Sosyallik Bu(Mu)Dur(?)

Yazı Gökçecan YÜREKLİ

Önce farklı kültürlerden oluşan milletlerdik. Birbirimizle savaştık, kültürel sürüklenmelere neden olduk. Savaşlarla göçler yaşandı. Farklı kültürler, göçlerle başka milletlere enjekte oldu. Sonra globalleşme adına kültür çeşitliliğini tek tip olmaya zorladık. Şimdi globalleşmenin belki de tam tersini yaşıyoruz. Birlikler dağılıyor, herkes evine dönüyor. Tüm bunlar içinde bir şey unutuluyor. Sosyal olan ve sosyalleşmesi gereken insan...

Söz konusu 'millet' kavramı olduğunda, her toplum kendini farklı tarif eder; örneğin Almanlar soy esasını baz alırken, Fransızlar ve Çinliler kültürü, Araplar dili esas alır ve iç yapılarına göre kendi kendilerini tanımlar. Her toplumun özgün birer değerlendirme biçimi ve temayülü söz konusuyken, sosyal olayları, fi zik ve matematikte olduğu gibi kesin ve net kurallar çerçevesinde değerlendirmek mümkün olmuyor.

Kendi tarihimize kısaca göz gezdirdiğimizde, milliyetçilik fi krinin henüz kuramsal boyutta ortaya çıktığı dönemlerden bu yana, toplumbilimci, 'Türk milliyetçiliğinin babası' olarak görülen Ziya Gökalp'in öncülüğünde bir 'millet' tarifi yapıldığını görüyoruz. Bu tarif öylece süregelmiş; millet, "aynı kültürü paylaşan toplum, sosyal biri" olarak tanımlanmış. Biz Türkler, her ne kadar bu tanımı dile dökmekte geciksek de, aslında milliyetçilik duygumuz çok eskilere dayanıyor. Zamanında, kültür tarihçimiz Bahaeddin Ögel'in, Hunlar'ın Türk kültür birliğini kurduğunu kabul edebileceğimizi söylemesi, bu duygunun çok eskilere dayandığını teyit eder nitelikte. Hatta bu duygunun ortaya çıkışı konusunda yeterince bilgiye de sahibiz; ama konumuz o değil.

Konuyu çekmek istediğim yere getirmeden önce kültür kavramını da hatırlatmak istiyorum. Kültür, bir milletin yaşama biçimidir; akla gelebilecek bütün maddi ve manevi unsurların oluşturduğu bir yaşama biçimi. Din, dil, mimari, tarih, bayrak, damak tadı, sevinçler, mutsuzluklar… Saydıkça genişleyen bu unsurların hepsi milli kültürü meydana getiriyor. Buradan yola çıkarak, tüm dünya toplumları için sosyolojik geçerliliği olan şu durumdan söz edebiliriz; bir toplumun paylaştığı unsurlar ne kadar çoksa, o millet o kadar sağlıklı ve güçlü olur. Öyle ya, ortak özellikler arttıkça dayanışma, paylaşma duygusu o kadar fazla, birlik duygusu o kadar kuvvetli oluyor.

BİZE ULAŞIN