Miami Grand Prix’sinin Kazanan Saatleri
29 Mayıs 2024
1 / 4
Miami Grand Prix’sinin Kazanan Saatleri
Fotoğraf: Chris Grayten
Yazı Natasha Bird
Çeviri Zeynep Merve Kaya
Ed Sheeran'ın kolundaki Audemars Piguet Royal Oak Perpetual Calender John Mayer "Crystal Sky", parlak elektroform kadranıyla Red Bull Racing'in garajında herkesi kendine hayran bırakıyor. Amerikan futbol takımı Kansas City Chiefs'in yıldız oyuncusu Patrick Mahomes ise ortamlara özel üretim Rolex Oyster Perpetual Platinum Day-Date'iyle giriş yapıyor; saatinin 40 mm'lik buz mavisi kadranının etrafı baget kesim pırlantalarla kaplı. E zaten harika çocuk Max Verstappen'den Alman influencer Caro Daur'a kadar neredeyse herkesin kolunda yeni, renkli Kit Heuer işbirliğinin meyvesi modeller var.
Formula 1 Crypto.com Miami Grand Prix'si henüz üç yıldır düzenlenmesine ve takvimdeki 23 yarış içinde pek de parlamamasına rağmen sezonun en büyük saat defilesine ev sahipliği yapıyor.
2 / 4
Miami Grand Prix’sinin Kazanan Saatleri
Fotoğraf: Clive Rose / Formula 1
"2000 yılında Formula 1'e ilk katıldığımda, babamla kendime bir hediye almıştım," diyor ünlü pilot Jenson Button, Miami GP'nin padokunda. "İlk özel saatimdi, çelik bir Rolex Daytona. Sıkı ve kararlı çalışma temposunda geçirdiğimiz yılların sonunda başarmıştık ve Daytona da bu zaferin bir sembolüydü."
Konu Formula 1'deki saat işbirlikleri olduğunda, pol pozisyonunda göze Rolex ve Tag Heuer çarpıyor. Formula 1'in en eski işbirlikçisi olan Tag Heuer, markanın adının Heuer olduğu yıllardan bu yana sporla birlikte anılıyor; Heuer Monte-Carlo Dashboard Rally Timer günlerinden bu yana… Ama Rolex'in yarış çevrelerindeki şanı, -ünlü motor sporları yarışçısı ve gazeteci Sir Malcolm Campbell'ın kolunda Rolex Oyster ile Daytona Beach'te rekorlar kırması, Rolex Cosmograph Daytona'nın yıllara meydan okuyan cazibesi ve elbette, aktör ve yarışçı Paul Newman'ın markaya kattığı fanatizm- İsviçreli üreticinin sonsuza kadar podyumda kendine yer bulmasını garantiledi. "Herkes bu saatin yarışçılar için üretildiğini biliyor," diye ekliyor Button.
Rolex, Formula 1'in demirbaşlarından. Bazı tarihi yarışlarda Rolex'i Formula 1 Resmi Zaman Tutucusu görevinde de görüyoruz. Markanın taçlı logosu dört bir yanda karşımıza çıksa, hatta yarış sırasında saati alandaki Rolex Pit Lane saatinden okusak da izleyici istatistiklerinin değişmesi ve Amerika'nın yarışlardaki varlığının artması, yeni markaların da sahneye çıkmasına sebep oluyor.
3 / 4
Miami Grand Prix’sinin Kazanan Saatleri
Fotoğraf: Qian Jun/MB Media
Günümüz Formula 1'i, beş yıl öncesinin yarışlarından bile o kadar farklı ki... Yarışların geçirdiği evrim, en eski yarışların, takvimdeki yeni eklemelerle karşılaştırmasına bakılarak görülebilir. En eskisi olmasa bile gelmiş geçmiş en ikonik yarış olan Monako Grand Prix'si, yüz yıllık bir miras ve tarihe ev sahipliği yapıyor. Yarışları izlemek için hâlâ seçkin bir topluluğun üyesi olmanız gerekiyor; Brunello Cuccinelli keten takımları veya Loro Piana loafer'ları içinde süzülen yat sahipleri mesela. Monako kupası, yıllardır bir Louis Vuitton mahfazada saklanırken, saatler ise bambaşka bir sosyal statünün ipuçlarını veriyor. Renault Formula 1 takımının patronu Flavio Briatore'yi Rolex Daytona "Zenith", Patrick Dempsey'i Monaco Calibre 12 takarken görebiliyorsunuz. Dünyanın diğer ucunda, takvime yeni eklenen Amerikan yarışlarında ise durum daha farklı: Netflix'in "Drive to Survive" belgeseliyle veya F1 markasının sahibi Liberty Media'nın gençleşen sosyal medya stratejisi sayesinde spora ilgi göstermeye başlayan yeni neslin ilgisini çekebilecek markalar için kusursuz bir ortam var artık. Monako, "sessiz lüks" demekse Miami de en pahalı saatinizi dünyaya gösterme fırsatı demek.
F1 fanatikleri etrafta dolaşan Twitch veya TikTok fenomenlerine burun kıvırsa da, bu yeni neslin marka işbirliklerine olan etkisini de göz ardı etmemek gerekiyor. Nielsen, e-spor gibi geleneksel dışı sektörlere yatırılan sponsorluk paralarının %107 oranında artış gösterdiğini açıklıyor. Formula 1'den bahsedecek olursak, Amerika'daki izlenme oranlarının %54'e çıkması ve izleyici yaşının 32'ye düşmesi bunun sebeplerinden biri.
4 / 4
Miami Grand Prix’sinin Kazanan Saatleri
Fotoğraf: Chris Grayten
Bu yeni jenerasyonun peşine düşen markaların önünde uzanan fırsatlar, uçsuz bucaksız. moda tasarımcısı Ronny Fieg'in yeni markası Kith ile çok özel bir işbirliğine imza atan TAG Heuer'nin Miami Rubell Müzesi'nde Met Gala'yı aratmayan bir davetle tanıtması kaçınılmazdı. Tudor'un, Visa Cash App RB Formula 1 takımının Miami'deki araç giydirmesini üstlenmesi de öyle.
İşte bu sebepten dolayı Miami, Lewis Hamilton'ın IWC Schaffhausen (en son Portugieser Tourbillon Rétrograde Chronograph Lewis Hamilton modeliyle tanıştık) işbirliği gibi yarış pilotlarının özel tasarımlarını sergilemeleri için benzersiz bir yer. "Hamilton sadece dünyanın en başarılı sporcularından biri değil," diyor IWC CEO'su Franzisko Gsel ve ekliyor; "moda ve tasarım konusunda tam bir trendsetter ve aynı zamanda bir sosyal aktivist. Bu da farklı kültürel birikimlere sahip benzersiz bir topluluğa hitap edebileceği anlamına geliyor."
Genç akınını bir kenara bırakırsak, Miami'nin grand prix'si şehrin eşsiz zengin göçüne de bir ayna tutuyor. "Son üç yılda buraya zengin akını yaşanıyor. Ki bu çok etkileyici," diyor Tom Garfinkel, Hard Rock Stadium Başkanı ve CEO'su, aynı zamanda da Miami GP Yönetici Ortağı. Şehrin bağlı olduğu Florida eyaletinin aylık gelir ve sermaye artışından vergi kesmemesi, varlıklarını korumak isteyen milyarderlerin Miami'ye akın etmesine sebep oluyor. "Miami etkileyici bir şehir, farklı kültürlerin buluşma noktası. Buraya yerleşen Avrupalıların, Latin Amerikalıların ve New Yorkluların sayısı her geçen gün atıyor," diye devam ediyor Garfinkel. "İşte bu yüzden yarışlarda daha önce hiçbir yerde görmediğiniz kadar yüksek bir seviyede misafirperverlik ve kişiselleştirme sunmaya çalışıyoruz."
Bu sebeple gelenekselci Paddock Club'ın izleme süitleri artık pek çok alternatif deneyime sahne oluyor. Casa Tua gece kulüpleri, yarışı gören spesifik noktalara çekilmiş yatlar için kurulan yapay marinalar ve havuzlar, ünlü DJ'ler hatta deniz kızlarıyla dolu "Hard Rock Beach Club"lardan bahsediyoruz. Spa veya Monza'da asla bulamayacağınız bir deneyim bombardımanı yani.
Saat markaları için varlıklı yarış katılımcıları büyük önem taşıyor. "Monaco rattrapante" sunumu için doğru yerin burası olduğunu biliyorduk," diyor TAG Heuer Miras Yöneticisi Nicholas Biebuyck. "Biz de bir perşembe günü hem potansiyel müşterilerimizi hem de halihazırda rattrapante sahibi olanları 20 kişilik özel bir yemekte bir araya getirdik." Yaklaşık 5 milyon TL değerindeki (kişiselleştirilmiş versiyonu için 1 milyon daha ödüyorsunuz) bu saat, tipik TAG'lerden değil. "Bu saatle bambaşka bir alıcı profilinin peşine düşmemiz gerektiğini biliyoruz," diyen Biebuyck, "Miami ise onları bulmak için en doğru yer," diye bitiriyor sözlerini.
Miami, en basit versiyonu bile milyon değerindeki, Ferrari ve McLaren partneri Richard Mille'in de kendini göstermeye başladığı yer. Başka hiçbir yarışta RM 67-02'ye 125 bin dolar ödemiş insanlar göremezsiniz.
Yarışlarda ünlülerin bileklerinde gördüğümüz bazı saatler gerçekten de çok etkileyici. Miami Heat'in ünlü basketçisi Jimmy Butler, nadir bulunan 18 ayar altın Rolex GMT II; Amerikan Futbol Ligi yıldızlarından Odell Beckham Junior, 500.000 dolarlık, mavi seramikten Audemars Piguet Royal Oak Perpetual Calender; Grand Prix galiplerinden Lando Norris ise elde dekore edilmiş, safir kristal bir Richard Mille 67-07 "High Jump" takıyor. Onur ödülü ise bir başka Amerikan Futbol Ligi yıldızı Travis Kelce'ye gidiyor. Kelce, Miami GP'sini özetleyen görünümüyle hafta sonuna damga vurmuş; parlak yeşil Gucci takımı, Bottega güneş gözlüğü, ters taktığı Alpine şapkasına ek olarak bileğine de favorilerinden Rolex Submariner 126610 takmıştı.
Biebuyck, karşılarındaki zorluğun "yarış hafta sonlarını bir parti gibi görenler ile gerçek izleyiciler arasındaki dengeyi koruyabilmek" olduğunu söylüyor. "Saat sunumları da bu işin tam kalbinde yatıyor."
İzleyici kitleleri arasındaki uçurumun en geniş olduğu yer kuşkusuz ki Miami. Hard Rock'ın deniz kızları, sevgilisi Taylor Swift'in hayranlarını deliye döndüren Travis Kelce, Rolex takan Donald Trump derken, asıl burada olma sebebimizin bu prestijli yarışı izlemek olduğunu unutuyoruz. Cebi dolu Miami sakinleri için Paddock Club'a girerken ödeyecekleri 10-20 bin dolar, RM 027'nin kayışlarından biri demek. Yani Casa Tua'da eğlenirken yarışı izlemeyi unuttuklarında, ödedikleri bilet parasına üzülmeyecek insanlardan bahsediyoruz. Spor ve gösteri arasındaki ilişki biraz karmaşık. Tüm bunların ortasındaki Miami'deki saat şovu ise hem Amerika'nın Formula 1 sektörüyle olan yakın bağını hem de gösterişçi tüketim alışkanlıklarının yaratacağı riskleri gözler önüne seriyor.