Hem model hem de tasarımcı: Ezgi Bozkurt

Giriş Tarihi: 14.11.2016 14:11 Güncelleme Tarihi: 14.11.2016 14:12

Hazırlayan: Türkan DOĞAN

Fotoğraf: Canan YETİŞTİ SATKIN

ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarım bölümü mezunu bir tasarımcı ve modelsin. Ve 5thPosition isimli bir mayo markan var. Bize markanın hikâyesini anlatabilir misin?

Marka aslında ortağım Buse Uğur tarafından kuruldu. 2014'ün kasımında ise bu işi beraber yapabileceğimize karar verdik ve ben de 5thposition'ın bir parçası oldum.

5thPosition'a dair nasıl hayallerin var?

Yakın dönem hedeflerimiz tüm dünyada iyi bilinen, beğenilen bir marka olmak ve en önemlisi de devamlı müşterilere sahip, sevilen bir marka haline gelmek.

Bir tasarımcı olarak tasarım kavramına nasıl bakıyorsun?

Tasarım sürecim de yöntemim de endüstri ürünleri tasarımı mantığında. Buse ile oturup final ürün olup olmayacağı belli olmadan, önemsiz yüzlerce çizim yapıp onları eleyerek, birleştirerek gidiyoruz. Esin kaynağımız çok net bir şekilde markanın da adını aldığı bale ve dans.

Podyumda olmanın zor tarafları neler?

Saatler öncesinden başlayan hazırlık, bekleme süreci ve kimi zaman yürümesi sahiden zor olan; 37 numara olan ayağıma büyük gelen ayakkabılar…

Tasarımcı ve model olarak moda endüstrisinin içerisinde yer alıyorsun. Sence endüstrinin kuralları zaman içerisinde değişiyor mu?

Tasarımcı olarak konuşmak için biraz erken, çünkü henüz iki yıldır bu işin içindeyim. Modeller açısından baktığımda ise kuralların sabit kaldığı tek bir an bile yok.

Aynı zamanda iç mimarı alanında, İTÜ'de yüksek lisans yaptığını biliyoruz. Sence İstanbul'un en güzel üç mimarı yapısı hangileri?

Aklıma ilk gelenler, Haydarpaşa Garı, Germania Hanı ve Pera Palas.

En sevdiğin kentler hangileri?

Kopenhag, Barselona ve Berlin.

Moda'da yaşadığını ve orayı çok sevdiğini biliyorum. Moda'daki değişim, sadece yeme içme ve alışveriş duraklarıyla sınırlı. Bir Modalı olarak bu değişim sana nasıl hissettiriyor?

Korkutucu geliyor doğrusu. Değişim akımı yıllardır işlerini yapan esnafın dükkânlarının birbiri ardına üçüncü dalga kahvecilere dönüşmesiyle başladı. 'Kentsel dönüşüm' adı altında güzelim apartmanlar, birbirinin aynısı, çirkin rezidanslara dönüşmeye devam ediyor. Değişim elbette doğal ama bu denli bozularak gitmesi ve geçmişe bu denli sahip çıkılmaması incitici.

İstanbul'daki sonbahar durakların nereler?

Mahallemden çıkmadan yaşayabilirim.

10 yıl içerisinde nasıl bir fotoğrafın içerisinde yer almak istiyorsun?

Sevdiğim ve beni seven insanlarla bir arada, mutlu olduğum işi yaparken görmek isterim kendimi.

BİZE ULAŞIN