Alejandro G.İnarritu

Iñárritu’nun, unutulmaz performansıyla Michael Keaton’ın oynadığı Oscar’lık film ‘Brdman’ Aralık ayında ABD’de gösterme girmişit.

Giriş Tarihi: 09.03.2015 14:19 Güncelleme Tarihi: 09.03.2015 14:36

'Birdman'i çekmeye başlamadan önce tüm oyunculara Fransız cambaz Phillippe Petit'nin Dünya Ticaret Merkezi'nin üzerinde, İkiz Kuleler arasında yürüdüğü meşhur fotoğrafı gönderdim. Bu fotoğrafı onlarla paylaşmak istedim, çünkü biliyordum ki eğer bu işte ben düşersem ya da onlardan biri düşerse, aslında hepimiz düşeriz.

Projenin sonunda bir hata olacağını bilsem bile artık kesemezdim. Bu, seni tıkama ihtimali olan sonsuz uzunluktaki bir spaghettiye katlanmak gibi bir şey.

16 yaşındayken çok romantik bir heritim. Her hafta başka birine âşık olurdum. Yani herkese âşık olabiliyordum; ama ne yazık ki hiç kimse bana âşık olmamıştı.

Bu sıralar favori filmim hangisi, biliyor musunuz? Miloš Forman'ın 'Hair'i. Filmi izlediğimde şöyle diyorum: "Bir hippi olmak isterdim. İnsanları sevmek isterdim. Arkadaşlarla göçebe gibi yaşamak isterdim. Bu istekler, seksle ya da uyuşturucuyla ilgili değil. Varoluş fi krinin saflığı, ütopikliği ve güzelliğiyle ilgili. Bunda şiirsel bir yan da var."

Annemin benimle ilgili beklentisi ve umudu düşüktü. 17 yaşında bundan dolayı büyük sorunlar yaşadım. Eğer bir gün bir çocuğum olursa onunla ilgili umutlarım olsun istiyorum.

Babam bana bin dolar vermişti. O, görüp görebileceğiniz en tatlı adamlardan biridir. Çok parası yoktu ama verdiği para, bana yola çıkma ve neredeyse bir yılımı Avrupa ve Afrika'da geçirme cesaretini verdi. Verdiği para inanılması güç deneyimler yaşattı ve sanki duygusal zekâ yüklemesi yaptı.

Özgürlük, yanında pek çok sorumluluğu da getirir. Kendi başınaysan üçüncü gözünü geliştirmek zorunda kalırsın.

Kariyerimin başlarında reklam fi lmleri çektim, ama bunlar benim için fi lmlerimden önce egzersiz yapmak gibiydi. Reklam filmlerinde çok para kazanırsınız ve yeni birçok şey deneyebilirsiniz. Bu yüzden mesleki açıdan gelişmek amacıyla çok saatimi reklam çekmeye harcadım. Reklam fi lmi yazıyor, yönetiyor, montajlıyor ve fi lmin yapımcılığını üstleniyordum. Bu sebeple ilk fi lmimi yaptığımda, setlerde ülkemdeki birçok büyük yönetmenden daha fazla zaman geçirmiştim.

Şunu söylemek zorundayım: "Bir fi lmi çekme aşaması, senaryosundan çok başka bir hikâyeye sahiptir."

Zaman, bir fikirle yola çıkar. Ancak 50'nizi devirdiğinizde, zaman size artık yeni bir fi kir getirmez. Ama kesinlikle hisleriniz daha net olmaya başlar, bu da sizin anı yaşayabilmenizi sağlar.

Babamın başarılarla ilişkisi çok iyi değildir, pek elde edemediğinden olsa gerek… Ama bu konudaki gözlemleri onu bilgece bir noktaya taşımıştır. Babam güç elde ettiğinizden bir zaman sonra çürümüş bir meyveye dönüşebileceğinizi söyler. Bana her zaman, "Eğer başarıya ulaşırsan onu tat ve zaman kaybetmeden tükür." der. "Çünkü o zehirdir."

Bir yönetmen olmak için sahip olunması gereken tek bir özellik var: Ritim duygusu. Ritim benim için her şeydir. Ritim olmadan müzik, sinema ya da mimari olmaz. Evren pek çok yolla bir ritim taşır: İmajlar. Sesler. Renkler. Titreşimler… Ve eğer siz bunu elde edemezseniz ya da ritim duygusuna doğuştan sahip değilseniz, titreşim yaratacak bir iş yapmanız imkânsızdır. Gerekli beceriye, bilgiye, çevreye, araçlara, hatta fi kre bile sahip olabilirsiniz, ama ritim duygunuz yoksa bittiniz.

Size âşık olduğum anı anlatsam asla inanmazsınız. Ona ismini duyduğum an âşık oldum. Arkadaşlarımdan biri, "Biz sinemaya gideceğiz, bir kadın da bize eşlik edecek. İsmi María Eladia Hagerman." dediğinde, "Bu, ne kadar harika bir isim!" diye düşündüm. María Eladia yaşlı Meksikalıların ismi gibi, Hagerman da Amerikan dondurma markası Häagen-Dazs'ı anımsatıyor. Ama duyduğum an âşık olmuştum bile!

Her şeyin bir sebebi vardır. Eğer bir sebebiniz yoksa hiçbir şeyiniz yoktur.

Esquire Dergisi'nin Şubat 2015 sayısından alınmıştır.

BİZE ULAŞIN