Kültür > Hayattan Ne Öğrendim?

Caner Eler

Caner Eler

Spiker, 32

22 Mart 2012

Hayata farklı gözlerle bakmanın, kişiyi bilgili kılabileceğini öğrendim. Küçük bir çocukken dahi en sevdiğim şey, bir Dünya küresindeki ülkeleri ezberlemeye çalışmaktı. Öğrenmeye dair, bitmek bilmez bir açlığım vardı. Şimdi de, her gün yeni bir şeyler öğrenmediğimde çok rahatsız oluyorum. Ama öte yandan, faturamı ödemeyi, dostlarımın doğum günlerini unutabiliyorum. Öyle zannedildiği gibi, sayfalarca bilgiyi ezberleyerek yayına çıkmıyorum. Sadece, öğrendiğim bilgileri bir araya getiriyorum.

Ne kadar çok alana hitap ederseniz, o kadar çok şey bilebileceğinizi öğrendim. Tek kanallı dönemlerde, sporun her dalına dair programlara yer verilirdi. Ancak kanal sayısının artmasıyla, reklam gelirleri, içerikten daha önemli olmaya başladı. Futbol, maddi anlamda daha fazla getirisi olan bir spor dalı olduğu için, ağırlığı da fazla olmaya başladı. Bu anlamda, çalıştığım kanaldan çok memnunum. Çünkü burada; bisiklet, atletizm, tenis, yüzme gibi organizasyonlarda bile spikerlik yapma fırsatım oluyor. Böylece, bu alanlardaki bilgilerimi taze tutabiliyorum.

Türkiye'de, karşı görüşlere değer verilmediğini öğrendim. Bizde, maalesef, son derece çarpık bir taraftar kültürü var. Desteklediğimiz takımlara dair yorumları da, hep bu taraftarlık kültürü bağlamında değerlendiriyoruz.

Spor medyasında geçmişten bu yana süregelen düzenin, seyirciyi yanlış yönlendirebileceğini öğrendim. Zira şu an, spor medyasında adı geçen yorumcuların çoğunun spor bilgisinin, futboldan ibaret olduğunu düşünüyorum. Yanlış anlamayın; böyle olmasından rahatsız da değilim. Ancak, Türk insanının spor kültürü, yeni yeni oluşuyor. Bu yüzden de, izleyicilerin, spor dalları hakkında yanlış fikirlere sahip olmamaları adına; sporun her dalından anlayanların bu işi yapmalarını dilerdim.

Ciddi ve tehlikeli bir hastalıkla mücadele etmenin, hayatı daha az ciddiye almanıza neden olabileceğini öğrendim. Hastalıktan önce, her şeyi kendime dert ederdim. Ama hastalığımdan sonra, herhangi bir şeyi dert etsem de, beş dakika sonra bu derdimi unutuyorum. Daha sağlıklı, daha az stresli yaşıyorum.

Ne kadar plan yaparsanız yapın; koşulların ve durumların, sizi bambaşka bir yere taşıyabileceğini öğrendim. Mesela benim içimde, her zaman spora yakın bir yaşantı sürdürmek vardı; hatta bu yüzden, basketbolcu olmak istiyordum. Ancak bir de baktım ki, spor spikeri oluyorum. Yine de, işimden çok memnunum. Fakat işinden memnun olan o kadar az insan var ki, onların yanında, işimden memnun olduğumu söylemeye korkuyorum.

Ne yaşarsanız yaşayın; ailenizin, daima yanınızda olacağını öğrendim. Hastalık sürecimden sonra, ağabeylerimle, baba-oğul ilişkisine benzer bir ilişki kurmaya başladığımı fark ettim. Babamı küçük yaşlarda kaybettiğim için, bu ilişki bana çok iyi geldi. Ancak tedavi, karakterimi de çok değiştirdi. Üşengeçlik, erteleme gibi kötü alışkanlıklar da kazandım.

Sevdiğiniz işi yaparken, kendinizi kaptırabileceğinizi öğrendim. Fransa Bisiklet Turu'nu anlatırken, kendimi yerçekimsiz ortamda gibi hissediyorum. Turu anlatırken, kulaklığımı takıyorum ve başka hiçbir şey duymuyorum. Kendimi kaptırıyorum; hatta dinleyicileri de düşünmeden, içimden geldiği gibi anlatıyorum. Çünkü izleyiciye, savunmadığım ya da inanmadığım bir şeyi, inanıyormuş gibi söylememin yanlış olacağını düşünüyorum. Spikerlik, uzun soluklu bir iştir; foyanız, er geç ortaya çıkar.

Futbolu ve diğer spor organizasyonlarını öykülerle ilişkilendirerek anlatmanın, kadınların hoşuna gideceğini öğrendim. Son dönemlerde, kadınların, bisiklet ve tenise ilgisi arttı. Bu durumu değerlendirmek için, onlara kuralları anlatmak yerine; oyunların keyifli taraflarını göstermeye çalışmanın daha mantıklı olacağını düşünüyorum. Mesela, bisiklet yarışlarını anlatırken; sporcunun kullandığı bisikletin markasından bahsetmenin, ara ara küçük magazin bilgilerine yer vermenin, kadınlara ilginç geleceğini düşünüyorum.

İnsanın, çevresinde ilham alacağı birilerinin olmasının çok önemli olduğunu öğrendim. Kenan Onuk, Tanıl Bora, Yiğiter Uluğ, Kaan Kural, Bağış Erten, Banu Yelkovan, Uğur Vardan, Mehmet Demirkol gibi isimlerden çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.

Hayattan; hayatın gereksiz hezeyanlar için kısa olduğunu, her anı güzel değerlendirmek gerektiğini öğrendim. Bu anlamda, Mahatma Gandhi'nin şu sözüne katılıyorum: "Yarın ölecekmiş gibi yaşayın, sonsuza kadar yaşayacakmış gibi öğrenin."

Daha Fazlası

''Hakkımda bilmeniz gereken 9 şey'' Brad Pitt

Ümit Ünal

Game Of Thrones'dan 14 ölümsüz replik

Nick Sullivan cevaplıyor