiziyor. Özellikle, yaşlı ama kariyerli Avrupalı futbolcular; “emeklilik” öncesi, Çinli kulüplerin yolunu tutuyor ve bu durum, Asya’nın bu büyük ülkesindeki futbol kültürüne büyük katkı sağlıyor. Şimdilerde, Çin ligi, sponsorluk anlaşmalarıyla gündemde; para akışı, muazzam boyutlarda. Peki, Avrupa, Çin futbolunun bu yükselişi karşısında kendisini nasıl hissediyor? Kötü mü?
Yazı GÖKHAN İLKER gokhan.ilker@yahoo.com
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
BİZ, İNGİLTERE’Yİ, futbolun beşiği olarak bilirdik. “Futbol, Londra yakınlarında doğdu” düşüncesi, bugün artık doğru kabul edilmiyor. Çünkü Çin Halk Cumhuriyeti, modern futbolun kurucusu olduğunu, belgelerle ispatladı. FIFA Başkanı Sepp Blatter da, geçtiğimiz günlerde; Çinlilerin, binlerce yıl önce, futbolu ilk oynayan (deri toplarla) ulus olduğunu söyledi. Söylenenleri, belgeler de doğruluyordu.
1910 yılında ilk ulusal futbol turnuvasının yapıldığı Çin Halk Cumhuriyeti’nde, kesintilerle de olsa, benzer organizasyonlar dönem dönem yapıldı. Düzenli ilk lig girişimi ise, 1978 yılında oldu. 2004 yılına gelindiğinde, lig, Çin Süper Ligi adını aldı ve bugünkü yapısına kavuştu. Çin Halk Cumhuriyeti’nin, yurt dışına transfer olup parlayan bir ismi yok; zira bazı Çinli futbolcular, Avrupa liglerine
transfer oldu ama kaldıkları süreler, dikkate değer değildi. Şu an millî takım kadrosunda olup yurt dışında oynayan tek oyuncu, Portekiz ekibi Beira-Mar’ın forması giyen Zhang Chengdong.
Çin Halk Cumhuriyeti’nden Avrupa’ya transfer olan isimler arasında en dikkat çekenleri ise Everton ve Sheffi eld United’ta dört yıl oynayan Lie Tie ile Charlton Atlethic ve Celtic kadrolarında
kısa bir süre kendine yer bulan Zheng Zhi olmuştu ama göze batamamıştı. Bu iki isim dışında; Fan Zhiyi Crystal Palace’de, Hao Haidong Sheffi eld United’te, Li Jinyu AS Nancy’de, Liu Haiguang Partizan’da, Li Weifeng ise Everton’da oynamıştı.
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
BU İSİMLERİN DIŞINDA, gelecek için ümit veren iki futbolcu, Avrupa’nın gözde takımlarına gitti ama onlar da başarılı olamayıp, eve dönenlere katıldı. 2010 yılında, Tianjin Teda’da beş yılda 132 kez forma giyip 16 gol atan Hao Junmin; büyük umutlarla, Schalke’ye transfer edildi. Orta sahada oynayan Hao Junmin, millî takımda 43 kez forma giyip 12 gol atarken; Schalke’de oynadığı 14 maçta, ağları bulamadı.
Bundesliga’da etkili bir performans gösteremeyen Junmin, geçen yıl eve dönerek, Shandong Luneng Taishan’la anlaştı. Junmin, Shandong’da da kendine gelemedi; 25 yaşındaki oyuncu, 12 maçta bir gol atabildi.
2000 yılındaki U-17 şampiyonasında turnuvanın en iyi oyuncusu seçilerek dikkatleri çeken Dong Fangzhou, Manchester United’a imza atan (2004) ilk Çinli futbolcuydu. Alex Ferguson’un toplamda dört milyon paunt ödediği 18 yaşındaki Fangzhou; İngiltere’de çalışma izni alamayınca, Belçika’nın Antwerp kulübüne kiralandı. Belçika’da 71 maçta 34 gol atan genç forvet, bir yıl sonra Manchester’a döndü. Ancak iki
yılda sadece bir kere forma giyince, rotasını tekrar Çin halk Cumhuriyeti’ne kırarak, Dalian Shide’a gitti. Ardından, bir nevi Çinli Evliya Çelebi’ye dönen oyuncu, Polonya Şampiyonu Legia Varşova’ya kiralandı (Manchester United tarafından.). Polonya’da iki kez maça çıkan oyuncu; buradan, üç kez forma şansı bulduğu, Portekiz ikinci lig ekibi Portimonense’ye transfer oldu. Fanzahou’nun son dönemde en
uzun forma giydiği kulüp ise, Ermenistan’ın Mika’sı oldu. Çinli futbolcu, burada, 21 maçta dört gol attı.
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
ÇİN HALK CUMHURİYETİ’NDEN dışarıya gidenlerin hâli böyleyken, gelenler için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. 1990 yılının başından itibaren, birçok ünlü Avrupalı ve Güney Amerikalı futbolcu, Çin Halk Cumhuriyeti kulüplerinde oynadı. Bunların arasında; İngilizlerin haşarı çocuğu Paul Gascoigne, Jörg Albertz, Carsten Jancker, Dejan Petkovic, Sabin İlie, Radu Niculescu, Junior Baiano, Jorge Luis Campos, Muhammed Kallon, Stig Tofting ve Damiano Tommasi gibi isimler vardı. Çin Halk Cumhuriyeti deyince, Türk futbolculardan bahsetmemek olmaz. Beşiktaşlı Ahmet Dursun, Çin futbolu Türkiye’nin gündeminde bile değilken; Giunti’yle kapıştığı 2004 yılında Beşiktaş’tan gönderilince; Çin liginden Tianjin Teda ile anlaştı. Dursun, burada; Danimarkalı Stig Tofting, Romen İonel Gane ve Bogdan Mara ile oynadı. Dört aylık sözleşme yapan eski Beşiktaşlı futbolcu, 12 maçta üç gol attı. Dursun’dan önce, 2003 yılında, Çin Halk Cumhuriyeti yolcusu iki Türk daha vardı. Gençlerbirliği’nin forveti İdris Gümüşdere ve Trabzonsporlu Semavi Uzun. İdris ve Semavi, Changçun Yatai adlı takıma transfer oldu ama resmî olarak, hiç forma giyemedi. Bunun nedeni, dünyaya korku salan ölümcül akut solunum yolu yetersizliği sendromu olan SARS’tı. Yüzlerce kişinin ölümüne yol açan hastalık yüzünden, İdris ve Semavi, beraberlerindeki aileleriyle ülkeden kaçtı.
ÇİN HALK CUMHURİYETİ, asıl patlamayı, bu yıl yaptı. Zira transfer döneminde,
Avrupa’dan bu büyük Asya ülkesine gelen kalburüstü futbolcular, tercih ettikleri kulüplerle sözleşme imzaladı. Tabii yeri gelmişken, bu futbolcuların Çin ligine gidişini kolaylaştıran bir Arjantinliyi anmadan geçmeyelim: Dario Conca. Öncesinde; River Plate, Vasco De Gama ve Fluminense’de forma giyen Conca; yıllık 12 milyon 500 bin dolara, hem ikinci lig şampiyonu olan Guangzhou Evergrande’ye hem de
Çin Halk Cumhuriyeti transfer rekoruna imza attığında, yıl 2010’du. Conca, imzaladığı sözleşmeyle, dünyanın en pahalı futbolcuları arasına girdi. Ofansif orta saha oyuncusu olan Conca liderliğinde, Guangzhou, zirveye yerleşti ve lig sonuna koltuğunu kadar kimseye bırakmadı. 29 maçta 17 gol atan Conca ve Partizan’dan gelen, 27 maçta 14 gol atan santrafor Cleo sayesinde; takım, ikinci ligden terfi ettiği ilk yılda şampiyonluğa ulaştı.
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
GUANGZHOU EVERGRANDE’NİN rakibi Shangai Shenhua, pabucun pahalı olduğunu görünce; takımın başındaki Jean Tigana’yı, vatandaşı Nicolas Anelka’yı ikna etmesi için İngiltere’ye gönderdi. Hayal edildiği gibi Tigana, Şangay’a, Anelka ve 12 milyon avroluk bir anlaşma ile dönüyordu (Bu arada atlamayalım; kulübün ve ülkenin en büyük oyun fi rmasının sahibi olan Zhu Jun; daha önce, Liverpool’a talip olmuş ve 800 milyon paunt gibi çılgın bir para önermişti! Yani para, kulüpte ganiydi!). Ancak Anelka’nın 12 maçta iki gollük performansı, Shangai Shenhua’yı 11. yapabildi. Zhu Jun, bu yıl oldukça
iddialı. Zira milyarder iş adamı, başarısız sezonun faturasını kestiği Jean Tigana’yı gönderdikten sonra, o dönem Arjantin Millî Takımı’nın başında bulunan Sergio Batista ile anlaştı. Ayrıca Jun, Anelka’nın yanına, Kolombiyalı Giovanni Moreno ile Brezilyalı Moises’i de kattı. Ancak yılın en büyük olayı, Chelseali Didier Drogba’yı, hem de AC Milan’ın elinden kapmasıydı. Zlatan
İbrahimovic’le anlaşamayacağı açıkça belli olan AC Milan, umutlarını Fildişili yıldıza bağlamıştı. Drogba’ya, Çinli kulüp tarafından yıllık 15 milyon avro gibi müthiş bir ücret ödenecek olması ise, AC Milan’ın hayallerini suya düşürdü. Gerçi 2,5 yıllığına imza atan Drogba, “Çin’e para için gelmedim. Yeni bir kültür tanımak istiyorum ve bunun için çok heyecanlıyım.” dedi ama bu demece inananların sayısı bir hayli azdı.
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
GUANGZHOU EVERGRANDE, bu hamleyi gördü ve hemen, Bundesliga şampiyonu Borussia Dortmund’un Paraguaylı golcüsü Lucas Barrios’un peşine düştü. 27 yaşındaki forvet için, Guangzhou tarafından Dortmund’a 12 milyon avro ödendi. Barrios ise, yıllık 8,5 milyon avroluk bir sözleşmeye imza atarak, dört yılını Çin Halk Cumhuriyeti’nde geçireceğini taahhüt etti. Guangzhou’nun ilginç transfer listesi,
Barrios’la bitmedi. Zira kulübün sahibi Xu Jiayin, kulübeye, İtalyan efsanesi Marcello Lippi’yi istiyordu. Lippi, Barrios’tan 15 gün sonra, 17 Mayıs 2012’de, Guangzhou Evergrande’ye imza attı.
Efsane teknik direktör Lippi,Çin liginde yıllık 10 milyon avro kazanacak. Bu arada, Xu Jiayin’in yeni hedefi kim; biliyor musunuz? 18 milyon avroluk bir sözleşme teklif edilmesi düşünülen, Real Madrid’li Kaka!
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
SON GÜNLERİN BOMBASI İSE, Çinlilerin, İtalyan devi İnter’in %15’ini satın almasıydı. Takımın mali durumunu güçlendirmek için sermaye arayan Massimo Moratti’nin kurtarıcısı, %15’lik hisseye 67,6 milyon dolar ödeyen, Çin Demiryolu Yapım Şirketi (CRCC) oldu. Bu arada Moratti, buradan gelecek parayı, 2017 yılında tamamlanması öngörülen 60 bin kişilik yeni stadyum için kullanacağını açıkladı. 2004 yılında
Siemens sponsorluğunda başlayan Çin Süper Ligi’nin şu anki ana sponsoru Wanda Plaza; lig için, yılda 77 milyon dolar ödüyor. Çin sermayesi, devlet desteğini de arkasına alarak, Avrupa’da da öne çıkan takımlarla sponsorluk ve reklam anlaşmaları yapıyor. Atletico Madrid’in forma reklamında yer alan dünyanın en büyük telefon üreticilerinden Huawei, bu noktada, en dikkat çekici örnek olarak aklımıza
geliyor. Bu arada unutmadan ekleyelim; La Liga’nın bu yıl küme düşen şanssız takımı Villareal ise, formasında Çin’in Facebook’u olarak bilinen sosyal medya sitesi Renren’in reklamını taşıyor.
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
ÇİN HALK CUMHURİYETİ’NDE oynamanın, farklı hassasiyetleri var. Örnek mi? Nicholas Anelka’nın, takımıyla gittiği Qingdao Jonoon deplasmanına 1.000km teperek gelen taraftarların istediği ülkenin geleneksel
selamlaşma hareketi “Bowing”i yapmayı reddetmesi olay oldu. Taraftarların saygısızlık olarak nitelendirdiği bu olay, Anelka’ya pahalıya patladı. Shangai Senhuan yönetimi, futbolcuya para cezası keserek, takım kaptanlığını elinden aldı. Anelka ise, verilen cezanın ardından; Queens Park Rangers ve West Ham United’tan teklif olduğunu söyleyerek, İngiltere’ye dönmek istediğini açıkladı.
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
ÇİN HALK CUMHURİYETİ’NDE FUTBOLUN ne gibi çılgınlıklara yol açacağını görmek için, şu örneğe bakmak yeterli. Euro 2012’nin en hareketli günlerinde, ülke medyası, maçları günlerdir uyumadan izleyen bir taraftarın öldüğünü duyurdu. Turnuvada, İngiltere ve Fransa’yı desteklediği açıklanan 26 yaşındaki Jiang Xiaosh adlı taraftar, sabah saatlerinde yorgunluktan dolayı hayata veda etti. Arkadaşlarıyla birlikte 11 gün boyunca uyumadan maçları izleyen ve ertesi sabah işe gittiği ifade edilen Xiaosh’un, İrlanda ve İtalya arasında oynanan maçtan sonra eve giderek duş aldığı, ardından uyuyakaldığı ve bir daha uyanamadığı açıklandı. Kronik yorgunluğun yanı sıra; alkol ve tütünün, Xiaosh’un bağışıklık sistemini zayıfl attığı ve ölümünü hazırladığı belirlendi. ÇİN LİGİ, son yıllarda, birçok kez
savcılar tarafından mercek altına alındı. Hatta Belçika ve Finlandiya liglerindeki büyük yolsuzluğun altından Çin mafyası çıktı. Ünlü milyarder Zheyun Ye ve adamları, iki ligdeki bazı maçlarda bahis manipülasyonu ve şike yaptıkları için tutuklandı.
Avrupa futbolunu “Çin” çarptı!
Belçika’da, AEC Mons ve Lierse, üçüncü lige düşürüldü. Lierse’in teknik direktörü Paul Putt, üç yıl; Hırvat defans oyuncusu Hasan Kacic ise, iki yıl futboldan men edildi. Bu arada, ligdeki birçok futbolcu ve takıma para cezası verildi. Finlandiya’da FC Haka’nın farklı galibiyeti için oynanan milyon dolarlık bahse yardımcı olan AC Allianssi ise, delil yetersizliğinden, para cezasıyla yırttı. Bununla birlikte, Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki son rezalet, ülkeyi epey derinden sarstı. Mafyanın büyük şike organizasyonunun polis ve savcılar tarafından ortaya çıkarılması, inanılmaz sonuçlar doğurdu. Zira Çin Halk Cumhuriyeti mahkemeleri, geçtiğimiz aylarda, futbol federasyonu eski başkan yardımcısı Yang Yimin’i 10,5 yıl; bayan futbol federasyonu başkanı ve
hakem komitesi eski başkanı Zhang Jianqiang’ı ise 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Soruşturma sonunda, aralarında; Jiang Jin, Qiu Hong, Shen Si ve Li Mang’ın da olduğu; millî futbolcular, hakemler, menajerler ve Tianjin Teda’nın eski başkanı Zhang Yifeng gibi yöneticilerin de bulunduğu 60 kişi, çeşitli hapis ve para cezası aldı.