Opel Astra GTC Öfkesinin Hesabını Veriyor
GT ruhunun son ve en hesaplı temsilcilerinden Opel Astra GTC; yollardaki yerini aldı. Şimdi sıra, hem performans hem de yakıt tasarrufu hedefleyen sürücülerde; GTC, onlara kendini beğendirmek için, Opel showroom’larında bekliyor!
Yazı HALİL ÖZKÖMEÇ
Opel markasının en güçlü ve popüler modeli olan Astra'nın üç kapılı spor versiyonu "GTC", sadece birkaç küçük süslemeyle GT logosu iliştirilmiş bir otomobil değil. Onu hatchback kardeşinden ayıran; büyük kapısı, profilindeki keskin çizgileri ya da arkaya doğru genişleyerek alçalan ve coupe'yi andıran tavanı da değil. Kendine özgü; far, ön ızgara, tampon ya da aynaları hiç değil. Onu farklı yapan şey; sporcu ruhu. Opel'in motor sporları tecrübelerinden yola çıkarak geliştirdiği HiPerStrut adlı özel yapılı aksını kullandığı GTC; kardeşinden daha geniş lastik izleri bırakmasını sağlayan, önde ve arkada genişletilmiş yapısı sayesinde, yere daha sağlam basıyor. Tepeden tırnağa sporcu ruhu taşıyan bu aracın direksiyonuna oturduğunuzda, orta konsolda bulunan ve üzerinde "Stop&Start" yazan irice yeşil düğme, şaşırmanıza yol açabilir. Ne de olsa, spor araçlarda; özellikle de GT logosu bulunan araçlarda, yakıt ekonomisi çabası, pek alışılagelmiş bir durum değil. Opel Astra GTC, tam da bu noktada spor bir aracın da gayet ekonomik olabileceğinin canlı bir ispatı. Türkiye'de 1.4 ve 1.6 lt'lik, 140 ve 180hp güç sunan iki adet turbo beslemeli benzinli motor seçeneğiyle satışa sunulan araçta; çok yüksek güçler üreten motorlar kullanılmamış olsa da, daha makul yakıt sarfiyatıyla, eğlenceli ve performanslı bir sürüş keyfi yakalanabiliyor. Orta konsolda bulunan "Sport" ve "Tour" düğmeleriyle üç farklı sürüş deneyimi sunan araç; günlük kullanımda yorucu olabilecek sert ve asi kimliğinin yanında, yumuşak ve ağırbaşlı bir tavır da sergileyebiliyor. "Sport" seçeneği, göstergeleri kırmızıya boyayan kışkırtıcı ışıklandırmalar eşliğinde, GTC'ye logosunun hakkını verdiriyor. Daha az çevreci olup, daha fazlasını isteyenlere ise; OPC'yi beklemek düşüyor.