"Ben o maçta oynadım!" -Tommy Lawrence

Bundan üç yıl önce BBC’nin önemli muhabirlerinden EStvuaerrt tFloinnders, 7 Şubat 2015’teki Liverpool- derbisi (Merseyside) öncesi Liverpool sokaklarını arşınlıyor; şehrin merkezindeki Church Street’te karşılaştığı iki takımın taraftarlarına derbi tarihinden sorular soruyordu. Flinders’ın kameramanıyla yaklaştığı 70 yaşlarındaki sevimli ihtiyar adam, kendisine uzatılan mikrofona heyecanlı bir şekilde bakıyordu. Muhabir, fazla beklemeden “1967’de oynanan Merseyside derbisi FA Cup 5. tur maçını hatırlıyor musunuz? Canlı olarak Anfield’da dev ekrandan da yayımlanmıştı.” diye sordu. Yaşlı adamın cevabı kısa ve netti: “Evet, o maçta oynamıştım.”

Giriş Tarihi: 09.11.2018 10:16 Güncelleme Tarihi: 11.03.2019 10:16
Yazı Gökhan İLKER
gokhan.ilker@yahoo.com


BBC'nin deneyimli muhabiri Stuart Flinders aldığı cevaba inanamayarak "Öyle mi?" diye tekrar sordu. İkili arasında 30 saniyelik sokak röportajında şu diyalog geçti: Stuart Flinders: Öyle mi? Yaşlı adam: Liverpool'da kaleciydim. S.F: Gerçekten mi? Y.A: Evet. S.F: Sizinle tanışmak muhteşem bir tesadüf oldu gerçekten. Pardon, lütfen isminizi hatırlatabilir misiniz? Y.A: Tommy Lawrence. S.F: Tanıştığıma çok memnun oldum Tommy. O güne dair neler hatırlıyorsun? Y.A: Muhteşem bir maçtı, gerçekten. Maçı kazandıran golü Alan Ball (Everton) atmıştı.

Yaşlı adamın mutluluğu, topu topu 26 saniye süren röportaj boyunca gözlerinden okunuyordu. Flinders'la konuşan ihtiyar gerçekten Liverpool tarihinin efsane isimlerinden lig ve FA Cup şampiyonlukları yaşamış 'Uçan Domuz' lakaplı kaleci Tommy Lawrence'tı. Lawrence, Liverpool tarihinin en büyük isimlerinden Bill Shankly'nin âdeta makine gibi işleyen Liverpool'unun en önemli dişlilerinden biriydi. Bu kısacık röportaj bir anda fenomen oldu. Önce İngiltere, Avrupa, Asya, ABD derken kısa bir süre içinde sekiz milyon kez izlendi. BBC santrali kilitlenmişti. Herkes Tommy Lawrence'ı soruyordu. Lawrence'ın içten ve sıcacık gülüşü tüm futbolseverleri sarmıştı. 1974'te futbolu bırakan Tommy Lawrence, 41 yıl sonra tekrar İngiltere futbolunun en önemli gündem maddelerinden biri olmuştu.

İskoçya'nın Ayrshire bölgesindeki küçük Dailly köyünde Frank ve Ruby Lawrence çiftinin üç çocuğundan biri olarak 1940'ta dünyaya gelen Tommy Lawrence, ailesinin bölgede iş bulamaması nedeniyle İngiltere'nin kuzeyine göç etmesiyle birlikte Manchester ile Liverpool arasındaki küçük Warrington şehrinde büyüdü. Çok başarılı bir öğrenci olduğu söylenemezdi. Okul hayatı çok uzun sürmedi. İşçi olan anne ve babası gibi bölgenin en büyük tel ve kablo üreticisi olan Rylands Kablo Fabrikası'nda işe girdi. Küçük yaşta girdiği fabrikanın bahçesinde yapılan maçlarda genelde kaleye geçiyordu. Kalede oldukça başarılıydı. Kısa süre içinde fabrikadaki maçların gözdesi oldu. Tommy'nin kalesinde beklediği takım oynamadan kazanmış gibi muamele görüyordu. Küçük çaplı bu ünü onu yerel ligde oynayan Warrington Town F.C.'ye taşıdı.

Warrington'daki başarılı performansı, bölgenin güçlü takımlarından Liverpool'un radarına girmesine sebep oldu. Liverpool'un başındaki Phil Taylor, Tommy'yi bir süre izlettikten sonra 1957'de henüz 17 yaşındayken transfer etti. Tommy, beş yıl boyunca A takımda forma giyemedi. Tommy'nin artık olduğunu düşünen Liverpool'un efsanevi menajeri Bill Shankly kendisi gibi Ayrshire'lı olan Tommy'yi takıma gelişinden beş yıl sonra, 1962'de ilk kez Liverpool'un kalesine geçirdi. İlk maçına West Bromwich Albion'a karşı 1-0 kaybettiler. Allahtan golde hatası yoktu. Çünkü bütün takımın korktuğu Bill Shankly'den gizlenecek delik araması gerekecekti. Bir sonraki hafta Anfield'a ilk kez çıktığı Leyton Orient maçında muhteşem oynadı. İki kez doksan tabir edilen çataldan çıkardığı toplarla tüm dikkatleri üzerine çekmişti ancak maçın yıldızı hat-trick yapan Roger Hunt olmuştu. Gazeteler Hunt'ın yanında yeni iri yarı kalecinin de çok iyi oynadığını yazıyordu.



Bill Shankly, bu uzun boylu ve biraz kilolu genci başka türlü kullanabileceğini sezmişti. Sık sık ceza sahası çizgisine gelen Tommy'yi âdeta bir libero gibi oynamaya teşvik etti. Hatta antrenmanlarda bazen defans oyuncularıyla birlikte çalıştırıyordu. Tommy buna şaşırsa da futbol görüşü yaşadığı dönemin çok ötesinde olan Shankly, aslında futbol tarihinin ilk libero kalecisini yetiştiriyordu. Bugün Manuel Neuer ile oldukça üst seviyeye çıkan libero kalecilerin ilki Tommy Lawrence'tı. Heybetli bir fiziğe oranla son derece hızlı olan ve savunmadan başlattığı ataklarla üzerine gelmeleri için rakip forvetlere meydan okuyan İskoç kaleci, o dönem kaleciliğe popülerlik kazandırdı. Gerçi Shankly'nin istediği Tommy'nin gerçekleştirdiği libero kaleci rolü, tribünler tarafından oldukça tehlikeli ve riskli bulunuyordu. Anfield'taki maçlara gelen Liverpool taraftarları, defansın arkasına atılan hemen hemen her topta kalesini terk eden Tommy'yi kaleye geri dönmesi için küfürle karışık uyarıyordu. Tommy o dönemi şöyle anlatıyordu: "İlk başta ölümüne korktum. Birkaç kez Melwood'da yaptık, sonra Anfield'da denedik. Ben kaleden uzaklaştıkça KOP resmen beni sopalıyordu. Devamlı kaleye dön diye bağırıyorlardı. Shankly ise çıkmadığım her top için bana oldukça sert bağırırdı. O günlerde hiçbir kaleci bunu yapmıyordu. Kaleden her çıktığımda "Aman Tanrım!" diyordum ama işe yaradı."

Heybetli fiziği ve kilosuna rağmen hızı, refleksleri ve adeta bir kuş gibi uçabilmesi nedeniyle Liverpool tribünleri ona 'Uçan Domuz' demeye başladı. 'Uçan Domuz' her ne kadar Bill Shankly'nin arzu ettiği gibi oynasa da hatalı gol yediği maçlarda çok korktuğu Bill Shankly'den duşlara saklanarak kaçıyordu. Arkadaşları ve eski taraftarlar Tommy Lawrence'nın korkutucu ve sert bir stili olduğunu söylüyor. Ancak tüm bu tanımlamalara karşı Tommy, kariyeri boyunca bir kez bile kırmızı kart görmedi. 1962'de Liverpool formasını giydikten sonra yerine başka bir efsane kaleci olan Ray Clemence'e teslim edene kadar formayı yaklaşık sekiz sezon boyunca sırtından hiç çıkarmadı.



Kaleye geçişinin ikinci sezonunda Liverpool ile hem şampiyonluk yaşadı hem de Beşiktaş'ı üç kez arka arkaya şampiyon yapan Gordon Milne, Ron Yeats, Willie Stevenson, Ian Callaghan, Roger Hunt, Ian St John ve Tommy Smith'li efsane kadronun değişmezi oldu. O sezon 42 lig maçında kesintisiz oynayan Tommy, Bill Shankly'nin makinesinin önemli bir dişlisi haline gelmişti. 1964-65 sezonunda Lawrence ve Liverpool, önceki sezon elde ettiği başarıyı tekrarlayamayarak ligi 7'nci sırada, Manchester United'ın tam 17 puan gerisinde tamamladı. Ancak BBC'nin deneyimli muhabiri Stuart Flinders aldığı cevaba inanamayarak "Öyle mi?" diye tekrar sordu. İkili arasında 30 saniyelik sokak röportajında şu diyalog geçti: Stuart Flinders: Öyle mi? Yaşlı adam: Liverpool'da kaleciydim. S.F: Gerçekten mi? Y.A: Evet. S.F: Sizinle tanışmak muhteşem bir tesadüf oldu gerçekten. Pardon, lütfen isminizi hatırlatabilir misiniz? Y.A: Tommy Lawrence. S.F: Tanıştığıma çok memnun oldum Tommy. O güne dair neler hatırlıyorsun? Y.A: Muhteşem bir maçtı, gerçekten. Maçı kazandıran golü Alan Ball (Everton) atmıştı. 123 buna rağmen FA Cup'ta önemli bir atak yapmışlardı. Liverpool 1950'den beri ilk defa finale kaldı. Takım o ana kadar hiç FA Cup'ı kazanamamıştı. Finalde karşılarında genç ve istekli bir kadroya sahip Leeds United vardı. Her iki taraf da normal sürede gol atmayı başaramadı. Tommy, 90 dakika boyunca tehlikeli Leeds ataklarını oldukça temiz bir şekilde savuşturdu. Uzatmanın daha başında, 93'te Roger Hunt, Liverpool için perdeyi açtı. Ancak Billy Bremner tam yedi dakika sonra 100'de attığı kurşun gibi şutla durumu eşitledi. Shankly'nin öğrencileri uzatmanın bitimine üç dakika kala 117'de Ian St John'ın ayağından gelen golle kupayı kazandı. Tommy böylece Liverpool'a ilk FA Cup'ı getiren kadroya adını yazdırarak kulüp tarihine geçti.

Bir sonraki yıl muhteşemdi. Liverpool, İngiltere'deki kupalara âdeta ambargo koymuştu. Önce lig şampiyonu oldular, ardından bugün İngiltere Süper Kupası olarak adlandırabileceğimiz FA Charity Shield'i kazanmayı başardılar. Avrupa'da da fırtına gibi esiyorlardı. Kupa Galipleri Kupası'nda elemelerde Juventus'u geçen Liverpool, finalde Alman panzeri Borussia Dortmund ile karşılaştı. Glasgow'daki Hampden Park Stadı'nda oynanan finali yaklaşık 42 bin biletli seyirci izledi. Fransız hakem Pierre Schwinte'in yönettiği maçın normal süresi; Dortmund adına 61'de Siggi Held, Liverpool adına ise 68'de Roger Hunt'ın attığı gollerle berabere sonuçlandı. Ancak kurt Alman Hoca Willi Multhaup'un Dortmund'u uzatmada kupayı Liverpool'un elinden aldı. Tommy Lawrence tam sekiz yıl boyunca sadece birkaç maç kaçırarak Liverpool'un kalesini korudu. 1970'de, üç yıl önce Scunthorpe United'dan alınan genç kaleci Ray Clemence'e yerini kaptırdı. 1971'de bir kez daha forma giydi. Ancak Bill Shankly artık yaşlandığını ve kaleyi tamamen yeni bir efsane adayı olan Ray Clemence'e vereceğini açık açık söylemişti. Nitekim Clemence, 13 sezon Liverpool'un kalesinde devleşerek tarihe geçti. Tommy bu süreçte üç kez İskoçya Milli Takımı'nın da kalesini korudu. Hatta İskoçların dönemin en güçlü takımlarından Batı Almanya'yı 5-3 mağlup ettiği maçta kalede olan Tommy yediği üç gole rağmen övgüleri topladı. 1971'de 390 maç kalesini koruduğu Liverpool'dan ayrılarak eski takım arkadaşı Ron Yeats'in yönettiği Tranmere Rovers'a transfer oldu. Tranmere'de üç sezonda 80 maç kaleyi korudu. Arkadaşı Ron Yeats'in ayrılacağını öğrendiğinde ise yaşlandığına karar vererek amatör ekiplerden Chorley'e geçti. Kısa bir süre sonra ise yaklaşık 35 yaşındayken futbolu bıraktı.



Tommy Lawrence'ın döneminde futbolcular şimdiki gibi astronomik kazançlara sahip değildi. En üst ligin dışında oynayan tüm futbolcuların ikinci bir işi bulunuyordu. Tommy de futbolu bıraktıktan sonra gençliğinde çalıştığı ve işinde oldukça ustalaştığı Rylands Kablo Fabrikası'na ustabaşı olarak geri döndü. Bir süre sonra ise kalite kontrol müdürlüğüne yükseldi. Fabrikadan emekli olduktan sonra Liverpool'da yaşamaya devam etti. Üç çocuk ve 10 torun sahibi olan Tommy'yi İngiltere futbolunun önemli isimlerinden olan, dokuz sezon Liverpool forması giyen ve dört sezon çalıştıran Roy Evans şöyle anlatıyor: "Sıradan bir kaleci değildi. Olağanüstü refleksleri vardı ve çok cesurdu. Müthiş sezgisinin yanında çok iyi pozisyon alırdı. O kaledeyken çok rahattık. Devamlı gençlere yardımcı olurdu. Hep kendinden önce takımı düşünürdü. Birçok kaleci, libero-kalecilik denilen yeni stili ondan öğrendi. Onunla zaman geçirmek çok eğlenceliydi. Tommy bir beyefendiydi ama çok eğlenceli bir beyefendi olarak hatırlanacak."

İngiliz gazetesi The Times'a göre Liverpool'da oynamış olan en iyi 50 oyuncu arasında yer alan Tommy Lawrence, kült haline gelen BBC röportajından yaklaşık üç yıl sonra, 10 Ocak 2018'de; 77 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Liverpool kulübünün internet sitesinde yayımlanan mesajda, Lawrence'ın vefatı nedeniyle derin üzüntü duyulduğu belirtilerek, ailesi ve arkadaşlarına başsağlığı dileğinde bulunuldu. 14 Ocak 2018'de Anfield'da oynanan Premier League'in 23. haftasındaki Manchester City maçı öncesi tribünler ve futbolcular tarafından saygı duruşuyla anıldı. KOP tribünü ise Tommy'yi marşları haline gelen ünlü 'You'll Never Walk Alone' (Asla Yalnız Yürümeyeceksin) şarkısını söyleyerek sonsuzluğa uğurladı.



SHANKLY'NİN ÖFKESİ

Liverpool'da sadece Tommy Lawrence değil, tüm takım İskoç menajer Bill Shankly'den ölesiye korkardı. Shankly oyuncuları çocuk gibi azarlar ve kıvrak zekâsı ile devamlı laf sokardı. Tommy'nin takım kaptanı Ron Yeats, Shankly ile hatalı gol yiyen Lawrence arasında soyunma odasında yaşanan bir diyaloğu şöyle anlatıyor: "Tommy, Shankly'den ölümüne korkardı. O daha gençken bir Arsenal maçına çıkmıştık. Maçın bitmesine 20 dakika vardı ve 1-0 kazanıyorduk. 'Bu Arsenal'e karşı iyi bir galibiyet olacak' diye düşündüm. Ancak beni rahatça geçen Joe Baker, 25 metreden topa vurdu. Ben hemen 'Bu senin Tommy!' diye bağırdım. Ancak 'kanlı top' Tommy'nin bacaklarının arasından geçerek gol oldu. İnanamadım. Son beş dakika iyice üzerimize geldiler. Sadece kendimi düşünüyordum. Shankly soyunma odasına gelmeden duşa girmeliyim diyordum. Ancak takımdaki diğer 10 kişi de aynı şeyi düşünüyordu. Son düdük çaldığında yarışarak soyunma odasına koşturduk. Ama kimse yeterince hızlı değildi. Kapı açıldı ve Shankly içeri girdi. Yüzü sinirden kıpkırmızıydı. 'O nerede?' diye sordu. Farkında değildim ama Tommy benim arkamdaymış. Parmağını kaldırarak 'Ben buradayım patron,' dedi. 'Bir şey söylemeden önce patron; özür dilerim. Siz ve çocuklar için gerçekten özür dilerim. Bacaklarımı asla o topa açmamalıydım,' dedi. Shankly ise ona doğru bakarak sadece, 'Bu senin suçun değil; vakti zamanında annen ile babanın suçu!' diyerek odadan çıktı."

BİZE ULAŞIN