Bir maç bin kavga!

Balkan topraklarında kavga hiç bitmedi. Hayatın her alanında olduğu gibi bu toprakların yeşil sahalarında da ne yazık ki hiç bir zaman barış ya da kardeşlik adıyla çizilen mutlu bir tablo yer almıyor. Yeşil sahadaki kavganın son adresi, Dünya Kupası oldu. Sırbistan ile İsviçre arasındaki maçta, Balkan topraklarından iki ülke karşı karşıya gelmediği halde, İsviçre Milli Takımı’ndaki Arnavut/Kosova kökenli oyuncular Xherdan Shaqiri ve Granit Xhaka’nın attıkları gollerden sonra elleriyle ‘Büyük Arnavutluk’un sembolü olan ‘çift kartal’ yaparak sevinmeleri, maçın önüne geçti. Bu arada, Maç bitti ama kavgası hala sürüyor!

Yazı Gökhan İLKER
gokhan.ilker@yahoo.com

Sırplar ve arnavutlar arasındaki gerginliğin tarihsel kökeni 17. yüzyıla kadar uzanıyor. Tarihi kaynaklar, Arnavutların İslam'a geçmesiyle iki halk arasında sorunların başladığını belirtiyor. 1804'teki ilk Sırp ayaklanması ve 20. yüzyılın başlarında yaşanan Arnavut isyanlarının Sırplar tarafından hayli kanlı bir şekilde bastırıldığı Balkan Savaşı da iki halkın arasının zamanla iyice açılmasına neden oluyor. Son olarak Kosova'da 1998-1999'da yaşanan kanlı çatışma süreciyle Sırplar ve Arnavutlar arasında sağlıklı bir ilişki kurmak, şimdilik mümkün görünmüyor. İki halkın birbirine karşı duyguları, Sırbistan'ın en büyük gazetelerinden biri olan Danas'ta çıkan bir yazıda şöyle aktarılıyor: "Bir kural olarak, eğer Sırplar bir şeyi severse Arnavutlar ondan nefret eder ve tam tersi de geçerli bir kuraldır." Belgrad'da yaşayan foto muhabiri Gürkut Gürsoy ise, bu kuraldaki tek istisnanın Fenerbahçe'de de forma giyen, sevilen bir futbolcu olduğunu söylüyor: "Ancak, büyük bir istisna var. Kosova'da bir devlet kurumunun (Futbol Federasyonu) başında olmasına rağmen, Sırbistan'da Fadıl Vokri hakkında övgü dolu sözler söylendi. Ölümü büyük bir üzüntü yarattı. Vokri, Sırbistan'da gerçekten çok seviliyordu. Ona büyük saygı duyuluyordu. Arnavutlar bile şaşırıyordu..."


Dünya Kupası'nda yaşananlar bir ilk değil. 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2016) elemelerinde 14 Ekim 2014'te Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da oynanan Sırbistan-Arnavutluk maçı öncesi, Kosova'daki bölünmüş şehir olan Mitroviça'yı ikiye bölen İbre Köprüsü'nde toplanan Sırp ve Arnavut taraftarlar arasında çatışma çıktı. Kosova Barış Gücü (KFOR), çatışmayı önlemek amacıyla şehirdeki güvenliği artırdı.

Olaylar sırasında Barış Gücü askerleri birçok kişiyi gözaltına aldı. Maç boyunca ya da maçtan sonra olası çatışmayı engellemek amacıyla Mitroviça kentini ikiye bölen köprüye ek asker takviyesi yapıldı ve ulaşım durduruldu. Gergin maç öncesi Arnavutluk Milli Takımı Teknik Direktörü Giovanni De Biasi, düzenlediği basın toplantısında "Biz savaşa mı yoksa maç oynamaya mı geldik? Anlayamadım." ifadelerini kullandı. Teknik Direktör De Biasi, 3 bin 500 polisin maç sırasında hazır durumda bulunmasına da anlam veremediğini belirtti.

Ancak 'savaş çıkarabileceği' söylenen maç tam da beklenildiği gibi yarıda kaldı. Maç devam ederken Arnavut taraftarların saha üzerinde drone ile "Büyük Arnavutluk" bayrağı uçurması, iki takım futbolcuları ve taraftarlar arasında arbede çıkmasına neden olmuştu. Futbolcular yaralandı. Tribünlerde "Kosova, Sırbistan'ın kalbidir." diye bağıran bazı Sırp seyirciler, Arnavutluk bayraklarını yakarken Kosova ve Arnavutluk'ta halk sokaklara döküldü. EURO 2016 eleme maçını izleyen Arnavutluk Başbakanı Edi Rama'nın kardeşi Osli Rama'nın, bayrağın açıldığı drone'nun sahibi olduğu iddiasıyla gözaltına alındığı iddia edildi. İngiliz hakem Martin Atkinson, maçı tatil etti. Arnavutluk Milli Takımı futbolcuları, soyunma odasına polislerin copları arasında girdi. Belgrad'daki maçta çıkan olaylar sırasında 45 Arnavut'un gözaltına alınması ve Sırp taraftarların Arnavutluk bayrağını yakması nedeniyle başkent Tiran'daki Sırbistan Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı'na çağırılarak nota verildi.

Arnavutluk İçişleri Bakanı Sajmir Tahiri de olaylara ilişkin yaptığı açıklamada, olaylar sırasında Belgrad'da bulunan milli takım heyetinin ve taraftarların can güvenliğinden Sırbistan devletinin sorumlu olduğunu açıkladı. Sırbistan'ın Tiran Büyükelçiliğine saldırılınca çok sayıda polis büyükelçilik binası önüne sevk edildi. UEFA, önce Sırbistan'ı hükmen galip ilan etti. Ancak daha sonra Sırbistan'ın üç puanı silindi ve iki ülke futbol federasyonuna para cezası verildi.

Bu maçtan yaklaşık dört yıl sonra bu kez Sırplarla yaşanan savaş yüzünden aileleri Kosova'yı terk etmek zorunda kalan Granit Xhaka ve Xherdan Shaqiri'nin tepki vereceği tahmin ediliyordu. Bu noktada iki futbolcunun geçmişine göz atmak bu tepkinin neden beklendiğini daha kolay anlamamıza yardımcı oluyor. Yugoslavya'da işlerin kötüye gitmeye başladığı dönemde bir üniversitede ziraat mühendisliği okuyan 23 yaşındaki Ragıp Xhaka, komünist yönetime karşı yapılan gösterilere katılıyordu. Ragıp ve arkadaşları özellikle Sırp kökenli yöneticiler tarafından yok sayılan Kosova halkının var olduğunu seslerini yükselterek gösteriyordu. Priştine'de yaşayan Ragıp, 1986'da bir gece evinden gözaltına alındı. Hesapta sorgulanıp bırakılacaktı ama tutuklandı. Birkaç ay önce evlendiği eşi Eli ile zar zor görüşebiliyordu. Tam 3,5 yıl cezaevinde yattı. Yugoslavya, iç savaşa doğru koşar adım sürüklenirken Xhaka çiftinin üzerindeki baskı da gün geçtikçe artıyordu. 1990'da bir gece otobüse binen Xhaka çifti, sabah gözlerini İsviçre'nin Basel kentinde açtı. Ragıp Xhaka, "Şaşkındık ve ne yapacağımızı bilmiyorduk. Ancak gelecekten korkmuyorduk. İlk defa özgürlüğü hissetmiştik." diyordu. Ziraat mühendisi Ragıp, İsviçre'de bahçıvanlık yapıyordu. Basel'e adım attıkları yıl ilk oğulları Taulant, 1,5 yıl sonra ise ikinci oğulları Granit doğdu. Bugün küçükken İsviçre için forma giyen Taulant, Arnavutluk milli takımında, Granit ise kendisine kucak açan İsviçre'nin ulusal takımında top koşturuyor.

Maça, birinde evi olan İsviçre, diğerinde ise köklerinin geldiği Kosova'nın bayrakları bulunan kramponlarla çıkan Xherdan Shaqiri'nin öyküsü de çok farklı değil. Kendi hikâyesini geçtiğimiz günlerde The Players Tribune'de anlatan Xherdan Shaqiri, İsviçre'ye ilk geldikleri dönemde, kışın ısınmak için beş battaniyeyi üst üste sererek yattıklarını söylüyor. Amcasının evine bomba isabet etmesi sonrası baba Shaqiri, Kosova'dan ayrılma kararı alıyor. Shaqiri, o günleri şöyle anlatıyor: "Savaş patlak verdiğinde ve ailem iki kardeşimle birlikte Kosova'dan ayrılıp İsviçre'ye taşınma kararı aldığında ben dört yaşındaydım. Kolay değildi. Babam, İsviçre'de konuşulan Almanca'yı bilmiyordu; bu yüzden bir restoranda bulaşıkçı olarak çalışmaya başladı. Sonrasında yol yapımında çalıştı. Annem ise şehirdeki ofislerde temizlik görevlisi olarak çalışıyordu. Ben süpürgede, ağabeyim ise camları temizlemede anneme yardımcı oluyordu. İsviçre herhangi bir insan için bile pahalı bir ülke. Bizim için çok daha pahalıydı, çünkü hâlâ Kosova'da yaşamakta olan aile bireylerimize para yardımında bulunuyorduk. Başlangıçta her sene onları görmek için Kosova'ya gidiyorduk. Aslında, annem her zaman; "Uçaktayken hep çok yaramaz oluyorsunuz. Her zaman koltuklara tırmanıp insanları rahatsız ediyorsunuz, susmuyorsunuz." derdi. Fakat savaş başlayınca oraya dönme şansımız kalmadı. Orada yaşayan akrabalarımız ise oraya sıkışıp kaldı. Amcamın evi yanıp kül olmuştu. Çok fazla acı çeken insan vardı. Babam eline para geçtikçe Kosova'ya gönderdi. Büyüyene kadar doğum günlerim haricinde hiç keyfi harcama yapamadım."

İki takım Kaliningrad'da 22 Haziran'da oynanan maça çıkarken, durum bundan ibaretti. Shaqiri'nin kramponlar konusunda uyarıldığı ama geri adım atmadığı söyleniyor. Maç öncesi tribünlerdeki bir grup Sırp taraftar Bosna Savaşı soykırım suçlusu Ratko Mladic'in fotoğrafının yer aldığı tişörtler giyerek 'çetnik selamı' yapıyordu. Tabii bu arada, Sırbistan Futbol Federasyonu, bu kişilere ömür boyu maçlardan men cezası verileceğini açıkladı.

Maçın başında Mitroviç, Sırbistan'ı 1-0 öne geçirdi. İsviçre, 52'de Xhaka'nın attığı golle durumu eşitledi. Tribüne koşan Xhaka çoktan ellerini çift kartal haline getirmişti. Maç boyu Sırp oyuncuların sert müdahalelerine maruz kalan Shaqiri ise 90'da Sırbistan'a cezayı kesti. Durum 2-1 yapan golü atan Shaqiri aynen Xhaka gibi çift başlı kartal yaparak tribünlere koştu. İngiltere'de Stoke City'de oynayan Shaqiri, yaptığı kartal işareti için "Sadece duygularımı gösterdim. Golü attığım için çok sevindim. Tek amacım buydu." dedi. Arsenalli Granit Xhaka ise "Açık konuşmak gerekirse rakiplerim umurumda değil. Beni destekleyen halkım için yaptım. Memleketimde beni unutmayan insanlar için yaptım." diye konuştu. İkiliye destek veren İsviçre milli takımı kaptanı Stephen Lichtsteiner ise, "Ülkemizde çok sayıda Arnavut var. Sırbistan ve Arnavutluk arasındaki tarih de biliniyor. Onlar için zihinsel olarak oldukça zor bir maçtı. Bence iyi bir sevinçti. Savaş onlar için büyük sıkıntılar çıkardı. Maçtan önce de Sırp taraftarlar onları provoke etti. Bence sevinçleri gayet normaldi." dedi. Sırpların teknik direktörü Mladen Krstajic, karşılaşmanın hakemi Felix Brych'in maçın 66. dakikasında Sırp oyuncu Aleksandar Mitrovic'e penaltı kararı vermemesini eleştirerek, "Soyulduk. Hakeme ne kırmızı ne de sarı kart verirdim. Kendisini Lahey'deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesine gönderirdim." diye konuştu.

Disiplin soruşturması açan FIFA, attıkları gollerden sonra Arnavutların sembolü olan çift başlı kartal hareketi yaparak gol sevinçleri siyasi içerik taşıyor dediği Shaqiri ve Xhaka'ya 10'ar bin (8 bin 700 avro), Lichtsteiner'e 5 bin (4 bin 370 avro); maç sonrasındaki açıklamaları nedeniyle Sırbistan Futbol Federasyonu (FSS) Başkanı Kokeza ve Krstajic'e 5'er bin ve taraftarların uygunsuz davranışları nedeniyle FSS'ye de 54 bin İsviçre frangı ceza verdi. Kosovalılar ise hemen bir fon kurarak cezayı kendilerinin ödeyeceklerini açıkladı. İlk 24 saat içinde fona 12 bin avro bağış yapıldı. Kosova Ticaret ve Sanayi Bakanı Bajram Hasani ise bir aylık maaşı olan 1.500 avroyu fona bağışladı. Hasani şöyle konuştu: "Yaptıkları gol sevincinin maddi bir karşılığı yok. İki yıldızın da kendilerine verilen para cezasını ödeyecek güçleri olduğunu biliyorum. Ancak, gol sevinçlerini gördüğümde yaşadığım gurur sonrası kendimi onlara karşı borçlu hissettim. Bu nedenle bir aylık maaşımı, FIFA'nın verdiği ceza sonrası oluşturulan fona bağışlama kararı aldım. Bizi gururlandırmaya devam edin çocuklar!"

Kavga bir anda magazin dünyasına kaydı. Aslen Arnavut olan İngiliz şarkıcı Dua Lipa o anı sosyal medya hesabından paylaşınca Sırbistan'ın stoperi Dusko Tosic'in model eşi Jelena Karleusa'dan cevap geldi. Jelena, Twitter hesabından Dua Lipa'nın kullandığı görseli paylaşarak "Ciddi anlamda budala gibi görünüyor." yazdı. İşin ilginç yanı FIFA Xhaka ve Shaqiri'ye ceza verirken, Bosna'da soykırım yapan Sırp Kasabı Arkan ve adamlarının kullandığı 'selam'a bir ceza vermedi. Bununla birlikte, Manchester City'den Roma'ya transfer olan Sırp sol bek Aleksandar Kolarov, hem Kosta Rika hem de Brezilya maçının sonunda tribündeki milliyetçi taraftar gruplarına çetnik selamı verdi. Ancak Kolarov'un sevincini 'siyasi içerikli' bulmayan FIFA bir disiplin soruşturması başlatmadı. Son olarak siyasi duruma bakarsak Kosova, 17 Şubat 2008'de Sırbistan'dan ayrılarak tek taraflı bağımsızlığını ilan etse de Sırbistan, 116 ülke tarafından bağımsız devlet olarak tanınan Kosova'yı hâlâ kendi toprak parçası olarak görmeye devam ediyor.

Çift başlı kartal ve çetnik selamı

M.Ö. 3 bin yılında Mezopotamya'da kullanılmaya başlanan çift başlı kartal, Asurlular, Sasaniler, Bizanslılar ve Türkler tarafından kullandı. Anadolu Selçukluları dönemindeki mimari eserlerde ve sanat eserlerinde de sık sık rastlanırdı. Sırpların üç parmağıyla yaptığı Çetnik selamının tarihini Balkan kökenli gazeteci Fatih Sabovic şöyle anlatıyor: "Üç parmak selamı, Hıristiyanlıktaki mezhep ayrımına dayanır. Sırp halkı tarafından dini yeminlerde, günlük sohbetlerde 'tek gerçek Ortodoks' olarak kendilerini görmeleri ve bu bağlamda fark yaratma arzularının etkisiyle kullanıldı. Osmanlı Devleti'ne karşı, Balkanlar'daki ilk ayaklanmaların Sırplar tarafından başlatılması ile 'Sırp kimliğini' dışa vurma, isyanlarda halkı birleştirme, ayrıcalıklı gösterme çabaları da Üç Parmak'ın yayılmasına zemin hazırladı. İsyan konuşmaları, bu selamla özdeşleşti. Üç parmak selamının modern dönemde bir sembol oluşu ise, 1988'e dayanır. Yugoslavya'da, Srem kentindeki Sırplar, kendi şehirlerindeki Arnavut, Hırvat ve Sloven kökenli toplulukların iki parmakları (orta ve işaret parmakları) ile yaptığı zafer işaretine üç parmak ile karşılık vermiştir. O dönemde aşırı milliyetçi Sırp siyasetçilerin de etkisiyle, 'üç
parmak selamı' sokaklara yayıldı. Sırp halkının, "Zafer işaretimiz ve geleneksel ritüelimiz" dediği simge, Boşnak ve Hırvat katliamları sırasında Çetnik çetelerinin simgesi oldu. Adı da, Çetnik selamına döndü. Çift başlı kartal hareketi ise; Arnavut halkı ve Kosova özelinde, 1998-1999'de Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Ordusu ile UÇK (Kosova Kurtuluş Ordusu) arasındaki savaşa bir göndermedir. O dönemki 'Yugoslav Ordusu' aşırı ırkçı ve milliyetçi Sırp siyasetçilerin kontrolündedir. Xhaka ve Shaqiri, 'Çift başlı kartal' hareketiyle hem Arnavutlara hem Kosova'ya hem de UÇK'ya selam çakmıştır. Yakın dönemdeki bir iç savaşa dayanan tüm bu olaylar ve simgeler, milletlerin birbirlerine karşı yaptıkları silahlı girişimlerinin simgeleri gibi bir algıya sahiptir."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.