Güvenebileceğimiz bir kahraman: Chris Evans

'Kaptan Amerika'yla ilgili izlediğim bir sürü YouTube videosu ve katıldığım özel basın gösteriminden sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Chris Evans'ın karaktere kattığı 'gerçeklik' ve mizahi yön, muazzam düzeyde. Bir kere, oyunculuk tarzını samimi buluyorsunuz. Eminim, filmi dikkatlice izledikten sonra, bu konuda bana hak vereceksiniz. Hatta şunu da eklemeden geçmek istemem; 'Avangers (Yenilmezler)'taki rolüyle 'kardeş kahraman' pozisyonunda bulunan Chris Hemsworth da aynen Evans kadar eğlenceli ve samimi görünüyordu. Bunu, yine onunla yapılan röportajlardan da anlayabiliyordunuz.

Bugün, her ne kadar kendini iyi hissetmese de sette bizi eğlendirmeyi başaran bir Evans var karşımızda. Zira kısa süre içinde, kendisiyle arkadaş olmayı başardık. Yaklaşık dört saat sonra önemli bir toplantıya katılacak olmasa, muhabbetimizi daha da ilerletebilir ve rahatsızlığını ona tamamen unutturabilirdik. Ayrıca, fotoğraf karelerinde kendisinin daha enerjik olmasını sağlayabilirdik. Neyse, yine de her şey yolunda!

Los Angeles, West Hollywood tepelerindeki 20'inci yüzyılın ortalarından kalma, etkileyici bir evdeyiz. Evans'la buluşma noktamız, burasıydı. Hava, enerjinize enerji katacak derecede güneşli ve güzel. Baştan söyleyelim; burası, Evans'ın evi değil. Ancak içerideki atmosfer, evin bir Hollywood yıldızına ait olduğuna işaret ediyor (Emin olun, ev sahibini tanımıyoruz.). Hatta kaşmir çoraplarıyla etrafta dolaşan 'o yıldız'ı hayal edebiliyoruz. Evet, bizim hayal gücümüz de bu kadar! Hayalimize bakın! Mart ayının ortalarında olmamıza rağmen, havanın güzelliğiyle paralel olarak güneş, evin uzun pençelerinden içeri sızıyor ve iç mekânda büyüleyici bir ortam yaratıyor. Aynı büyüleyiciliğe, pencereden dışarıya baktığınızda da rastlıyorsunuz; zira karşınızda, masmavi rengiyle muazzam bir havuz var. Etraftaki uzun ve heybetli ağaçları saymıyorum bile. Ki o ağaçlar, evin etrafındaki doğal çitler gibi… Evin bulunduğu konumu dillendirmekten vazgeçmek istemiyorum. Bir kere etrafta gözünüzün değdiği her yer tam anlamıyla fotoğrafl ık. Kaliforniya'nın bu bölgesinde, sanki ayrı bir huzur var.

Ayrıca, evin özellikle dışarıdan görünümü retro havasında. İyi ki kapak çekimimiz için burayı kiralamışız. Çok şanslıyız! Bu arada, hani o meşhur 'Hollywood' yazısı var ya; hani şu ikonik olan, tepede görünen… Evet, işte o yazı da bulunduğumuz yerin çok yakınında (Neredeyse, hemen yukarımızda kalıyor.). Chris Evans'a bulunduğumuz mekânın bu özelliğinden bahsedip, çok şaşkın ve mutlu olduğumu anlatıyorum. "Ben de şaşkınım. Güzel bir hayalin gerçekleşmesi gibi." diyerek bana katılıyor. Birkaç saat sonra, evin içi çekimler için hazır. 1950'lerin tasarımlarından ilham alınarak üretilmiş mobilyalar, pahalı görünümlü tablolar, eşyalar… Her biri de Evans'ın emrine amade. Perdeler ise, içeri giren güneşin Evans'ı daha fazla terletmesine müsaade etmiyor. Çekim ekibinin neredeyse hepsi, sükûnet içinde çalışıyor; zira kapak yıldızımızın keyifsizliğine katlı sağlamak gibi bir derdimiz yok.

Madem hasta, kendini yorgun hissediyor; bizlerin ona destek olması şart. Sonuçta, hepimiz keyifl i ve mutlu birkaç saat hedefl iyoruz. Marvel'ın çizgi roman serisi 'Kaptan Amerika'nın ilk fi lmi beyaz perdeye uyarlandığında gördük ki Chris Evans tüm benliğiyle karaktere hayat vermiş. Gerçekten de takdire şayan bir performans sergiledi, sergilemeye devam ediyor. 35 yaşındaki aktör 2011'de bu seri için anlaşmaya vardığında, çizgi romancıların çoğu, ondan emin konuşuyordu. Çünkü bu tarz hayranı bol olan karakterler, tahmin edeceğiniz üzere fazlasıyla spekülasyonlara açıktır. Hatta bazen de yapımcıların seçimi çeşitli mecralardaki yorumlarla provoke edilir. Ancak bu sefer, hemen herkes Chris Evans'tan emindi. Zaten o da bu güvenle birlikte yeteneğini ortaya koyunca başarılı olduğunu düşünüyor. 2014 yılındaki 'Kaptan Amerika: Kış Askeri' fi lmi, serinin ikincisi olarak, yine gişe başarısı elde etti. Elbette, bir önceki gibi, Evans karaktere harika bir gerçeklikle hayat verdi. Gerçek şu ki 'Kaptan Amerika' karakteri, diğer süper kahramanlardan biraz farklı. Onunkinde, toplumun milli hislerini perçinleyecek doneler fazla ve bunlar da izleyicinin hassasiyetlerinin gözetilmesini kimi yerde zaruri kılıyor.