Lifestyle

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

06 Ocak 2014

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

1 / 5

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

Hani, "Boyuna posuna bakmadan kafa tutuyor." derler ya, aynen öyle! Bakmayın siz onun çıtı pıtı, minicik göründüğüne. Hırsı ve müziğe olan aşkı sayesinde bu aralar müzik dünyasında fırtınalar estirmeye başladı bile! Henüz 22 yaşında ve Ozan Doğulu'nun sihirli ellerinin de desteğiyle bu ay "Şok Oldum" albümü ile hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. Sıla ve Bengü gibi Ozan Doğulu'nun parlattığı isimlerden sonra adını sıkça duymaya başladığımız Ece Seçkin'den bahsediyorum. Hayal ettiğini oldurana kadar hırslı, baba düşkünü ve aynı zamanda büyüdüğünde bir ağır ceza avukatı olmak isteyen bu kız, başarı merdivenlerini çifter çifter tırmanır; benden söylemesi…

Röportaj: Seda Karan Fotoğraflar: Cem Talu

Ece Seçkin kimdir, bu kadar genç bir yaşta müzik hayatına nasıl dahil oldu?

12 Eylül 1991, İstanbul doğumluyum. Evin tek çocuğuyum. Annem müzik öğretmeni olduğu için üç yaşındayken piyano çalmaya başladım. Daha sonra yedi yaşındayken Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı bölümüne birincilikle girdim. Ortaokul yıllarında bale ve dans hayatıma girdi. Liseye girdiğimde ise kendi müzik grubumu kurdum. Çeşitli lise müzik yarışmalarına katıldık, belli dereceler aldık. Üniversiteye kadar hayatım müzikle iç içe geçti. Ancak üniversite için çok farklı bir seçim yapmak istedim. Hukuk bölümünde eğitimime devam ediyorum.

İşletme, tıp ya da mimari değil de; niye hukuk bölümünü tercih ettin?

Sanırım iddialı ve zor bir bölüm olduğu için. Açıkçası ben de tam olarak nasıl oldu, kazandım bilmiyorum çünkü ben eğitim dönemim boyunca çok tembel bir öğrenci oldum. Hiç ders çalışmazdım.

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

2 / 5

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

Bir de şöyle bir şey var; birbirine zıt iki farklı kulvar; sanat ve hukuk. Hiç ders çalışmadan nasıl kazanabildin hukuk bölümünü?

Lise sonun son dönemlerinde hırs yapıp bir parça ders çalışmaya başladım. Hukuk fakültesini kazanınca da, zaten bütün akademik bölümler zor, olmuşken en zoru olsun dedim ve bölüme devam etmeye karar verdim. Hukuğa ilgim de yok değildi aslında. Ama ağırlıklı olarak kriminal suçlarla ilgileniyorum.

Zorlanıyor musun peki?

Dürüst olmam gerekirse, evet. Çünkü; üçüncü sınıfta olsam da karakter olarak hiçbir zaman masa başında oturup ders çalışan biri olmadım. Ezber yapamam. Çok hareketli biriyim. Daha dışa dönük yapıya sahibim. Ama genel olarak söylemem gerekirse bölümümü seviyorum. Sadece biraz daha vakit ayırmam gerekiyor.

İleride avukatlık yapmak istiyor musun?

Ağır ceza avukatı ya da dedektif olmayı çok isterim. Çünkü şarkıcılık ve müzik belli bir yaşa kadar yapılabilecek meslekler. Sonuçta dünyanın binbir türlü hali var ve diploma aldığım mesleği yapmak durumunda kalabilirim ki, ilerleyen yaşlarımda bunun üzerine çalışmak isterim.

Müzik piyasasına daha yeni girmiş biri olarak, bu bir yıl içinde neler değişti hayatında?

Evet, henüz bir yıl oldu ve bu bir yıl içinde ben hariç hayatımdaki her şey değişti diyebilirim. Çevremdeki herkesin bakış açısı değişti bana karşı. Son bir yıldır, bir fırtınanın içinde yaşıyor gibiyim. Her geçen gün yeni insanlarla tanışıyorum. Her sabah, yeni bir projenin heyecanı ile gözlerimi açıyorum. Dediğim gibi hayatımın akışı değişti tamamen ve bir tek ben aynıyım. Sadece daha sakin ve olgun bir kız oldum diyebilirim.

Yaptığın müzik türü nedir?

Pop müzik yapıyorum. Prodüktörüm Ozan Doğulu.

Ozan Doğulu ile yollarınız nasıl kesişti?

Annem ile Ozan Doğulu'nun halası ortak bir iş yapıyordu. Onun sayesinde tanıştık.

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

3 / 5

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

Normalde de Ozan Doğulu hayranlığın var mıydı?

Hem Kenan Doğulu hem de Ozan Doğulu'nun hayranıydım. Konserlerine gidip en ön sıralarda ağzım açık bir şekilde izlerdim her ikisini de. Gerçekten performansları ve enerjileri müthiştir. Onları izlerken hep, "Ben de o sahnede olmalıyım." diye geçirirdim içimden. İşte; kader, kısmet ya da şans diyelim. Hayat beni onlarla buluşturdu.

Hayatın boyunca müzikle iç içe yaşasan da sonuçta bir hukuk fakültesi öğrencisisin. Aniden müzik piyasasının içine girmek ve albüm yapma fikrini ailen nasıl karşıladı?

Onlardan yana hiçbir problem yaşamadım. Ailem en büyük destekçim diyebilirim. Hiçbir zaman kararlarıma karışmadı. Özellikle de babam. "Müzik istiyorsan müzik yap, hukuk okumak istiyorsan hukuk oku." dedi her zaman. İlk başlarda albüm yapmama karşı geldi aslında ama Ozan'ın da ona verdiği güven duygusuyla biraz daha yumuşadı. Zaten nereye gitsem babam yanımdadır. Stüdyoda kayıt zamanında da yanımda konserlerde yanımda. Neredeyse babamla geziyorum diyebilirim. Hatta bize şöyle bir tepki bile göstermeye başladı insanlar: "Siz deli misiniz, neden hep baba-kız geziyorsunuz?" diye.

Babanla bu kadar iç içe yaşıyorsun. İşlerine, projelerine ya da giyim tarzına karışır mı?

Kuralları ve sınırları olan adam olduğunu söylemem gerek. Belirli çerçevelerden bakar ama bir o kadar da profesyonelce sınırlarını koyar. Hatta dediğim gibi birlikte seçeriz ne giyeceğimi. İçten içe baba-kız kıskançlığı yaşıyordur ama normal olarak… Yeni albümle birlikte styling'imde de değişiklik yaptık. Bir yıl öncesinde daha günlük kıyafetler giyerdim. Daha bir genç kız modeliydim. Kumraldım, sarışın oldum. Artık daha fazla dikkat çekiyorum. Daha havalı ve seksi pozlar veriyorum. Dolayısıyla kıyafetlerim de bu yönde değişti. Bütün bunları izlerken babam hiç sesini çıkarmıyor ama evet, içten içe kıskandığını ve bozulduğunu düşünüyorum. Ama tabii iş hayatında profesyonellik gerektiğini bildiği için sustuğunu da biliyorum.

Türk pop müziğinden hangi isimleri beğenerek dinliyorsun?

Kendi şarkılarını kendi yapan ve yorumlayan bir sanatçı olarak Gülşen en beğendiğim isim. Hande Yener ve tabii ki Ajda Pekkan da çok beğenerek dinlediğim isimler arasında.

Bu tempoda, hem okul hem de özel hayatını nasıl idare ediyorsun?

Maalesef idare edemiyorum. İki yıldır okula gidemiyorum. Okul dışında konserlerimizi, günlük programlarımızı ya da röportajlarımızı basın danışmanım hatta sağ kolum ya da benim diğer yarım diyebileceğim Gizem ile düzenliyoruz. İşlerim dışında hayatımı organize ediyor diyebilirim. Enstrüman çalmak farklı, şarkı söylemek çok farklı.

Şarkı yorumlayabildiğini ne zaman fark ettin?

İkisi çok farklı şeyler. Ben iyi bir şekilde şarkı söyleyebildiğimi ortaokul son sınıftayken fark ettim. Daha doğrusu, durdurulamaz bir sahneye çıkma isteği, şarkı söyleme duygusu gelişmeye başladı. Şarkı söylemek istiyorum kafası kısacası. Daha o yıllarda hissediyordum zaten, beni kimse durduramayacak diye. Hakikaten de durduramadı. 

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

4 / 5

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

Bir yıl içinde ünlü olmak, şarkıcı olarak tanınmak sana neler hissettiriyor? Bir parça şımardın mı?

Ünlü olmak ve dikkat çekmek değil de sahnede olmak çok büyük bir heyecan yaratıyor. Yani belki dışarıdan, beni görenler açısından bir değişiklik yaratıyordur bilemiyorum. Kısacası sabah uyandığınızda "Hah! Hahhh! Ben ünlüyüm artık!" demiyorsunuz. Hayatınız aynen devam ediyor. Ama sahnede olma duygusundan bahsetmem gerekirse; bundan daha tatmin edici bir duygu yaşamadım diyebilirim. Halen size anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor. Bunu yaşamak isteyen herkes denesin.

Bu yolda ilerlemek isteyenlere ne tavsiye edersin?

Kesinlikle vazgeçmemelerini tavsiye ediyorum. Ama zor bir süreç olduğunu da söylemek zorundayım. Bu kadar başarılı isimlerin desteğini almama, ailemin yanımda olmasına ve el üstünde tutulmama rağmen ben bile birçok zorlukla karşılaştım ve de karşılaşıyorum. En başta da çok yorucu bir hayat olduğunu belirtmeliyim. Yoruculuğu sadece fiziki değil psikolojik olarak da etkiliyor insanı. Etrafınızda sürekli bir insan grubu var ve o grup sizinle ilgili bir telaş yaşıyor. Ya da onlarla birlikte bir yerden bir yere yetişme telaşınız oluyor. Stresli bir iş, bunu baştan kabul etmeleri gerekiyor. Kilo vermeleri gerekecek.

Kilo vermeleri gerekecek dedin; sen kilo verdin mi?

Albüm hazırlığından bir süre önce 13 kilo verdim.

Normalde nasıl birisindir?

Bedensel olarak çok hareketli biriyimdir. En sevdiğim şey komiklik yapmaktır. Çevremdeki herkes muzurluk peşinde olduğumu bilir. Eğlenceli ve dinamik bir yapım vardır.

Kendinde en sevmediğin huyun nedir?

Çok takıntılı bir insanım. Bazı takıntılarım vardır. Ve o takıntılar beni kötü enerjiyle etkiliyor olabiliyor bazen. Bulunduğum yerlerde ya da yaşadığım evde eşyaların belli ve sabit bir yeri vardır. O eşyaları gece yarısı kalkıp kontrol bile edebiliyorum. Başak burcu olmanın zorluğu. Normal hayatımda da takıntılıyımdır. Birine taktıysam kafayı onu günlerce düşünebilirim. Kendimi yer bitiririm.

Bir erkeği kafana taktığın oldu mu hiç?

Yaşım daha çok küçük olduğu için öyle çok fazla ilişkim olmadı ama hayatımda bir kez, bir erkeği takıntı haline getirdiğim doğrudur.

Erkeklerin karşısında kendini daha güçlü hissediyor musun artık?

Bu konuyu düşündüm aslında. Lise yıllarında da son derece sosyal bir kızdım. Ama artık durum değişti. Sosyal medyada ya da gazete ve dergilerde röportajlarım çıkıyor. İnsanların bana karşı bakış açısı değişti. Dolayısıyla erkeklerin de değişiyor. Ki, bence seçtiği yolda gerçekten başarılı olan kadınlar gerçekten güçlü ve zeki kadınlar. Kadınların güçlü ve zeki olması bence erkeklerin çok hoşuna gidiyor. En önemlisi de erkeklerin iyi yaptığı bir şeyi kadınların da iyi bir şekilde yapabilmesi onları çok etkiliyor.

 

 

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

5 / 5

Yaşı küçük, işleri çok büyük! Ece Seçkin

Senin erkeklere bakış açın değişti mi peki?

Hiç değişmedi. Ama zaten zor bir kızdım daha da zor oldum sanırım. Bunu özellikle vurguluyorum!

Ne tür erkekler seni etkiler?

Kesinlikle bir erkeğin herhangi bir alanda yeteneği olmalı. Bir erkek beni çok çabuk tavlar aslında. Eğer komikse ve zekice espriler yapabiliyorsa. Beni güldürebiliyorsa gerçekten o erkekten hoşlanabilirim. Olduğu gibi davranmalı. Doğal olmalı.

Formunu nasıl koruyorsun?

Yaklaşık 12 yıldır at biniyorum. Bunun dışında bir spor eğitmenim var. Hava güzel olduğunda yürüyüş yapmayı severim. Spor salonunda olmaktansa açık havada olmak bana daha iyi geliyor.

Kendini seksi buluyor musun?

Seksi olduğumu düşünmüyorum. Daha doğrusu; bana seksi olmadığım kabul ettirildiği günden beri böyle düşünüyorum. Zaten seksi olmaya çalışmak bana gereksiz geliyor.

Sevgilin var mı?

Hayır yok. Erkek arkadaş aramıyorum ama sanırım bu aralar kaşınıyorum. Âşık olmak istiyorum bu aralar.

Hoşlandığın erkek tipi nedir?

Renkli gözlü, ince dudaklı ve çok zayıf erkeklerden hiç hoşlanmam. Bir erkeğin giyim konusunda trendleri takip eden, modern ve benim gibi dinamik olması da önemli benim için.

Çok çabuk sinirlenir misin?

Hayır. Aksine çok zor sinirlenirim. Hani dolar dolar ve patlarsınız ya, o şekilde sinirlerimi genellikle. Ama sonuçta insanız; yorgun olabiliyoruz, hayatınızdaki her şey ters gidebiliyor. Bir de bildiğim bir şeyin tam tersini inadına söyleyen bir kişiye karşı ters davranabiliyorum. Bir de trafikte çok sinirleniyorum.

Daha Fazlası

Peugeot E-5008 “Art On Cars” İle Sanatın ve Teknolojinin Buluşma Noktasında

Komünite Odaklı Gastronominin Yükselişi: Gusina’nın Hikayesi

Geleneksel Meyvenin Yeni Nesil Yorumu

Esquire 206: Uraz Kaygılaroğlu