Futbol’a Neşter Atma zaman!

Yanlış amaçlara hizmet eden ligin, şaibeli, şikeci ve ‘’düztaban’’ olduğunu içtenlikle ilan etmek ve baş aşağı duran bu ‘’ucubeyi’’ ayakları üstüne oturma gayretine destek vermek, acaba hiç mi ‘’kamusal yarar’’ içermiyor? Kamusal yarar kamunun beklentileriyle paralel yürüyen bir olgusallık değil mi?

Giriş Tarihi: 18.12.2014 10:34 Güncelleme Tarihi: 18.12.2014 11:00
Ali Fikri Işık

Lig yanlış amaçlara hizmet ediyor; çünkü esas tüketicisinin kimlik ve kültüründen kopuk. Küçük bir azınlığın manipüle ettiği amaçlar milyonlarca taraftarın amacı yerine ikame edilmiş. İyi ve güzel oynayarak sonuç üretmek yerine, ne pahasına olursa olsun sonuç üretmek, ''öğretilmiş'' bir yanlış amaç değil mi?

Devlet olmanın sorumluluğu, kamu yararının önündeki engelleri ortadan kaldırmak, kamu ve yararını buluşturmak değil mi? Ekonomi de eğitim de, kültür de izlenen siyasetlerin ana omurgasını bu perspektif oluşturmuyor mu? Ekonomik alanda özgürlükçü olacaksınız, dünya rekabetini esas halka olarak ilan edeceksiniz ama iş futbola gelince yasakçı ve ''anti'' Avrupa bir tavır benimseyeceksiniz? Oldu mu şimdi?

Avrupa futbolundan inat ve ısrarla uzak kalmayı göze alan arzu, acaba bir Avrupalılık ayıbını mı ima ediyor? Eğer bu konuda bir Avrupa ayıbı varsa söyleyin de biz aciz kullar da bilelim. Söz gelimi şikeyi Avrupalılar mı tezgahladı? Bu büyük bir iftira Avrupa komplosu mu? Fitne ve ''fesadın'' mucidi onlar mı?

Avrupalılar bize kötü alışkanlıklar transfer etti de biz şimdi onları mı cezalandırıyoruz, nedir bu ipe sapa gelmez saçmalık Tanrı aşkına!

Avrupa'dan uzak durmayı ve kendi yerelliği içinde eylemeyi vaaz eden zihniyet aslında şikeyi ''itiraf'' ediyor. Bu zihniyet şikeyi biliyor ve şikeyi olumluyor.

Yüz yıldır aynı düztabanlık içinde, habire ''dön ha babam dön'' döngüsünde kendini tekrarlayan bu futbola siyaset sınıfı neden üstün başarı madalyası takıyor.

Çok merak ediyorum siyaset sınıfı, bu futbolun hangi akıl çelici, meftun edici güzelliğine vurgun?

Bütün efsanesi yerel olan bir futbol nasıl bu kadar muteber ve mübarek olabiliyor. Bir kez UEFA kupası kazanıldı, bu hadise ertesi yıl tekrarlanabildi mi? Eğer bu futbolun bir ''aklı ve standartı'' var idiyse neden o akıl ve standart tekrarlanamıyor? Süreklilik devamlılık sadece bir antrenman bilgisi mi?

Dünyanın en iyi teknik adamları jet hızıyla gelip jet hızıyla gidiyor, dünya da iş yapan işlevsel oyuncular yeni yeşermiş yeşil sahalarımıza atım atar atmaz niteliksizleşip sıradanlaşıyor, bu durum size de ''tuhaf'' gelmiyor mu?
Bu futbolun ''kökü'' yok sayın siyaset sınıfı.

Köksüz olduğun içinde hiç kimse üstüne konumlanamıyor? Hiç kimse bir temel atamıyor? Peki neden? Çünkü bugün koruduğunuz şu ''yöneticiler'' hiç durmadan futbolun kökünü kurutuyorlar da ondan.

Sorun bu ligi Avrupa'dan uzak tutmak değil. Sorun şu yönetici ''despotizmine'' çare bulmaktır. Futbolu onların biricik ''oyuncağı'' olmaktan kurtarmaktır.

Her oyun( futbol, basketbol, masa tenisi, körebe, saklambaç) önce ''adil'' olmalı sonra ona ilgi duyanların kültürüne hizmet etmelidir. Bütün oyunların başat karakteri budur.

BİZE ULAŞIN