Mary-Louise Parker

Oyuncu, 48

11 Nisan 2012

Röportaj CALL FUSSMAN

Derleme TOLGA ÜYKEN

Günün sonunda Twitter'a gireceğime, dişlerimi bir kavanoza koymayı tercih ederim.

"Özür dilerim ama..." şeklinde başlayan bir savunmayı kabul etmiyorum. Özür, özür gibi olmalıdır. Hayatta her şeyi affedebilirim; ancak, ısrarla savunulan bir şeyi affedemem. Bence, bu bir güçsüzlük göstergesidir.

Çıplak olmanın, dramatik bir tarafı var.

Kıskanç değilim; yanımdaki adamın, güzel kadınlara bakmasını isterim. Eğer bakmıyorsa, bir şeyleri gizliyor demektir.

Boş kafalı ve kendisini geliştirmemiş bir kadınla birlikte olursun ve işler yürümeyebilir. Başka bir boş kafalı ve kendisini geliştirmemiş kadınla tanışırsın ve seni çok mutlu edebilir. İşin sırrı, iki kişinin arasında oluşan ilişkinin kimyasında yatıyor.

Kendimi en çok işe yarar hissettiğim zamanlar, çocuklarıma çorba yaptığım zamanlardır.

Kızım, geçenlerde, havuza inanılmaz bir atlayış yaptı. Ona, "Çok cesursun." dedim. "Hayır, çok korktum." diye cevap verdi. Ben de, "İşte bu yüzden cesursun. Korkmasaydın, cesur olmazdın; aptal olurdun." dedim.

Kuralları, kendi ihtiyaçlarıma göre yeniden oluşturmayı seviyorum.

Bazen, son sözü biliyorsun; ancak, yazmaya gerek duymuyorsun.

Sıradanlık, hak ettiği değeri görmüyor.

Ne sandığım kadar iyiyim ne de sandığım kadar kötüyüm. Bunu, bana, çocuklarım öğretti.

Sınırlarını bilmeden kendilerini ortaya atan ve hiçbir fikri olmayan insanları ciddiye almamak gerekir.

Pişmanlık duyduğum bir şey yok. Fakat, pişmanlıktan daha kötü duygular yaratan şeyler var.

#mary-louise parker #hayattan ne öğrendim